Trabzon'dan Haberler Güncelleniyor

Son güncelleme: 19.02.2008 13:53
  • Bölgemiz Dünyanın gözü üzerimizde
    noimage
    Dünya basını, Hrant Dink cinayeti ile gündeme gelen Trabzon'u 'konuşuyor....' Batı'nın iki büyük gazetesi Financial Times ve New York Times aynı günde Trabzon'u irdeleyen uzun haberler yayınladı. Financial Times Trabzon'u 'Aşırı milliyetçilik yuvası' diye nitelerken New York Times ise "Trabzon modern Türkiye'ye ayak uyduramıyor' yorumunu yaptı.

    Trabzon ıskalandı mı?
    New York Times Trabzon'daki sıkıntının ekonomik nedenlerine de dikkat çekerek 'Birçok Türk kentini olumsuz etkileyen yoksulluk, işsizlik ve fırsat eksikliği, burada özellikle gençleri eziyor' yorumunu yaptı. Financial Times ise "Türkiye'nin 2002 yılından bu yana yaşadığı ekonomik canlanma sanki Trabzon'u ıskaladı" dedi.
#05.09.2007 09:10 0 0 0
  • Serbest bırakıldılar
    noimage
    Trabzon'un Of ilçesinde 4 kişinin bıçaklanmasıyla sonuçlanan olayın zanlıları serbest bırakıldı

    Soruşturma sürüyor

    Trabzon'un Of İlçesi'nde önceki akşam çıkan bıçaklı kavgada 4 kişinin yaralanması ile ilgili soruşturma sürüyor. Çıkan kavgada yaralanan şahısların Yalçın K., Hüseyin A., Furkan K. ve Vefa U. isimli şahıslar olduğu öğrenildi. Yaralı tedavi altına alınırken, Vefa E., İhsan.E, İsmet E., Sedat E. ve Sıracettin E. isimli şahıslar gözaltına alındı.



    Takviye kuvvet

    Olayı duyan yaklaşık 100-150 kişi Of İlçe Polis Merkezi önünde toplanarak taşkınlık yapmak istedi. Kalabalık Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden gelen takviye kuvvetlerle dağıtılırken, gözaltında tutulan kişiler Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Dün akşam saatlerinde adliyeye çıkarılan zanlılar serbest bırakıldı.
#05.09.2007 10:17 0 0 0
  • noimage
    SENATÖR Calderoli, Trabzon'daki Rahip Santoro cinayetinin ardından "Dilerim Türkiye AB'ye alınmaz" dedi.İtalya'da İslam karşıtı çıkışlarıyla tanınan aşırı sağcı senatör Roberto Calderoli Ramazan'ın ilk gününde Müslümanları çileden çıkardı. Senato'nun Başkan Yardımcısı da olan Calderoli İtalya'nın kuzeyindeki Bologna kentine yapılacak caminin inşasını engellemek için, inşaat alanında bir 'domuz günü' organize edeceğini açıkladı.
    . İtalya Müslümanlarının liderlerinden Maro Scaialoja,"Bir İtalyan milletvekilinden böyle sözler duymak çok rahatsız edici. Bu edepsiz sözler karşısında söyleyecek kelime bile bulamıyorum" diyerek tepkisini gösterdi. Calderoli, geçen yıl reform bakanlığı yaptığı dönemde Hz. Muhammed'i kafasında bir bomba varken gösteren karikatürün basılı olduğu tişörtle ekrana çıkmış ve büyük tepki çekmişti. Uzun süre istifa etmemekte direnen Calderoli, Libya'da kendisini protesto edenlerin eyleminde 11 kişinin ölmesi üzerine dönemin başbakanı Silvio Berlusconi tarafından görevden alınmıştı.
    'Türkler'in AB üyeliği toprağa gömülsün'
    'Hıristiyan aleminin toplu bir İslam köktendinciliği tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını' savunan Calderoli, geçen yıl Papa 16. Benedikt'ten 'tıpkı Viyana kapılarına dayanan Türkler'e karşı olduğu gibi İslam dünyasına karşı Haçlı Seferleri başlatması' çağrısında bulundu.
    Papa'nın Hz. Muhammed'le ilgili sözleri İslam alemini ayağa kaldırınca, "Dün karikatürleri bahane ediyorlardı, şimdi de Papa'yı bahane ediyorlar. Papa diyalog için bir el uzattı ama Müslüman yetkililer saldırgan ve öfkeli davranıyor" diyerek Müslümanları suçladı.
    Trabzon'daki Rahip Santoro cinayetinin ardından "Dilerim Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği de artık toprağa gömülür" dedi.
    Bakanlık yaptığı dönemde, "Ülkemizdeki göçmenler iş imkanlarını İtalyanların elinden çalıyor. Suç oranının artmasından da onlar sorumlu" diyerek büyük tepki çekti.
#17.09.2007 12:20 0 0 0

