Mutlu olma sanatı

Son güncelleme: 06.09.2006 07:08
  • Fenerbahçe son transfer hamlesiyle 100. yıl takımının tamamladı.
    Bir Türk takımı tarafından alınabilecek en iyi oyuncuları getirdiler. Hepsi başarılı kariyere sahip, soru işareti yaratmayacak kadar bilinen, performans tartışması yapılamayacak oyuncular.
    Biz istersek diye başlayan sözlerin boş olmadığını Fenerbahçe Başkanı ve yöneticileri, herkese gösterdiler.

    Belki alınan isimler, sarf edilenler kadar ünlü veya parıltılı değil. Ama sonuçta bu isimleri almaya yönelmek, onlara transfer teklifi ile gitmek, Türkiyeye getirmek için uğraşmak ve bir noktaya kadar gelebilmek bile önemli.
    İlhan Ekşioğlunun bir açıklaması vardı. Ze Robertonun peşinde olan Beşiktaşlı yöneticileri, Futbolcuyla yüz yüze bile gelmediler. Ayıp olmasın diye sustuk diye eleştiriyordu.

    Zaman Gazetesinin ödül töreninde Etoo ile fotoğraf çektirmek için yarışan yöneticileri de spor camiası biliyor.

    Bu vizyonun en önemli handikapı büyüyen beklentilerin, sonunda tatmin edilemez düzeye getirmesi. Roberto Carlos, Morientes veya Sol Campbell dedikten sonra, çıtanızı yükselttikten sonra, kimi getirirseniz getirin, kimseyi mutlu edemezsiniz.

    Ama Fenerbahçe taraftarı şunu biliyor ki, yöneticisi en iyisini getirmek için uğraştı, sınırlarını zorladı.
    Transfer böyledir. Alamadığınız bir futbolcu (Roberto Carlos) kulübünde kaldı, öteki (Oliviera), 16 milyon avro ve Vogel karşılığında Milana gitti.
    Türkiyede bu rekabeti karşılayabilecek, Beşiktaşın kaptanını alabilecek gücünüz var ama, dünya devleri ile baş edemiyorsunız. Bir noktada tıkanıyorsunuz.

    Üç gün önce transfer yapmadılar diye eleştirenlerin, şimdi Niye bu kadar geciktiler diye yine eleştirilmesi hangi mantıkla açıklanabilir. Önemli olan sonuçtur ve gereken anda transferler yapılmıştır.

    Şimdi Fenerbahçenin önünde üç önemli hedef var. Türkiyedeki iki kupayı kazanmak ve UEFAda finale yürümek.
    Avrupa kulvarında hep sıkıntı yaşayan bir takım olarak bu başarının tadını taraftarına verebilecek kadro kalitesini sağlamak önemliydi.

    Şampiyonlar liginde gruplarında üçüncü olanlar katılana kadar UEFA Kupasının çapı Fenerbahçe için küçük bile sayılabilir. İyi konsantrasyon ve iyi yönetimle Fenerbahçe önümüzdeki yıllarda kendisini kuralarda seri başı yapabilecek puanları bile bu sene toplayabilir.

    Asbaşkan Mahmut Uslunun UEFAda final olarak açıkladığı hedefin, futbolcular ve teknik heyet tarafından da benimsenmesi gerekir. Onlara bu inancı sağlayacak olan da taraftardır.

    Taraftar futbolcular üzerindeki baskıyı artırıp, onlara sonuç sorumluluğu yüklemek zorunda. Türkiyede kazandıkları paraları kendilerine yeterli görüp, büyük vizyonlardaki sıkıntıya gelemeyenlerin, aslında ne kadar yanlış yaptıkları, sahaya çıktıklarında hissettirilmeli. Bu o oyuncu korner atmaya gittiğinde eğilip kalkmakla olmaz. Hoşnutsuzluk varsa, bunun sorumluluğunu almayı bilmeleri gerekir. Nasıl bankaya gidip, paralarını almayı bildikleri gibi.

    Her şey hedef koymakla da bitmiyor. O hedef için iyi de yönetilmelisiniz.
    Zayıf halka bu noktada devreye girecek.
    Zicoyu özellikle Kiev maçlarında ağır eleştirdik ve ahkam kestik.

    Ancak bize sahadaki görev paylaşımında bazı oyuncuların, üstelik önemli oyuncuların paylarına düşeni yapmadıkları ve taktik disipline uymadıkları söylendi.
    Kalan maçlarda aynı oyuncuları, istenilen disiplin içinde oynatabilmek şimdi daha da önemli oluyor.
#05.09.2006 14:37 0 0 0
  • herkez üzerine düşüne yaparsa Mutluluk kaçınılmaz olur.
#05.09.2006 14:41 0 0 0
  • teşekkürler haber için hepsi çok doğru
#06.09.2006 07:08 0 0 0