Şiir Üzerine Aforizmalar

Son güncelleme: 27.01.2007 11:39
  • Şiir bir çıkartmadır, uyuyan topraklara uyumayışlardan.

    Şiir ısrarlı bir telkindir, ama tekin olmayabilir bazı telkinler gibi.

    Şiir yazılamaz olunca mı anlaşılır nasıl yazılacağı?

    Şiir, kapatmalarla dolu bir haremi elegüne açmak gibi.

    Bazan bir şair, tek şiirle, bir başka şairin yüzlerce şiirini yok eder.

    Bazı kitapların yanında not: tükendi. Şiirler, şairler için de geçerli.

    Yalnızlıklardaki gibi, şiirlerdeki kalabalık da bir uyumsuzluktur.

    Hava ve kara limanları gibi, yer yer şiir limanları da olmalı; şiir trafiğinde yersiz tıkanmaları önleyecek limanlar.

    Şair, kendi tarlasına da su isteyen kişidir. Bu istek çekişmelere, çatışmalara yol açar. Sonra bu su, bazen faydalı ürünler verir, bazan baldıran otları. Ne olursa olsun şiir, bir tarlayı koru^ma çabasıdır.

    Sevdiğimiz insanlara bile ancak işimiz düşünce uğrarız da, şiirleri arayıp soran yok diye niçin yakınırız?

    Şiirler, beraber söylenen solo şarkılardır.

    Başarılı bir şiirin keyfi bir yenisine kadar sürer, duyulan o hüzün bir vefasızlık utancıdır.

    İki tür şair sevilmez: Ya sızlanan ya da bitpazarında hurdacı dükkânı açmış.

    Şiir bir inattır: Ne yazarız onlar gibi ne de bizden başka sanat.

    Rahat düşkünlerine uzaktır, bazı algılar. Güçlü şiirler de çaba ister.

    Şiir, yananlar ve kendini yakanlarla dolu dönemlerde içten bir yanışı gösterir.

    Şiir, İnce ince soğan doğramak gibi. Çok eğilmişseniz üstüne, yaşarır gözleriniz.

    Kurşuna dizilir ölürler, şiire dizilir dururlar.

    Şiir, varlıklı-yoksul, ikisinin de uzağındadır,

    Bir beraberliğin bitişinde her zaman biraz hüzün vardır, hele şiirler için.

    Sözlük maddeleri, roman okur gibi ard arda okunur mu?

    Bir sözlükte bir maddeye bakarız, bir süre sonra bir başka maddeye, ve kapatırız kitabı.

    Sonra bir yenisine, ya da tekrar evvelce baktıklarımızdan birine. Şiir kitapları için de geçerli.

    Güçlü şiir ya bir hayır ya bir bedduadır.

    Şiir iki şey ister: hem seni, hem hünerini. Tek başına sen sıkıcı bir ağırlıksın, hüner ağırlığı hafifletir.

    Biri şiir yazar, biri o şiir üzerine kendini.

    Camın hemen yanına oturmak gibidir bazı şiirler; oysa gerilerde bir yerden uzaklar da görü^lür.

    Bir kişiyle bile konuşulamaz şeylerle dolmuşsa bardak başlar şiir taşkını.

    Solmuş sarı fotoğraf, duvarda, bir zaman çektiğimiz şiirin başka bir tanımı.

    Bir şiir yazılırken, daha önce yazılmış, aşağı yukarı aynı havada, aynı temada bir başkası, hayranlık ya da hasetle hatırlanıyorsa, bu yenisinde de iş vardır (bazan da yok).

    Bir eldir güçlü şiir, el verse kıvıracağımızısanırız:

    İnce, çelimsiz görünür, oynar bizimle ve çok sürmez elimiz yapışır masaya.

    Tedavi klinikleri gibi, şiir klinikleri de olmalıydı.

    Şiiri hareketli yapan, kimi sözcükler arasında gidiş gelişler, hemen görülemeyen alış verişlerdir.

    Şiir ziyaret saatleri 24'ten sonra olmalı. Ne yazık ki 24'e kadar, gelenler de çok değil.

    Bazı şairlerin ölümüne yanarız, ancak onların şiirleridir ki, yıllar sonra soğuklarda gene ısıtır bizi.

    Bazı besinler insanı tok, bazı şiirler insanı genç tutar ve ikisi hemen hemen aynı kapıya çıkar:

    Önlenir oburluklar, erken kocamalar.

    Gizli şiir sayısı, gizli işsiz sayısından aşağı değildir.

    Birçok şiirler, varlıklarını duyuramaz, kendilerine bir elin uzanmayışına sessizce katlanırlar.

    Bir şairin yakındığımız yanı ya dilidir, ya dilsizliği.

    Bir duvarı aşamayan seslenişler şiir. Duvarın arkasında millet maç seyrediyor.

    Şiir kazalarında ölenlerin, sakat kalanların sayısı, trafik kazalarındakinden kat kat fazladır, hep aşırı hızdan, dikkatsizlikten.

    İlham, evet, bir şey vurdu oltaya, ümide kapılırız.

