Sen Deniz feneri..
Hüzünlü bir kis günü basladi yolculugun..
Cocuklugun yikik kentlerde ve kesme kaya caddeli ahsap evlerde gecti..
Okuma yazmayi ögrendigin gazetelerdeki terör sayfalari ve halic tersanelerinde korsanlar..
Evden cikarken vedalasirdi babalariyla evlatlar..
Her sokagin basinda analarin isayani dururdu..
Ve günler kisa ama geceler uzun olurdu.
Bir kursun bir liraya ve bir hayat bir kursuna mal olurdu..
Senin dogdugun yerlerde insanlar can evinden vururdu..
Sen Deniz Feneri...
Sarayburnunun dimdik delikanlisisin..
Yavuz zihlisinda Deniz Piyade Eri,72/4 caki gibi asker..
Arkadasinin kaza kursunu izini sirtinda tasiyan ve giderken biraktigi sevdigini döndügünde bulamayan..
Yikarmi bizi bu sevda..?
Bir ask delikanliyi bozarmi, be adam..?
Hadi kalk..!
Eski günlerde oldugu gibi karanliga yine isigi yak..!
Arka bahcedeki mahalle kavgalarinda,kasina sapan tasi geldigi günden beri,
Hani kanina kanimi sürdügüm o günden beri,candostum ve kandostum..
Ister kalbine gömdügün sevdanin askina..
Ister Allah'in askina..
Kalk..!
Bir isik yak, ve bir kor düsür yüregimize
Savasmak ne güzel bir sey ugruna..Ve yeniden asik olmak
Ve sen Deniz Feneri
Sarayburnunun dürüst delikanlisisin..
Kalbine gömdügün ask gönlündeki sevda
Ve aydinlik gözlerinde
Senin isin karanligi korkuturcasina bakmakti
Ve sana en yakismayan sey aglamakti..
Deniz Feneri..
Unutmadik o günleri..
Sevdamiz yüregimizde gizli kalir..
Ve mahallenin kizina asik olmak ayip sayilirdi..
Bir kiza asik olmak, birde parkayi cikartmak haramdi
Ve dünya dedikleri sey yalandi..
Paranin gecmedigi günlerde vardi gencligimizde..
Ve namerdin yikamadigi mertligimiz..
Silah cekmek ve tesbih sallamak degildi delikanlilik..
Tesbihi cekmek,Silahi saklamakti..
Yazik..
Gün geldi..
Delikanlilik kabadayiliga yenildi..
Sonra üc kurusa satilan sevdalar..
Ve ucuz asklar, artik senin isin degildi
Sen Deniz Feneri..
Sarayburnunun dik ve itik delikanlisisin..
Ne gecmisten yükselen agitlar anliyor seni..
Ne de gelecege satilan asklar..
Sen dogarken bir ölüm saskinligiyla gökyüzüne uzunmis düsmanlik türküleri
Suc üstü yakalanirken en güzel umutlarin..
Gözlerini bir ihanet aninda acmisligin..
Ve yazmisligin gecenin karanligina en derin aydinligini
Heyyy Deniz Feneri..
Parayla satin alinamayacak asklarin sevdalisi..
Cektigin cileleri özenle sakliyorsun sehir defterinde
Sarayburnunun dimdik ve yakisikli delikanlisi..
Gidiyorsun belki Deniz Feneri..
Sana kal diyemem giderken..
Sevmek kadar ölmek de kader
Ama giderken bile, isigin yol göstersin kayip gemilere
Gözlerin gökyüzünü aydinliga bürüsün..
Ve sen ölsen bile bir gün, namin yürüsün..!
Ve sen ölsen bile bir gün, namin yürüsün..!
Sen Deniz Feneri
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
Ve Haliç tersanelerinde korsanlar
Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar...
Her sokağın başında anaların isyanı dururdu
Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu.
Bir kurşun bir liraya
Ve bir hayat bir kurşuna mal olur,
Senin doğduğun yerlerde
İnsanlar can evinden vurulurdu.
Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı
Yavuz zırhlısında deniz piyade eri
Yetmiş ikiye dört çakı gibi asker
Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan
Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan...
Yıkar mı bizi bu sevda!
Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam?
Hadi kalk!
Eski günlerde olduğu gibi
Karanlığa yine ışık yak!
Arka bahçedeki mahalle kavgalarında
Kaşına sapan taşı geldiği günden beri
Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri
Can dostum ve kan dostum
İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına
İster Allah'ın aşkına
Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize
Savaşmak ne güzel bir şey uğruna
Ve yeniden âşık olmak...
Ve Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı
Kalbine gömdüğün aşkın
Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle
Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı
Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı.
Deniz Feneri
Unutmadık o günleri
Sevdamız yüreğimizde gizli kalır
Ve mahallenin kızına âşık olmak
Ayıp sayılırdı
Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı
Ve dünya dedikleri şey yalandı...
Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde
Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz
Silah çekmek ve tespih sallamak değildi delikanlılık
Tespihi çekmek, silahı saklamaktı
Yazık...
Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi
Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar
Artık senin işin değildi...
Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı
Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni
Ne de geleceğe satılan aşklar
Sen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla
Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri
Suçüstü yakalanırken en güzel umutların
Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın
Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığını
Hey Deniz Feneri!
Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı
Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde
Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı...
Gidiyorsun belki Deniz Feneri
Sana 'kal' diyemem giderken
Sevmek kadar ölmek de kader
Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere
Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün...