Ev Hanımları Gününüz Nasıl Geçiyor

Son güncelleme: 15.02.2014 22:20
  • Gününüz şov programı ve klip izleyerek mi geçiyor?

    Gündüz kuşağında yayınlanan bir televizyon programının sunucusu ekrandan şunları söylüyordu: “Çocukları okula, eşinizi işe gönderdiniz. Evi topladınız, yemeğinizi ocağa koyup altını kıstınız, şimdi bizi izlemeye hazırsınız vs. vs...” Gerçekten de, işe gitmeyen hanımların çoğu gündüzleri ev işlerini halledip televizyon karşısına geçiyor, o şov programı senin, bu arkası yarın benim, arada Yeşilçam filmleri ve klipler izleyerek eşinin ve çocuklarının eve dönüşlerini bekliyor. Veya komşularıyla bir araya gelip havadan sudan muhabbet ediyor, yeni magazin dedikodularını paylaşıyor, seyrettikleri dizilerin en heyecanlı olaylarını birbirlerine anlatıyorlar.

    Oysa hanımlar, bu değerli vakitlerini sadece kendisine ayırarak, maddi ve manevi alanda geliştirecek farklı uğraşlar edinebilir, daha iyi bir birey, daha iyi bir anne, eş ve daha iyi bir kul olma adına çaba gösterebilir. Hatta iyi yaptığınız bir işi geliştirip para bile kazanabilirsiniz. Diyelim ki, iyi yemek yapıyorsunuz ve insanların beğenmesi hoşunuza gidiyor. Neden, bir lokantaya belli günlerde yaptığınız yemekleri satmayı önermeyesiniz? ‘Paraya ihtiyacım yok’ diyorsanız, komşularınızla bir araya gelip yaptığınız yemekleri satarak ihtiyaç sahiplerine, fakir öğrencilere bağışlayabilirsiniz. Çok iyi dantel yapan bir hanım, bildik örnekler yerine farklı desenler çıkarmayı deneyebilir. Her evde mutlaka birkaç saksı bitki bulunur; ama çok az kişi zor büyüyen çiçekleri yetiştirmek için uğraşır. Salonunuzda zambak, lale, sümbül yetiştirmeyi deneyebilir, balkona hanımeli ve gül fidanları, hatta domates, biber fideleri dikebilirsiniz. Bir tane bile olsa dalından koparmak, yeşillikler içinde çay içmek ayrı bir zevktir.

    Öğrenme imkanı olduğu halde bir kadının dikiş bilmemesi, en basit bir kıyafet için terziye koşması anlaşılmayacak bir durum. Türkiye’nin her il ve ilçesinde biçki–dikiş–nakış kursları açılıyor. Kurs olmasa bile, bilen birisinden öğrenmek, boş vakitlerinde bir terzinin yanında birkaç saat hem yardım edip hem iş öğrenmek mümkün değil mi? Bu şekilde evinin perdelerini, örtülerini, çok teknik gerektirmeyecek elbiselerini, kısaltma işlerini her kadın kendisi yapabilir. Kendi diktiğini giymek, vitrinde gördüğü bir modeli evde uygulamak bambaşka bir sevinç verir insana.

    El sanatları, dünyanızı değiştirir

    Bir de, hat, tezhip, ebru, kumaş boyama, ahşap boyama, resim gibi el sanatları var ki, ‘her kadın bunlardan birini mutlaka öğrenmeli’ derim. Tamamen sabır, dikkat ve zevk işi olan bu sanatların en iyi örneklerini ancak kadınlar yapabilir. Tezhibin incecik çizgileri, hattın uhreviliği, boyaların sonsuz dünyası kadınların ruhuna hitap ediyor. Günümüzde en küçük ilçelerde bile bu tür sanatların öğretildiği kurslar açılıyor. Sergilerde imrenerek baktığınız tabloları kendiniz yapıp evinizin duvarlarını süsleyebilirsiniz.

    Kitapların dünyası ise keşfedenler için hiç çıkılmayacak ayrı bir derya. Kitap okuma alışkanlığını yeni kazanan bir hanım, ‘sen kibirlendin, evimize gelmez oldun’ diyen komşularına ‘kibirlenmedim, kitaplandım’ cevabını vermişti. Kitap okumak, hem insanın kendisini yetiştirmesi hem de hayatın farklı yönlerini görebilmesi için en iyi yöntemdir. Ne yazık ki birçok kadın, çocuklarının hikaye kitaplarına göz atmayı bile ihmal ediyor. Günlük hayatla ilgili ibretlik hikayelerden başlayarak, iman hakikatlerinin anlatıldığı eserleri, hadis ve tefsir kitaplarını okumak, hem kişinin bilinç seviyesini artırır, hayata bakışını geliştirir hem de insanlara faydalı olmasına yardımcı olur. Kitaplar sayesinde, manevi ve ahlâki değerleri çocuklarınıza en güzel dille anlatabilir, eşinizle farklı ilgi alanlarında yeni sohbet konuları bulabilirsiniz. Ne dersiniz?


    ‘Öğrenip de ne yapacağım’ demeyin

    Boş vakitlerinde kendine göre uğraşlar bulmak isteyen birçok kadının aklına ‘Bu yaştan sonra öğrensem ne olacak?’ gibi bir soru takılır. 65 yaşında kumaş üzerine hat eserleri yapmaya başlayan, 70 yaşında büyük bir salonda sergi açacak kadar eser ortaya koyan Nebahat Ünlütürk, öğrenmek ve başlamak için hiçbir zaman geç olmadığının en güzel örneğiydi. Kimi kadınlara da evden pek dışarı çıkmasını istemeyen, ‘Paraya mı ihtiyacın var; ne istsyorsan bana söyle ben her şeyi alırım.’ diyen eşleri engel çıkarır. İlk başta sorun olsa da evinin güzel sanat eserleriyle dolduğunu, balkonunun çiçek bahçesine döndüğünü gören, eşinin bilgi ve kültürünün arttığını fark eden erkekler, zamanla engellemelerden vazgeçecek, hatta eşlerine olan saygı ve takdir hisleri artacaktır.

    alıntı
#15.02.2014 22:20 0 0 0