Hükmü gayr-i resmi yoldan azadeyken senden ellerim
Terk-i çogalmis sözlerin uyku vaktindeyim
Heycanla uçusan kuş(ku)lar havalandi içimden hüzne râm olmusken
Güzelligine söylenmis s/özlerin karanlik pusularina kandi gönlüm,
VE içimde yüregimi tirmalayan koğus soğuklugu
Gözlerimde Gittigin Günün sevimsizligi kaldi yâr
Cehenneme ates biriktirmis sol yanim kaniyor benim
Biraz "Gazze" biraz "Kudüs" ortasinda acilarim
Z/aman simdi yaydan sendeledi tutanaksiz hizla tüm kâhro'luslara dogru..
Gözlerinden kargasalar kaldi yadigar bana..
Ayak direten gitmelerin c/ağlamalari
Sonrada uyku tutmayan kirgiklarim
Nezaret korkusu sariyor misralarimi simdilerde..
Kimin diline takili kalacagini bilmeden s/üzülen sözlerim var benim..
VE Kelepce kusatmali devrik cümlelerim
B/akma öyle yar !
Kayip ilani verildi fail-i meçhul sevgime..
Bulana Hüzün Garantisi Veriliyor Namluya Sürülen Mermi Tadindaki Afisler
Ritmi bozuldu bakislarimin sensiz..
iki cümleden yoksun geçinen ömrün sancisi pedal çeviriyor simdilerde içimde..
sahipsiz yar/alarima kör kuyular kazdim gözlerinin bugusunda..
Bir Gülüsüne Gözlerimin Özgürlügünü İnfaz Ederim yâr
Her gün sükut olurum kendime..
Düğüm Düğüm sususlarimin C/esaretsizlik umuduna yenildim
Kalakaldim uçurum ellerinin tutamadigim kiyisinda..
Giyindi Tüm Cevapsizliklar A'dan Z'ye
Ve Simdilerde
Sensiz kapimi calanlar tanidim yarim yamalak..
Hemen Hepsi Klasik Söyleside yâr ..
Misafir Dedigin 3 Gün Kalirmis..
Kapisini Mühürledim Yüregimin
Sensiz Evde YOKUZ
Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.
Ustam!
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.
Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.
Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...
Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.
Ustam!
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.
Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.
Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...
Aşkkolik oldum senin yüzünden
Şikayetim beni az görüşünden
Sen ne biçim bir şeysin böyle
Uzaydan mı geldin doğru söyle
Ben ne biçim vuruldum böyle
Senkolik oldum ilk görüşte
Hikayenin sonu mutlu bende
Sen ne biçim bir şeysin böyle
Masaldan mı geldin doğru söyle
Ben ne güzel vuruldum böyle
Sen bir başkasın bazı şeylerin cevabısın
Yazılmamış duyulmamış şarkılarımsın
Sen bir başkasın bazı şeylerin anahtarısın
İç dünyamın başkenti son durağımsın
Dertkolik oldum senin yüzünden
Şikayetim seni az görüşümden
Gelmeliyim her çağırdığında
Susmalıyım haklı olsam da
Peki ben neden böyle oldum
Çalınmamış kırılmamış umutlarımsın
Aşkkolik oldum senin yüzünden
zaman kadındır gönlü çelinsin ister zaman
hep okşansın diz çökülsün hep
dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına
taranmış
bir upuzun saç gibi zaman
soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi
zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken
sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi
ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
bu durdurulmuş zamanın işkencesi mavi çanaklarda kan gibi
bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
daha beter seni kaçak
seni yabancı bilmekten
aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
tanrım ne ağırdır sözcükler asıl demek istediğim bu
hazzın ötesinde taşındı sevgim hiçbir zararın erişemeyeceği yerde bugün
sen ki benim saat-şakağımda vurursun
boğulurum soluk alıp vermesen
tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın
Sana büyük bir sır söyleyeceğim her söz
dudağımda bir dilenen zavallı
acınacak birşey ellerin için kararan birşey bakışının altında
işte bu yüzdendir sık sık seni seviyorum deyişim
boynuna takabileceğin bir tümcenin o parlakca kalp kristali
kaba konuşmamdan gücenme benim bu konuşma
ateşte şu tatsız cızırtıyı çıkaran sudur o kadar
sana büyük bir sır söyleyeceğim bilmem ben
sana benzeyen zamandan söz açmayı
bilmem senden söz açmayı bilir görünürüm
tıpkı uzun bir süre garda
el sallayanlar gibi gittikten sonra trenler
bilekleri sönerken yeni ağırlığından gözyaşlarının
Sana büyük bir sır söyleyeceğim korkuyorum senden
korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
el kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden
sana büyük bir sır söyleyeceğim kapat kapıları
ölmek daha kolaydır sevmekten
bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
sevgilim.
Bir günden benden şikayet etttiğin
ne varsa özleyeceksin
Unuttuğun yalanlara benzemeyecek
hep yanında götüreceksin
Kalbimi kırdın tebessüm ettin birşey demedim
Kalbim senindir sen kendi parçanı yok ettin
Dalı kurusada ağaç yağmura nasıl küser
Saatin dursa bir an zaman onu nasıl bekler
Alı koymus tebessüm aşığına bir zalim
Yıkılır dökülür aman kalp kırılsada sever
Hazineler harabelerde olur
Yaz bunu baştan
Yıkılmışım dükülmüşüm
Perişanım ama aşktan