Sana çok hoş davranan dostun-arkadaşın,
Bir bakarsın buz gibi oluverir.
Şaşırma, insan böyledir.
Seninle alakası yok.
Bazen bir günde 4 mevsim birden yaşar insan,
Bu yüzden değişkendir...
Hoşlandığın zaman belki bahar, belki yazda idi o.
Bazen de olur ki mevsim kıştır, sana rastlar...
Ya da yaprak dökümüdür vakit...
Sakın üstüne alınma soğuğu-ayazı, titreme sakın.
De ki;
“Şimdi bu dostum kış mevsimindedir, kim bilir ne derdi, ne sıkıntısı var..”
Olabiliyorsan bahar ol ona, tut elinden-yüreğinden,
Dost değil misin?
Sana çok hoş davranan dostun-arkadaşın,
Bir bakarsın buz gibi oluverir.
Şaşırma, insan böyledir.
Seninle alakası yok.
Bazen bir günde 4 mevsim birden yaşar insan,
Bu yüzden değişkendir...
Hoşlandığın zaman belki bahar, belki yazda idi o.
Bazen de olur ki mevsim kıştır, sana rastlar...
Ya da yaprak dökümüdür vakit...
Sakın üstüne alınma soğuğu-ayazı, titreme sakın.
De ki;
“Şimdi bu dostum kış mevsimindedir, kim bilir ne derdi, ne sıkıntısı var..”
Olabiliyorsan bahar ol ona, tut elinden-yüreğinden,
Dost değil misin?
Adam akşam geç bir saatte işinden döndüğünde beş yaşındaki
oğlunu kapıda kendisini beklerken bulur. Çok yorgun ve perişandır.
Çocuk heyecanla sorar:
- Baba bir soru sorabilir miyim?
- Tabii ki sor bakalım ama kolay olsun.
- Bir saate kaç lira kazanıyorsun?
Baba çok sinirlenir ve oğluna kızar.
- Seni ilgilendirmeyen işlerle ne diye uğraşıyorsun? Kaçsa kaç sana
ne?
Oğlan tekrar sorar:
- Sadece bilmek istiyorum babacım. N'olur söyle bir saatte kaç para
kazanıyorsun?
- Peki o zaman. Madem çok merak ediyorsun söylüyorum. Saatte
50 lira kazanıyorum. Mutlu oldun mu şimdi?
Çocuk birden çok üzülür bu cevapla küçük belki de büyük hayalleri
yıkılmış gibidir. Hemen kendini toparlayıp babasına sorar:
- Baba bana 25 lira borç verebilir misin?
Baba yine sinirlenir ve şöyle der:
- Eğer saçma sapan bir şey ya da oyuncak almak için bu parayı
istiyorsan derhal odana git bakalım ve düşün. Baban bütün gün sen
o saçma sapan ne olduğu belirsiz şeyi al diye para kazanmıyor.
Böyle düşündüğün için yazıklar olsun sana!
Küçük oğlan sessizce odasına gider ve yavaşça kapısını kapatır. Baba
ise daha da çıldırmış olarak kendi kendine söylenir. Sırf para
alabilmek için bana böyle sorular sormaya nasıl cüret eder diye
düşünür. Bir bir buçuk saat geçmiştir ki baba artık sakinleşmiştir ve
mantıklı olarak düşünmeye başlar. Belki de gerçekten alması gereken
çok önemli bir ihtiyacı vardır diye hayıflanır. Bugüne kadar oğlunun
kendisinden hiç para istemediğini hatırlar. Doğru oğlunun odasına
gider. Kapıyı açar ve oğluna sorar:
- Uyudun mu oğlum?
- Hayır diye cevap verir oğlan.
Baba devam eder...
- Çok yorgundum o yüzden sana karşı biraz haksızlık ettiğimi
düşündüm ve işte al istediğin 25 lira.
