SEVMEYİ BİLMEYEN ADAM VE PAPATYA

Son güncelleme: 22.08.2004 23:26
  • Sevmeyi Bilmeyen Adam ve Papatya




    Sevgisiz bir insan, birgün şans eseri bir çiçek bahçesinde bulmuş kendini, bahçedeki çiçekleri hiç düşünmeden ilerlemiş bir süre.

    Bir düzlüğün ortasında mola vermiş bir ara. Etrafına bakmış bir süre, hiçbir çiçek birşey ifade etmemiş ona. Sonradan yıkılan bir ağaç görmüş ve onun yanında bir papatya.

    Papatya kendinden emin, o köşede yıkılan ağacın yanında çıkan rüzgara göğüs geriyormuş.

    Papatya o kadar güzelmiş ki... Sevgisiz insan sevgiyi tanımış. Buna şaşırmış. Alışamamış, ne yapması gerektiğini bilememiş. Pek tabii bildiğini sanmış... Papatyayı sevmiş, okşamış, rüzgar ona zarar vermesin diye araya girmiş oturmuş... Papatya bir süre tekrar dikleşmiş.

    Papatyanın zarar görmesinden öylesine korkuyormuş ki, böylesi bir güzelliğin sonsuza dek sürmesini, o kadar çok istiyormuş ki...

    Papatyanın, ellerine dokunduğu her an, onu hissettiği her an kendini dünyanın en mutlu insanı hissediyormuş...

    Sevgiyi öğrenen adam, gerek papatyayı korumak için gerekse ona olan doyumsuzluğundan dolayı papatyayı koparmayı ve yanına almayı istemiş. Onu bu bahçeden koparmak ona çok doğru gelmiş çünkü, onu yanında hep koruyabilecek, sevebilecekmiş.

    Papatyayı hiç düşünmeden çekmiş, koparmaya çalışmış, papatya buna direnmiş, direnmiş. Seven adam anlayamamış bu direnci, daha da güçle yüklenmiş papatyaya.

    Aklı o zaman neredeymiş, kimbilir...

    Papatya gün geçtikçe solmuş, solmuş...

    Adamın gölgesi onu öyle bir kapıyormuş ki, soluk almasını engelliyormuş. İşin garibi adam bunu görse de anlayamıyormuş, papatya soldukça üzerine daha çok titriyor, iyice kapıyormuş güneşini. Sevmeyi yanlış öğrenen adam, en sonunda dayanamamış ve papatyayı tüm gücüyle kendine çekmiş.

    Tüm dünyaya ne mutlu... Ve o salak adama ne mutlu ki, papatya herşeye rağmen direnebilmiş gücü kalmasa da. Ama bu direniş o kadar büyük bir güç gerektirmiş ki, o herşeyden çok sevdiği papatya boynu bükük kalmış...

    Seven adam işte o noktada her şeyi görmüş ve anlamış, yaptığının acısı ona öyle bir koymuş ki, sendeleyip yere düşmüş.

    Hayatında tanımadığı acıyı çekmiş adam. Hayatta kendini ilk defa haksız, ilk defa bencil, ilk defa küçük hissetmiş. Ağlamak para etmezmiş, üzülmek de.

    Güneş de hemen fayda etmezmiş papatyaya. Sevmiş adam, bir çiçeğe nasıl davranması gerektiğini görmüş gözündeki perdeler kalkınca... Ağlayarak çiçeğin yanında durmuş, rüzgara karşı kendini siper etmiş yine ama çiçeği ne koparmaya çalışmış bir daha, ne de üzerinde gölge etmeye...

    Papatya, tekrar mutlu bir şekilde bütün asilliğiyle ve gücüyle dimdik ayakta durana kadar bekleyecekmiş öylece, yakınında olacakmış çünkü, çiçeğin ona ihtiyacı olacağı bir zaman olursa o da o anda çiçeğinin, papatyasının yanında olacakmış.

    Seven adam, papatya onu bir daha hiç sevmese bile, onu sonsuza dek sevecekmiş, çiçek isterse uzakta, çiçek isterse yakında...

    Çünkü seven adam için değerli olan tek şey varmış, o da çayırda tek başına ayakta durmaya çalışan eşi benzeri olmayan güzellikteki o tek papatya.
#22.08.2004 21:44 0 0 0
  • BAK BENI KÖTÜ ALISTIRDIN, ARTIK GECELERI YATMADAN SENDEN HIKAYE ISTERIM ELLERIN DERT GÖRMESIN
#22.08.2004 22:47 0 0 0
  • Ellerine saglik ablacim!
#22.08.2004 22:48 0 0 0
  • BENDE ANLATIRIM
#22.08.2004 22:56 0 0 0
#22.08.2004 22:56 0 0 0
  • Cok güzel
#22.08.2004 23:13 0 0 0
  • SAOL KARAKULE AVARTAR DEĞİŞMİŞ
#22.08.2004 23:19 0 0 0
  • Orijinalin yazari dr.nezii
    BENDE ANLATIRIM


    SEVE SEVE DINLERIM UYUMAM BIRDAHA ISTERIM
#22.08.2004 23:24 0 0 0
  • vay ersoy abiden ses cikti!
#22.08.2004 23:24 0 0 0
  • OOOOOOOOOOOO ERSOY YAŞIYONMU SEN
#22.08.2004 23:26 0 0 0