Türk gençliği birinci vazifesini yerine getiriyor

Son güncelleme: 05.11.2013 17:24
  • Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini ve Bursa Nutkunu kendine şiar edinen Türk gençliği, Gezi direnişinde tarihte başka örneği görülmemiş bir tutum sergiledi...
    Gençler tüm anlaması gerekenlere bir mesaj vermek istediler. Davranışlarıyla, paylaşmalarıyla, ahlaklarıyla, sevgileriyle, duyarlılıklarıyla, sözleriyle, yazılarıyla, vücut dilleriyle, ses tonlarıyla, sevgi dolu bakışlarıyla, dinleme kültürleriyle, yaratıcılıklarıyla, baskılara boyun eğmeyişleriyle, üretkenlikleriyle, bilime ve teknolojiye önem vermeleriyle...

    Doğa, hayvan, insan sevgileriyle, birlikte kardeşçe yaşama istekleriyle, bayrak, vatan, millet vurgularıyla, Atatürkçü ruhlarıyla, yurtta barış cihanda barış şiarlarıyla...
    "Ben" değil "biz" deyişleriyle, olduğu gibi görünmeleri göründükleri gibi olmalarıyla, demokratik karakterleriyle...

    Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmemeleriyle, cumhuriyete sahip çıkışlarıyla, yalakalığa ve yandaşlığa prim vermemeleriyle...
    Gençler, kendilerini anlamayanlara, anlamakta zorluk çekenlere kesin ve net bir biçimde mesajlarını vermişlerdir.
    İktidar ve Başbakan bu mesajı çok iyi okumalıdır.

    Özellikle, "On bir senedir konuşuyorsun dinleyen yok. Atam yetmiş beş senedir konuşmuyor. Herkes onu dinliyor", "Türk gençliği birinci vazifesini yerine getiriyor" mesajları işin özüdür.
    "Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyorum" diyen Başbakanı havaalanında karşılamaya gelenler, "İzin ver gidelim, Taksim'i ezelim", "Azınlık şaşırma, sabrımızı şaşırma", "Bir işaretin yeter", "Dik dur eğilme, bu millet seninle", "Vur vur inlesin çapulcular dinlesin" diye sloganlar attılar...

    Başbakanın bu sloganlar karşısında görev, yetki ve sorumluluk bilinci içinde hareket etmesi gerekirken, "Dik durduk, dikleşmedik", "Bizim vandallıkla, kırıp dökmekle işimiz olamaz. Biz yapmayı biliriz", "Biz bu günlere ya sabır diyerek geldik", "Gazeteci, siyasetçi, sanatçıyım diyenler kışkırtıcılık yaptılar. Bu eylemlere, bu hukuksuz gösterilere derhal son verilmelidir. 76 milyon bu hukuksuzluğun karşısına dikileceğiz. Sizler ağırbaşlılıktan, vakarlıktan taviz vermediniz. Şimdi evlerinize döneceksiniz. Sokaklarda tencere ile değil, elinde bilgisayarla dolaşacaksınız. Siz Ortadoğu'nun, Balkanların örnek gençlerisiniz. Siz aldanmayacak, aldatmayacaksınız. Türkiye'nin yükselişini Allahtan başka kimse engelleyemez" sözleriyle ortamı daha da germe ve ayrıştırma eğilimine girmiştir.

    İşte değerli okurlarım, Başbakan on bir yıllık yaklaşımında bir değişiklik olmadığını, olmayacağını ifade ediyor ne yazık ki. Bunun karşısında Türk gençliği ayağa kalkmış ve yönetenlere birlikte yaşamayı öğretmek ve bir ders vermek için yüksek seslerle haykırıyor: "Türk gençliği, birinci vazifesini yerine getiriyor."

    * * *

    "Bir hükümet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükümetin iyi veya fena olduğunu anlamak için hükümetten gaye nedir? Bunu düşünmek lazımdır. Hükümetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükümet iyi, edemeyen fenadır." Mustafa Kemal Atatürk- 1923

    Zafer YAPICI
#10.06.2013 09:58 0 0 0
  • Gençler tüm anlaması gerekenlere bir mesaj vermek istediler. Davranışlarıyla, paylaşmalarıyla, ahlaklarıyla, sevgileriyle, duyarlılıklarıyla, sözleriyle, yazılarıyla, vücut dilleriyle, ses tonlarıyla, sevgi dolu bakışlarıyla, dinleme kültürleriyle, yaratıcılıklarıyla, baskılara boyun eğmeyişleriyle, üretkenlikleriyle, bilime ve teknolojiye önem vermeleriyle...

    Doğa, hayvan, insan sevgileriyle, birlikte kardeşçe yaşama istekleriyle, bayrak, vatan, millet vurgularıyla, Atatürkçü ruhlarıyla, yurtta barış cihanda barış şiarlarıyla...
    "Ben" değil "biz" deyişleriyle, olduğu gibi görünmeleri göründükleri gibi olmalarıyla, demokratik karakterleriyle...

    Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmemeleriyle, cumhuriyete sahip çıkışlarıyla, yalakalığa ve yandaşlığa prim vermemeleriyle...
    Gençler, kendilerini anlamayanlara, anlamakta zorluk çekenlere kesin ve net bir biçimde mesajlarını vermişlerdir.
    İktidar ve Başbakan bu mesajı çok iyi okumalıdır.

    Bunlara sen inanıyor musun? :)

    Bunların hiçbiri olmamasına rağmen bunları varmış gibi göstermekten mutlu oluyorsunuz:)

    Laiklik adına her türlü ahlaksızlığın yapıldığını, uluorta yerlerde hertürlü çirkinliğin yapıldığını,
    sevgi ,,, hangi sevgi. Kin dolu gözlerdeki sevgi mi ?
    sözler, dürüstlük.... İşte bu çok komik, gezi parkı terbiysizliği başladığı ilk günden bugüne binbir türlü yalan ve ahlaksız haberlerle dolu olan sözde eylemcilerin bir tane doğru işini gösterebilecek misin? Sayısız yalanlarla medyalarda boy boy haberler çıkmasına rağmen boyalı süslü sözlerle bunları kapatabilecek misiniz?

    dinleme kültürüyle, kimi dinlediniz bugüne kadar? Ben söyleyeyim chp 'yi, ingilizleri, almanları, fransızları,yunanlıları,ermenileeri.. gerçekten mükemmel bir dinleme kabiliyetiniz var ama düşünme kabiliyeti maalesef yok.

