"Neyi arıyorsan sen, O'sundur" der Mevlana.. Zulmün peşindeysen
zalimsin, aşkı arıyorsan aşık.... Elinden tuttuğumuz her sevgili, bizi
sürükleyip, kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır.
Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında, her sevda ruhumuzun bir
başka yüzü... Her aşkta kendimizi ararız, o yüzden bulduklarımız
benzerimizdir. Resimlerini yan yana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle bakın
yüzlerine, onların suretlerinden kendi yüzünüz bakacaktır size... Aşk
denilen kaleydoskobun buzlu camına gözünüzü dayadığınızda, binbir cam
rengarenk ışıklar saçarak döndüğünde, her seferinde bambaşka şekiller
ördüğünü görürsünüz. Her camda, farklı bir renginiz vardır; her şekilde
sizden
bir parça... Aşklarınız hülasanızdır. Sevdiginiz her adam, beğendiğiniz
her kadın farklı ruh hallerinizi ele verir; arada bir çevirdiniz mi
kaleydoskobu, cam paralar yer değiştirip yeni şekiller alır; hepsi siz...
Sevgilinizin gözlerindeki dolunay, sizdeki ışığın yansımasıdır aslında;
dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin yansımanızdır. Yoksa halâ
bir sevdiğiniz, o henüz kendinizi bulamadığınızdandır... Aşk, narsizmdir.
Sevda, çevrildikçe içinizin farklı ışıklarını yakan eğlenceli bir
kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor. Ve biz, hep baharı takip ederek
dünyayı gezen bir gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz.
Narcissusu'u bilirsiniz; Öyle heybetli ve güzelmiş ki, bakmaya dayanazmazmış
kendine... Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini, incecik burnunu,
dar kalçalarını, kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran... Bir gün
ırmak kenarında gezinirken, sudaki yansımasına ilişmiş gözü. Uzanıp,
iyice bakmak istemiş. Tam gördüğünde kendisini, dengesini kaybedip
düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya... Yeryüzünün en güzel insanının
öldüğünü duyan Tanrı, unutulmaması için O'nu her bahar açan gözel kokulu bir
çiçeğe dönüştürmüş, Narcissus, nergis olmuş. Kıssadan hisse, benden
size tavsiye, taze bir nergis verin bugün sevgilinize... Sonra da, nerede
baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip içinizdeki eski baharlara koşan
bir gezgin gibi "Bahar getirdim sana" deyin. Baharın elinizde olduğunu
unutmadan.. Gözlerindeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz;
dikkat edin de hayran olup düşmeyin... Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe
dönüşmeyin...