I.
kavuşunca kirpiklerim yanı başımdasın
gülümseyen gözlerinle kırpılıyorsun bana
ve saçlarının kokusu
duyuyorum
dokunuşların büyüsü tensizken sâhici
II.
saçların olmasa bebeğim
ellerim iki yana düşerdi
ellerim okşamak nedir
bilmezdi
ve billûr dağlar geçemezdi hayâlimden
yıllarca saklandım her rüzgârdan
en yakın sütrenin ardında
dinmelerini bekledim
sağaldı son yaram
en tuzlu dileğimle
sen olmasan bebeğim
boş kalırdı yüreğim
III.
saçlarını dolayıp boynuma
göz göze kaldığımız ân
bir şeyler akıyor içime
bir şeyler ılık ılık akıyor
yüreğim hükümrânlık alanın
ve hiç gocunmadan yaşıyor esâretinde
IV.
saçlarındaki ışıltı gün doğumunu müjdeler
koşulsuz sürükler içten varlığın
daha önce hiç kimsenin akletmediği şeyleri
biliyorum der gözlerin
ve dudakların
aşkımın tomurcuklarını dölleyen sözcüklerin süzüldüğü
o mûzip kıvrım
coştukça coşturur
sözcüklerin buharlaştıkça
yürüyüşün mütevâzı
ve bir o kadar vakûr
muzaffer orduların başındaki komutan
sen olmalısın
ki yağmaya engel olursun
bilincin altının da üstünün de hâkimi
yenilse de kazanan sen
iyi ki ulaşılmaz değilsin
gerçi her yolum sana çıkıyor
V.
saçların çözülüyor geceye
saçların buhûrdan
nârin
büyülü
sıcak bir düş olup
tüm yaşananları affediyor
talimsiz
terbiyeli
uçurumları yararak o saçlar
umudu sunağına atıyor
derken
tan öncesi bulutlarının süzgün geçidi
kirpiklerin öpüşürken bölünüyor uykular
gümüş şamdanlarda parlıyor gözlerin