Ömrün Uzunluğu ile Gençlik Dinçlik Ters Orantilidir (Kar©glanin 16 Ekim 2017 Vaazi)

Son güncelleme: 19.10.2017 20:42
  • noimage
    Ömrün Uzunluğu ile Gençlik Dinçlik Ters Orantilidir
    (Kar©glanin 16 Ekim 2017 Vaazi)


    الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ وَلَوْ نَشَاء لَطَمَسْنَا عَلَى أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّى يُبْصِرُونَ وَلَوْ نَشَاء لَمَسَخْنَاهُمْ عَلَى مَكَانَتِهِمْ فَمَا اسْتَطَاعُوا مُضِيًّا وَلَا يَرْجِعُونَ وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ لِيُنذِرَ مَن كَانَ حَيًّا وَيَحِقَّ الْقَوْلُ عَلَى الْكَافِرِينَ أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا خَلَقْنَا لَهُمْ مِمَّا عَمِلَتْ أَيْدِينَا أَنْعَامًا فَهُمْ لَهَا مَالِكُونَ وَذَلَّلْنَاهَا لَهُمْ فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ وَمِنْهَا يَأْكُلُونَ وَلَهُمْ فِيهَا مَنَافِعُ وَمَشَارِبُ أَفَلَا يَشْكُرُونَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    El yevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn.Ve lev neşâu le tamesnâ alâ a’yunihim festebekûs sırâta fe ennâ yubsırûn.Ve lev neşâu le mesahnâhum alâ mekânetihim fe mâstetâû mudiyyen ve lâ yerciûn.Ve men nuammirhu nunekkishu fîl halk(halkı), e fe lâ ya’kılûn. e mâ allemnâhuş şi’re ve mâ yenbagî lehu, in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn. Li yunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alâl kâfirîn. E ve lem yerav ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydînâ en’âmen fe hum lehâ mâlikûn. Ve zellelnâhâ lehum fe minhâ rakûbuhum ve minhâ ye’kulûn. Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu, e fe lâ yeşkurûn.

    Meali :

    O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi? Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. Ve kimin ömrünü uzatırsak, onun yaratılışını tersine çeviririz (kuvvetini gideririz). Hâlâ akıl etmezler mi? Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yakışmaz da O (O’na indirilen), sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır. Diri olanları uyarsın ve kafirlerin istediği azab tahakkuk etsin diye Kur’an’ı indirdik. Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. Ve onlarda, kendileri için (birçok) menfaatler (yararlar) ve içecek şeyler (süt) vardır. Hâlâ şükretmezler mi?

    Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 65. ayetten 73. ayete kadar 73 dahil


    ---oOo---

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    Beş şey gelmeden evvel beş şeyi fırsat bil:
    1. Ölüm gelmeden önce hayatının,
    2. Hastalık gelmeden önce sağlığının,
    3. Meşguliyet gelip çatmadan önce boş vaktinin,
    4. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğinin,
    5. Fakirlik gelmeden önce zenginliğinin

    ( Hadis-i Şerif , Hâkim'in Müstedrelö, Ahmed bin HanbeTin Zühdü, Ebû NuaynTın Haşinden)

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    Allahü Teâlâ'nın tevbe eden gençten ziyâde sevdiği, günaha devam eden ihtiyardan da ziyâde buğzettiği hiç bir şey yoktur.

    ( Hadis-i Şerif , Kenzül-İrfan 196)

    "Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
    "Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

    Yolculugumuza başliyoruz :

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    Tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle müslüman olarak ihtiyarlayan bir müminden daha efdal kimse yoktur.
    (Tekbir Allahü ekber, tahmid Elhamdülillah, tesbih Sübhanallah, tehlil ise la ilahe illallah, demektir.)

    ( Hadis-i Şerif , İ.Ahmed Müsned)

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
    Ağaran kılları koparmayın! Çünkü bir kimsenin müslüman olarak ağaran her kılı, Kıyamette kendisi için bir nur olur. O kıl sebebiyle, bir günahı affolur, bir sevap yazılır.

    ( Hadis-i Şerif , Tirmizî)

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    Beyazlaşmış kılları koparmayın! O, müslümanın nurudur.