    Doğa, hayvan, insan sevgileriyle, birlikte kardeşçe yaşama istekleriyle, bayrak, vatan, millet vurgularıyla, Atatürkçü ruhlarıyla, yurtta barış cihanda barış şiarlarıyla...
    "Ben" değil "biz" deyişleriyle, olduğu gibi görünmeleri göründükleri gibi olmalarıyla, demokratik karakterleriyle...
    doğa ve hayvan sevgisi : bunu gördük , söylemenize ayrıca gerek yok. Ne kadar doğacısınız binlerce resim var gezi parkı ile ilgili. bu konuda tebrik etmek lazım.
    birlikte kardeşçe,sevgiyle: sizler kardeşliğin ne demek olduğunu bilmezsiniz. sizin kitabınızda sadece laiklik var.inanan insanlara hazmedemediğiniz gibi , bintane engel çıkarmaya çalıştığınızın tarihte sayısız örneği var. Hala kardeşlikten sözediyorsunuz ya...
    bayrak , vatan, millet vurgularıyla : İşte burda günlerdir konuşulan,gezete ve dergilerde ,televizyonlarda sayısız defa gösterilen bu vatana verdiğiniz zarar, yaktığınız bayrak gerçekten bu sevginizin göstegesi. sizden büyük vatansevr, bayrağına canı uğruna sahip çıkan , memleketini geliştirmek isteyen kimseler yok. teknolojiyi takip ediyorsunuz sözde, 3. köprünin size ne zarar var. bunu bile bilmiyorsunuz neden karşı olduğunuzu.Havaalanı yapılmasın. Neden yapılmasın?
    Neye ,niçin karşı olduğunuzu bile bilmiyorsunuz? Bunların ne zarar var. türkiye gelişecek diye.....
    Yurtta barış, cihanda barış şirarıyla: Gerçekten de müthişsiniz bu barış konusunda. bunu tartışmaya bile gerek yok. O kadar barışçısınız ki, beraber yaşadığınız insanları bile çekemiyorsunuz. siz ingilizlerle, almanlarla, yunanlılarla ,ermenilerle kardeş kardeş yaşıyorsunuz. Mutluluklar dilerim size.

    Yani hacii, bütün satırların boş beleş laflar. birtane doğru bişey söyleki bizde inanalım. Tamam diyelim. Bize bir tane mantıklı ve doğru bir söz söyleyin ki sizi haklı görelim. Olmayan şeyleri var göstermek tamamen boş icraat. buna hiç kimse inanmıyor, inanmayacak. Kendi aranızda söyleyip inanırsınız ancak. BSen değil biz diyorsunuzya , evet o "biz" sadece kendinizi ifade etmek için kullandığınız cümle. Laik geçinenlerin"biz"i. siz bu toplumu bütün olarak görmediniz, göremiyorsunuz, göremezsiniz. Hayatınız yalanlar üzerine kurulu........

    NOT: burda kişisel bir cümle yok. sözlerim genel. anlayan yada üzerine alınan olursa no problem. bu yalanlara bu milletin karnı tok. Bu millte sandıkla yapamadığınız şeyleri de zorbalıkla yapmaya çalışmaktan vazgeçin. sonunuz yok . Böyle gelmiş böyle gider. ne sevgi sözünü kullanın ne de demokrasi lafını. ikiside size çoooooook uzak. nokta.
#10.06.2013 11:16 0 0 0
  • AKP bu eylemlerden memnundur. Memnuniyeti Recep Tayyip Erdoğan'ın geri adım atmadan sürekli tahrik etmesi, aşağılamalarına devam etmesinden anlayabilirsiniz. AKP/PKK koalisyonu ortada iken Öcalan Taksim'e selam yolluyor, Erdoğan nefret kusuyor Bu oyunu bu ülkede sadece MHP Lideri Devlet Bahçeli görmüş ve eylemlerin arka planını görmeden samimi bir şekilde eylemlere katılanların duygu ve düşüncelerini anladığını da vurgulamıştır.

    AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'a karşı oluşan bir nefret vardır. Bu nefreti her an, herşey tetikleyebilir ama bunu yansıtırken sağduyuyu elden bırakmamak gerekir. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye'yi saran Taksim merkezli eylemler için sık sık bu uyarıyı yapmaktadır.

    Aksi halde "Türk bayrağının adı değişsin" diyenleri Akil Adam seçen, Türk bayrağı yakan PKK ile anlaşmalar yapan ,"Milliyetçiliği ayaklar altına aldım" diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın yine PKK'lılarla kurduğu siyasi tuzakların girdabına düşeriz. Ve bunca yaşanana rağmen Türk bayrağı üzerinden nutuklar atmasına katlanmak zorunda kalırız.

    MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin sözlerine dikkat kesilecek Türk milleti muhakkak kazanan olacaktır. Hiçbir tespit ve uyarısında yanılmadı. Yanılması mümkün değil, çünkü o siyasi rant peşinde değil, Türkiye'yi koruma peşindedir. Bunu anlayanlar akıl ve ülkü sahipleridir

    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..
#10.06.2013 12:23 0 0 0
  • Herşeyde insanları kandırabileceğinizi sanıyorsunuz. Şimdi de AKP bu eylemden memnundur diyecek kadar cahilce cümlelerle cahilce düşüncelere kapılıyorsunuz. AKP ülkeyi kalkındırmaya çalışırken , engel olmak istediğiniz yetmiyormuş gibi , bir de laf edebiyatıyla gerçekleri saptırmaya çalışıyorsunuz.

    Ülke nin geleceği ile ilgili kararları beraberce vermek varken siz gidip, ingilizlerle, almanlarla ,fransızlarla ve rumlarla işbirliği yaptınız. İşte mustafa kemal,n askerleri sizlersiniz (!) binlerce şehitler bunları yurttan sürdükten sonra siz gidip yalakalaıklarını yapıyorsunuz. siz kendi tarafınızını çoktan seçmişsiniz. Acıyorum size.

    sizin dostunuz , tam yanınızd dururken asıl dostunuzu kardeşinizi bi tarafa bırakıp gidip hristiyanlarla , ele ele kardeşliğin en güzelini sergiliyorsunuz. Sen sanıyormusun ki, onlar senin iyiliğini istiyor.

