Apple iPhone için tarih sözünü tutuyor

Son güncelleme: 27.07.2007 13:09
  • noimage

    Apple, merakla beklenen iPhone'u, 29 Haziran'da ABD tüketicisi ile buluşturuyor. Apple sözcüsü tarafında çıkış tarihi açıklaması yapılan ve ABD'de televizyon reklamları başlayan iPhone, 499 dolar ve 599 dolar olmak üzere iki ayrı fiyatla satılacak ve farklı özelliklere sahip olacak. Ürün, öncelikle mobil operatör Cingular'ın sağlayacağı servis ile birlikte kullanılabilecek.

    Ocak ayında büyük bir medya ilgisi altında tanıtılan iPhone'un, haziran ayında tüketici ile buluşturulacağı sözü verilmişti. Apple, ürünü belirlenen tarihe yetiştirebilmek için, Mac OS X yeni sürümü Leopard'ın mühendislerinden bir bölümünü bu projeye kaydırmış ve Leopard'ın çıkış tarihini ertelemişti. Steve Jobs, ocak ayındaki tanıtımdaürünün çıkış tarihi için haziran ayını belirtmiş fakat kesin tarih açıklamamıştı.

    Klavye yerine, dokunmatik ekranın kullanıldığı iPhone, cep telefonu, medya oynatıcı ve mobil internet tarayıcısı olarak kullanılabiliyor.


    Mynet
#04.06.2007 22:08 0 0 0
  • noimage
    Şirket, üründe herhangi bir hata ya da tasarım bozukluğu olup olmadığını test etmek için şimdilik sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde satılacağını belirtti.



    Pazar gününe denk gelen 29 Haziran'da satışına başlanacak iPhone, dokunmatik ekranı, yüksek çözünürlü video klip seyretme ve fotoğraf gösterme özelliği ile şimdiden bir tasarım harikası olarak adlandırılıyor. Apple Şirketinin resmi web sitesinde ürün satışları ile ilgili reklâmlar şimdiden dönmeye başladı.



    Ürünün piyasaya sürülme tarihini basına açıklayan şirket sözcüsü, kısa süre içinde Avrupa ve Japonya'da da satışların başlayacağını fakat bu yerler için henüz kesin bir tarih belirlemediklerini söyledi.



    iPhone'un satış fiyatının ürünün hafıza kapasitesi doğrultusunda 500 ila 600 dolar arası değişeceğini vurgulayan sözcü, internet üzerinden sanal alışveriş sitelerinden de ürüne ulaşılabileceğini belirtti.

    [youtube]PQLTjiAfdLY[/youtube]
#05.06.2007 11:33 0 0 0

  • noimage
    iPhone'ın satılmaya başlanmasıyla birlikte, teknoloji dünyasında ciddi bir hareketlenme oldu. Herkes, şöyle ya da böyle, bir türlü bu alete değiniyor. (Okunduğu üzere ben de). iPhone'un en çok eleştirilen özelliği ise, taşıdığı cazibenin yanında, sıradan bir cep telefonundan bile az özelliğe sahip olması. Gerçekten de araştırdığınızda telefonda bir sürü şeyin eksik olduğunu görüyorsunuz. Oynaması güzel ama kullanması keyifsiz bir cihaz gibi duruyor. Yine de bir tanesine sahip olmak isterdim.




    Gelelim yazımızın konusuna.




    Peki bu cihaz 3 günde 500 bin adet satmadı mı ? Hem de sadece Amerika'da. Sattı.

    Hala da satıyor mu ? Satıyor.

    Daha da satacak mı? Satacak ?

    Satışına başlandığı bir çok ülkede de benzeri talep ve rakalmlara ulaşacak mı ? Ulaşacak.




    Peki neden ? Cevap, bu yazının başlığında saklı : "Modanın Mantığı Yoktur"

    ( saklı falan da değil aslında, ortada duruyor)




    Zaten "moda" denen şey, mantıksızlık üzerine kurulmuştur. Yoksa insanlar neden mevcut 6 pantolonunu "artık giyilmez" diye bir yerlere kaldırıp gidip kendisine yeni pantolon alsın ki ? Yepyeni kıyafetleri "bir yere kaldırayım ileride yine moda olursa giyerim" mantığıyla giymekten vaz geçen insanları düşününce, bu cümledeki mantık kelimesi size de fazla gelmiyor mu ?




