Bipolar Duygulanım Bozukluğu Hastalığı

Son güncelleme: 30.05.2009 15:11



  • Bu bozuklukta hastanın duygu durumunun ve etkinlik düzeyinin belirgin derecede bozulduğu, yineleyici nitelikte hastalık dönemleri vardır. Duygudurum ve etkinlik düzeyindeki bozulma iki şekilde olabilir;

    1-Duygu durumda enerji ve etkinliğin artması (mani veya hipomani).

    2-Duygu durumda çökkünlük ile birlikte enerji ve etkinliğin azalması (depresyon).

    Bu hastalığın bir özelliği hastalık nöbetleri arasında genellikle tam iyileşme olmasıdır. Yalnız yineleyici mani nöbetleri geçiren hastaların sayıları oldukça azdır. Bunlar hem mani hem depresyon nöbetleri geçiren hatalara birçok yönden benzedikleri için, bipolar başlığı altında sınıflandırılırlar. Mani nöbetleri genellikle ani başlar ve süresi 2 hafta ile 4-5 ay arasında değişir (ortalama süre 4 aydır). Manik dönemdeki belirtiler şunlardır:

    1-Duygudurumda kişinin içinde bulunduğu duruma uygun olmayan coşku, coşkunluk, taşkınlık.

    2-Enerji artması ve aşırı hareketlilik, saldırganlık.

    3-Çok konuşma.

    4-Uyku süresi ve derinliğinde azalma.

    5-Toplumsal kurallara uyamama.

    6-Dikkatte azalma ve dikkat dağınıklığı.

    7-Özgüven artışı, büyüklük fikirleri, büyüklük sanrıları (kendini başbakan, peygamber, ermiş zannetme).

    8-Renklerin canlı ve güzel olarak görülmesi.

    9-İşitme keskinliğinde artma.

    10-Düşüncesizce para harcama.

    11-Ticari girişimlerde bulunma.

    12-Yeme-içme ve kişisel bakım ihmali.

    13-Sesler duyma, hayaller görme, kokular algılama, ciltte karıncalanmalar veya dokunmalar hissetme şeklinde algı bozuklukları (halusinasyonlar).

    Depresif nöbetler genellikle sinsi başlar ve manik nöbetlere göre daha uzun sürelidir (ortalama süre 6 aydır), yaşlı hastalar dışında genellikle bir yılı geçmez. Depresif dönemdeki belirtiler şunlardır:

    1-Dikkatin azalması ve dikkatini toplayamama (anlama, kavrama, hatırlama güçlükleri).

    2-Benlik saygısında düşüş ve özgüven azalması.

    3-Suçluluk ve değersizlik düşünceleri.

    4-Geleceğe ilişkin karamsarlık ve güvensizlik.

    5-Kendine zarar verme ve intihar düşünceleri ve girişimleri.

    6-Bedensel halsizlik (birçok hasta kansızlık, guatr vs. gibi bir hastalığının olduğunu düşünür).

    7-Uyku bozuklukları (uykuya dalamama, erken uyanma, sık sık uyanma, kabuslar görme).

    8-Cinsel istek kaybı.

    9-İştah azalması veya artması.

    10-Hareketlerde yavaşlama veya sıkıntılı hareketlilik.

    11-İç sıkıntısı, darlık hissi.

    12-Eskiden severek yapılan etkinliklere karşı ilgi azalması.

    13-Sosyal ilişkilerde azalma, içe kapanma.

    14-Ağrı, hazımsızlık, adet düzensizliği gibi bedensel yakınmalar.

    Bipolar affektif bozukluk psikiyatrik hastalıklar içinde genetik geçiş ihtimali en yüksek olan hastalıktır. Ülkemizde akraba evliliklerinin fazla olması nedeniyle Avrupa ve Amerika'dan daha sık görülmektedir. Doğu Karadeniz bölgesinde diğer bölgelere göre daha fazladır. Birçok ünlü sanatçı, politikacı, bilim adamı bipolar affektif bozukluk hastasıdır. Bunlar arasında İngiltere başbakanı Winston Churchill, ABD başkanı Franklin Delano Roosewelt, Alman besteci Robert Schumann sayılabilir. Hastalar manik dönemlerinde girişken, konuşkan, aktif, yaratıcı, başarılıdırlar. Buna karşın depresif dönemlerinde ise tam tersi bir tablo sergilerler. Robert Schumann'ın depresif ve manik dönemlerinde bestelediği iki eseri, hastanın duygu durumunun eserlerine nasıl yansıdığını tipik biçimde göstermektedir.



    Tedavi

    Akut dönemlerde hastane tedavisi gerekebilir. Hasta stabil hale geldikten sonra, uzun süre duygudurum düzenleyici denen ilaçlardan kullanması gerekir. Söz konusu ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Belli aralıklarla, kan ilaç düzeylerinin saptanmasına yönelik laboratuar tetkikleri yapılmalıdır. Hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi yinelemelerin önlenmesi açısından önemlidir.




    Alıntı








#30.05.2009 15:11 0 0 0