    Kanal istanbulu ingilizler istemiyor. Çıkarlarına ters montrö anlaşmasından dolayı boğazın kontrolü bizde olacağı için. ama siz kalkıp kanal istanbul açılmasın diyorsunuz. NEden açılmasın? Cevabını bilmiyorsunuz bile...

    3.Havaalanı açılmasını almanlar istemiyor. 100 milyon yolcunun aktarım yeri İstnbul olacağı için. O kadar para Türkiyeye geleceği için. siz kalkıp havaalanı yapılmasın diyorsunuz. NEden yapılmasın? Cevabını bilmiyorsunuz.

    Dünyanın en güzel köprülerinden biri olacak 3. köprü yapılmasın diyorsunuz. Neden yapılmasın. İstanbulun trafiği rahatlayacak millet evine trafikte satlerce beklemeden gidip gelecek diye mi yapılmasın. Neden yapılmasın?

    daha bir çok soru . Hiçbirine cevap veremiyorsunuz. ama karşı gelmeyi iyi biliyorsunuz. Aslında siz karşı gelmiyorsunuz. sizi karşı gelmeye kışkırtıyorlar. Bir maşa misali. ateşe el vurmadan maşa gibi kullanıyorlar sizi.

    Önce yukardaki sorularımın cevabı ver?

    - Köprü neden yapılmasın ?
    - Havaalanı nden yapılmasın?
    - Kanal istanbul neden yapılmasın?

    Önce bu sorulara cevap ver sonra istediğini söyle devam edelim.

    İçinizde öyle birkin var ki, için için yakıyor sizi. çekememezliğinizi böyle ağaçları kırıp yakarak, bayrakları yakarak, otobüsleri yakarak, otomobilleri yakarak, dersaneleri yakarak, bankaları yakarak ........ çok güzel yakıyorsunuz. Yakmada bir numarasınız. bu ateşler yanan o nalların değil kalpleerinizin ve gözlerinizin ateşi. Kalkıpta başbakana gözleri kin dolu diyorsunuz.

    Evet kin dolu olduğu için,

    - başı açık ünüversitelere alınmadınız
    - baş açık devlet dairelerinie giremediniz
    - başınız açık diye eğitimden mahrum kaldınız
    - zorla namaz kılmaya itildiniz
    - zorla oruç tuttunuz

    daha sayayım mı?

    ama sizde kin yok, aksütten çıkmışsınız ya (!)

    - başörtülü diye eğitimden alıkoymadınız
    - allaha inanıyor diye yapmadığınız , sözylemediğiniz söz kalmadı
    - Abdestsiz camiye ,Allahın evine girilmezken , bir hristiyan bile sultanahmete girerken başını örterek girerken siz onlardan da aşağısınız ki , mini etekle , kısa şortla , açık göğüslerle , ayakkabılarla , elde bira tenekeleri ile girdiniz.

    bumu sizin sevginiz, bumu kardeşliğiniz, bumu anlayışlı tarafınız, bumu sizin insanlığınız. Yemişim sevginizide, anlayışınızıda, insanlığınızı da. olmaz olsın sizin sevginizde , anlayışınız da , insanlığınızda.

    kalkıpta böyle konuşuyorsunuz ya :) size cahil bile demiyorum. siz cahilden de cahil kara cahilsiniz. karacahilinde cahilisiniz. hatta ondan da cahil zifiri cahilsiniz.

    bu laflar boş arkadaş. hepsi boş. emin ol ki hiçbirini kaale alan bile yok. ne kadar güzel yazmışsınız böyleeee. :) yalan olduğunu bile bile bugünde şu yalanları sallayayım diye yazıyorsunuz. artık damarlarınızda kudret değil , yalan akıyor. eline bayrak alıp sallamakla türk değil ,artık ne olduğunuzu sen düşün. sayın siz (!)

    Şunu asla unutma. Anlayış göstermek için önce anlayışın ,saygının ne olduğunu bileceksin. bunların hiçbirini bilmeden herşeyi yaparım her sözümüde söylerim demekle ne haklı olursun nede bir sonuca ulaşırsın. bırakın bu kuklalığı da allahın ipine sarılın. Asıl düşmanlarınız sırt verdiğiniz insanlar. Her sözünü yerine getirip onları desteklediğiniz insanlar. bugün sizi maşa gibi kullanıp yarın gözünüzün yaşına bile bakmazlar. bunlar kanı bozuk düşmanlar. anlamıyormusun ,anlamak istemiyormusun?

    Dost dediklerin senin gerçek düşmanların, düşman gördüğün müslüman türk halkı da senin gerçek kardeşin ama gözlerinizi bağlamışlar . göremiyorsunuz. tutturmuşsunuz bir mustafa kemal edebiyatı.

    mustafa kemalin askerleriyizzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz hahahahaaaa

    mustafa kemal mezarından kalkıp gelse hepinizin yüzünü tükürür teket teker. ben size bunumu söyledim diye.
#10.06.2013 15:11 0 0 0
  • asıl görmeyen sensin..iki de bir dini siyasete alet ediyorsun .konunun dışına çıkma...eleştiri yap ama seviyeli yapa..tartışalım ikide bir dini kullanıyorsun..halk direniş hareketini iyi oku onun üzerinden tartışalım....hiç bir vatandaşımız başkalarının yönlendirmesiyle sokaklara çıkmaz..halkın canına tak dedi..asur ...sağlıklı düşün ...doğru yolu bulursun...
#10.06.2013 15:21 0 0 0
  • halk dediğin kim?önce onu söyle. sonra sorularıma cevap ver.

    halk dediğin yüzde 60 lık oyla başbakanını seçip huzuru seçip herşeyini güvene bağlamış olan halk mı yoksa yüzde 20 bile olmayan hallkmı.
    sen genel olarak ne hakla konuşuyorsunda ikide bir halk halk diyorsun. halkınsa senin halkın yüzde 15. kalanı hakkında konuşma. kalan zaten seçimini yapmış. senin onların hakkını korumana ihtiyaçları yok. size ihtiyacımız yok anladıysan eğer.

    dini alet etme diyorsundaaa

    bütün siyasetiniz din üzerine.

    başbakana neden karşısınız?

