Panik Atak Tipleri

Son güncelleme: 01.06.2011 15:40
  • panik atak alt tipleri - panik bozukluğu alt tipleri - panik atak risk faktörleri - panik bozukluk tedavisi1) Beklenmedik Panik Atakları :
    Hiçbir nedene bağlı olmaksızın birdenbire ve kendiliğinden (spontan) ortaya çıkan panik atakları. Panik bozukluğunda görülen ataklar bu türdendir.

    2) Duruma Bağlı Panik Atakları :
    Hemen her zaman, tetikleyen bir duruma bağlı olarak ve bu durum ya da nesneyle karşılaşıldıktan hemen sonra ortaya çıkan panik ataklarıdır. (Örneğin: Özgül fobilerde yılan ya da köpek ile her karşılaşıldığı zaman ortaya çıkan panik atağı bu türdendir).

    3) Durumsal yatkınlık Gösterilen Panik Atakları :

    Çoğu zaman panik atağına neden olan tetikleyici bir durum ya da nesne bulunmamakla birlikte, bu tür panik atağı tetikleyici ile her karşılaşmada ya da her karşılaşmadan hemen sonra ortaya çıkmayabilir. (Örneğin: Atakları daha çok araba kullanırken ortaya çıkan bir kişinin, araba kullandığı ancak panik atağının görülmediği zamanların da bulunması ya da panik atağının araba kullanmaya başladıktan hemen sonra değil de uzun bir süre sonra ortaya çıkması gibi).

    PANIK BOZUKLUĞU ALTTIPLERI:

    Araştırmacılar, panik bozukluğunun tek tip bir bozukluk değil, karakteristik bazı özellikler açısından farklı gruplar altında kümelendiğini farketmişler, panik bozukluğunu farklı alttipler altında tanımlamaya çalışmışlardır. Bu alttipler;
    Klasik panik bozukluğu : Kişide önce çarpıntı, heyacan, hızlı soluk alıp verme ve boğazda düğümlenme başlar. Göğüste sıkışma, sol kola vuran ağrı ve uyuşma görülür. Sanki kalbin solunumun duracağı, kalp krizi geçirileceği hissi oluşur.

    Kognitif panik : Daha çok kişinin bilinç ve algılama sistemlerini etkiler. Kendini, bedenini tam, gerçekçi ve bütüncül algılayamama, ruhun bedenden ayrılması hissi, etrafı sisli, cisimleri uzaktan farklı algılama, baş dönmesi, boşlukta olma hissi oluşur.

    Nonkognitif panik : Kognitif panikteki belirtiler görülmez. Daha çok bir fenalık, göğüste baskı, çarpıntı hissi oluşur.

    Aleksitimik panik : Zaman zaman nöbet şeklinde ortaya çıkan bedensel belirtilerin ortaya çıktığı bir alttiptir.

    Gastro intestinal panikler : Midede, karında başlayıp göğüse doğru dalga dalga yayılan fenalık hissidir. Boğazda düğümlenme, tıkanma hissi oluşur. Bulantı, şişkinlik, gaz, ishal olabilir.

    Korkusuz (nonfearful) panik bozukluğu : Panik bozukluğu tanı kriterlerini tam olarak karşılayan bir durumdur. Buradaki panik ataklarda subjektif bir korku ve anksiyete görülmez. Bu gruptakiler, nöroloji ve kardiyoloji uzmanlarına daha çok müracaat ederler. kardiyolojji hastaları arasında bu oran %40''lar civarında bulunmuştur.

    Uyku (noktural) panik atakları : Herhangi bir gerçek neden yokken, uykudan ani bir çarpıntı ve korku ile uyanıldığı yineleyici paniklerdir. Panikle hemen pencere açılır ve hava alınmaya çalışılır. Uykuda "panik gelir ölürüm" anksiyetesi kişinin uykusunu kaçırır, kişi uyumaktan kaçınır.

    Uyku panik bozukluğunda en sık görülen belirtiler dispne, sıcak basması ve bunu izleyen çarpıntılardır. Klasik panik bozukluğu ile karşılaştırıldığında, belirtiler klinik olarak daha ciddi ve ağırdır. Atak sıklığı daha fazla, somatik (bedensel) duyumlar daha yoğundur.

    Uyku panik bozukluğu olanlar arasında ve bu kişilerin geçmiş yaşam öykülerinde depresyona daha sık bir şekilde rastlanmaktadır.

    Başlangıçta sadece uykuya dalma güçlüğü görülürken, uykuda gelen yineleyici paniklerle uykuya dalma korkusu gelişir. Bu kişiler, tek başlarına yatağa gitmekten, yalnız yatmaktan ve uykuya dalmaktan korkarlar. Klasik paniklerdeki ölüm korkusu, aklını kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu ile kontrolünü kaybetme korkusu daha seyrek rastlanan belirtilerdir.

    Uyku panik bozukluğu ile klasik panik bozukluğu arasındaki farklar :

    Dispne, sıcak basması, çarpıntı daha sıktır Somatik duyumlar daha fazladır.
    Klinik daha ağır ve daha şiddetlidir. Gün içindeki atak sayısı daha fazladır.
    Geçmişlerinde ve halen depresyon daha sıktır. Uyku bozukluklarının her türü daha fazladır.
    Uykuya dalma korkusu fazladır. Çıldırma, kontrolünü yitirme ve ölüm korkusu daha azdır.
    Uykunun non-REM döneminde ortaya çıkar. En çok görülen tetikleyici etkenler:
    Relaksasyon ve uyku deprivasyonudur. olarak sıralanabilir.



