Adam yürüyor,
İnce bir çizgi üzerinde.
Çizginin sağı,solu sanki boş;
Gök boş,yer boş.
Beyninde masum bir hedef;
Ama,hedefi belirleyen çizgi !
Adam yürüyor.
Alabildiğine ıssız etraf.
Hayalinde ağaçlar,
Hayalinde süt emen bebek,
Dizi yaralı çocuk,
Fırından ekmek getiren adam,
Mutfaktan yayılan yemek kokusu...
Hayalinde bayramlar.
Kulaklarında
Bir misafir şekerinin kağıt hışırtısı.
Yutkunuyor açlığına.
Düşmesin diye oyuncağı,
Sımsıkı kapalı avucu.
Öpüyor annesinin yanaklarından,
Öpüyor babasının ellerinden.
Gözünü açamıyor;
Açsa hüsran.
Özlemleri yıkılacak.
Geçmiş geçti,
Gittiği yol ince bir çizgi.
Adımları ısrarcı.
Kırtasiyeciden yeni alınmış
Kitap ve defterlerin tadı geliyor aklına.
Okula yetişmeli.
Yürüyor...yürüyor.
Varacağı yer belli.
Az kaldı...
Peki,çok olan dünlere ne oldu ?
Düşünüyor;
Doğdu,
Büyüdü,
Oynadı,
Yani yaşadı,
Hasret kaldı...
İstek veya mecburiyet.
Bitecek herşey.
Dünler bu kadar.
Bir daha...bir daha düşünüyor;
Koca bir tatminsizlik.
Geçmiş,bir anlık.
Dargın ve dalgın
Ve gözleri kapalı
Yürüyor adam.
Çizgi çok dar,çok keskin.
Bu ömür de çok keskin.
Önünde yürüyor nefesin !
O,ötesinde...ötesinde.
Bir sevgi takılıyor;
O da geçmiş.
Yere tükürüyor !
Acısı hala ağzında.
Acı...çok acı.
Bir ara gözlerini açıyor:
O da ne ?!
Sağında,solunda bir sürü çizgi.
Ve çizgilerin üzerinde yürüyen
Gözü kapalı insanlar.
Elleri sımsıkı...
Belli ki ümitler çok gerilerde aç...
Hedef yürümek,
Yol çizgi.
Bitmez sanılan ömür ha bitecek,ha bitti.