Çocuk sevinçle yatağında zıplar. Parayı alırken babasına sarılıp
'sağol babacım yaşasın' der ve heyecanla yastığının altındaki
buruşuk paraları çıkarıp saymaya başlar. Baba oğlunun zaten parası
olduğunu fark edince yeniden sinirlenir. Çocuk tek tek paraları
sayarken baba hiddetle sorar:
- Madem paran vardı neden benden istedin?
- Çünkü yeterince param yoktu da ondan. Ama şimdi tamam.
İstediğimi satın alabilirim artık. Yaşasın! Ve çocuk babasının şaşkın
bakışları üzerinde devam eder:
- Babacım şimdi 50 liram var ve senin bir saatini satın almak
istiyorum. Yarın eve erken gel ki birlikte yemek yiyip harika zaman
geçirelim.
Baba çökmüştür oğluna sarılır ve onun kendisini affetmesini ister.
Sözüm çok çalışanlara... Zaman büyük bir hızla akıp gidiyor ve biz bizi sevenlere ve sevdiklerimize dokunamadan konuşamadan koklayamadan bir şeyleri paylaşamadan gözümüzün gönlümüzün arasından kayıp gitmesine izin veriyoruz.
Sürekli hiç bitmeyen bir işimiz var. Eğer yarın başımıza bir! şey gelirse çalıştığımız şirket yerimize birkaç saatte bile yeni birini bulabilir.
Ya geride bıraktığımız sevdiklerimiz bizi sevenler? Onlar bu boşluğu nasıl dolduracak?
YARINDAN BAŞLAYARAK DEĞİL HEMEN ŞİMDİ BİR SAATLİK KAZANCINIZI SEVDİKLERİNİZLE PAYLAŞMAYA NE DERSİNİZ? EMİNİM KARŞILIĞI PAHA BİÇİLMEZ OLACAK.
Allah seni toplasın! Gözünü.. Kulağını.. Aklını.. Yüreğini.. Hayalini
Toplasın ağyardan.. Sana "el" olan sınırlardan.. 'Allah seni toplasın.' AMİN Teşekkürler sıgınak
Ve şimdi
Sırf senin için
Ellerinden tuttum bir hiçin
Yürüyoruz ama biliyoruz
Sen gene umursamazsın hayat
Nasılsa gene yanmaz için hayata inat yaşamaya devam teşekkürler @papatya_28
sonra bir rüzgar esiyor
gökyüzüne bakıyorum
bazen de özenti olur ya
kuşlara özeniyorum
rüzgara özeniyorum
gün doğuyor,hava aydınlanıyor, kararıyor ...
kararan havaya özeniyorum
Kuşlar özgürlügü temsileder uçup gitmelerini varmak istedikleri yerlere varmalarını kıskanır insan ... kalemine yüregine saglık sıgınak güzelsunum olmuş
Sen gözümdeki ışık, dudagımdaki tebessüm,
Sen içimdeki sevincsin,
Sen hayatımdaki neşesin,
Sen yolumu aydinlatan,
Sen dert ortagım,
Sen gönül yoldaşım, Sen bitanesin,
Kendine iyi bak deme bana nokta koyma. teşekkürler konu için güzel paylaşım
Yetsin kara ağızla güne çalınan kara
Duygu sömürüsünde koparılan yaygara!
Kıyamete dek değil n'olur azıcık susun
Kininizi bir kez de içeri doğru kusun
Çekilin canevine, bir an girip çileye
Benlikten soyutlanıp soyunun gaileye
Düşünceye buyurun vicdan aklı okusun
İplik iplik eğirip tezgâhında dokusun
bak arkadaş ağladınmı güneşe bakarak ağlıyacaksın
yok gülümsedin mi .. ay doğmalı gecelere
Güneş belki agladıgını görür kurutur gözyaşlarını gülümsersin belki ay dogar gecelere kaleminize yüreginİze saglık güzel sözler....