    NEden atanızı bu kadar çok destekliyorsunuz?

    bnim dinime dil uzatıp benim bayrağımı yakarak karşımda maval okuma bence. düzgün muhabbet etmek istiyorsan önc saygılı ol. süslü cümlelerin arkasındaki cümlerine dikkat ederek konuş . içindeki nefretide benim güvendiğim benim oyumu verdiğim benim seçtiğim insanı kötüleme. önce kendinize bakın.m

    beğenmiyorsanız, sevmiyorsanız sandık orda.

    kaç sandık gördünüz.

    çoğunluk seçimizi yaptı

    kalan azınlık çoğunluğa ya uyacak ya uyacak..
    uymak istemeyen ya bu memleketi terk edecek ya zorbalık yapacak..

    zorbalıkta biryere kadar. sabrın da bir soonu var. siyasetini kinle değilde yanlışlarla doğrularla yap. kişileri hedef yapmadan konuş. yanlışlarını kabul ederek konuş. hatayı kabullenmek büyüklüktür. bari bu büyüklüğü göster. ben senin vatan satan dinsiz imansız vekilllerine,, koca türkiyenin başbakanına küfretmesi için para verecek kadar şerefsizleşen vekiline birşey diyor muyum? Çok sevdiğiniz o bayrağı yakan şerefsiz oğlu şerefsiz kanı bozuk itoğlu itin yaptığına sert bişey dedim mi bugüne kadar? dmedim. sadece nasıl bayrak sevgisi dedim eleştridim. ama kanı bozuk şerefsiz demedim çünkü desemde aynı demesemde aynı. her ne olursa olsun , her ne düşünceyle olursa olsun o şanlı bayrağa el uzatan, el uzattıran ,yakan , yerlere atan, hakettiği kutsal değeri gstermeyen ve bunları destekleyen herkim olursa olsun isterse kardeşim olsun şerefsizin en önde gidenidir. onları savunan da şerefsizdir. kim üzerine alınacaksa alınsın.

    o zman sende sadece doğruları ve yanlışları söyle. isim vererek çekemediğiniz, inancı ve başarısı yüzünden kıskançlıktan dayanamadığını bu vatanın başbakaknını ne sen sen de başkası kötüleyemez. önce bunları öğren sonra bana muhabbet dersi ver. anlaştık inşaallah. Önce muhabbet adabını saygıyıöğrenelim, karşıdakine, karşıdakinin değerlerine dil uzatmadan konuşmayı öğrenelim sonra gelip burda ahkam keselim. ne demek istediğimi anladın inşaallah. sonra kalkıp seviyeden bahsetmemen için sadece düşünceleri ortaya koyalım.

    şimdi bir önceki yazdıklarımda sorularıma cevap verirsen sevinirim.
#10.06.2013 16:01 0 0 0
  • beğenmiyorsanız, sevmiyorsanız sandık orda.

    kaç sandık gördünüz.

    Kardeş bu adamlara ikide bir "sandık orda" falan demiyelim...
    Adamlar için seçim sandığı Tabuttan farksız çünkü..

    Millet her defasında GÖMÜYOR bunları;yinede "bu ülkede bizim dediğimiz olur" havasındalar...

    Artık anlamaları gerekiyor..
    Bu Memlekette Putperestlerin dediği olmaz


    AKP bu eylemlerden memnundur
    Ya bunların böyle diyeceği belliydi zaten...Yatmayın çamura..

    Hanı halk arkanızdaydı..!!!
    Hani Bu bir HALK Hareketiydi..!!!
    Hani Halk Devrimi geliyordu..!!!

    Eğer bu yaptığınız işlerde Haklı ve Halkın yanındaysanız;Halk ta Sizin Yanınızda Olmalı DEĞİLMİYDİ!!!

    Halk 15 gündür Memlekete verdiğiniz zararı gördü...


    AKP bu eylemlerden memnundur
    Lafa bak!!!

    İleri görüşlü ileri zekalı arkadaşlar ...O HALDE AK PARTİYİ MEMNUN ETMEKTEN VAZGEÇİN


    lütfen..Rica ediyoruz
#10.06.2013 16:22 0 0 0
  • Arkadaşların halk , diye tabir ettiği şu an yüzde 20 görünüyor dedikleri zayıf bir kesim. Bu kesim içinde kimler var? Düşünmek lazım.

    Bir cümlede tıkandık mı , hemen deriz ki , onu katma. Birkaç mesajda 3-4 tan soru sordum ,hala cevap bekliyorum. biliyorum ki cevabı olmayan sorular sordum. Aslında cevabı belli ama kabul edemedikleri için, o cevaplardaki gerçekleri kabul edemedikleri için, burdan da çıkıp mertçe " evet, bazı konularda haklısınız, düşmanlarımızın bize yaptıklarını görmedik" deseler , herşey daha güzel olacak. Ben her yerde , her zaman söyledim. yüne söylerim. Bu arkadaşlar , yani mustafa kemalin askrleri, yani türk gençliği, yani halk, yani doğruyu en çok bilip görenler saflarını seçmişler. Biz nasıl ki zamanında o safların bir kısmını çanakkelede ,bir kısmını egede ,bir kısmını sarıkamışta, bir kısmını doğuda felç edip geldikleri yere kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırarak nasıl defettiysek aynı şeyi yine yaparız.

    bu gün bu arkadaşlar , o savaşların olduğu yıllarda daha adı bile olmayan laiklik için savaşılmışta bu vatanı laikler kurtarmış edasında. O zamanlr laikliğin adı bile yoktu ki, laikler bu savaşlarda canlarını vatan için seve seve versinler. Ama bunlar , ecdadımızın üzerine siyaet yapıp onlardanmış gibi gösterme hevesindeler ama değil. bunu ne tarih değiştirebilir ne de başkası. bu yüzden biz mustafa kemalin askerleriyiz diye meydanlarda aptalca naralar atıpta boş işler yapmasınlar. Sadece kendi kendilerini yoruyorlar. bu da onların kaderi.

