Böylece biz onu (Nuh'u) ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet
(kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk. (Ankebut Suresi, 15)
Kuran'da geçmiş kavimlerin bazı özelliklerinden, sahip oldukları ahlaktan ve
başlarına gelen felaketlerden de söz edilir. Bu konularla ilgili ayetleri, sadece
geçmiş toplulukların başlarına gelenlerin aktarıldığı tarihi olaylar olarak okumak
büyük bir yanılgı olur. Çünkü Allah tüm diğer ayetleri olduğu gibi geçmiş
kavimlerden bahsedilen ayetleri de üzerinde düşünmemiz ve bu kavimlerin
başlarına gelenlerden ibret alarak davranışlarımızı düzeltmemiz için bizlere
bildirmiştir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer Suresi, 51)
Ve onu da tahtalar ve çiviler(le inşa edilmiş gemi) üzerinde taşıdık; gözlerimiz
önünde akıp-gitmekteydi. (Kendisi ve getirdikleri) İnkar edilmiş nankörlük edilmiş olan (Nuh)a bir mükafaat olmak üzere. Andolsun, Biz bunu bir ayetolarak bıraktık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? Şu halde Benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış? Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer Suresi, 13-17)
Allah Kuran'ı tüm insanlara bir rehber olarak indirmiştir. Dolayısıyla Kuran'ın her
ayeti üzerinde düşünmek, ve her bir ayetten bir ders ve öğüt alarak, Kuran'a
göre yaşamak, Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini kazanmanın tek