






derdi de çareyi de verdiği gibi her dert için bir ilaç yaratmıştır. Bu sebeble tedaviye devam ediniz. Fakat haramla tedavi etmeyiniz." (Ebu Davud, Tıb 11)
'ın imandan sonra insanları verdiği en büyük ve en değerli nimetlerden biriside sağlıktır. Sağlık olmadan hayatta hiçbir şey olmaz. Çünkü sağlıksız hayatın ne tadı nede bir anlamı vardır. İnsan, hayatını sağlık ve mutluluk içerisinde sürdürdüğü sürece mutlu ve huzurlu yaşar. Bu sayede insan, hayatın tadını da güzelliğini de, ahiret hayatındaki mutlulukları da kazanır. Sağlığı, huzuru, mutluluğu yerinde olmayan bir Müslüman'nın ne kendisine, ne ailesine nede içinde yaşadığı topluma faydası olamaz.
, şifası olmayan bir hastalık yaratmamıştır. Peygamberimiz (S.A.V.) "
şifası olmayan hiçbir hastalık yaratmamıştır." (1) "İhtiyarlık hariç her hastalığın çaresi ve ilacı vardır." (2) diye buyurmaktadır. . Bu nedenledir ki İslam dini, insan sağlığına çok önem vermiştir. Kur'an-ı Kerim'de ve Peygamberimizin sünnetinde hayatın ve sağlığın Cenab-ı
'ın en büyük emanet ve nimeti olduğu belirtilerek bunların korunması emredilmiştir.
'ın kulları tedavi olunuz! Zira
, ihtiyarlıktan başka dermansız bir hastalık vermemiştir." (3) Cenab-ı
ise Kuran'da "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" (4) buyurmaktadır.
İsrail oğullarına şöyle buyurmuştur: "Çok yemeyiniz, şüphesiz çok yiyen kimsenin uykusu çok olur, çok uyuyan kimsenin namazı az olur, namazı az olan kimse ise gafillerden yazılır."
Resulü (s.a.a) ise şöyle buyurmuştur: "Çok yemekten sakınınız; şüphesiz çok yemek, bedeni bozar, hastalıklara neden olur ve ibadet hususunda insanı tembelleştirir. ."
katında dolu karından daha nefretli bir şey yoktur."
Resulü'nün (s.a.a) huzuruna vararak şikayette bulundu. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bu şehrin durumu böyledir zira ben insanlara tam iştahları olmadıkça yemek yememelerini ve henüz doymadan yemekten el çekmelerini söyledim." O doktor şöyle arz etti: "Siz tıp ve sağlığın bütün kanunlarını bu bir emrinizle beyan etmişsiniz. Bu yüzden bu şehrin halkı kolay kolay hasta olmamaktadırlar."
Resulü (s.a.a) sıcak yemek yemeyi yasaklamış;
'ın, sıcaklığı gitmiş yemekleri bereketli kıldığını ilan etmiş ve soğuması için yemeğe üfürülmesini de yasaklamıştır.
'tan, canlı bir hayvan yemek yediğimde bana bakarken ona karşı ilgisiz kalmaktan haya ediyorum."
Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kimin
nezdinde tesbihi ve
'ı övmesi çok, yiyeceği, içeceği ve uykusu az olursa, ilahi meleklerin iştiyakına mahzar olur."
Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Elbise, yiyecek ve içecek hususunda beden ve karınlarınıza insaflı davranınız; şüphesiz bu riayet nübüvvetin bir parçasıdır."





















