    Sıkıştıkları her noktada bir çıkış yolu arıyorlar. bulamayınca da, her zaman yaptıkları gibi sadece AKP ve R.Tayyip ERDOĞAN ( Yani Türkiyenin gelmiş geçmiş en büyük liderlerinden, bütün dünyanın saygı duyduğu ve bu ülkeye kimsenin yapamadığını yapan insan) üzerinden kin dolu çekememezlik ve kıskançlık dolu saldırılarla haklı çıkmaya çalışmalarına rağmen her defasında daha da batıyolar ama akıllanmıyolar :)

    Şimdi bu olaylar AKP nin işine gliyor demi? Madem bu kadar nefret ediyorsunuz, çekemiyorsunuz, başarılarını kıskanıyorsunuz neden sevindiriyorsunuz ? aslında güzel bir nokta yakalmışsın gamlı. demi yani, neden sevindiriyorlar. Sessiz kalıp mustafa kemalin askercikleri oyununu oynamasalar AKP de sevinmez. bu dakikadan itibaren de sevindirmeseler bari. :)

    Adı halk dreniş hareketiymiş. birkaç çapulcu soytarının , birkaç ayyaşın dengesizliği demezler de, sanki halk kendileriymiş gibi yazarlar ,söylerler. bu söylediklerinin doğruluğuna o kadar inanmışlar ki, aman aman ne korktukk ne korktukkkk :)

    Açılınnnnn mustafa kemalin askerleri (!) geliyor. Ne askerler ama. ellerinde bira tenekeleri , yanık bayraklar, küfür ve nefret dolu ağızlarla mustafa kemalin askerleri geliyormuş. eyvah eyvah. nerelere kaçalım şimdi. Fransaya mı kaçsak acaba? Orda demokrasi var, hani laikliği copyala yapıştır sistemi ile ordan kopyalayıp ,türkiyeye yapıştırdığımız laiklik. kesin çok ileri ir medeniyettir. en iyisi biz yüzde 60 oraya kaçalım :):):):):):) geliyor ya mustafa kemalin kağnısı, kara gecedeeeen gecedennn...

    bu arkadaşlar piyonluktan ve maşalıktan öteye geçemedikleri gibi, beceriksiliklerini v akılsızlıklarını ssaklayamadıkları gibi birde halkın direnişiymiş diyerek ayıplarını kapatıyorlar. Yanlışta ola birşeyi ssürekli söyleyerek haklı çıkıyorlar :) yada haklı çıktıklarını sanıyorlar.

    Bugüne kadar başörtüsü yüzünden eğitiminden mahrum kalan yüzlerce kardeşimiz , namaz kılıyor diye peygamber ocağı dediğimiz askerlikten atılan, inançlı diye fişlene binlerceinsandan hiç biri bugüne kadar meydanlara çıkıp bu ahlaksızlıkları, bu terbiysizlikleri yapmadılar. Çünkü onlarda ahlak, edep ve terbiye var. Olmayanlar da işte böyleeee .................... neyuseeeeeeeee.....


    Allah'ın askerleri karşısında , mustafa kemalin sözde avrupa manyağı , çıplaklık manyağı akerciklerinin zerre kadar şansı yok. toz tanesi kadar güçleri yok. Doğru olan, haklı olanın yalanla işide olmaz. Taksim parkındaki olayları abartılı göstermek için teknolojiyi takip eden bu gençlik sayısız yalana sırt dayadı. Yalancılıklarını saklayacakları tek şey yine kendi suratlarına patladı ama doymuyorlar , bu pehlivanlar sandık güreşine doymuyorlar. Bunların gözünü toprak doyurur.
#10.06.2013 21:49 0 0 0
  • Ey Türk gençliği !
    brinci vazifen Türk istiklalini , türk cumhuriyetini ellerde bira şişeleri ile türk bayrağı yakarak ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Gerçekten türk gençliği 1. vazifesini yerine getiriyor. Kalsın bu vazife. sizin korumanıza gerek yok. Türk istiklali en büyük koruyucusunun emanetinde. gerisi teferruat bile olmayacak kadar basit.
#10.06.2013 21:53 0 0 0
  • Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre... Birincisi iki buçuk asır... Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet... İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet... Üçüncüsü bir asır... Allahın, Kur'ân'ında 'belhüm adal-hayvandan aşağı' dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret... Ya dördüncüsü? .... Son yarım asır! .. İşgâl ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedî helâke mahkûmiyet... İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören... Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilâkı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik...

    Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün 'dikey'leri 'yatay' hale getirecek bir çığlık kopararak 'mukaddes emaneti ne yaptınız? ' diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...

    Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...

    Halka değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında 'Hakimiyet Hakkındır' düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...

    Emekçiye 'Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın! ' diyecek... Kapitaliste ise 'Allah buyruğunu ve Resûl emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın! ' ihtarını edecek... Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...

    Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezheb, ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin İslâmda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütün insanlığa model teşkil edecek bir gençlik...

    'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! ' fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik...

    Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispetle usûle, stratejiye uygun bir gençlik...

    Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik...

    Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, demagog politikacısı, çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, takma diş fabrikası, fuhuş albümü gazetesi, mümin zindanı mâbedi, temeli yıkık ailesi, hâsılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik...

    Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara 'siz güneşi ceplerinizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi! ' diyecek ve gerçek müslümanlığın 'nasıl'ını ve 'ne idüğü'nü her haliyle gösterecek bir gençlik...

    Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezayı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O'ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik...

    İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum. Şekillenmesi, billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbaz kodomanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerimden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil! Allahın selâmı üzerine olsun...

    Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!

    Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es! ...

    Necip Fazıl Kısakürek
    ;)
#10.06.2013 22:57 0 0 0
  • Bu vatan topraklarında..
    Unuttuğunuz şey bu ülkenin bir özgürlük mücadelesi geleneğine
    sahip olduğudur. Hem de bedeli fazlasıyla ödenmiş bir gelenektir bu ve
    güçlü bir belleğe sahiptir.

    Mesele, bir park değildir. Park bir sonuçtur. Boğazını sıkarak gasp
    ettiğiniz hayatların nefes almak için kendisine yarattığı meşru bir
    zemindir. Hayatlarımızın üstüne döktüğünüz betonların arasından
    filizlenecek kadar güçlü olması bu yüzdendir.