  • Sevgili okurlar, bu haftaki yazımda sizlerle, Trabzonlu olup, Gaziantep?te ikamet eden Faruk Köse isimli okurumuzun, senelik iznini kullanmak için geldiği Trabzon?da, Avni Aker?de ailece izledikleri Galati maçında yaşadıkları ve televizyondan izlediği olaylı Sivasspor maçındaki düşüncelerini paylaşmak istedim. Bakınız, Trabzonsporlu kardeşimiz bendenize gönderdiği yazısında bizlere neler diyor, bizlerden ne diliyor..?
    ? Nereden başlasam bilmiyorum, ama çok dertliyim. Sivasspor maçındaki olayları TV' de görünce, inanın hayretler içinde kaldım. Çünkü sahada gördüğüm insanlar, 15 gün önce Galati maçında gördüğüm taraftar kitlesinin içinden çıkıp, böyle bir tepki oluşturamaz diye düşünmüştüm.
    5?6 yıldır Trabzon' da TS maçına gitmemiştim. Yıllık iznim ile Galati maçı çakışınca, ben ve oğlum için güzel bir fırsat olduğunu düşünüp, maça gitmeye karar verdim. Hollanda'dan gelen ağabeyim ve oğlu, İstanbul'dan gelen kuzenim ve oğlu, ben ve oğlum, babam ve kuzenimin babası hep birlikte maça gidecektik. Üç nesil bir arada TS' un galibiyeti ile coşacak ve çocuklarımıza şeref duyacakları mutlu bir gece yaşatacaktık. Maçtan bir gün önce oğlum (5,5) yeğenim (15) ve kuzenimin oğlu (4) biletlerini almaya gidince, formalarını da alarak eve geldiler. Bunu gören ağabeyimin kızı da (6,5) forma almak ve erkeklerle maça gitmek istediğini söyledi.
    Ona da ben forma aldım. Maçtan 1 saat önce, çocuklar ambiyansı daha sıcak yaşasın, TS' a olan bağları daha da güçlensin diye yerimize oturduk. Çocuklar, golle birlikte havalara uçtu, her şey mükemmel gidiyordu. Hatta arkadaki ağabeyleri çocuklara cips paketlerinin birini verip jest bile yaptılar. Çocuklar, bir yandan maç seyredip diğer yandan eğleniyorlardı. Tezahüratlara bile katıldılar.
    Sonra işler sarpa sardı. Oğlum, inancını hep korudu ama? " Baba, Gökdeniz var, Umut Bulut var, Ersen Martin var, gol atacağız" diyerek bizi de umutlandırıyordu. O gün tribünde, çok garip bir şey gözlemledim. Maç 1-1, tur gidiyor, Ziya Doğan'ın değişiklik yapmaya niyeti yok. Koca kapalı tribünde herkes maça dalmış hiç tepki yok. 70. dakikada artık dayanamadım "Ziya Hoca daha neyi bekliyorsun, 1-1 yetmiyor oyuncu değiştirsene" diye bağırdım. Sesim oldukça gürdür. Eskiden Avni Aker'de birisi böyle bağırınca yanındakiler gaza gelir alkışlar, ıslık çalar bir tepki verirdi diye düşündüm. Yaptığımdan utanarak -küfür etmediğim halde- sessizce yerime oturdum.
