Muhabbet etmeyi unutur insan, takılınca kitle iletişim ağına. Sonra kahreder umursuzca ''Nerde o eski muhabbetler'' diye. O sıcacık muhabbetleri katlederken insan kendilerini katlettiklerini yine kitle iletişim ağından öğrenirlerde, sorgulamazlar hiç nedense?
Ne kadar doğruluk payı var, pc başına oturunca etrafımızdakilerle iletişimimizde sona erdi...
Ben bunca yıldır çok yaralar aldım dost elinden. Anka kuşunun gözyaşları bile iyi edemedi açılan yaralarımı. Oysa Anka kuşunun göz yaşları iyi eder sanırdım. Ben hep içime attım dost sıkıntılarımı. Ama gel gör ki sığmadı, sığmadığı yetmezmiş gibi de taştı çoğu zaman. Nice yürek kaplarım vardı rengarenk, küçüklü, büyüklü onlar dolsun dedim ama boş kaldı. Benim bildiğim sırlarını hiçbir kimselerle paylaşmadım. Yüreğime kazıdım, diğer sırlarla birlikte onlarda yok oldular.Ben de çok sırlar verdim dağlara. Acılarımı ağaçlar dinledi, toprağa söyledi sonra, toprak kızdı, yıldızlara müjdeledi. İnanmazsan yıldızlarıma sor söylesinler sana.
Okurken kendimden çok şeyler buldum, paylaşım için teşekkürler...
Bilmelidir herkes, gerçek sevginin ne olduğunu ve sevginin zamandan daha yüce olduğunu
Bilmelidirler, sevginin çağları, zamanları devirebilecek güçte, ancak bir kristal kadar kırılgan olduğunu
Ve bilmelidirler, gerçek sevgili, değerini karşılayamayacak fânî dünyada, aslâ bir karşılık beklemez.
Ve o hayat sen her anlatmaya kalktığında can sıkan sıradan hikâyelerden biri olarak kalacak...
Üzgünüm...
Kaybeden rolünü bu kadar benimsersen, sana daima kaybetmek düşer!
Hayatta iki seçenek vardır ya kaybedersin yada kazanan olursun...
Emeğinize sağlık her zamanki gibi muhteşem bir İclal Aydın paylaşımı...