    PANIK BOZUKLUĞUNDA DIKKATI ÇEKEN NOKTALAR :


    Genel nüfusun %10''unun yaşamlarında en az bir kez panik atak yaşantısı geçirdikleri tahmin edilmektedir.
    Genel nüfusun %6''sında panik bozukluğunun geliştiği tahmin edilmektedir.
    Panik bozukluğu problemi olanların %50''sinde agorafobinin geliştiği görülmektedir.
    Agorafobi, %75 oranında panik bozukluğunun ilk bir yılı içinde ortaya çıkmaktadır.
    Panik bozukluğu olanlarda depresyonun (%50), intihar girişimleri (%20) ve intihar düşüncelerinin (%40)ortaya çıkma olasılığı oldukça yüksektir.
    Panik bozukluğu olanlarda sosyal fobinin görülme olasılığı %30''lar civarındadır.
    Alkol ya da madde kullanım bozuklukları daha sık görülmektedir.
    Panik bozukluğu olanlarda, somatizasyon bozukluğu, iki uçlu mizaç bozuklukları ve şizofreni gibi psikiyatrik sorunların görülme sıklığı daha yüksek olduğu bulgulanmıştır.

    RISK FAKTÖRLERI :

    Panik bozukluğunun risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:
    20-35 yaş arasında bulunmak
    Kadın olmak
    Ayrılmış, boşanmış ya da dul olmak
    Özellikle erken yaşlarda ayrılık anksiyetesi öyküsünün bulunması
    Çocuklukta cinsel taciz öyküsü
    Erken yaşlarda aşırı sorumluluk yüklenmek
    Geçmiş yaşam öykülerinde travmatik yaşantılar
    Düşük eğitim düzeyinde bulunmak
    Kentlerde yaşamak
    Depresyonla iligili geçmiş yaşam öyküsü
    Ailede ve yakınlarda panik atak ya da depresyon yaşantıları


    PANIK BOZUKLUĞUN TEDAVISI :

    Panik bozukluğunun tedavisinde insanın üç farklı boyutu esas alınır :
    Fiziksel boyut (duyumlar)
    Zihinsel boyut (düşünceler)
    Davranışsal boyut (davranışlar)

    Bu üç farklı boyutta temel olarak üç aşamalı bir tedavi süreci esastır :
    Panik atakların durdurulması
    Beklenti anksiyetesinin giderilmesi
    Panik ataklara bağlı olarak ortaya çıkan agorafobi ve diğer kaçınmalarla, davranış değişikliklerinin düzeltilmesi.

    Bu üç aşama ile ilgili çalışmalar, farklı yaklaşımlarca farklı şekillerde ele alınır. Belli başlı tedavi yaklaşımlarını şu şekilde sıralayabiliriz:


    Farmokolojik (ilaçla) Tedavi : Panik bozukluğunun ilaçla tedavisinde, trisiklikler, benzodiazepinler, MAOI''ler, RIMA, SSRI''ler ve diğer serotonerjik ilaçlar kullanılmaktadır.

    Davranışçı yaklaşımlar : Önceden belirlenmiş sınırlı hedefler doğrultusunda, hastanın kaçındığı yer ve durumlar ile, aşamalı olarak tekrar tekrar karşılaştırılmasını içeren "üzerine gitme" ve "duyarsızlaştırma" eğitimleri. Böylece, kaçınılan yer ve durumlar karşısında yaşadığı anksiyete ve korkulara karşı duyarsızlaştırılmaya çalışılır.

    Bilişsel yaklaşımlar : Hastanın farkedemediği nedenlerle ortaya çıkan çarpıntı, terleme, nefes alamama, baş dönmesi, vb. panik atağının bedensel belirtilerinin, kalp krizi geçirerek öleceği, felç geçireceği ya da çıldıracağı şeklindeki gerçekçi olmayan inanışların, felaket beklentilerine dönüşmüş yanlış yorumların giderilmesine çalışılır. hastalık ve hastalığın işleyiş süreçleri üzerinde bilgilenmek esastır.

    Bilişsel-Davranışçı yaklaşımlar : Hem davranışçı hem de bilişsel yaklaşımların bir sentezi şeklinde ortaya çıkan bir yaklaşımdır.

    Psikodinamik yaklaşımlar : Daha çok psikodinamik süreçlere ağılık vererek, bu süreçleri aydınlatıp açığa çıkartarak panik bozukluğunu tedavi etmeye çalışır.

    Panik bozukluğunun tedavisinde, klasik tedavi yaklaşımları içinde ya da yanında,
    Nefes alma teknikleri ve diyafram güçlendirme ile ilgili çalışmalar,
    Egzersiz ve Gevşeme teknikleri,
    İmgeleme çalışmaları,
    Katatonik Görüntü Yaşantısı,
    Hipnoterapi
    gibi uygulamalar ve teknikler de etkili bir şekilde kullanılıyor.
    alıntı
#01.06.2011 15:40 0 0 0