    ( Hadis-i Şerif , Tirmizî)

    Uzadikca Zayiflayan kisaldikca güclenen ne vardir, hani kavak dikersin, boyu uzun olsun diye yelersinki, daha uzun olsun, ve fakat o dikine uzandikca güclüdür, amma isde onu kesipde tahta yada sirik veya kiriş olarak kullaninca, o uzunlgu sebebi ile belli süreden sonra, iki ucuda bir yere dayansa bile, bel verir, yahut bir ucu dayaniyorsa, diger ucu sarkar, amma işde birde sögüt agaci vardir, onunda daha geniş ve kalin olmasi icin, üstünden kabaklanirki, yani enine genişlesin diye işde, ve bazi insanlarda böyledir, bazilari enine geniş, ve bazilari ise boyuna uzun, ve ömürde böyledir işde, Yasin suresinde gecen, o ayette gectigi gibi, Allahu Teala Buyuruyorki, birinin ömrünü uzatirsak onun gücünü tersine ceviririz, yani ihtiyarlikda cocuk gibi olur, yaşlandikca cocuklaşan insanlik, cocuk nasil bakima gözetime ihtiyaci varsa, ihtiyarlayincada yaşlilarinda öyle ihtiyaci var.

    Hz. Mehdi (as) geniş vücutludur
    "İri gövdeli, Karnı büyük, iki uyluk arası açık,O (Hz. Mehdi (as))… heybetli bir şahıstır. Hz. Mehdi (as)'ın boyu, posu sanki Ben-i İsrail ricalindedir.

    (Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)

    Hz. mehdi (as)'in) işaretlerinden biri de günlerin ve gecelerin geçmesi ile yaşlanmamasidir. (Muntekab-ül Esar, Lütfullah Gülpaygani, s. 285)

    الْحَيُّ الْقَيُّومُ

    "Hayyul Kayyûm" esmasinin fazileti işde bundandir, ve öyleki! biz Raşidi zikir evradimizda, Hem Ayetel kürsi okuruz, o iki esmanin icinde gecdigi ayetleri, hemde ayrica 10 defa "Ya Hayyul Kayyum " zikiri cekeriz, ve yine

    “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümîtu ve hüve hayyün lâ yemûtu biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr”
    (10 Defa) Zikrederiz yani

    Havas alimleri demişki : genc kalmanin sirri "Hayyul Kayyum " zikirindedir. Biz cekdigimiz zikiride, tarikimize girenlerinde cekmesini istiyoruz, öyle olunca, bizim ve askerlerimizinde "Hayyul Kayyum " zikirinden nasibi olsunki, yani genc ve diri görünsünler.


    HZ. MEHDİ (AS), YAŞINA GÖRE GENÇ GÖRÜNÜMLÜ OLACAKTIR

    Ebu Salte Haravi, İmam Reza’ya sorar:

    “(Tanıyabilmemiz için) Kaim’imizin[Mehdi’nin] alameti nedir?“

    İmam Reza cevap verdi:

    “[Mehdi’nin] Alametlerinden biri, yaşı ileri olmasına rağmen görünüşünün genç olmasıdır. Ona [Mehdi’ye] bakan biri, yaşının kırk ya da daha az olduğunu tahmin edecek.[Mehdi’nin] Alametlerinden bir diğeri de vefat edeceği zamana kadar hiç yaşlanmayacak olmasıdır.”

    (İmam Mehdi Hakkında Sorular ve Cevaplar, Seyyid Hüseyin Hüseyni)

    “Mehdi zuhur ettiğinde insanların bir kısmı onu (Mehdi’yi) reddedecek, çünkü onlar yaşlı birini düşünürlerken o (Mehdi) onlara genç bir yüzle yaklaşacak.”

    (İmam Mehdi Hakkında Sorular ve Cevaplar, Seyyid Hüseyin Hüseyni)


    HZ. MEHDİ (AS)’DA HZ. NUH (AS)’IN MİZACI VARDIR

    İmam Sajjad diyor ki: “İmam Mehdi’de Nuh [aleyhisselâm]’ın mizacı vardır ve bu, [Mehdi’nin] hayatının uzun olmasıdır.”

    (Kemal-ud din, s. 322 and Montakhabal, 2/275)




    اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm (kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm(nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard(ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih(iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard(arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm


    Meali :

    Esteuzubillah
    Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur. O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O’nundur. O’nun izni olmadan, O’nun katında kim şefaat etme yetkisine sahiptir? Onların önlerinde ve arkalarında olanları (geçmiş ve geleceklerini) bilir. Ve O’nun lminden, O’nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler (kavrayamazlar). O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek (yerlerin ve göklerin dengesini korumak, gözetmek), Kendisine zor gelmez ve O Alâ’dır (çok yücedir), Azîm’dir (çok büyüktür).