    Bu bellek, Nazım Hikmet'in
    "Ben tanırım bu nal seslerini

    Onları Deliorman da tanır"

    Dizelerindeki Şeyh Bedrettin destanına yerleştirdiği tarihsel bir
    dokunun bilinç akışıdır...
#11.06.2013 09:52 0 0 0
  • Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!

    Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es! ...

    Mesele, bir park değildir. Park bir sonuçtur. Boğazını sıkarak gasp
    ettiğiniz hayatların nefes almak için kendisine yarattığı meşru bir
    zemindir. Hayatlarımızın üstüne döktüğünüz betonların arasından
    filizlenecek kadar güçlü olması bu yüzdendir.
    Boğazınız mı sıkılıyor?
    İçki içiyorsunuz , cezamı alıyorsunuz?
    çıplak gezmek istiyorsunuz, biri glip zorla giyin mi diyor?
    namaz kılmak istemiyorsunuz, biri gelip zorla namaz mı kıldırıyor?
    oruç tutmazsınız, biri gelip zorla oruç mu tutturuyor?
    dinsizlikte bir numarasınız, biri gelip zorla allaha inan mı diyor?
    demokrasi diyorsunuz, demokrasini "D"sini biledem tek taraflı demokrasi arıyorsunuz.

    bunlarlamı boğazınız sıkılıyor? Ne yapılıyor da boğazınız sıkılıyor?

    İstersen bir de şurdan bak..

    başörtülü okula gidemiyorsun, eğitim hakkın elinden alınmış,
    başörtülü görv yapamıyorsun. yıllarca okuyup emek ver sonra başörtüsü yüzünden görevini yapamayacak duruma gel.
    namaz kılarsın, gerici olursun
    oruç tutarsın yobaz olursun
    Allaha inanırsın irticacı olursun
    İbadethanene terbiysilik edilir mini etekle , neredeyse yarı çıpla girilir.
    Senin üzerine titrediğin ibadethanende ayakkabıyla gezerler
    Halkın yarıdan fazlasının kabul ettiğini küçük bir azınlık olarak beğenme ve azınlık haklarını çoğunluğun hakkına tercih etmeye çabala.

    Sence kimin boğazı sıkılmaya çalışılıyor. Herşey ortada. Kim zorda bırakılmaya çalışılıyor.allahtan bihaber dinsizler mi, yoksa kendi halinde olan inançlı insanlar mı?
    Kimsenin hareketine, davranışına sesini çıkarmmayan sadece kendi halinde hayatını sürdürmeye çalışan insanlar mı zorda bırakılıyor yoksa heristedikleri olan, kendini ayrıcalıklı sana sizin gibiler mi?

    Ortada büyük bir yanlış var. bu yanlış sizin gibilerin bu saçma sapan düşüncesi. her haltı yedikten sonra ,eziliyoruz yaygarasıyla kendinizi acındıran kim?

    Böyle ediğiniz için böyle olmuyor. O sandık gelecek. O sandığa bir daha gömüleceksiniz. Halk sandıkta saklanıyor. O sandıklar açıldıktan sonra bu terbiyesizlikler devam ederse kaçacak delik arayın. Kendinizi de rezil durumdan ,acınacak halinizden kurtarında kendiniz gelin. bizim unutttuğumuz birşey yok. sizin görmediğiniz, göremediniz şeyler var. bunlarıda siz kabul etseniz , boynunuzdaki ipin sahibi bırakmaz. nereye çekerlerse o tarafa gitmeye mahkumsunuz. boynunuzda bu ip olduktan sonra sizi çeken çok olur. örnek mi?

    ingilizler, fransızlar, yunanlılar ,rumlar ve ermeniler...

    şu an sizi yönettikleri gibi.

    böyle birşey yok demeye de kalkma :) herşeyyy ortadaaa...

    Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!

    Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es! ...
#11.06.2013 11:24 0 0 0
  • @Deniz.40 adlı üyeden alıntı:
    Bu vatan topraklarında..
    Unuttuğunuz şey bu ülkenin bir özgürlük mücadelesi geleneğine
    sahip olduğudur. Hem de bedeli fazlasıyla ödenmiş bir gelenektir bu ve
    güçlü bir belleğe sahiptir.

    Mesele, bir park değildir. Park bir sonuçtur. Boğazını sıkarak gasp
    ettiğiniz hayatların nefes almak için kendisine yarattığı meşru bir
    zemindir. Hayatlarımızın üstüne döktüğünüz betonların arasından
    filizlenecek kadar güçlü olması bu yüzdendir.

    Bu bellek, Nazım Hikmet'in
    "Ben tanırım bu nal seslerini

    Onları Deliorman da tanır"

    Dizelerindeki Şeyh Bedrettin destanına yerleştirdiği tarihsel bir
    dokunun bilinç akışıdır...
    Orijinali Göster...

    tekrar soruyorum size '' ÖZGÜRLÜK '' nedir ?
    gecenin bir yarısı tencere ve tava ile milleti uyukusundan etmek mi ?
    neymiş park meselesi değilmiş ?
    yahu başı kapalı olan öğrenciler ikna odalarına alınırkende aynı özgürlük yürüyüşünü yapsaydınız ya ?????????????
    tuzluçayırdan aşağı artık inemiyorlar neden acaba ? özgürlüklerine sınırmı geld ne :d

