Küsmek nedir bilir misin?
Küsmek dürüstlüktür..
Çocukçadır ve ondan dolayı Saf'tır..
Yalansızdır..
Küsmek; Seni Seviyorumdur..
Vazgeçememektir..
Beni anlatır küsmek..
Kızdım hala burdayımdır,gitmiyorumdur,gidemiyorumdur..
Küsmek; nazlanmaktır,yakın bulmaktır,benim için değerlisindir..
Küsmek; sevdiğini söyle demektir..
...
Hadi ANLA demektir..
Küsmek umuttur,acabaları bitirmektir,emin olmaktır..
Yani diyeceğim o ki: BEN SANA KÜSTÜM...
Hani insan ne ileri ne geri tek bir adım dahi atamaz ya.
Birini yanında tutmayı bilemez ama yokluğunuda istemez.
Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak içinde mücadele etmez.
Bağlanmaya cesaret edemez ama azat da edemez O'nu.
Ne sevilmekten vazgeçer ne sevmeyi bilir.
Hani çok zaman geçer savrulurlar ya, o zaman dökülür dudaklarından itiraf edercesine...
"Ne gözümü alabildim ne de göze alabildim"
Ben seni ne zaman özlesem, gökyüzünde bir yıldız kayar. Işığı söner koca gezegenin. Ben seni ne zaman özlesem; aşk, gözleri ıslak ortadan kaybolur.
Ben Seni Ne Zaman Özlesem
Ben seni ne zaman özlesem, burnumun direği sızlar. Göğsüm sıkışır, ellerim yanar. Hasretin o ağır kokusu yayılır odama, sigaranın dumanı bile onunla boğulur.
Ben seni ne zaman özlesem, kulağın çınlar. Kimin andığını bilemezsin, isimler geçirirsin içinden, hiçbiri tutmaz.
Ben seni ne zaman özlesem, gözlerime yaş birikir. Akmasın diye kızarım kendime, söz geçmez gözbebeklerime.
Ben seni ne zaman özlesem, bu şehirde bir ışık söner. Uykularımı paylaşır hiç tanımadığım bir kalp, rüyalarımda eşlikçim olur.
Ben seni ne zaman özlesem, bir şairin kelimelerine yerleşir acım. Bir şarkının en ağır notası olurum. Kenara atılmış bir enstrüman gibi, kendime çalar dururum.
Ben seni ne zaman özlesem, gözlerimde hayalin canlanır. Elimi uzatırım, dokunmak isterim, kaybolursun. Gittikçe silinir siluetin, bütün yaşadıklarımız anı olur.
Ben seni ne zaman özlesem, zaman durur. Okyanusta bir dalga havada kalır. Kuşların kanadı yarım, dillerde sözcükler eksik kalır.
Ben seni ne zaman özlesem, gökyüzünde bir melek ölür. O yüzden ayrılık; sadece ayrılanı değil, tüm evreni içine alan bir hüzündür.
Ben seni en zaman özlesem, ruhum ayrılır içimden. Bulur seni neredeysen, camına konar. Sen kuş sanırsın
Avuçlarıma adını yazdım, damarlarımdan akıttım aşkı. Gözlerim düştü uzak bir çöle, Bir seher serinliğinin ürperten nefesinde. Adımlarım yol oldu, yollarım aşk, hüznüm yoldaş Mecnunun ahı vurdu yüreğime, İçime dert oldu, dışıma yolluk.. Bir... toz bulutunda kaybettim aklımı, Ayaklarımda zincirler; Her adım uçurum, uçurumda her adım. Gözlerimi söktüm geçen her kervandan, Durdurup içimin dalgalarını, seni aradım yorulmadan, Koştum, her yanda ismin harf harf, Düştün içime, ne çoksun yar...