    Sadakallahul Aziym Bakara suresi 255. ayet


    Peygamberimiz (sav) de hadislerinde Mehdi cemaatinin önemli özelliğini şöyle haber vermiştir:

    Sayıları Bedir Ashabı (313) kadardır. Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara yetişemezler. Onların sayıları Talud ile nehri geçenler kadardır. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

    Talud ile nehri geçenler dedilerki :



    وَلَمَّا بَرَزُواْ لِجَالُوتَ وَجُنُودِهِ قَالُواْ رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Ve lemmâ berazû li câlûte ve cunûdihî kâlû rabbenâ efrig aleynâ sabren ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn


    Meali :

    Esteuzubillah

    Ve (Talut’un askerleri), Calut ve onun askerlerinin (ordusunun) karşısına çıktıkları zaman şöyle dediler: “Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı (düşman karşısında) sabit kıl ve kâfirler kavmine karşı bize yardım et.”

    Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 250. ayet

    ve biz Tarikimize intisab edenlerin, ikindiden sonra zikredecek olanlar icin," vagfuanna "duasi yerine "Efrig" duasui okumalarini görev olarak veririz, ve nedir o ?

    "Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil kafiriyn," .... diye devam eden dua, yani Talud ile nehri geçenlerin duasi, ve öyle olunca, bizim askerlerimiz işde Talud ile nehri geçenlerin 2017 ve 2018... versionu olanlari olacaklar, cünkü bu duaya devam edenler olacaklar, yani galip glenler olacaklar inşallahu rahman.

    Mehdi askelri hakkinda yine buyrulduki

    Onların kalbleri demir gibidir ve onlar gündüz aslan gece de abiddirler.
    (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, 57)

    Ahir zamanda (Son Zamanlarda) Belalar çoğalacak, halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak ki, Allah'ın ve Resulullah'ın haremine sığınacaklar.
    Mehdi aleyhisselam, o zamanlarda zuhur etmiş, ve görevinin başinda olacakdir işde, ve zaman o günler, yani mehdi görevinin başinda, bilen ve anlyanlar icin.

    ----------------
    Gecen haftalarda anlattigimiz, cennetteki sonsuz yaşamdan bahsettik, ve dedikki, ruhunu bedenden bir yöntem ile cikarabilen kimse icin, artik ölümün bir manasi yok dedik, cünkü ölüm demek, zamani gelince, ruhun bedenden ayrilmasi demek, ve bunu daha yaşarken başarabilen icin, artik ölmek yada yaşamak ayni demek olur.

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    “Ölmeden önce ölünüz”

    ( Hadis-i Şerif)

    Peygamber efendimiz, “Mutu Kable En Temutu yani Ölmeden önce ölün” buyuruyor. ve o ölmende önce hayattayken ruhunu bedenden cikarabilen, yani ölmeden önce ölebilen birisi, dedikki, hele birde ruhunu ayirdikdan sonra, başka bir bedeninde icine girebilen bir ruh icin, artik sonsuz yaşama kavuşdu demekdir,



    وَلَوْ تَرَى إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُؤُوسِهِمْ عِندَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Ve lev terâ izil mucrimûne nâkısû ruûsihim inde rabbihim, rabbenâ ebsarnâ ve semi’nâ ferci’nâ na’mel sâlihan innâ mûkinûn

    Meali :

    Esteuzubillah

    Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) geri döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!

    Sadakallahul Aziym SECDE Suresi 12. ayet


    ve bunu yani Ruunu bedenden cikarma işlemini, bazilari budizmle, bazilari hinduizmle, bazilairi islamla, bazilari cinlerle, bazilari sihir büyü ile, bazilari tasavvuf ile, bazilarida zikir ile din ve kuran ile yapmakdadir. ve Hinduizmde bu ruhun bedenden ayrilip özgür kalmasini "mokşa” olarak adlandırılır. Hindu, “mokşa”ya erişinceye dek, gerçeği özünü bulma yolunda, özünü gerçekleştirme üzerinde çalışması için, tekrar tekrar, yeniden dünyaya geleceğine inanır (ki gerçek sadece Brahman’ın var olduğudur). Bir insanın dünyaya tekrar ne olarak geldiği, doğanın dengesi tarafından yönetilen bir neden sonuç ilkesi olan, karma aracılığıyla belirlenir. Bir insanın geçmişte yaptıkları, gelecekte olacakları etkiler ve onlarla bağlantılıdır, buna geçmiş ve gelecek hayatlar da dahildir. diye inanirlar yani iyi kimse isen, artik daha iyi ve biraz daha kemal bulmuş bir insan olarak gelirsin dünyaya, yahutta kötü ahlaklarin galip geldiyse, ya hayvan, ya bir kuş gibi canli olarak gelirisin dünyaya, ve o bedende tekamüle devam edersin.



