Şah-ı Nakşibendi

Son güncelleme: 30.09.2010 12:42
  • Nakşibendi Tarikatı - Şah-ı Nakşibendi Hakkında - İslami Genel


    * Müslümanlık; ahkâma bağlılık, takvâya riâyet ve azimet ile ameldir.

    * Sordular: "Bu makama nasıl eriştiniz?" Dedi: "Hz. Rasul-i Ekrem (SAS)e tabi olmakla."

    * Biz insanlık suçu işleyenleri şikayet ederiz.

    * 'Tarikat edebden ibarettir" hükmü ile bu yüce tarikata salik ve talib olan Allah'ın kullarına tam bir edeb şarttır.

    * Mum gibi ol ve mum gibi olma!.. Mum gibi ol ki, ışığın başkalarını aydınlatsın. Mum gibi olma ki, kendini karanlıkta korsun.

    * Herkes koşmakla avı tutamaz. Avı, sürekli kovalayan kimse tutar.

    * Kendisinden bir keramet istendi. Cevabı: "Bunca günah yükünün altında, dimdik durabildiğimize göre, kerametimiz ortada" oldu.

    * Biz ilk başta kendimizi matlub başkalarını tâlib bilirdik, şimdi o yoldan vazgeçtik. Mürşid, mutlak olarak Hakk Teâlâ'dır. Bu yüce tarikate girme yolunda her kimde bir taleb davası peyda olursa, Hakk Teâlâ onu bizim sohbetimize gönderir ve onun nasibi her ne ise kendisine erişir. Öyleyse, hakikatte taleb davası veren ve şeyhe gitmeye sevk eden Hakk Teâlâ olduğundan "o hem tâlib, hem de matlubdur" mefhumu zahir olur.

    *Bu yolda hak yolcusu bir mürid, var gücüyle gayret
    sarfetmedikçe, üstün çaba göstermedikçe yani himmetini
    âli tutmadıkça fayda göremez. Ancak bütün bunları yapınca
    beni bu kapıdan içeri aldılar ve o zaman manevi güzelliklere
    ulaştım.

    * Allah Teâlâ'ya ulaşmak için bizden himmet isterken,
    bu isteğinizde, ayaklarınız başıma ulaşmaz hatta daha da
    ileri gitmek noktasına varmazsa, size hakkımı helal etmem.

    * Bizim yolumuzda varlığın ve nefis görüntülerinin
    reddedilmesi, en önemli konudur. İşte Allah'a ulaşmanın
    ana sermayesi budur. Ben bu usulle nefsimi, varlık âleminin
    bütün katmanlarıyla teker teker kıyasladım ve şunu gördüm:
    Varlık âleminde yaratılanların hepsi benden üstün. İşte bu
    niyetimle, en faziletli kimseler arasına kabıl edildim.

    * Ben varlık âleminin her yaratılışında, büyük hikmetler
    bulunduğunu anladım. Ama nefsimden, bu anlamda hiçbir
    zaman destek bulamadım. Bir ara, "Köpeğin ne faydası var?"
    diye düşündüm. İşin doğrusu, köpekte bir fayda yoktu.
    Bunu biliyordum. Ama bu düşüncemin sonucunda, köpeğin
    var oluşunda hikmetler bulunduğunu, kendi nefsimden ise bana
    hiçbir faydanın olmadığını anladım.

    * Biz tasavvuf terbiyesine başladığımızda, bu yola baş koyan
    200 kişiydik. Ancak ben onların hepsini geçip Allah Teâlâ'nın
    yardımına ulaştım. Beni bu arkadaşların arasından öne geçirip
    Allah'a ulaştıran, sadece Allah'ın yardımı olmuştur.

    * Fakir, içinde nefsiyle mücadele eden, ama yaptığı işlerde
    nefsine üstünlük sağlayan kişidir.

    ŞAH-I NAKŞİBEND (K.S.)
#30.09.2010 12:42 0 0 0