Ruhum Firarda
Kırık dökük eşyalar dağılmış dört bir yana,
Yürekten örnek almışçasına her biri bir yerde.
Umut açmış yelkeni, yol alır sahipsizce
İnsan almış dümeni nedensiz ve dalgınca.
Koyup gidenin ardından akar gider yaşlar,
Bir ölüme çare yok, ne ağlarsın ki be hey garip
Vurur yumruğunu duvarlara da ses yok,
Bakar çaresizce yollara da bir tek gölge yok
Boylu boyunca yatar ölüm kapıda da
Cesaret yok, çile çok, gurur ezik, dil suskun
Ne ölüme merhaba diyecek güç var
Ne de yaşama dayanacak bir yürek kalmış.
Sersefil bir yaşam ki bu sorma gitsin
Alayım der bir eline rakı, öbürüne sigara,
Dağıtayım efkarımı da güleyim ben de, der
Vazgeçirir sonra içinden bir ses, savrulur efkar
Sırtındaki yükü tartar kendince, çaresizliğine bakar:
'Eyvah ki eyvah, savururum kendimi derinden
Ne ederim ki ben, başım neden gömülü ki kumda
Açıp da gözlerimi neden bakmam aynaya,
Bakıp da gözlerime neden görmem ki özümü
Ve neden içimdeki insanlığı üzerim ki çileyle
Ölüme beş kalsa bile satmamalı çaresizliğe koza umudu
Ve unutmamalı içindeki gücün büyüklüğünü.'
Umut açmış yelkeni, yol alır sahipsizce
İnsan almış dümeni nedensiz ve dalgınca.
Koyup gidenin ardından akar gider yaşlar,
Bir ölüme çare yok, ne ağlarsın ki be hey garip
Vurur yumruğunu duvarlara da ses yok,
Bakar çaresizce yollara da bir tek gölge yok
Boylu boyunca yatar ölüm kapıda da