Bir sükut çölünde sürgün gözlerim
andımız hala dilimde kardeşim
diri vakitlerdeyim
bilsen şimdi deli divana ellerim
kentlerde
ölüm biçimleri farklı olsa da
nice ahlar işitirim
günler her gün biraz daha ateş
istanbulda
bağdatta
kudüste
umudum bilenir yaralı kuş seslerinde
canım yanar toprağında kudüsün
zulüm konar başıma ah İstanbul
açlıktan ölür çocuklar ve analar
abanmış acılarına bağdatta
tez ol gün bitecek
giyin sina onurunu
dinsin zeytin gözlerde kan olan gözyaşı
unutma