BİR ÖYKÜ

Son güncelleme: 06.04.2005 20:34
  • Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, Boston treninden inip
    utangaç bir tavırla rektör'ün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından
    fırlayarak önlerini kesti... Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralıların
    Harvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi?

    Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkansızdı..
    Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu..
    Yaşlı kadın, çekingen bir tavırla; "Bekleriz" diye mırıldandı...
    Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi.. Sekreter sesini çıkarmadan
    masasına döndü.. Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi.. Sonunda sekreter,
    dayanamayarak yerinden kalktı. "Sadece birkaç dakika görüşseniz, yoksa
    gidecekleri yok" diyerek rektörü iknaya çalıştı. Anlaşılan çare yoktu..

    Genç rektör, isteksiz bir biçimde kapıyı açtı. Sekreterin anlattığı tablo içini
    bulandırmıştı. Zaten taşralılardan, kaba saba köylülerden nefret ederdi.
    Onun gibi bir adamın ofisine gelmeye cesaret etmek, olacak şey miydi bu?
    Suratı asılmış, sinirleri gerilmişti.

    Yaşlı kadın hemen söze başladı. Harvard'da okuyan oğullarını bir yıl önce
    bir kazada kabetmişlerdi. Oğulları, burada öyle mutlu olmuştu ki, onun
    anısına okul sınırları içinde bir yere, bir anıt dikmek istiyorlardı.

    Rektör, bu dokunaklı öyküden duygulanmak yerine öfkelendi. "Madam"
    dedi, sert bir sesle, "Biz Harvard'da okuyan ve sonra ölen herkes için
    bir anıt dikecek olsak, burası mezarlığa döner..."

    "Hayır, hayır" diyerek haykırdı yaşlı kadın.. "Anıt değil... Belki, Harvard'a
    bir bina yaptırabiliriz". Rektör, yıpranmış giysilere nefret dolu bir nazar
    fırlatarak, "Bina mı?" diyerek tekrarladı, "Siz bir binanın kaça mal olduğunu
    biliyor musunuz? Sadece son yaptığımız bölüm yedi buçuk milyon dolardan
    fazlasına çıktı..."

    Tartışmayı noktaladığını düşünüyordu. Artık bu ihtiyar bunaklardan
    kurtulabilirdi.. Yaşlı kadın, sessizce kocasına döndü: "Üniversite
    inşaatına başlamak için gereken para bu muymuş? Peki, biz niçin
    kendi üniversitemizi kurmuyoruz, o halde?"

    Rektör'ün yüzü karmakarışıktı.. Yaşlı adam başıyla onayladı.
    Bay ve bayan Leland Stanford dışarı çıktılar. Doğu California'ya,
    Palo Alto'ya geldiler. Ve Harvard'ın artık umursamadığı oğulları için
    onun adını ebediyyen yaşatacak üniversiteyi kurdular.

    Amerika'nın en önemli üniversitelerinden birini STANFORD'u.
#05.01.2005 19:50 0 0 0
  • ellerine sağlık dostum...
#05.01.2005 20:31 0 0 0
  • sende sagol dostum
#05.01.2005 20:38 0 0 0
  • ellerine saglik
#14.03.2005 03:17 0 0 0
  • ellerine sağlık ummadık taş misali
#14.03.2005 10:42 0 0 0
  • ....ElleRiNe SaGLıK....
#06.04.2005 20:34 0 0 0