Moleküllerinle Sev Beni

Son güncelleme: 12.05.2012 23:12
  • Moleküllerinle Sev Beni Yazısı - Moleküllerinle Sev Beni Tuna Kiremitçi - Tuna Kiremitçi Yazıları

    2006 yılında, Amerika'da mutlu evliliğe sahip kadınlarla ilginç bir deney yapılmış.

    Ayak bileklerine hafif elektrik şoku verilmiş. Deneyden hemen önce ve deney sırasındaki beyin görüntüleri elde edilerek.

    Deneyin ikinci aşamasında, kadınların eşleri yanlarında durup ellerini tutarken vermişler elektriği.

    Aynı güçteki elektrik akımı verilmesine rağmen, bu sefer şok kadınların beyninde çok daha düşük düzeyde tepki yaratmış.

    Deneyi bir de evliliğinde sorun yaşayan kadınlarla yapmışlar. Eşlerinin ellerini tutmasının herhangi bir koruyucu etkisi olmamış.

    Sağlıklı bir ilişki ve seven bir eşin dokunması, tansiyonun düşmesini, kaygının azalmasını sağlarken, strese karşı da koruyucu etki yaratıyormuş.

    Bu bilgiler, Bilim ve Teknik dergisinin mayıs sayısındaki Bahri Karaçay imzalı yazıdan. Yazının başlığı: "Âşık Beyin."

    Biz âşık olduğumuzda beynimizin ne hale geldiği üzerine, uzun ve ilginç bir yazı.

    Mesela psikologlar uzun süredir, kendimize benzeyen kişilere karşı özel ilgi duyduğumuzu söylüyormuş.

    Bizimle aynı etnik kökenden ve sosyoekonomik sınıftan olan, bizimle benzer zekâ düzeyine ve benzer inançlara sahip, hatta tip olarak da bize benzeyen kişilere...

    Bizimle aynı güzellik ya da yakışıklılık seviyesine sahip kişilere...

    Fakat bütün bu özelliklere sahip kişilerle dolu bir ortamda bile, içlerinden birine ya da ikisine özel ilgi duyuyormuşuz.

    Dahası, karşılaştığımız kişinin çekici olup olmadığına, saniyenin beşte biri gibi olağanüstü kısa bir sürede karar veriyormuşuz.
    Antropolog Helen Fisher'e göre, bunun nedeni beyindeki özel birtakım moleküller ve sistemler.

    Beyindeki sinir hücreleri arasında mesaj iletimini sağlayan, nörotransmiter adlı moleküllerin romantik sevgide rol aldığını söylemiş Fisher.

    Yani dopamin, norepinefrin ve serotonin... Mutluluktan uçmamızın ve yemeden-içmeden kesilmemizin arkasında, beynin dopamin ve norepinefrin miktarının artması varmış.

    Yatıp kalkıp sevgiliyi düşünmemizse, serotonin etkinliğindeki azalmanın eseriymiş.

    Bu moleküler hareketler sayesinde, romantik sevgi beynin ödül sisteminin kısımları olan nükleus akumbens ve ventral tegmental bölgeyi etkinleştiriyormuş.

    Yani dünyadaki pek çok şey gibi, aşk da moleküllerin eseriymiş.

    Karşılaştığımız kişiyi çekici bulmaya karar verdiğimiz o saniyenin beşte birlik sürede, beynimizde kim bilir nasıl bir moleküler faaliyet yaşanıyor.

    Sonra da o saniyenin beşte biri uzayıp bütün hayatımızı kaplıyor. Moleküllerle iyi geçinmek lazım.

    Tuna Kiremitçi
#12.05.2012 23:12 0 0 0