Gökyüzü maviydi önceleri Sıcaktı sahiller Andros’ta
Sadece çakıl taşları ve dalga sesleri vardı. Bir de Martılar.
Sonra, sen geldin. Habersiz ve sessiz.
Önce gölgen düştü. Sırayla gözlerin ve ellerin girdi hayatıma.
Ardından tüm ada’yı istila etti kırlangıçlar.
Artık gökyüzü mavi değil. Hiç mavi değil.
Üstelik bir de med-cezir dadandı kıyılarıma.
Zırhlara bürünmüş karanlık şövalyeler;
Bütün kalelerimi yıktılar birer birer.
Siyah bulutlar göğümdeki mavilikleri esir aldılar.
Kuşatma altındayım. Artık bu kesin.
Kara delik gitgide büyüyor kuantum teorilerinde.
Madem ki; Andros’un tüm yeşilleri ayak altında
Ne teşhis koyarsan kabulüm bundan sonra. De ki;
Şifa bulmaz türden kronobiolojik bir vaka
Veya; deney kaydı düşülmüş bir kadavra.
Ne dersen de / Fark etmez. Hiç fark etmez. /çok geç
Bu sinsi veba önlenemez şekilde yayılmada..
Sayende; Mevsimsiz Yağmurlar yağıyor işte.
Sel suları dolacak kuş uçmaz kervan geçmez boşluklara.
Git gide daralacak çember. Nefes bile alamaz olacağız.
Çıkış yok. Soru işaretleri nöbet bekliyor kapıda.
NE ALIP VEREMEDİĞİN VAR ESKİ ŞİİRLERİMDEN
NEDEN ARAR DURURSUN SANKİ
SARARMIŞ SOLMUŞ SAYFALARIN HÜZNÜNÜ.
SEN DİLE YAĞMUR ADAM……SEN DİLE…BEN SANA
SEPETLER DOLUSU SUNAYIM SIKMAN İÇİN…
DEMET DEMET ÜZÜMÜ…
Tutunup ıslak küpeşteye görünmez ufku kısık gözlerle sürekli tarayarak
Bu benim; bilinmeyenin ve evrenin, en uzak ucuna gidişimdir yalpalayarak.
Kürek eski, kalan canı tek seyirlik. O da zaten,çoktan tahta kurduna yenik.
Şeytan üçgeni,define adası,iskelet kafası sığ sularda devamlı balans atarak
Çek babam çek.Yoksa akıntı bizim yerimize kayalıklara mevki koyacak.
Siz sanmayınız ki; kara korsanın gömdüğü her şey sonunda bana kalacak.
Ama ya kalırsa? o zaman bu köhne iskeleye dönüşüm muhteşem olacak.