    Ziya Hoca 78. dakikada uyandı ve maçı kurtarmak için Yusuf' u oyuna soktu. Sonuç malum. 90. dakikada birkaç ıslık sesi ve "Yönetim istifa " tezahüratları ile maçı kaybettik. Oğlum ve diğer çocuklar sırtımızda dışarı çıkarken tam kulübenin arkasındayım. "Ziya Hoca asker arkadaşların Celalettin ve Ayman'ı da al ve yakamızdan düş" diye birkaç kez daha bağırdım. Oğlum soruyor "Baba asker arkadaşı kim?". Mağlubiyetin üzerine beni böyle sinirli görünce koyverdi ağlamayı. Maç sırasında arada bir de "Oooff baba oof" şeklinde iç çekmişti. Bunu bazen oyun olsun diye yapar. Ama daha önce, Gaziantep maçını kaybedince; dayısı kızdırınca gururuna yedirememiş ve dakikalarca ağlamıştı. Ancak kafile ile birlikte gelen arkadaşlarla otobüse bindiğinde susmuştu. O gün arkadaşlarım resimlerini çekmiş "işte cefakâr TS taraftarı" diye takılmışlardı. Ben hem o gün, hem de Galati maçından sonra ona bir tek şey söyledim: " Oğlum sen TS' lusun, bu yenilgilere, acılara alış, çünkü hayatının çoğu bunlarla geçecek. Ama asla TS' lu olmaktan ve bu takımı tutmaktan vazgeçme, çünkü biz onu hep karşılıksız sevdik".
    İşte Sn Yavuz; bu duygular içinde Sivasspor maçını izlerken o sahaya giren insanların kim olduklarını merak ettim. Bu benim Trabzon' um değil. Benim insanım hiç değil. ? Bunun analizini iyi yapmazsak bizi yakında Süper ligden de atarlar. Lütfen, siz, insanları daha güzel yönlendirin. Don Kişot yel değirmenine karşı savaştı. Ben ise sizden sütununuzu kaybetme pahasına şunu bekliyorum. Lütfen bu yönetimin çağrılarını, baskılarını unutun. 3 puan kime verilirse verilsin TS taraftarı artık bu olayları bırakmalı. Emniyet, valilik, yönetim, basın, halk el ele versin. Bu insanlar spor müsabakalarına ömür boyu giremesin. Maç günü gözaltı cezası kanunlara göre uygulanabilir. Lütfen insanlarımızı bilinçlendirin. TS' suz lig olmaz. Ama bir daha yaparsak bizi kovacaklar. Çünkü İstanbul sermayesinin en büyük rakibi TS' dur. O ancak bu şekilde yok edilebilir. Rakiplerimiz pusuda, biz ise kendi içimizdeki sorunları bir türlü aşamıyoruz. Sözlerimi sonlandırırken size saygılar sunuyorum? "Trabzonspor bir fenomendir, asla kaderine terk edilemez?
    Teşekkürler Faruk Köse, ellerine sağlık?
#23.09.2007 09:50 0 0 0
  • Bir önceki tatil beş yıl önceydi ve iki hafta sürmüştü. Bu yıl ise 40 gün. Trabzon?dan bîhaber geçen kırk gün.
    Tatile çıkarken uzun sokak sökülmüştü. Sahil yolundan Faroz?a gelmeden Pazarkapıya geçiş veren yol kapalıydı. Farabi hastanesine güzergahı üzerinde Zafanos-Farabi caddesi ayırımında hastane istikametini gösteren bir levha yoktu. Trabzonspor ve sahil tesislerine şehir tarafından girişte üst geçit?in altındaki sinyalizasyon lambaları ayarsızdı. Otomobillerin plaka boyaları dökülüyordu.
    Gözlemlerime göre değişen pek fazla bir şey yok.
    ***
