Sevgimizi Söylemeyi Ertelemeyelim

Son güncelleme: 20.10.2010 09:09
  • Sevgimizi Söylemeyi Ertelemeyelim Hikayesi - Handan Akbaş Yazıları - Handan Akbaş - Sevgi Hikayesi

    İstanbul'da günlerdir yağan yağmurdan sonra oldukça serinliğe kavuşmuş bir gün, yerini geceye terk etmeye hazırlanıyor. Güneş ufukta kaybolmak üzere, kuşlar sessiz zikirler gibi hafif ötüşlerle akşamı karşılıyor. Bu saatleri seviyorum, insanın kendiyle baş başa kalabildiği, günün muhasebesini yaptığı, sevdiklerini özlediği, düşlediği anlar.

    Gurbette yakınları olanlar bilirler, çok sevdiklerinizi özlemek, insan sakin, kendi başına kaldığı zaman daha belirgin hale gelir. Ahh şimdi yanımda olsaydı, diye

    Geçen hafta, Almanya'dan sürpriz yaparak gelen büyük oğlumu uğurladık evine. Gidince biz özlemlere düşüyoruz, buradayken, onun eşi ve çocukları özleyip arıyorlardı. İnsanoğlu hep birilerine hasret yaşıyoruz şu hayatta.

    Sevmek Rabbimin biz insanların kalbine bahşettiği güzel hasletlerden biri.

    Eşimizi, çocuklarımızı, yakınlarımızı , kısaca birlikte yaşadığımız insanları severiz, önceliklerine göre. Severiz de bunu dile getirip, onlara söylemekte biraz cimriyiz gibi geliyor bana .

    Ataerkil bir toplumda, örfler adetler, saygı sevgi bir çok kurallara uyarak yaşıyoruz.

    Bizlerin büyüklerimize saygılı, hürmetkar bir toplum olduğumuz malum. Olması gereken de budur.
    Toplu taşıma araçlarında, yaşı bizden büyük olanlara yer vermek, erkeklerin bayanlara yer vermesi, sevdiğim adetlerimizdendir. Bebekli veya hamile bir bayana yerini vermek için, adeta birbiriyle yarışır bizim insanımız.

    Son yıllarda, her ne kadar uyuklama numarasıyla, bu biraz gevşese de, bizim insanımız fedakar ve anlayışlıdır.

    Atalarımız, galiba çocuklarını büyütürken, şımarırlar korkusuyla, hep içlerinden sevmeyi yeğledikleri, bunu kelimeye dökmeyi çok tercih etmediği için, sevgiyi içimizde yaşayan bir toplum olduk çıktık. Seni seviyorum demek, bu yüzden çok dile getiremediğimiz sözcükler.

    Eşler birbirini sever ama, bunu söylemez, bir çok ana baba canı ciğeri evlatlarını çok sevseler de, bunu sanki söylerlerse şımarır, ya da laubali olurlar korkusuyla, hep içlerinde yaşarlar.

    Oysa ki insanın sevgiye ihtiyacı, havaya suya olan ihtiyacı gibidir.

    Çocuklarımı büyütürken de çok sık söylerdim sevgimi, şimdi onlar koca adam oldular, hala onları ne çok sevdiğimi sıklıkla söylerim. Onlar benim canım, yaşam sevincim, bunu bilmeye hakları olduğunu düşünür, telefonla ya da yüzyüze, selam kelamdan sonra ilk sözlerim, ne kadar çok özlediğim, ve onları ne kadar çok sevdiğim olur.

    İnsanların sevgilerini verdikleri oranda sevildiklerine inanıyorum.

    İstisnalar hariç, gelin kaynana, damat kaynana gerginliklerinin altından hep sevgisizlik, ya da bu sevgilerini hissettiremedikleri için oluşan gergin yaşamlar çıkmıyor mu?



    Çok vahim aile gerginlikleri hariç, normal şartlarda insanların, onlar için hissettiğimiz güzel duyguları bilmeye hakları olduğunu düşünüyorum Seni seviyorum demek zor gelmemeli.

    Sevgiyle büyütülen çiçekler bile daha güzel büyüyüp, daha çok çiçek açıyor.

    Hayat meşguliyetler, dertler tasalar, bir çok uğraşlarla çok çabuk geçiyor.

    Sevdiklerimize çok geç olmadan, fırsat elden gitmeden, onları yitirmeden sevdiğimizi söyleyelim.

    Handan Akbaş
#20.10.2010 09:09 0 0 0