Ateş ve İhanet

Son güncelleme: 15.03.2011 20:30
  • Ateş ve İhanet Hikayesi - İclal Aydın Ateş ve İhanet Yazısı - İclal Aydın Yazıları

    Gözlüklü doktor, genç kızın ellerini tuttu, yataktaki hastası bir gece önce aldığı sakinleştiricilerin etkisiyle yarı uyuşuk bir halde dinliyordu onu. Yumuşacık bir ses tonuyla konuşmaya başladı: "Sana" dedi, "üç şey söyleyeceğim."
    "Birincisi: Şu anda seni aldatan o adamın yerinde olmak istemezdim. Senin gibi birini kaybetti. Bunu bir ağabey, bir hekim, bir dost olarak değil, senin ne kadar hoş bir hanım olduğunu gören bir erkek olarak söylüyorum.
    İkincisi: Bu ilişkinin bitişi böyle oldu ve inan bana, iyi ki böyle oldu. Aldatan sen olabilirdin. Bu ağırlıkla, bu azapla yaşayan sen olabilirdin. Oysa sen dürüst kaldın. Onu gerçekten tanıdın ve öyle bitti her şey. Ona bir şey olsaydı da onu kaybetseydin, bu sabah seninle konuşamazdım bile.
    Üçüncüsü: Sevgilisinden para alarak yaşayan bir erkek asla gerçek bir sevgili değildir, unutma."

    Sevdiği adam!..
    Genç kızın içi cız etti. Ona aylardır ima edilenleri o dakikada anlıyordu. Evet, itiraf edebilirdi kendine. Sevdiği adam onu sevmiyordu. Parasını, evini, ilişkilerini, bedenini, zaafını, aşkını tüketiyordu. Bir an çok utandı bir gece öncesini düşününce. Nişantaşı'nda kaldırıma oturup ağlamaya başlamıştı avaz avaz. Çok sevdiği iki arkadaşı "Kimse sana söylemiyordu üzülmeyesin diye. O herif de bundan cesaret alıp alenen iki üç ilişkiyi aynı anda yaşamaya başladı" dediler. Sonra teker teker anlattılar aylardır olup bitenleri. Önce bir başkasının öyküsü gibi dinledi. Sonra oturdukları kafeden hesabı isteyip çıktı. Yağmur çiselemeye başlamıştı hafiften. Soğuğa rağmen terliyordu. "Nasılsa ikimizin parası" diyerek aylardır nasıl çalıştığını düşündü. Artık sevgilisi her sabah ona sormadan çantasından alıyordu harçlığını. Kendisi ise hesapları ödüyor, sevgilisine üst baş alıyor, sevgilisinin arkadaşlarına harçlık veriyor bundan da mutlu oluyordu. Şimdi o çalışıyordu ama yarın sevgilisi kazanırdı nasıl olsa. Bunun bir alışkanlık, bir yaşama biçimi olduğunu görmüyordu. Geceyansı gelen mesajlar, şifreli konuşmalar, ansızın ortadan kaybolmalar, saatlerce telefon kapatmalar, durmadan başka kadınları övüp onlarla flört etmeler... Anlayışlı kız arkadaş ha!..

    İhanetle yüz yüze...
    Çocukluğu boyunca didinip yaptığı tüm kumdan kalelerin yıkılmasına, sadece sevilmek isteyişine, yorgun omuzlanna, uğradığı tüm haksızlıklara ve yalnızlığına ağlamaya başladı. Oysa onu ne çok sevdiğini düşündü. Salaklığına ağladı sonra. Çok acıdı kendine.
    Kaldırımda ağlarken "aldatılmanın bile onuru varmış meğer" diyordu, "başka bir kadın değil yahu, başka erkekler de var bu ihanette. Beni birçok kadın ve birçok erkekle aldatmış. Nasıl yaşanm şimdi ben bu utançla?"
    Doktoru elini sıktı bir daha...
    "Şimdi iki seçeneğin var. Ya bu yataktan kalkıp dışardaki güneşli sabaha bakacaksın ya da yatakta yatıp bu ihanetin enkazında çürüyüp kalacaksın.
    Seni nedensiz seven o kadar çok insan var ki..."
    Sonra ne mi oldu? Bekleyin..

    İclal Aydın
#15.03.2011 20:30 0 0 0