    وَأَقْسَمُواْ بِاللّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ لاَ يَبْعَثُ اللّهُ مَن يَمُوتُ بَلَى وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا وَلكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ لِيُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذِي يَخْتَلِفُونَ فِيهِ وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ كَفَرُواْ أَنَّهُمْ كَانُواْ كَاذِبِينَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Ve aksemû billâhi cehde eymânihim lâ yeb’asullâhu men yemût(yemûtu), belâ va’den aleyhi hakkan ve lâkinne ekseran nâsi lâ ya’lemûn. Li yubeyyine lehumullezî yahtelifûne fîhi ve li ya’lemellezîne keferû ennehum kânû kâzibîn.


    Meali :

    Esteuzubillah

    Onlar, “Allah, ölen bir kimseyi diriltmez” diye var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah’ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler. (Bu diriltme) hakkında ihtilâfa düştükleri şeyin, onlara beyan edilmesi (açıklanması) için ve inkâr edenlerin (kâfirlerin), kendilerinin şüphesiz (kesinlikle) yalancı olduklarını bilmeleri içindir.

    Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 38 ve 39. ayet

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    "insanın kuyruk sokumu kemiği dışındaki her şeyi, ölümünden sonra çürüyüp yok olacaktır Kıyamet günü tekrar diriltme bu çürümeyen parçadan olacaktır"

    ( Hadis-i Şerif , Buharî, "Tefsîr", 39/3; Müslim, "Fiten", 141, 142)

    yani insanin ferc uzvu, yani öyle olunca, yani insanin tohumu, veya tohum üreten yeri, yani zeker ve rahimi, hayir insan cürüyünce zekerde cürür rahimde cürür, amma bu ne demek peki deyince, yani kuyurk sokumu iskeletin son ucu, yani kemikden ete geciş noktasi, yani öyle olunca oradanda ötesi, işde ya zeker yada rahim, ve oradanda ötesi, insan menisi, ve öyle olunca, nasil elma agaci kişin kurumasina ragmen, amma verdigi meyvadaki, icine sakladigi cekirdek ölmüyor, ve sakli kaliyor ise, insanda işde tohumu ile ayakda kalir, ve elmanin bütün formülü, bu cekirdegin icinde yazili oldugu gibi, demekki insanin bütün yaptigi ettigi, lehine ve aleyhine kazandiklarida, işde bu tohumun icinde yazili demek our. ve öyle olunca onun verdigi tohum ile, işde diri ve canli kalir. ve halbuki yine Vajinanin icerisinde spermin ömrü 8 saat dir. Rahimdeki spermlerin 5 güne kadar ömrü vardir. Spermler su ile temas ederlerse bir kac saniye icine ölürler. Musluk suyu veya sabunlu suyla spermler temas ederlerse ömürleri bir kac saniyedir. sperm kuruyana kadar elde saatlerce hayatta kalabilir. Sperm kurur ise islakligi gider ise ömrü bir kac saniyedir.
    öyle olunca bu "Kıyamet günü tekrar diriltme, bu çürümeyen parçadan olacaktır" kuralina ters, bu parca meni olamaz o zaman, yada meni kurusada, Allah onu tekrar acabilcek demek olur. cünkü elma cekirdegi elmanin icinde oldugu müddetce diri degil, hatta elma yenip icinde cekirdek cikarilinca, ve kurutulunca, onu mevsiminde topraga dikip, onu acacak olan can suyunu da verirsen, o acilip yeniden elma dali olmakda, ve bakip büyütebilirsen, o yine elma meyvasi vermekde, peki insan tohumuda böyle ise, o zaman meni kurusada, allah onu özel bir yagmur ile yeniden acacak demek olur, cünkü su ile temas eden meni ve sperm ölür demiş bilim adamlari, öyleyse meniyi acacak olan sivi su degil, peki ne? o da belkide kadinin orgazm oldukdan sonraki salgiladigi sivi olabilir Allahu alem. yani o nada işde kadinin yumurtasi deniyorya zaten, yani kadin ve bayan menisi yani.

    ---------------
    Hz. Ebu Hureyre “iki nefh (sura üfleme) arasında kırk var” deyince, ona bunun gün, ay yahut yıl mı olduğunu sordular. O bu sorulara karşı hep: “Bunu kesin olarak söyleyemem.” diye cevap verdikten sonra şunu ilave etti: “Sonra Allah gökten bir su yani meni şeklinde yağmur indirir, ve insanlar, bitkilerin bittiği gibi biterler. İnsanın her tarafı çürür, sadece 'acbu’z-zeneb' (kuyruk sokumu) çürümez. Kıyamet günü halk (yeniden yaratma) işi bundan inşa edilir.”