    Doğru, uzun sokakta mağaza sahiplerinin şu aralar hakikaten büyük bir çilesi var. Fakat hazırlanmış proje gerçekleşirse, bittiği zaman Trabzon?a yakışan bir gezinti alanı olacak uzun sokak ve mağaza sahipleri de eskisinden daha sağlıklı bir ortamda çalışacaklar. Bir önceki haliyle de zorunlu olmadıkça girmek istemediğim o sokakta, özellikle yürüyen çocukları ve yaşlıları gördükçe onlar açısından ne cesaret diye düşünüyordum. Hele o dükkân sahipleri ve buralarda çalışanların durumunu daha vahim olarak görürdüm. Gürültü kirliliğini bir tarafa bırakıyorum, ama hava kirliliğini asla? Bu sokakta çalışanlar bütün gün o otomobillerin egzoz gazlarını teneffüs ediyorlar ayrıca hava akımı olmadığı içinde dükkânlara yığılan o kirli havayı teneffüs etmekten başka çareleri de kalmıyordu. Keşke bir araştırma yapılsa da bu sokaktaki iş yerlerinde çalışanlarda hava kirliliğinin neden olduğu hastalıkların oranını öğrenebilsek. Özellikle kış aylarında akşamüstleri o bölgedeki ilköğretim okulunun dağıldığı saatlerde çocukların teneffüs ettiği havayı da bir düşünün. Birer metre arayla sıralanmış dolmuş ve özel otoların etrafı kapalı o daracık sokakta yarattığı hava kirliliğinin trafiğe kapatılmasıyla önlenecek olması beni sevindirirdi açıkçası. Dilerim uzun sokağın trafiğe kapatılma kararı alınır ve bu karardan gelebilecek bütün baskılara rağmen vazgeçilmez.
    Klakson sesi yok, trafik sıkıştığı yada hiç olmadık yerde yolcu indirerek trafiği durduranların yarattığı keşmekeşlik, ve sonuna kadar açılan sevimsiz müziklerin otomobillerden yayılmadığı bir sokak. Işıl ışıl, cıvıl cıvıl bir gezinti sokağı. Gece yarılarına kadar açık sanat galerilerinin, kafelerin, kitapçıların, mağazaların, sinemaların, hafta sonları sokak çalgıcıları konserlerinin, seyyar ressamların, yerel tiyatroların, egzoz kokusu karışmamış yiyeceklerin satıldığı fast foodların, bulunduğu bir uzun sokak?
    ***
    Akşam yemeklerinden sonra aileleri ile birlikte insanların bu sokakta huzur içinde gezintiye çıktıklarını düşünün! Alış veriş yapıp yada bir şeyler atıştırıp evine gideceklerin bu müstesna ve mütevazi anlarını klaksonla, egzoz sesi ve gazıyla kirletmeye kimin hakkı var?
#23.09.2007 09:56 0 0 0
  • Tutamayacağım sözler VERMEM !!!
    Adımlarım da kim ne der diye DÜŞÜNMEM !!!
    Basit kişilerle asla polemiğe GİRMEM !!!
    Dünyada kimse üzülsün İSTEMEM !!!
    Bazı şeyler vardır asla AFFETMEM !!!
    Yaşanmış şeyleri kolay kolay SİLMEM !!!
    Acıyı tanıdığım için kimseye ÇEKTİRMEM !!!
    Cesaresizliği asla gururla ÖRTEMEM !!!
    Yalan ve taktiklerle uğraşmayın , YEMEM !!!
    Bazı yanlışları AFFETMEM !!!
    Haddinizi bilin dostlarıma LAF ETTİRMEM !!!
    Tutkularım vardır ,VAZGEÇMEM !!!
    Gidiyorsa eğer çok özlesem bile DