Fermilab

Fermilab

Üye
17.01.2009
Acemi Er
100
Hakkında

  • Hayatınızı kurtaracak 16
    ipucu!

    "İşte hayatınızı kurtaracak 16 ipucu"
    1.Tırnaklar :
    Tırnaklarınıza dikkatle bakın. Eğer hafif mavilik yada; morluk görürseniz
    bu bir kalp hastalığıyla karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir.
    Tırnaklarınızın aşırı kalın olması ya da üstlerinde tümsekler olması da
    nefes alma hatta akciğer sorunlarıyla karşı karşıya olduğunuzu
    gösterebilir.

    2. Nefeslerinizi sayın :
    Eğer dakikada 15 kez ve daha altında nefes alıp veriyorsanız sağlıklı
    ciğerlere sahipsiniz demek... Eğer 25 kez nefes alıp veriyorsanız o zaman
    sağlığınıza dikkat etmelisiniz.

    3. Gözler :
    Aynada gözlerinizden birine bakın. İris'in etrafında beyaz bir daire varsa
    kolesterol seviyeniz yüksek anlamına geliyor. Bu aynı şekilde yaklaşan
    kalp sorunlarının da en büyük habercisi.

    4. Avuç içinize bakın :
    Avuç içlerinize dikkatle bakın. Eğer kırmızı ve lekelilerse
    karaciğerinizde sorun var demek.

    5. Hafıza kontrolü :
    Bir tepsinin üstüne rasgele 10 eşya koyun. Tepsiye sadece 10 saniye bakın.
    Kaç tanesini hatırlayabildiniz? İyi bir hafızanızın olması Alzheimer'le
    karşılaşma riskinizin daha az olacağı anlamına geliyor.

    6. Kas kontrolü :
    Sırt üstü yatın. Bacaklarınız dümdüz olsun. Bir bacağınızı havaya
    kaldırın. Bir kişinin ayağınıza bastırmasını isteyin. Eğer bacağınız yere
    düşüyorsa,kaslarınız da bir zayıflık olduğu anlamına geliyor.

    7. Görünüş :
    Gözünüzün hemen altında elmacık kemiğiniz üzerine bir cetvel yerleştirin.
    Sonra cetvelin üstüne bir kredi kartı yerleştirin kartı en rahat
    okuduğunuz uzaklığı ölçün.
    Ne kadar yakına gelirse gelsin kartı rahat okuyabiliyorsanız göz
    sağlığınızın iyi olduğu anlamına geliyor.

    8. Tiroit misiniz? :
    Kollarınızı yere paralel olarak tam karşınızda birşeye uzanıyormuş gibi
    uzatın. Ellerinize dikkat edin. Eğer elleriniz bu pozisyonda titriyorsa o
    zaman tiroit olma riskiniz çok.

    9. Düz yürümek :
    Yere bir metre uzunluğunda bir çizgi çizin. Üzerinde rahat rahat
    yürüyebiliyorsanız, vücudunuzun koordinasyonu iyi işliyor demektir.

    10. Doğum kilonuz :
    Annenize kaç kilo doğduğunuzu sorun. 3 kilonun altında doğmuşsanız kalp
    sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.

    11. Beliniz kalın mı? :
    Vücut şekliniz elmaya benziyorsa, yani yağlarınız belinizin çevresinde
    toplanıyorsa, kalp sorunu yaşama riskiniz daha fazla.

    12. Tuvalet sıklığı :
    Her 3 saatte bir tuvalete birden çok gitme ihtiyacı mı hissediyorsunuz?
    Diyabetin en erken alarmlarından biri sık sık tuvalete gitmektir.

    13. Nabız kontrolü :
    Nabzınız ne kadar yavaş atıyorsa o kadar uzun yaşayacaksınız demektir.
    Yani nabzınız 70'in altındaysa sağlıklısınız anlamına geliyor.

    14.Dişlerinizi fırçalayın :
    Eğer dişleriniz kanıyorsa, kalbiniz tehlikede demektir.

    15. Parmak uzunluğu :
    İşaret ve yüzük parmakları aynı uzunlukta olan kişilerin kalp krizi
    geçirme riski daha fazla.


    16. Ayak bilekleri :
    Baş parmağınızla ayak bileğinizin arka kısmına bastırın. Eğer
    bastırdığınız noktada çok fazla çukurluk oluşuyorsa, o zaman kalp,
    akciğer, böbrek sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz
#23.01.2009 20:40 0 0 0
  • Konu: FIKRA
    AYRAN VE GAZOZ
    Fıkra, Hıncal'ın köşesinden alınmıştır. Onun için gülecekseniz, fıkranın hakkını vermek için Hıncal gibi gülün lütfenJ-J-J-J-J-J)

    İdris'le Dursun, kahvede ayrı masalarda hafif sıkkın oturuyorlar.
    İdris sesleniyor:
    - Ula Dursun, bana ayran desene
    - Ayran!
    - Ben senin karına hayran!
    Dursun, biraz sonra İdris'e sesleniyor:
    - Ula İdris, bana gazoz desene
    - Gazoz!
    - Uyy, ben senin karını öptüm
    İdris dudak büküyor:
    - Ula bu söylediğinin kafiyesi yoktur.
    - Kafiyesi yoktur, ama aslı vardır!
#22.01.2009 20:38 0 0 0
  • >>Ne zaman hayatinda bazi seyler tasinamaz hale gelirse, ne zaman 24
    >>saat kisa gelmeye baslarsa, O zaman mayonez kavanozu ve 2 fincan
    >>kahveyi hatirlayiniz!
    >>
    >>Bir gün bir profesör, masasinin üzerinde birkaç kutu oldugu halde
    >>felsefe dersindedir.Ders basladiginda, hiçbir sey söylemeden, önüne
    >>büyükçe bir mayonez kavanozunu alir ve içerisini tenis toplari ile
    >>doldurur.Ve ögrencilere kavanozun dolup dolmadigini
    >>sorar,Ögrenciler ittifakla kavonozun doldugunu ifade ederler,Bu
    >>sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldigi çakil
    >>taslarini, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakil taslari
    >>kayarak, tenis toplarinin aralarindaki bosluklari doldurur. Ve
    >>ögrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadigini sorar,Onlar da
    >>"evet" doldu derlerTekrar profesör masanin üzerindeki diger kutuyu
    >>eline alir ve içindeki kumu yavasça kavnoza döker. Tabii ki kumlar
    >>da çakil taslarinin aralarindaki bosluklari doldurur.Ve tekrar
    >>ögrencilere kavanozun dolup dolmadigini sorar,Ögrenciler de koro
    >>halinde "evet" derler.Bu sefer profesör masanin altinda hazir
    >>bekleyen 2 fincan kahveyi alir ve kavanoza bosaltir, kahve de
    >>kumlarin arasinda kalan bosluklari doldurur.
    >>
    >>Ögrenciler gülerler!
    >>
    >>Profesör ögrencilerin gülüsünü destekleyerek "eveet" diyerek; ben
    >>"Bu kavanozun sizin hayatinizi simgeledigini ifade etmeye çalistim"
    >>der.Söyle ki;Bu tenis toplari hayatinizdaki önemli seylerdir;
    >>dininiz, ibadetleriniz, aileniz, çocuklariniz, sihhatiniz,
    >>arkadaslariniz ve sizin için önemli olan seylerdir. Sayet diger
    >>seyleri kaybetseniz de, bu önemli seyler kalir ve hayatinizi
    >>doldurur.O çakil taslari ise daha az önemli olan diger seylerdir;
    >>isiniz, eviniz, arabaniz vs.Kum ise diger ufak tefek seylerdir.
    >>
    >>"Sayet kavanoza önce kum doldurursaniz..." diye, anlatmaya devam
    >>eder, "çakil taslarina ve özellikle de tenis toplarina (yeterli)
    >>yer kalmaz.
    >>
    >>Ayni sey hayatimiz için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak
    >>tefek seylere harcar, israf ederseniz, önemli seyler için vakit
    >>kalmayacaktir.
    >>
    >>Dikkatinizi mutlulugunuz için önem arzeden seylere çevirin.
    >>Çocuklarinizla oynayin.
    >>
    >>Sihhatinize dikkat edin. Esinizle yemege çikin. Evinizin
    >>ihtiyaçlarini karsilayin.
    >>
    >>Öncelikle tenis toplarini kavanoza yerlestirin.
    >>Öncelikleri, siralamayi iyi bilin.
    >>Gerisi hep kumdur.
    >>Bu ara bir ögrenci parmagini kaldirir ve sorar; "Pekiyii, o iki
    >>fincan kahve nedir?"
    >>Profesör gülerek: "Bu soruyu sorduguna sevindim. Hayatiniz ne kadar
    >>dolu olursa olsun, her zaman dostlariniz ve sevdiklerinizle bir
    >>fincan kahve içecek kadar vakit ayirin..
    >
#22.01.2009 20:33 0 0 0
  • Konu: Ressam
    Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini
    tamamlamış.

    Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin
    en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem
    bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı
    iliştirmesini istemiş.



    Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde
    resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
    Uzüntüyle ustasına gitmiş. Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme
    devam etmesini önermiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış.

    Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş
    fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça
    koymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri
    düzeltmesini rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.

    Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç
    dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

    Usta ressam şöyle demiş:
    "İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı
    ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi

    gelip senin resmini karaladı.

    İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir.
    Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.

    Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.
    Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma."
#21.01.2009 20:40 0 0 0
  • Derlerki yaz geçer kara kış olur.İyi günler gider birer düş olur.Karışmazsan başın daim hoş olur.Bir Allahın bir devletin işine.Sen kuzusun koyun ile yarışma.Ağıt değil güldürenle konuşma.Bu dünyada iki şeye karışma.Bir devletin bir Allahın işine.Buldun sade suya bulgur çorbası.Yarım ekmek yarım soğan kırması.Ye yat,doğru değil hiç karışması.Bir devletin bir Allahın işine.İyi belle düşmanını dostunu.Tetik bulun kaptırırsın postunu.Ateş düşse, sulama sen üstünü.Bir devletin bir Allahın işine.Sözüm uzun ,lakin dilim kısadır.Bu birkaç söz,sana büyük hissedir.Karışma sen onlar şaşmaz yasadır.Bir devletin bir Allahın işine.
#18.01.2009 20:40 0 0 0
  • Konu: Şehitler
    Ey bu vatan toprağında kefensiz yatan asker.Hiç üzülme,müsterih ol,gözün açık kalmasın Biz bu sınır boylarında hayalinle beraber.Yanyanayız,senin gönlün hiç muazzap olmasın.Hür milletin hür çocuğu esef etme ölüme.Ölüm değil sana gelen bu nakli mekandır.Mehmetçiğin adını sen yazdın bu tarih önüne.Vatan için can verenler senin ulu atandır.Onlar ki ta asırların mazisine kök salmış.Dar bularak Anayurdu kol atmışlar dört yana.Ta asyadan Avrupaya baş eğmeyen kalmamış.En sonunda onlarıda sarmış bu toprak ana.Onlarında şimdi bütün gönüllerde adı var.Ölmezlerin Abidesi ne kıymetli Mabettir,O Mabetki yine günde,yirmi milyon yadı var.Türk Tarihi var oldukça MEHMET ilelebettir.
#18.01.2009 20:38 0 0 0
  • Konu: Elveda
    Silme, birakta aksin göz yaslarimi.Eger günahlarimi bende ödeyeceksem.Mezarima elinle hazirla taslarimi,Içimdeki seytani bana güldüreceksen.Hani sende dost idin, bakislarin öyle derdi?Anladimki hakikat acilardanda aci.Yalanci dudaklarin tek bir tebessüm verdi,Açildi gönül kapum gitti bu son kiraci.Elimde bir hiç dolu,kalbim dolu kederdir;Lüle saçlim nereye,nereye sehla gözlüm?Vuslatini istemem bari bir katre zehir Elinden içmege razi olur bu gönlüm.Dinlemedi bunlari,ya öyle geldi bana.Adi siirimdedir.........ya elveda.
#18.01.2009 20:34 0 0 0
  • Malımız arttı, keyfimiz azaldı.
    Daha büyük evlerde ama daha küçük ailelerle yaşıyoruz.
    Konforumuz arttı, teknoloji gelişti ama zamanımız daraldı.
    Diplomamız yükseldi ama sağduyumuz azaldı.
    Uzmanlar arttı,sorunlar çoğaldı.
    İlaçlar arttı ama hastalıklar çoğaldı.
    Çok harcıyoruz ama az sadaka veriyoruz.
    Az kitap okuyoruz,çok televizyon seyrediyoruz.
    Çok iltifat ediyoruz ama az seviyoruz.
    Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı ve sürdürmeyi
    öğrenemedik.
    Aya ayak bastık ama, komşunun kapısını çalamadık.
#18.01.2009 20:27 0 0 0
  • Denizleri seviyorsan, dalgalari da seveceksin