    ( Hadis-i Şerif , Buhari, Tefsiru sureti 78/1; Müslim, Fiten, 141/2955)

    Yine bu konudaki hadislerde kıyamet gününde bütün insanların diriltileceği, kabirden de ilk defa Hz Muhammed'in kalkacağı bildirilmektedir (Buharî, "Tefsîr", 39/3; İbn Mace, "Cenaiz", 58 )

    Hz Peygamber bir hadislerinde, insanların diriltilirken ilk yaratılışlarındaki gibi olacaklarını haber vermiş (Buharî, "Rikak", 45; Müslim, "Cennet", 55-59),

    bir başka hadiste de "Her kul, öldüğü hal üzere diriltilir" buyurmuştur (Müslim, "Cennet", 83)



    وَوَصَّى بِهَا إِبْرَاهِيمُ بَنِيهِ وَيَعْقُوبُ يَا بَنِيَّ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَى لَكُمُ الدِّينَ فَلاَ تَمُوتُنَّ إَلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Ve vassâ bihâ ibrâhîmu benîhi ve ya’kûb(ya’kûbu), yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn

    Meali :

    Esteuzubillah

    İbrahîm de bunu oğullarına vasiyet etti, Yakup da, oğullarım dedi, Allah şüphesiz sizin için bir din seçti, siz de artık ancak Müslüman olarak ölün(Müslüman olarak ölmek dışında başka türlü ölmemeye çalışın!).

    Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 132. ayet


    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    “Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz, nasıl dirilirseniz öyle haşrolunursunuz, nasıl haşrolunursanız, O hal üzre Cennet veya Cehenneme Sürülürsünüz.”

    ( Hadis-i Şerif , Müslim, Cennet 83, Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh 1/332, 7/375, 8/431)

    ve bu hadisde gösteriyorki hinduzimin söyledigi o "hinduizmde bu ruhun bedenen ayrilip özgür kalmasina "mokşa” olarak adlandırılır. Hindu, “mokşa”ya erişilene dek, gerçeği öz-gerçekleştirme üzerinde çalışması için tekrar tekrar yeniden dünyaya geleceğine inanır (ki gerçek sadece Brahman’ın var olduğudur). Bir insanın dünyaya tekrar ne olarak geldiği, doğanın dengesi tarafından yönetilen bir neden sonuç ilkesi olan karma aracılığıyla belirlenir. Bir insanın geçmişte yaptıkları gelecekte olacakları etkiler ve onlarla bağlantılıdır," inanişi ile ayni inanc demek olmazmi, yani hinduizminde dogru taraflari var demekki, belkide o da, 124 bin peygmberden birisinin acikladigi kurallardi onlarda, zamanla belki bir kismi unutuldu, bir kismida tahrif oldu belki.



    كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Kullu nefsin zâikatul mevti summe ileynâ turceûn.

    Meali :

    Esteuzubillah

    Bütün nefsler ölümü tadıcıdır. Sonra Bize döndürüleceksiniz.

    Sadakallahul Aziym ANKEBUT Suresi 57. ayet



    مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِّن ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُم بِأَحْسَنِ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Men amile sâlihan min zekerin ev unsâ ve huve mu’minun fe le nuhyiyennehu hayâten tayyibeten, ve le necziyennehum ecrehum bi ahseni mâ kânû ya’melûn.

    Meali :

    Esteuzubillah

    Mü’min olan kadın ve erkekten kim salih (nefsini tezkiye ve tasfiye edici) amel işlerse, o taktirde ona mutlaka(Baş (BibBiiiiiib Amca1) (temiz, helâl) bir hayat yaşatırız. Ve onları, mutlaka yapmış oldukları amellerin ecirlerinden (bedellerinden), daha ahseni (güzeli) ile mükâfatlandıracağız.

    Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 97. ayet

    Ve cehhenm ehline gelince, kötü amel işleyenlerde, kötü bir halde cezaya müstehak olurlar, ve öyleki mesala, ona buna domuzluk, kötükük edip, hainlik düşünenler, domuz olarak halkolur, artik mümin bir bedenede yol alamazlar, cünkü mümin ve müslüman olanlara domuz haram,



    يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً فَادْخُلِي فِي عِبَادِي وَادْخُلِي جَنَّتِي

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    Yâ eyyetuhân nefsul mutmainneh, İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeten. Fedhulî fî ibâdî, Vedhulî cennetî.