    Ama iğneye takılan, atılmalık bir fasarya da olabilir. Önemli olan sözcüklerin birbirini çekmesi, dizelerin dizi dizi ağda birikmesidir.

    Çalçene şiircikler, bir kaşık suda gargara. Şiir bir durum, bir sorun üzerinde ölçülü konuşan, susunca da bizim düşünmemizi bekleyen bir olgunluktur.

    Siz hangi dizede hangi sözcük, daha da yerinde, daha da güzel - sormadan değiştiriniz!

    Şiir, sessizlik içinde bir atılımdır. Uyumlu düzenli ölçüler, amacı belirli yankılar, heceler ve dalga uzunlukları yardımıyla, bu sessizliği kırar.

    Şiir, yankıları en yüce noktasına varan bir yetkinliğin çevresinde dönen yörüngelerin izidir.

    Şiir öyle bir kukla oyunudur ki, orada füzeyle uğraşanlar ve deniz uçurumlarına dalanlar altıncı duygu ve dördüncü boyut üzerine gene çalarlar.

    Şiir, bir düşüncenin, bir ikinci düşüncenin ve sonra bilmem kaçıncı bir ara düşüncenin titreşimi çevresinde akan bir düğümdür.

    Şiir, yaban ördeklerinin göçüyle kararmış bir gökyüzüdür.

    Şiir, kendisine oyun arkadaşı olacak bir dansöz gölgesi istiyen bir yankıdır.

    Şiir, taş üzerinde bir yüzgeç, bir kanat kalıntısı ve bu arada da okunaksız bir ant'tan başka bir şey değildir.

    Şiir, bilinmiyenin ve bilinmiyecek olanın sınırları üzerinde yangın çıkaran hecelerin araştırıl^masıdır.

    Şiir, hem bir milyon dolar bulan insanın, hem de onu yitiren insanın çıkardığı çığlığa öykünmedir.

    Şiir, paradokstan çıkan eğitimdir; Dünya, önce hayatı beşiğe kor, sonra mezara.

    Şiir, duruk hecelerin devingen düzenidir.

    Şiir, gökkuşaklarının nasıl oluştuğunu ve niçin yok olduğunu açıklıyan imgesel bir belgedir.

    Şiir, sümbüllerle bisküitler arasında bir bileşimin gerçekleşmesidir.

    Şiir, ateşin, bacaların, peteklerin, papatyaların, insanların ve kızıl gün batımlarının şehvetli ve mistik bir matematiğidir.
#18.11.2006 22:28 0 0 0
  • Tesekkurler Milkboy, eline saglik
#20.11.2006 21:31 0 0 0
  • paylaşım için saol
#24.11.2006 11:45 0 0 0
  • durmuş bir saat bilr günde iki defa dogruyu gösterir paylaşım için teşekkürler
#26.11.2006 01:36 0 0 0
  • Yüregine saglik arkadasim

    siirin neler anlattigini bir daha düsündürdün bize
    ellerine saglik
#26.11.2006 15:29 0 0 0
  • Şiir bir gençlik hevesi değil, daha çok bir olgunluk, bir yaşlılık uğraşıdır...

    Şiirin gelişmesi, şiir tekniğinin gelişmesi değildir. Değişen koşullarla insanın değişmesidir.

    Şiir bir sanat olayı değildir. Bir yaşama çabasıdır önce. Yaşadığımıza tanıklık eder. Hergün yeni bir dünya içinde, hergün yeniden ve başka etkilerle duygulanan insan, hergün bunları yeni biçimlerle söylemelidir.
    Turgut UYAR (Sonsuz ve Öbürü)

    kişi şiir yazarken en azgın bir yaratığı, bir canavarı eğitiyor gibidir...
    Bu eğitim, yaşamının sonuna dek sürecektir....
    fazıl hüsnü dağlarca/havaya çizilen dünya...
#26.01.2007 21:03 0 0 0
  • Şiir iki şey ister: hem seni, hem hünerini. Tek başına sen sıkıcı bir ağırlıksın, hüner ağırlığı hafifletir.

    Sen hünerini ve kendini veriyorsun buda senin ve şiirlerinin mükemmeliyet dereceni belirliyor tebrikler milkboy
#26.01.2007 21:07 0 0 0
  • Bazan bir şair, tek şiirle, bir başka şairin yüzlerce şiirini yok eder..


    güzel lafmış:)teşekkürler paylaşımın için
#27.01.2007 05:52 0 0 0
  • Bir kişiyle bile konuşulamaz şeylerle dolmuşsa bardak başlar şiir taşkını.


    Şiir, İnce ince soğan doğramak gibi. Çok eğilmişseniz üstüne, yaşarır gözleriniz.

    Bir duvarı aşamayan seslenişler şiir. Duvarın arkasında millet maç seyrediyor.




    çok güzel tespitler bunlar teşekkürler paylaştığın için milkboy
#27.01.2007 10:21 0 0 0
  • PayLaşım İçin TeşekkürLer..
#27.01.2007 11:39 0 0 0