    din ve vicdan hürriyeti neredeydi bu memlkette
    özgürlükçü vatandaş ?
    iş sizlerin sokak ortasında içki içmesi yasaklanınca mı aklınız başınıza geldi???
    ÖZGÜRLÜK NEDİR AÇIKLAYIN BAKALIM ?
    BAŞÖRTÜSÜ TAKTI DİYE OKUMASINA ENGEL OLMAK MIDIR ?
    KUR'ANI KERİMİ TEFSİR EDİP EN GÜZEL ŞEKİLDE DİNİ ANLATTIĞI İÇİN ORADAN ORAYA SÜRGÜN EDİLMEK MİDİR ?
    (BEDİÜZZAMAN BKNZ)
    DEFALARCA İLMEĞİ BOYNUNA GEÇİRMEKMİDİR SARIĞI BAŞINDAN ÇIKARMADIĞI İÇİN ?
    SARIK YERİNE ŞAPKA TAKMADIĞI İÇİN ?
    daha isterseniz bu listeyi uzatayım ????
    bknz adnan mendersin asılması
    bknz turgut özalın zehirlenmesi?
    ama boşverin iz bunların özgürlüklerini önemli sizin zgürlükleriniz zaten ? ona dokunulmasında isterlerse ülke de faiz hergün çıksın dolar çıksın borsa çöksün ???? bu yapılanlar birilerinin ekmeğine çok güzel yağ çalıyor bedelinide ağır ödeyeceğiz hep birlikte ????SAYENİZDE
    ve bana doğru düzgün bir özgürlük açıklaması yapın olur mu ?
    kaçmayın tencere tava hep aynı havada yapmayın :D
#11.06.2013 20:10 0 0 0
  • bu soruların cevabı yokki kardeş. Özgürlük anlayışları sadece kendilerine geçerli. Şuda bir gerçek ki, aslında onlarda farkındalar ama aynı şeyi sürekli söyleyip kabul ettirme taktiğindeler.hiç bir soruya cevap vermezler ama srekli aynı şeyleri tekrar ederek bilinçlerde birşeyler oluştıurma çabasındalar. Daha benim sorduğum sorulara mantıklı bir cevap vermeden sürekli laf edebiyatı yapılıyor.
    Özgürlük nedir?

    başörtülü öğrencilere zulmetmektir.
    namaz kılmamaktır
    oruç tutmamaktır
    inanan insanlara baskıcı tavır uygulamaktır.
    camileri hırlara çevirmektir
    inanan insanlara gericilik demektir
    gerçek niyetlerini birkaç ağacın arkasına saklamaktır
    başkasının piyonu olmaktır
    piyonluk uğruna bu güzel memlekete zarar vermektir
    yalan haberlerle ortamı çarpıtmaktır
    yalan üstüne yalan söyleyerek kendini haklı çıkarmaktır

    özgürlük bunlar kardeş. bilmiyorsan öğren.

    Kendi üzerlerinde herhangi bir baskı yokken, herhangi bir zorlama yokken kalkıpta baskı uygulayarak mağdur ettikleri sayısız insanı görmezden gelip , asıl biz baskı altındayız diye zırvalamaktır. Ne konuda baskı altındasınız dediğim hiç kimse bir tek satırlık cevap veremedi. Peki bu yaptıklarınız nedir? diye sorduğumda , yine tek satırlık cevap gelmedi. bunlar ezberlemişler birşeyleri sürekli aynı lafları tekrarlayıp duruyorlar. kendilerince doğru ve haklılar ya.... (!)

    zalimlikleri yetmiyormuş gibi , birde haksızlık edip haklarını yedikleri insanların yüzüne bakıp "özgürlük "lafını edecek kadar da utanmazlar. ayıptır ayıp.
#11.06.2013 21:53 0 0 0
  • noimage

    şte Oral Çalışlar'ın o yazısı; Ecevit, aynı hapishaneyi paylaştığımız günlerde bir sohbetimiz sırasında Gençliğe Hitabe'nin İnönü tarafından yazıldığını anlatmıştı.
    ATATÜRK HEDEF ALDIĞI İSİMLERLE ÇALIŞTI
    Mustafa Kemal'in 15 Ekim 1927'de başlayarak Ankara'da Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı'nda okuduğu Nutuk, altıncı günün sonunda 'Gençliğe Hitabe'yle noktalanmıştı. Nutuk; 'rakiplerini bertaraf etmiş, yönetimi tek başına kontrol altına almış bir liderin o günkü siyasi bakış açısını, tepkilerini ve değerlendirmelerini yansıtan ve güncel unsurların ön planda olduğu bir metin' olarak tanımlanabilir.
    Atatürk, Nutuk'ta hedef aldığı, ismen suçladığı (ve suçlamalarını hainlik düzeyine kadar vardırdığı) birçok Milli Mücadele arkadaşıyla daha sonra yeniden birlikte çalıştı. (Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele Atatürk döneminde milletvekili oldular. Kâzım Karabekir'le de görüşüp buluşmak istemesinin çevresi tarafından engellendiği söylenir).
    [h=4] 'Gençliğe Hitabe'yi İnönü yazdı Ayşe Hür, Taraf'ta pazar günü yayımlanan yazısında, Nutuk'un tarihsel serüvenini incelerken Bülent Ecevit'in benim Liderler Hapishanesi kitabımda yer alan bir anlatısına dikkat çekti. Gençliğe Hitabe'ye ilişkin tanıklığımı sizlerle yeniden paylaşmak istedim. Ecevit'in anlatısı, ilk kez, 4 Mart 1986'da, Milliyet'teki 'Liderler Hapishanesi' adlı yazı dizimin içinde yer aldı. "Gençliğe Hitabe'yi İnönü kaleme almış" başlığını taşıyan haber, gazetenin manşetinden anons edildi. Ecevit ile aynı hapishaneyi paylaştığımız günlerde bir sohbetimiz sırasında Gençliğe Hitabe'nin İnönü tarafından yazıldığını anlatmıştı. İsmet İnönü CHP Genel Başkanı iken Bülent Ecevit 'genel sekreter' pozisyonundaydı. Yani Ecevit İsmet Paşa'nın en yakınındaki kişilerdendi. Bakanlığını da yapmıştı. Cezaevinde bana, Gençliğe Hitabe'nin yazılışına ilişkin İnönü'den dinlediklerini ayrıntılarıyla anlattı. Ben o gün günlüğüme aynen not ettim.
    [h=4] İDDİAYI REDDEDEN OLMADI Günlüklerim Mart 1986'da, 'Liderler Hapishanesi' adıyla kitap olarak da yayımlandı ve çeşitli yayınevlerinden defalarca baskı yaptı.
    Milliyet'teki yazı dizisinin yayımı bitince titiz bir kişi olan Ecevit bazı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar da Milliyet'te yer aldı. Ancak Ecevit,Gençliğe Hitabe konusu üzerine anlattıkları için yeni bir açıklama yapmadı, 'farklı aktarıldığını' söylemedi. Kitabı kendisine de daha o tarihte imzalayarak gönderdim. Baskıdan sonra da defalarca bir araya geldik, cezaevi günlerini yâd ettik, hiçbirinde bilgiyi reddeden bir tepki göstermedi.
    [h=4] ÇOK AZ DÜZELTME YAPILDI Bu anlatıya açıklık getiren ya da çelişen neler var diye yeniden kütüphanemi karıştırdım. Afet İnan'ın 'Atatürk'ten Hatıralar ve Belgeler' kitabında yazdıklarını gözden geçirdim. Afet Hanım yurtdışından döndüğünde Nutuk hazırlıklarına tanık olmuş. Gençliğe Hitabe'nin Atatürk'ün el yazısı ile yazılmış olduğunu söylüyor. Bu anlatının Bülent Ecevit'in anlatısını tekzip ettiğini düşünmüyorum. Zira Atatürkbüyük olasılıkla İnönü'nün getirdiği metni bütünlük açısından gözden geçirip yeniden yazmıştır. Afet Hanım Gençliğe Hitabe bölümünde çok az düzeltme olduğunu söylüyor. Belki de düzeltmelerin az olmasının nedeni temize çekilmiş olmasıdır. Yani kendisi Atatürk'ün bu bölümü yazdığına tanık olduğunu söylemiyor. Zaten Afet Hanım'ın Atatürk Nutku yazarken yurtdışında olduğu, düzeltmeleri yaparken döndüğü biliniyor.
    [h=4] PAŞAM ÇOK GÜZEL ANCAK.. Notlarım aynen şöyle: Atatürk hazırladığı Büyük Nutku yakın arkadaşı İsmet İnönü'ye okuması ve fikirlerini söylemesi için izin vermiş. İsmet Paşa uzun konuşmayı okuyup bitirdikten sonra Atatürk'e iade etmiş. Atatürk'ün "Nasıl buldun" sorusuna, "Paşam çok güzel ancak sonunu gençliğe hitap ederek bitirmek faydalı olur" cevabını vermiş.
    Atatürk de bunun üzerine, "O zaman sen yaz böyle bir bölüm, bakalım iyi olursa dediğin gibi yaparız" deyince, İsmet İnönü ünlü Nutuk'un sonundaki 'Gençliğe Hitabe' bölümünü kaleme almış...