    Meali :

    Esteuzubillah

    Ey mutmain olan nefs! Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! Kullarımın içine gir, Ve böylece cennetime gir.”

    Sadakallahul Aziym FECR Suresi 27. 28. 29. 30. ayet

    burada gecen "kullarimin icine gir" kurali geregi, onlarin yani iyi kullarin icine girmesi ve yani onlara artik cennet haram olur, ve öyle olunca, mesala ben, bundan seneler önce, Avusturyada Gresinger diye bir kasapda calişdim. ve orasi büyük Kasap Fabrikasi, yani hem inek eti, hem dana eti, hem tavuk eti, ve hemde afedesiniz domuz etinden mamuller üretiliyor, büyük fabrika, sucuk, sosis, salam ve daha onlarca ceşit et mamulu üretiliyor. ve öyle olunca, adamlar o kadar tasarfluki, bizim begenmedigimiz, yahutta bize haram olan o domuzun bile hicbiryerini israf etmiyorlar. ve öyle olunca, domuzun dilini taaa kökünden kesmişler, taa girtlagidan bütün parcasiyla söküp koparmişlar, ve kancalara takmişlar, ve bunlari isli pastirma firininda pişirip, aynen bir pastirma gibi, dil pastirmasi yapmişlar. ve onlari bende sabahki ilk işlerden birisi olrak kancalardan cikarip kazanlara dökmekdi, daha sonrada onlar paketlemede paket yapilip satilcagi merkete yol aliyor, peki biz eskiden cocuklar yalan söyledimi ne diye kokuturduk, yani "Allah dilini keser" diye kokuturduk, bak yalan söyliyenlerin dilini işde, bu dünyada, hemde taa kökünden söküp kopariyor, ve kancalara takiyorlar, sonra onlari ateşe sokuyorlar, dillerini ateşe sokuyorlar, sonrada bir eve gidip, artik ona cennetde haram, mümin onu yemez, öyle olunca, gavur dedigmiz, yahut domuz yemek helal olan bir millet, onu seve seve, kiya kiya, dile dile, yiyor, yani öyle olunca



    الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ أُوْلَئِكَ مُبَرَّؤُونَ مِمَّا يَقُولُونَ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

    Euzubillahimineşşeytanirracim
    Bismillahirrahmenirrahim

    El habîsâtu lil habîsîne vel habîsûne lil habîsât(habîsâti), vet tay yi bâtu lit tay yi bîne vet tay yi bûne lit tay yi bâti, ulâike muberraûne mimmâ yekûlûn(yekûlûne), lehum magfiratun ve rızkun kerîm.

    Meali :

    Esteuzubillah

    Pisler pisler içindir , temizlerde temizler içindir, Temizlenip arınanlar için Allah dan güzel rızıklar hazırlanmış ve onlara bagışlanma ve mağfiret vardır.

    Sadakallahul Aziym NÛR Suresi 26. ayet

    peki müslüman yalan söylermi, söylüyor, müslümanin müminin diyenlerde, yalan dolana, zaman geliyor başvuruyor, ve bir beladen cikiş kapisi olarak yalani seciyor. öyle olunca, onlar ne peki, adam mesala koyununun dili olmuş, müslümanlarda koyunu kurban edip ya normal et icin kesiyor, sonra dilinide agizindan söküp cikariyor, sonrada onun üstünü bicakla kaziyip temizleyip sonra firina sürüyor, paca denilen yemegin melzemesi yapiyor, ve onu yine bir müslüman yiyor, ve bir mümin yiyor, onun dilide cezaya müstehak oldumu, oldu, oda söküldümü, söküldü, yine ateşe atildimi, atildi, amma bunun farki, onu bir müslüman yedi, ve cennete girdi tekrar, ve ona cennet haram degil, cünkü koyunun eti müminlere helal, öyle olunca, o cezasini cekdi ve cennete dahil oldu demek olmazmi? bu ve kafirinkide cezasini cekdi yine cennet gibi olan bedene girdi, ama o yingyangin kötü tarafi olan deccal ve şeytan askerinin bedenindeki parca oldu, ve yine o, o yeni girdigi insanin, daha da kötlük yapmasina yardimci asker oldu, ve o yeni halinde dahada büyük cezaya müstehak olacak, bilin bakalim o ceze ne? ne peki biraz da siz tefekkür edin.