Özledim diyorum. Özledim işte. Gözlerim yanıldı her benzetişte. Yokluğun
en hazin bestesi oldu dudaklarımın. Renklerin gölgesinde siyah beyaz bir tebessümdü bana kalan. Yaşamın en dik yokuşunda. Yalnızlık rüzgârları vurdu gönül sahilime ve sen bir tutam ışık gibi düştün yanı başıma hayalimde "ne verdin ki ne istersin"der gibi. Gözlerim ne çok şey yaşadı oysa göz bebeklerimde ne çok şeye gebeydi düşüncelerim. Bir yanım sana koşmak isterdi delice. Bir yanım ardımdan bakardı sinsice. Yanardı bir yanım. Gözyaşımın gücü yetmezdi
alevleri söndürmeye.Nasıl biterdi ki bu işkence. Her acı bir "şiir lekesi"bırakırken gözlerime. Özledim diyorum. Özledim işte. Yüreklim saklıydı her özleyişte...
Ölmedim aslında; gözlerimin kapandığına bakma..
Seni düşünüyorum işte..
Çektim elimi ayağımı dünyanın üstünden..
Bir garip alemdeyim her yanım gözlerinin parçası..
Susuşlarım var gidişinle yaşadıklarımızı hatm eden .
... Gözlerin var uğruna beni diyardan diyara sürgün eden ..
Ellerin vardı; ellere verdin ..
Ey yâr; bana uzatsaydın ;ellerine KALBİMİ hediye edecektim
Ne sana gelebiliyorum bu gece, ne sensiz kapanabiliyor gözlerim. İçimde tuhaf bir hal var, biraz hafif meşrep, biraz avareyim. Oysa nasıl sevişecektik gitmeseydin?....
Dilimin müstehcen yanına aldırma, kalbim kan ağlıyor, bu söylediklerim sadece kandırma! Acılarını unutmanın birkaç yolu var. Ya içip içip uyuşarak sızıp bir yere düşeceksin, ya acıyı dindirecek bir ilaç içeceksin, ya canını daha çok acıtacak bir yerini keseceksin
Düşündüm; kalbim bu kadar acırken daha fazla canımı yakacak neresini bulabilirim diye? Bulamadım!
Aklımın zaferine kandım, şimdi bu satırları yazmaktayım. Yoksa Beyoğlu'nda bir pasajda kafa çekerek de şu yıldızları öldürebilirdim.
Sana anlatacak ne çok şeyim vardı oysa, ne çok sözüm vardı, hepsini bir kalemde sildim. Ne anlatsam sana ulaşır, ne söylesem kalbinde bir damla gözyaşına sebep olabilir ki? Hepsi tuhaf bir iç çekiş!
Çok uzun zaman yaşadıklarımızı düşündüm. Düşündükçe kayboldum anılarda ve bizim anıların hiçbiri çıkışı bilmiyor içine dalınca O yüzden hala seni seviyorum!
İşin kötüsü ne sana gelebiliyorum bu yalnız gecelerde, ne seni düşünmekten vazgeçebiliyorum. Sadece yalnızlığımla konuşuyorum, yalnızlığım zaten mateminde, cevap bile vermiyor ki; bütün cümlelerim sahipsiz kalıyor.
O yüzden bu gece yazmayı seçiyorum. Bildiğim kaç acı varsa içimde, kaç kahkaha, kaç sevişme varsa, hepsini sayıp sayıp denize atıyorum.
Yoksa Boğaz'da şarapçıların yanına diz çöküp, onların hikayesine sığınarak sızıp kalabilirdim ama her aşkın acısı nasılsa birbirini andırıyor.
Bu gece sana gelemiyorum, muhtemelen yarın da gelemeyeceğim ve sonraki günlerde de ama bir anlamı olacak hep seni sevmemin.
En azından senin için değerli olacak ve sen bugün de, en çok benim tarafımdan sevildiğini düşüneceksin; muhtemelen yarın da ve sonraki günlerde de! Ama ne fayda.