Bakırköy Halkevleri'nden yetişti Münir Özkul. Paşa torunu olarak doğduğu Bakırköy'de tanınan , sevilen bir simaydı. Önce tiyatroya atıldı. İstanbul ve Ankara Şehir-Devlet Tiyatroları'nda çalıştı. Sinemaya ise bir girdi pir girdi. 1950'lerin siyah-beyaz filmlerinde sıkça görülür oldu. Kalıptan kalıba giriyor, özellikle mimikleri çok beğeniliyordu. Her role girdi ama zengin ve kötü yürekli adam olmayı bir türlü beceremedi.Orhan Aksoy'un "Fakir Kızı Leyla" filminde evin kahyası rolüne çıkan Münir Özkul daha sonraları defalarca bu kalıba girdi.
Hep eve gelen fakir genç kızı bir hanımefendi olabilmesi için eğitti. "Fakir Kızı Leyla" da yürüyüş dersi verebilmek için kadın kılığına bile girdi. Daha sonra "Kezban " ve "Kezban Paris'te" de genç kızı, bir kuğu haline getirdi. "Gülşah" ın dedesi oldu, torununa yeni bir anne bulmak için elinden geleni yaptı. Ayşecikli filmlerde huysuz dede olmaktan kaçınmadı. Bastonuyla çocuk kovaladı. Hülya Koçyiğit ve Ekram Bora'nın başrollerini paylaştığı "Seni Seviyorum" da mafya üyesi rolüne bile çıktı. Zeki Müren'li filmlerde de göründü. "Gurbet" filminde , Müren'le birlikte balıkçıydı ve bugünkü halinden çok daha fazla saçlıydı. "Gece Kuşu Zehra" da ise usta bir hırsızdı. "Şöför Nebahat" filminde şarkılar söyleyen neşeli dolmuş kahyasıydı.
Münir Özkul'u halka asıl sevdiren filmler "Arzu Film" yapımları oldu. Ertem Eğilmez'li yıllarda birbiri ardına sayısız film çevirdi. "Gülen Gözler" "Bizim Aile" de fakir ama onurlu bir baba, Yaşar Usta oldu. "Mavi Boncuk" da dev bir kadroyla halkı güldürdü. Ve tabii "Hababam Sınıfı" serisindeki unutulmaz Kel Mahmut rolü. Münir Özkul daha sonra Adile Naşit'le birlikte çok sayıda film çevirdi. Video filmlerinde rol aldı. Bazı dizilerde göründü. Devlet sanatçısı ünvanı da taşıyan Özkul'un "sinema rüyası " yıllar boyunca hiç bitmedi.
'Babamı hasta yatağında rahat bırakın'
Münir Özkul'un kızı Güner Özkul: Babam iki aydan beri yatağa bağlı yaşıyor. O eski haliyle hafızalarda kalmak istiyor
Türk sinemasının usta oyuncusu Münir Özkul'un kızı Güner Özkul babasının sağlığının iyi olmadığını belirterek, yaşadığı sıkıntıları anlattı:
"Artık yardımsız yürüyemiyor. Akciğeri su topluyor. Babam insan içine çıkacak durumda değil. Geçenlerde İbrahim Tatlıses ile tartıştık. 'Ben babanın elini öpmek istiyorum kamera yok' dedi. Ben de 'Eşine iletirim sizi arar' dedim. O da bana 'Eşi odaya kitliyormuş. Münir Özkul halkın malıdır bizden saklayamaya hakkı yok. Ben gelip İbo Show'un kameralarıyla çekeceğim herkese ibret olacak üstüne de Hababam Sınıfı'ndan ağlamaklı sahneler koyacağım' dedi. Bunun üzerine ben de "Neyin ibreti. Babam tek başına bile hareket edemiyor. İnsanlar bunu mu bilsin' diyerek sinirlendim. 'Ben eşiyle konuşur size dönerim' dedim. Tatlıses 'Eşini ikna etmeye çalış. İbo Show'a mutlaka çıkarmalıyız' dedi. Bu mümkün değil. Babam artık bir bebek gibi bakım istiyor. O hiçbir yere gidecek hiç kimseyle görüşecek durumda değil. Onu rahat bıraksınlar. Babam artık filmlerdeki eski haliyle hafızalarda kalmak istiyor."
Babamın ilacı Numan Abla
GÜNER Özkul ybabasının yardımsız yaşayamaz halde olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Numan abla 25 yaşında babama aşık oldu. Bugün 55 yaşında. Bir gün olsun 'of' demedi. Muhteşem bir insan. Babam para içinde yüzmüyor ama geçimini sağlayabilecek bir durumda. Evleri var ikisinin de emekli maaşı var. İkisi de şanslı. 3,5 yıldır kameralardan uzak. Babam son 2 ayda birden değişti. 2 ay önce Amerikan Hastanesi'ne gitmiştik. Bir yerde tango müziği duydular. Babam, Numan abla ile dans etmişti. Onu kameraya çektim. Ama artık onu bile yapamıyor. Bakırköylü Sanatçılar Derneği vardı. Babamı sürekli davet ediyorlardı. Orada babama masa kurmuşlar. Kameralar toplanmış 'Münir Özkul aç. Dernek onu doyurdu, babaya kebap yedirdi. elveda Münir baba seni çok özleyeceğiz' diye haber yapmışlar. Beni tanımayan insanların görüp yüzüme bir tükürmediği kaldı. 'Baban aç sen televizyonlara çık' gibi..."
Münir Özkul rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı
Sanatçı Münir Özkul'un, rutin kontrollerinin yapılması amacıyla hastaneye kaldırıldığı bildirildi.
VKV Amerikan Hastanesinden alınan bilgiye göre, demans (kişinin entelektüel ve sosyal yeteneklerinin, günlük fonksiyonlarını etkileyecek şekilde kaybı) hastalığı bulunan Özkul, normal serviste yatıyor ve rutin kontrolleri yapılıyor.
Demans hastalığı nedeniyle 2003 yılından bu yana evinden dışarıya çıkmayan ve kimseyle görüşmek istemeyen Özkul, hastalığı yüzünden geçmişe dair birçok şeyi hatırlamıyor ve ölen arkadaşlarının yaşadıklarını sanıyor.