Şanlıurfa'nın tarihi yerleri ve yemekleri: Gezilecek yerler, meşhur lezzetler
Şanlıurfa, tarihi yerleri ve yemekleri ile herkesin dikkatini çekmeyi her geçen sene daha çok başarıyor. Şanlıurfa'da ne yenir konusunda da bilgi verdiğimiz yazımızda bu kentimize dair bütün detayları bulabilirsiniz.
Kadim değerlere sahip bir ilimiz olan Şanlıurfa'nın tarihi yerleri ve yemekleri mutlaka keşfe değer unsurlar. Burada öyle güzel adresler var ki hem doğal hem de tarihi gezi noktalarını içinde barındırıyor bu ilimiz. Güneyde yer alan Şanlıurfa sahip olduğu çok eski tarihi değerleri koruyor ve ziyaretçilerine de her daim açıyor. Dünyadan ve Türkiye'nin her yerinden her yıl binlerce kişi Şanlıurfa'nın gezilecek yerlerini keşfetmek üzere buraya akın ediyor diyebiliriz. Şanlıurfa'da ne yenir konusunda da bilgi sahibi olmak isteyen turistler buranın kebabı ile tanıştığında artık Urfa'dan kopamıyor. Tarihiyle ilham uyandıracak, doğal güzellikleri ile huzur verecek Şanlıurfa sizi bekliyor.
İbrahim Peygamberin doğup ateşe atıldığı ve Hz. İsa'nın da kutsal ilan ettiği Şanlıurfa, peygamberler şehri olarak dini bir önemi de taşıyor. Tarihte uzun bir yolculuğa çıkarak Urfa'yı dini ve etnik yönleriyle beraber tanıyalım.
ŞANLIURFA'DA GEZİLECEK YERLER
1-BİNLERCE YILLIK BULUNTULAR: GÖBEKLİTEPE
Dünya'nın en eski yerleşim yerinin Konya Çatalhöyük olduğu bilinirken Şanlıurfa kazılarında ortaya çıkarılan Göbeklitepe, tarihte ilk yerleşim yerinin Urfa'da olduğunu gözler önüne sermiştir. Tarihin değiştiği nokta olarak kabul edilen Göbeklitepe, "İnsanlık tarihinin sıfır noktası", "Medeniyetin doğduğu yer" şeklinde adlandırılıyor. Daha önce yerleşik hayata geçmemiş bir toplumun böylesine görkemli bir tapınak inşa etmesinin ilk kez Göbeklitepe'de karşılaşılması, bu antik kenti daha gizemli ve önemli hale getiriyor.
1980'li yıllarda iki Urfalı köylünün bölgede heykel bulup devlet yetkililerine teslim etmesiyle ortaya çıkarılan Göbeklitepe, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alıyor. Göbeklitepe, 12 bin yıl önce bu devasa tapınağı inşa eden toplumun ilkel bir şekilde avcılık yaparak yaşadıklarını gösteriyor. İleri düzeyde mühendislik bilgisine sahip bu toplumun tapınak duvarlarına resmettikleri yaşamlarından avcılık sahnelerini ve estetik işçilikli heykellerini Göbeklitepe'de görebilirsiniz.
Göbeklitepe nerede? İnsanlık tarihinin sıfır noktası burası
Göbeklitepe insanlık tarihinin yeniden yazılmasını sağlayacak kadar eski hikayeye sahip 1995'te keşfedilen bir tapınak alanı. Adına belgeseller, kitaplar, makaleler ve diziler yapılan 'insanlık tarihinin sıfır noktası' olarak nitelenen Göbeklitepe nerede? Ülkemizin güneyinde medeniyetin doğduğu yer sahip olunan insanlık tarihine ışık tutan buluntulara sahip. Gizemli yolculuğa çıkacağınız bir kapı burada aralanıyor.
Neredeyse insanlık tarihinin ilk yıllarına kadar uzanan geçmişi ile Göbeklitepe herkesin ilgi odağı olan bir yer. 2019 yılında en çok ziyaretçi alan yerler içerisinde olan tarihi eski tapınak 2020 yılında da yine ziyaretçileri çekecek gibi görünüyor. Mısır pramitlerinden tam 7 bin 500 yıllık daha eski zamana ait bu tapınak alanı. Tarım yapıldığına işaret eden buğday izlerine rastlanması buranın ilk yerleşik yaşama geçilen yer olmasının da özelliğini ortaya koyuyor. Ayrıca medeniyetin doğduğu yer olan Göbeklitepe dinler tarihini de etkileyen buluntulara sahip. Bu buluntular yeryüzündeki ilk inanç merkezi olması özelliğini veriyor buraya. Dini ritüellerini gerçekleştirme amacıyla insanların burada toplandığını söylüyor kazı çalışması yapan bilim adamları. Neolitik dönemde inşa edildiği düşünülen yerin kazı çalışmaları devam ediyor. Henüz keşfedilmeyen büyük bir alanı olduğu da söylentiler arasında. Yeni buluntular tarihin şekillenmesinde belirleyici olabilir.
