günah işleyenin orucu

Son güncelleme: 05.10.2006 00:04
  • Bazı cahiller, (Namaz kılmayan, içki içen, açık gezen veya başka günah işleyen bir kimse, boşuna oruç tutmamalı) diyorlar. Bu, söz dine aykırıdır. Birkaç günah işleyenin, diğer günahları da yapması gerekmez. Hem oruç tutup hem de günah işleyen kimse, oruç tutmakla hasıl olan büyük sevaba kavuşamaz. Fakat ahirette niçin oruç tutmadın diye hesaba çekilmez. Oruç borcunu ödemiş olur. Hatta orucun bereketiyle diğer günahlardan da kaçma imkanı olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
    (Bütün günahlara tövbe edip hepsinden kaçmak büyük nimettir. Bu yapılamazsa, bazı günahlara tövbe etmek de nimettir. Bunların bereketiyle belki bütün günahlara tövbe etmek nasip olur. Bir şeyin bütünü ele geçmezse, hepsini de kaçırmamalı.) (Mektubat, 2.c. 66.m.)

    Namazın dinimizdeki yeri, oruca göre daha önemli ise de, bir kimseye namaz kılmadığı için, (oruç da tutma) denmez. Aksine, (Namaz kılamıyorsan, orucu bari terk etme) denir. Namaz kılmamakla büyük bir günaha giren kimse, oruç tutmazsa günah miktarı daha da çok artar.

    Birkaç günaha müptela olan kimse, birinden vazgeçmek isterse, ona, (Diğerlerini bırakmadığına göre bu günaha da devam et) denmez. Günah miktarı ne kadar azaltılırsa o kadar iyi olur. Allah'tan korkup bir günahtan vazgeçmek iman alametidir. Hadis-i şerifte, (Ömründe bir defa Allahı anan veya O'ndan korkan Müslüman, cehennemden çıkar) buyuruldu. (Tirmizi)

    Günah işleyen, oruç tutuyor veya zekat veriyorsa, (Aman bunları bari bırakma) demelidir! Bu ibadetleri de yapmazsa, dinden tamamen uzaklaşabilir. Korkutmaktan çok, müjdeleyici olmak gerekir. Peygamber efendimiz, (Allahın rahmetinden ümit kestirip, dinden nefret ettirenlere lanet olsun! Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) buyurdu. (Müslim, Şira)

    Bir genç, Peygamber efendimize, (Şu üç günahı bırakamıyorum) dedi. O üç günah, yalan, zina ve içkidir. Resulullah efendimiz, (Bu üç günahtan yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, "Ben işlemedim" desem yalan söylemiş olurum. Eğer işlediğimi söylersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçip salihlerden oldu. (Şira)

    Kelime-i şehadeti dil ile söyleyip kalb ile de tasdik eden Müslümandır. Günah işleyen Müslümanlıktan çıkmaz.
    Hadis-i şerifte (Cebrail aleyhisselam, "Ümmetine müjde ver ki, şirk üzere ölmeyen cennete girer" dedi. Ben, "Zina ve hırsızlık eden de mi cennete girer?" diye üç defa sordum. "Evet, zina ve hırsızlık eden de cennete girer" dedi. Daha sonra, "İçki içse de yine cennete girer" dedi) buyuruldu. (Buhari, Müslim, Bezzar) [Ancak bu günahların cezaları çekildikten sonra cennete girilir.]
    Bu müjdeler, insanı günah işlemeye sevk etmemelidir! Her günah, kalbi karartır, insanı küfre sürükler ve ebedi cehennemde kalmaya sebep olabilir. Allahın gazabı günahlar içinde saklıdır. Onun için her günahtan kaçınmalıdır. Belam-ı Baura, çok ibadet eden büyük bir âlim iken, bir günah yüzünden kâfir oldu. Günah işleyen hemen tövbe etmelidir! (K.Saadet) Selametle.
#04.10.2006 21:47 0 0 0
  • Güzel bir söz vardır. Daha doğrusu düstur. "Birşeyi tamamen elde edemiyorsan bütün bütün bırakma" diye. İnsanları yaptığı şey kendilerini bir nebze olsun Allah a yaklaştırıyorsa onları o işten alıkoymak akıllı bir müslümanın yapacağı şey değildir.
#05.10.2006 00:00 0 0 0
  • çok bilgilendirici bir yazı..Allah razı olsun..
#05.10.2006 00:04 0 0 0