    Bu konuya bizim yorumumuz olarak, herkesin her hayvandan bir tane cibilliyati var dedik, bu tezimizi ispat etcek hususlarda şunlar:

    Mesala bir durum oldu, ben o durumdan pacayi siyirmak icin yalanda söyleyebilirim, amma dogruyu söyleyip, o cezayi o anda cekmeyebilirim, yalan söylersem, Allah muhafaza ilerde gelecekdeki hayatta, benimde dilimin kesilcegi bir hayvan olurum, veya dogru söyleyip daha bu dünyadayken, o dogru söyleyicince, cekecegim cezayi cekerim, iki secenek ikisindede ceza var, biri peşin, bir ilerde, yine mesala param kalmadi, ekmek yiyecem karnim ac, ve firinin camini kirip ekmek calabilirimde, amma ben öyle bir kimse degilsem derim ki : "acim bana bir ekmek verirmisin? " ekmekci amcaya söylerim ,ve gönlü ile vermesinide saglayabilirim, veya dilenir, iki kuruş alir, ve ona ekmek alirim, yani secenekler var, iyi yada kötü bir ahlak herzamen mevcut, hatta daha daha iyi bir hal, veyae daha daha kötü seceneklerde var ve mevcut, öyle olunca, ben kötü bir fiili yapinca, benim cibilliyatim o an, o kötü ahlaki yapan hayvanin sifatina düşmekde, iyi işleri yapincada, bu sefer yükselip iyi bir sifat kazanmakda, ulvi bir sifati kazanmakda, bu taa meleklige kadar giden bir yükselme, öyle olunca, her insanin yaninda her cibilliyattan bir tane mevcut, ister iyi sifat ve fiiili işlesin, isterde kötü ve süfli alcak bir sifata düşsün, öyle olunca, bunlarda her insanin her cibilliyattan bir sifati oldugunu gösterir, şeytan dediki : egilmeyecegini secde etmeyecegini, öylemi dedi Allah onu Hz. Davud un eline demir olarak verdi, bu kadar cok sert oldugunu iddia ediyor, al onu ISIT ve eg bük bakalim bu sefer ne diyecek dedi, ve davud elinde demiri ateşleyip demircilik edip, egdi bükdü, onunda egilen bir cibiliyatida oldu, halbuku demir egilmez bükülmez, mesala taaa bir sögüt agaci gibi kalin bir demir parcasini egmek mümkin olmayabilir, amma mesala inşaat teli gibi ince bir demir egilir bükülür, ve insanlara hizmet edip işe yarar, Allah, şeytani işe yaramaz birşey olarak halketmedi, o dahi tabiatina uygun olarak, insan hizmet etmeye devam ediyor. nitekim Hz. Süleyman onu mescidi Aksa nin yapimindada hizmetli amele olarak kullandi, yani sanma kötü dedigin hepden iskarca ve işe yaramaz, bugün en işe yaramaz dediklerin bile atilmayip, yeni hale dönüştürülüyorsa, o zaman işde domuzun dilini bile israf ettirmeyen Allah, sanma seni kötü ve karnlik olarak halketti, sen herkese kötülük yapip hayat bulcan amma, seninde iyi bir tarafin var,"Yilanin zehrinde Derman yaratan" Allahi unutma, kötülerin başi, şeytan bile işe yariyorsa, senin işe yarayacagin bir yer, illa vardir, senin de tutulcak bir kulpun illa vardir, ey insanoglu! sen o kulp, kopmaz kulpa yapiş, ve hakka ve cennete ulaş, ve Allahin affetmeyecegi günahlardan "şirk "vardir, şirk dişinda herşeyi affedeer diye biliyoruz, öyleyse Rabbimiz öyle dedi

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Kudsi bir hadisde şöyle Buyurdular

    (Kudsi Hadis; anlamın Yüce Allah'a, sözlerin Hz. Peygamber'e (s.a.v.) ait olduğu hadistir)

    - Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. O halde birbirinize zulmetmeyin.
    - Kullarım! Benim hidayet ettiklerimin dışında hepiniz dalalettesiniz. Benden hidayet dileyin ki sizi doğru yola ileteyim. (Hidayeti hak ediniz ki yolu açayım.)
    - Kullarım! Benim doyurduklarımın dışında hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.
    - Kullarım! Benim giydirdiklerimin dışında hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.
    - Kullarım! Siz gece gündüz günah işlemektesiniz. Bütün günahları affeden de yalnız benim. Benden af dileyin ki sizi affedeyim.
    - Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki bana zarar verebilesiniz. Bana fayda vermek elinizden gelmez ki fayda verebilesiniz.
    - Kullarım! Evveliniz, ahiriniz, insan olanınız, cin olanınız, hepiniz toplansanız da, içinizdeki en günahkâr bir kişinin kalbine sahip olsanız, bu benim mülkümden bir şey eksiltmez.
    - Kullarım! Evveliniz, ahiriniz, insanınız, cin olanınız, hepiniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsanız, ben de her birine isteğini versem, bu benim mülkümden ancak iğnenin denize daldırılıp çıkarıldığında eksilttiği kadar bir şey eksiltebilir.
    - Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Ben onları sizin için saklar, sonra onları size iade ederim. Artık kim bir hayırda -iyilikte- bulursa, Allah'a hamd etsin. Kim de bir kötülük bulursa, kendinden başkasını kınamasın.