2-BALIKLIGÖL
Şanlıurfa'da İbrahim peygamberin ateşe atıldığı zaman düştüğü yer olarak bilen Balıklıgöl, hem dini hem de Urfa kültürünün yaşandığı çarşıları, içinde bulunduran bir kompleks olarak karşımıza çıkıyor. Rivayete göre Hz. İbrahim, ateşe atıldıktan sonra mucize eseri her yer gül bahçesi oluverir ve ateş suya, odunlar ise balığa dönüşür. Bu hikaye, Urfa'da farklı şekillerde anlatılsa da genel olarak aynı olay içerisinde dönmektedir.
Balıklıgöl, hem kültür turizmi hem de üç semavi din için önemli bir yer olarak din turizmi bakımından çok sayıda ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Göl kenarında bulunan küçük tezgahlardan yem satın alarak dilek dileyip balıklara yem atmak, Balıklıgöl'ün olmazsa olmaz ritüelleri arasında yer alıyor. Balıklıgöl'ün çevresinde Urfa Kalesi, 11 bin 500 yıllık Balıklıgöl heykeli gibi pek çok tarihi eser de bulunmaktadır.
Şanlıurfa'nın "kayıp şehri" olarak bilinen Halfeti, baraj yapımı sırasında sular altında kalmış bir yerleşim merkezidir. Yerli yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Halfeti'de sular altında kalmış evler ve camiler gizemli bir görüntü oluşturuyor. Tekne turlarıyla bu batık kenti Urfa'nın yöresel türküleri eşliğinde gezebilirsiniz. Halfeti tekne turu sırasında Gaziantep sınırları içerisinde bulunan kayaların oyularak inşa edildiği Rumkale'nin görkemli yapısına da şahit olabilirsiniz.
Şanlıurfa'da ne yenir sorusunun cevabını alamdan önce sizi hazırlamamız gereken bir nokta var ki o da buraya et sevmeyen birinin geldiği durumda yemeklerden hiç hoşnut olmayacağı. Çünkü bütün Urfa meşhur yemekleri etli. Ancak tatil konusunda mutlu ayrılırsınız. Harika tatlara sahip lezzetleri var. Tabi ki et seven ve kebap, ciğer gibi et yemekleri için can atan kişiler için burası bir cennet sayılabilir. Masanızda geziniz boyunca et eksik olmayacak.
Urfa'nın meşhur yemekleri içinde birinci sırada gelir. Tüm güzel yöntemlerle kendine has usulle yapılır ve servis edilir. Siz de aman ha yemeden dönmeyin. Lezzetine doyum olmaz.
KEBAP
dana kebabı olur da Urfa kebabı yemeden dönülür mü? Asla. Buraya seyahat ettiğiniz acılı bir adana bitirmeden gelmeyin. lezzeti hiçbir yerde yok. Eti, baharatı, pişirme yöntemi hatta ateşinin odunu bile apayrı güzel burada.
Bulgur, salça ve isotun limon sosu ve acı ile muhteşem birleşimi diyebiliriz. Saatlerce yoğurularak güzel bir kıvam elde edilene kadar yapılan bu lezzet ağzınızı şimdiden sulandırmış olabilir. Güzel bir yolculuğun ardından Urfa lezzetlerini tattığınızda çiğ köftenin de hakkını verin.
ŞABUT BALIĞI
Sadece Dicle ve Fırat Nehir'lerinden çıkan bir tatlı su balığı türüdür. Kefale benzese de çok pullu ve kahverengi ile ayrılıyor. Yağlı bir balık olması sebebi ile lezzetli. 15 kiloya kadar bu balıktan görmek mümkün. Urfa'da ızgarası yada buğlaması yenmeli.
KELLE PAÇA
Sakatatın her türün burada göreceksiniz. Buna hazır olarak eğer sıkı bir kelle paça çorbası sevicisi iseniz hasını burada içebilirsiniz. Muazzam güzellikte bin derde deva olacaktır. Afiyet olsun şimdiden.
Kadayıftan ve katmerden sonra en çok yenen tatlısı bu. Çok tüketiliyor ve seviliyor. Billuriye kar kesilmiş tel kadayıfın daha fıstıklı hale denilebilir. Gül suyu ile tatlandırılıyor.
BAKLAVA
Baklavanın ana vatanı tabi ki Antep ancak burada da güzel baklava yiyebileceğiniz yerler var. Antep'in yanı başındaki Urfa'da da baklava yiyebilir, şerbetine doyulmaz baklavadan sevdiklerinize de alabilirsiniz.