    Apple'nin seyyar müzkçaları iPod da aynen bu şekilde tanıtıldı ve dünyayı sardı. Aynı fiyata alabileceğiniz ondan çok daha kaliteli bir sürü cihaz var. Ben Creative isimli markanın müzikile ilgili bütün ürünlerinin emsallerinden hem daha kaliteli hem de özellik olarak üstün olduğunu iddia ediyorum. Ama yok ! iPod alınacak. Çocuğunuza ( belki sevgilinize) ne kadar kaliteli bir alet alırsanız alın, iPod değilse suratının asılmasını engelleyemeyebilirsinz.




    "iPod almadın bari beyaz kulaklık al da, görenler iPod zannetsinler" cümlesi moda denen olgunun mantıksızlığın bir eseri olduğunun gayet net bir ifadesidir.




    Creative ( ya da diğer markaların) ürünlerini bile "kreativin de aypodları var" diye satıyorlar. Marka ürünün önüne geçti ve ürün adı oldu neredeyse. iPhone'a muadil çıkan bütün ürünler de "filanca markanın iPhone çözümü" diye tanıtılacak artık.




    Böyle bir ürün bulmak ( ya da insan olmak) dostlar başına...




    ***




    Bir kaç ay önce yeni bedenime ( kocaman oldu kendileri) bir kot pantolon almak için mağazaya gittim. Ben öyle moda olgusunun pek farkında olmadan yaşadığım için bu tip kıyafetleri "eskiyinceye" kadar giyerim. Mevcut kotların da (bedenime uymamanın yanısıra) artık cep ağızları, paçaları, arka cepleri ve diz bölümlerinden yıpranmaya başlamıştı.




    Derdimi anlatıp göbeğimi gösterdikten sona istediğim pantolonu tarif ettim. Kendi pantolonlarımı seçebilme imkanım oduğunda beri aynı tarfi yaparım. Bunun üzerine, bir kot firmasında çalıştığı halde neden kendinden 5 beden büyük olan babasının 20 yıllık pantolonunu giydiğine bir türlü anlam veremediğim eleman gidip bana istediğim gibi bir kot getirdi. Kabine girip giydim, aynaya bir baktım !!! Cep ağızları yıpranmış, paçalarından iplikler sarkan ve diz bölgeleri aşınmış bir pantolon duruyor üzerimde.




    "Acaba" dedim "benim istediğim model artık üretilmiyor da, ikinci elini mi satıyorlar?". Kabinden çıktım "Nasıl oldu ?" klasik sorusunu çocuğun ağzına tıkıp "Kullanılmış pantolon mu bu ?" diye sordum. Çocuk gülerek "Moda böyle" dedi. Muhabbetin ve alışverişin gerisi bol kahkalı geçmekle birlikte sonuç şöyle oldu :




    "Kot pantolonumun cep ağızları, paçaları ve diz bölgesi yıprandığı için yenisini almak üzere gittiğim mağazadan, moda olduğu için cep ağızları, paçaları ve diz bölgesi özellikle yıpratılmış bir pantolon aldım."




    Almamak gibi bir şansım da yoktu zira bütün mağazalarda bunlardan satılıyor. Neden mi ? E moda canım kardeşim, moda.




    ***




    Modaya kapılmamak mümkün mü peki ? Buna evet demeyi çok isterdim ama sanıyorum doğru cevap "hayır". Zira moda sadece teknoloji ya da kıyafet alanında değil ki. Yeme içmeden tutun da akşam eğlenceye gidilecek yere kadar hatta sadece yürüyüşe çıkılacak sokaklara kadar her yerde karşımızda moda. Bazen adına "in-out" diyorlar, bazen "gözde mekan", bazen "top 10" ama hepsi de özünde aynı. Birisinden kaçsanız, bir diğerine kapılıyorsunuz; bazen isteyerek, bazen sadece farkında olarak, bazen de hiç fark etmeden.




    Benim 15 yıldır giydiğim tişörtüm var ama telefonumu 4-5 ay önce yeniledim, hala da baknıyorum yeni modellere. Arabam ayağımı yerden kesse yeter, ama yeni bir bar açılmış, herkes oradaymış gitmesem olmaz. HTML dilini biliyorum, istesem it gibi site yaparım, ama şimdi bloglar moda, başkasının yazdığı kodlarla boğuşup duruyorum.

    Bak hala "neden" diye soruyorsunuz yahu. Moda diyorum moda. Şimdi bunlar moda.





    Peki ya modayı evimizin kapısına kadar getirip burnumuza sokan, altımıza üstümüze giydiren, masamıza koyduran, cebimize daldıran; bize deli gibi abuk sabuk şeyler aldıran nedir ?

    Sorunun cevabı "reklam" ve bu da sanırım bir başka yazının konusu olacak
#10.07.2007 13:21 0 0 0
  • Teşekkürler
#27.07.2007 13:09 0 0 0
  • Teşekkürler
#27.07.2007 13:09 0 0 0