Heyecandan titremek nedir bilir misin? Dizlerinin bağı çözülürcesine...
Milyonlarca volt elektriğe dokunmuşcasına ölür gibi.. Sen hiç sana dokundun
mu?..
...
Aydınların içine düşmek nedir bilir misin? Hayatın bütün renklerini birarada
görebildin mi? Bir ışığın içinde boğulurcasına... Parlak, ışık dolu ama
körolurcasına...Sen hiç seni gördün mü?...
Melodilerin en güzelini dinledin mi hiç? Sesler kulaklarında
yankılanırcasına... Sesin yüksekliğinden hiçbir şey sağlam kalmamacasına..
Okyanusun en koyu sessizliğinde, en yoğun dalga sesleri arasında... Sen hiç
seni duydun mu?..
Sellerin içinde kaldın mı hiç? Boğulurcasına... Tıkanırcasına...
Nefessizliği iliklerine kadar hissederek... Sen hiç sana ağladın mı?
Herşeyini kaybettiğini düşündüğün oldu mu hiç? Çırılçıplak kalırcasına...
Tükenircesine... Dünyada yapayalnız kalmacasına... Yaşam hakkını
tüketircesine... Sen hiç seni paylaştın mı?..
Dünyanın zirvesine ulaştığını hissettin mi hiç? Herkesten ve herşeyden
yukarıda olurcasına... Bulutlara bile tepeden bakarcasına... Kimsenin ama
hiç kimseninin buna ulaşamayacağını ve ulaşmaya da hakkı olmadığını
düşünürcesine... Sen hiç seni yaşadın mı?..
Zaferlerin en büyüğünü hissettiğin oldu mu hiç? Kulaklarında hayranlık dolu
seslerle kıskançlık çığlıkları arasında finale koşarcasına... Bütün
engellere rağmen... Nefes nefese... Kimsenin tahammül edemeyeceği bir
hızla... Sen hiç senin tarafından sevildin mi?..
Kutup soğuğundayken terledin mi hiç? Hiçbir güneşin veremeyeceği sıcaklığı
iliklerine kadar hissederek... Kor ateşlerin içine düşercesine... Sen hiç
sana sarıldın mı?..
Saatlerin durduğunu, zamanın donduğunu düşündün mü hiç? Endişeden
ölürcesine... Saatin tiktaklarını hızlandırmak istercesine... Zembereğinden
fırlamak için kıvranan yaycasına...Sen hiç seni bekledin mi?..
Çaresizliğin en yoğununu yaşadın mı hiç? Mümkün olsa canını
verebilmecesine... Ama elden bir şey gelmemesinin verdiği acıdan
çıldırmacasına...Sen hiç sana üzüldün mü?..
Haklıyken bile içindekileri anlatamayıp hak verdiğin oldu mu hiç? Haykırmak
isterken içindekileri, çığlık çığlığa susarcasına... Sen hiç sana kırıldın
mı?..
Kelimelerin yetersiz geldiği oldu mu hiç? Kafandan bir sürü şey geçerken,
bomboş kağıda bakarcasına... Elin kalemi tutmaz olurcasına... Sen hiç sana
yazdın mı?..
Öldün mü sen hiç yaşarcasına? Yükseklerden düşerken bir an zirvede
bulurcasına... Issız bir adaya düşmek üzereyken, kıtaların en büyüğüne
ulaşırcasına...Sen hiç seni sevdin mi?..
Yine kelimeler yetersiz, yine zaman akmıyor... Ve ben bakakalıyorum boş
kağıtlara... İçim bir roman yazacak kadar doluyken, dökülmüyor bunlar yine
kalemin ucundan... Ve ben yine anlatamıyorum seni umutsuzcasına...Ve.. Sana
en çok ihtiyacım varken; sen hiç sensiz kaldın mı?..