    Ecevit, İnönü ile anılarını anlatırken şunları söyledi: 'Kendisi bana bir keresinde böyle anlatmıştı. Aynı anısını Necdet Uğur'a da anlatmış, o da bu olayı biliyormuş...'
    Dönemin Milli Eğitim Bakanı Necdet Uğur bu olayı İnönü'den dinlediği anlatısına herhangi bir düzeltme göndermedi. Yazı dizisi yayımlandığında ve kitap basıldığında Necdet Uğur da Ecevit gibi hayattaydı, o da "Hayır böyle bir şey duymadım" demedi. Ne olursa olsun, sonuç olarak, Nutuk, Mustafa Kemal'in kaleme alıp okuduğu bir metin. Ancak metni kaleme alırken yakın çevresiyle tartıştığı, danıştığı da bilinen bir gerçek. Kişisel görüşümü belirtmem gerekirse, 'Gençliğe Hitabe' metninde Nutuk'un genel havasına aykırı bir şey görmediğimi, hatta tam tersine metnin Nutuk'u tamamladığını düşündüğümü söyleyebilirim
#11.06.2013 22:01 0 0 0
  • sen olaya başka pencereden bakıyorsun-zelel hanım...bu konu üzerinde konuşmak istersen-(pm) temizle.bu konu üzerinde ben seni aydınlatayım..-
#11.06.2013 22:17 0 0 0
  • ASUR & gamLı vb. üyeler = evde zincirlerle prangalarla(!) zorla tutulan % 50 sizlerden mi oluşuyordu ? =)
#12.06.2013 11:28 0 0 0
  • elinden içkisi, bi yarafından giysisi alınan zorla namaz kıldırılıp oruç tutturulan %20 de sizden oluşuyordu ?????
    Laf edebiyatına gerek yok. ortada olan herşeye yeter. yaptıklarınız yapacaklarınızın garantisi. geçmişte neyseniz şimdi de öylesiniz , son nefesinize kadar da öylesiniz.
    yaptıklarınız ortada. kim kime baskı yapıyor herkeeeeeeeeess biliyor. sizin boş konuşmalarınız ne gerçeği değiştirebilir, nede kimseyi inandırabilirsiniz. saldırı psikolojisiyle haklı çıkma çırpınışları.

    Evinde zinvcirlerle tutulmaya gerek yok. eğitim hakkı elinden alınan, görev yapma hakkı elinden alınan, vatandaşa ait olan kamusal alan saçmalığı ile ( kamusal alan halka ait olan yerdir ) başörtülü giremezsin diye hırpalanan o kadar insanın karlşısında kalkıpta özgürlük edebiyatı yapmayın. Kaç gündür bu memlekete yalanlarla , r,yalarla ikiyüzlü sahtekarlıklarla yapmadığınız kalmadı. sizi zincire vuran mı vardı? hangi hakkınız elinizden alındı. Herşeyde serbest kaldınız diye zıvanadan çıktınız. birde bunların arkasından özgürlük edebiyatı. kendinizi kandırmaya devam edin.

    ve, hangi haklarda kısıtlandınız?

    buna cevap verin sonra saldırın. .....................................................
#12.06.2013 12:11 0 0 0
  • okuduğum konularda laf kalabalığı yapan kişiler sizsiniz bu 1...

    benim annem bacım 7 kuşak sülalem tesettürlü kimsenin kapanmasına karşı yapılanlara kısıtlamalara, dinin gereklerini yerine getirmesini engelleyenlere destek vermedim vermem.. o zaman meydanlara inmediğimi bilemezsin bu 2...

    kimin yalan dolanla kolpa haberlerle yandaş medya yoluyla olayları saptırdığı aşikar ortada bu 3..

    Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir söz artık millettedir, deyişinin hiçe sayılması, haklarımızın elimizden alındığını göstermeye tek ve yeterli bi durumdur buda 4...

    Saygıyla karşılık bulma temennisiyle...
#12.06.2013 12:17 0 0 0