    Sevilmek istiyorsan, once sevmeyi bileceksin

    Cenneti de gordum cehennemi de

    Oyle bir ask yasadim ki

    Tutkuyu da gordum pes etmeyi de

    Bazilari seyrederken hayati en onden

    Kendime bir sahne buldum oynadim

    Oyle bir rol vermisler ki

    Okudum okudum anlamadim

    Kendi kendime konustum bazen evimde

    Hem kizdim hem guldum halime

    Sonra dedim ki 'soz ver kendine'

    Denizleri seviyorsan, dalgalari da seveceksin

    Sevilmek istiyorsan, once sevmeyi bileceksin

    Ucmayi seviyorsan, dusmeyi de bileceksin

    Korkarak yasiyorsan, yalnizca hayati seyredersin

    Oyle bir hayat yasadim ki, son yolculuklari erken tanidim

    Oyle cok degerliymis ki zaman

    Hep acele etmem bundan; anladim...
#18.01.2009 20:25 0 0 0
  • Konu: Bimek
    Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma... anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma.
    Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez... çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez.
    Herkesi kendine eşit gör... her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekse korkaklıktır.
    Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir...
#18.01.2009 20:23 0 0 0
  • Konu: Sünnet
    Karadenizliler, bir konferans duzenlerler.
    Bu konferansa konusmaci olarak unlu bir Amerikali bilim adami da davet edilir.
    Amerikali konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Turkleri
    yakindan tanima firsati bulur, halkla kaynasir, kendini sevdirir.
    Karadenizliler ile Amerikali bilim adami hemen her konuda anlasirlar, uyum
    içinde konferans biter.
    Ayrilik gunu gelir, Karadenizlileri alir bir dusunce. Biz bu degerli bilim
    adamina nasil tesekkur edelim?
    Aralarinda toplanirlar, baskan konunun önemini vurgulamak için der ki:
    "Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamina nasil bir hediye alalim ki bizi
    unutmasin? Hem kullanisli birsey olsun, hem her eline aldiginda bizi
    hatirlasin?"
    Salonda kisa bir sessizlik olur, arka siralardan Temel elini kaldirir:

    "Sünnet ettirelim... "
#18.01.2009 20:16 0 0 0
  • Konu: Mektup
    Yadellerden esen seher yelleri.Vatanımın yedi renkli dağından.Selam getir,mektup getir, dil getir.Burcu burcu çiçek kokan bağından Açılmadık gonca getir gül getir.Görürseniz sorun, nazlım nicedir Anarmıki gurbetteki eşini.Bir acıki dağlardanda yücedir Yedi yıldır bırakmıyor peşimi.Derman getir,ilaç getir, kül getir.Gönül söyler elim yazar fiğanım. Bülbül bile bizar olur ahımdan Bende bıktım arzusundan bu canın Nazlı yarin bukle bukle saçından Asılmaya birkaç tutam tel getir.
#17.01.2009 20:16 0 0 0
  • Erguvana bürünür fecr ile beyaz lale.Nazenin,olur her seher çimenzarda hale.Bülbül ağlasınmı yoksa gülsünmü şaşar.Renkleri görüpte aşıkın düştüğü hale.Gece; bir efsundur, düşer her yaprağa damla.Çiğmi,gözyaşımı? anlaşılır zamanla.Rabbin kasesinden değilse onun mayası.Erimeğe mahkumdur bir vakit sonra TAN la.
#17.01.2009 20:14 0 0 0
  • İşte hicran yolunda inliyen zavallılar,bir ömrü işliyerek gidiyor diyar diyar.Ne bitmeyen yolculuk ne tükenmez bu gidiş.Yollar, karanlık yollar ebedimi bu gidiş? Bu zulmet aleminde bütün ruhlar elemli.Gülsede çehreleri fersiz gözleri,nemli.İçten gelen hıçkırık yine gönülde kalır.Her geçen gün ömürden bir fersahlık yol alır.Acı,elem,ıstırap dolu gözde,yaş kurur.Yerini gök mavisi bir serapla doldurur.Bir hiçlik daha biter gün döner seferinden.Yudum yudum içerler akşamın kederinden.Hergün aynı terennüm;hep dillerde bu dua.Yarap alışamadım bu uzun yolculuğa.Ya kulluktan azat et,sil beni defterinden...Ya bir katre ışık ver ya öldür kederimden.
#17.01.2009 20:12 0 0 0
#17.01.2009 19:45 0 0 0