    ( Hadis-i Şerif )

    Ne olursan ol.
    O nun kulusun!

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    Yüce Allah mahlukatı yarattığında yanında bulunan Arş'ın üstündeki bir kitaba şöyle yazmıştır:
    - Şüphesiz rahmetim, gazabımı geçmiştir.

    ( Hadis-i Şerif )


    Kudsi hadis

    Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

    - Ben kulumun bana olan zannına göreyim. Beni zikrettiği zaman da ben Onunla beraberim.
    - O beni gönülden zikrederse, ben de onu gönülden zikrederim.
    - O beni bir cemaat içinde zikrederse, ben onu, onunkinden daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim.
    - O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım.
    - O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım.
    - O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim.

    ( Hadis-i Şerif )

    Ve mesela insanlardan bazilari daga cikmayi sever, ve dagcilik sporu yapar, kim olaki bunlar, tabiki keci cibilliyatlilar bunlar, daga, en zireveye cikmayi ölümüne seven kim var, keci var, hele dag kecisi daha bir inatla cikar, ve Muhammed Mustafa ise, taaaa daha peygamber olmadan, bir keci sifati varmişki, hersene bir müüddet gidip "HIRA" dagina cikarmiş, ve cikişlarinin birinde işde Cebrail ile vahiy gelip, peygamber oldugu bildirlir, yani keci olmadan, peygamber olmak yok demekki, öyl olunca, bizler müslümanlarda en azindan, onun sünnetine ittiba icin, en az ömürde bir yapilan hac seyatinde, işde turu düzenliyen, eger organize ederse, veya biz kendimiz bilip de kendimiz gidersek, işde sünnet olarak HIRA ya cikariz, yine Meke den Medine ye kacarken saklandigi "SEVR" Dagina cikariz, yani müminin, ömründe en az iki tane kecisi olur demek olur, ve birde" Arafat" Daginda da vakfe var farz olan, birde adem kecisi olur, eee ettimi üc keci cibilliyati, yani her müslüman hem Ademin evladi, hemde müslümansa Muhammed ümmeti, ve birde düşmanlarinda kacdigi dagi olan keci, yani eyyup gibi oldun, o zaman eyup dagina kac, yunus gibi bir hal geldi başina o zaman yunus dagina tövbe dagina cik, yani öyle olunca, birde günahdan ve düşmanda kacdigi peygmeberi vardir, en az üc peygamberi, ve babasi olur, öyle olunca, ey ademoglu, ey insan, ne yaparsan, kendine yaparsin, egeer bu iyilik ise, iyiliklere kavuşur, şayet kötülük ise, azab ve cehheneme müstehak olursun.

    Rabbim, Mehdi ve askerine, kavşaga yani yol ayrimina gelince, dogruyu, hidayet ve mehdi yolunu secmeyi nasip etsin.



    --oOo---


    أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


    ''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

    وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

    Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
    Amiyn.
    Elfatiha maassalavat.

    سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

    Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

    etûbu ileyk.

    --OoO--


    Vaazi mp3 olarak indirmek icin linke sag tikla farkli kaydeti sec

    http://dosyaci.1trk.net/canli/150837643360071.mp3



    Kar©glan

    Başağaçlı Raşit Tunca

    Schrems, 16 Ekim 2017 Pazartesi

    Original Kar © glan



    Sessiz Zehirin - ve internetin Sesi ve Onun Şifası Olan - Radyo Karoglan

    Ocak - Şubat - Mart - Nisan - Mayıs - Haziran

    Temmuz - Ağustos - Eylül - Ekim - Kasım - Aralık

    1 Senede/12 Ay

    Pazartesi - Salı - Çarşamba - Perşembe - Cuma - Cumartesi - Pazar

    1 Yılda/365 Gün

    7 Günde/24 Saat

    Vaaz - Dini Sohbet - Tasavvuf Sohbetleri - Radyo Karoglanda

    RADYO KAROGLAN

    http://hakkalyakin.com/index.php?page=Radio

    Sessiz Zehirin - ve internetin Sesi ve Onun Şifası Olan - Radyo Karoglan
#19.10.2017 20:42 0 0 0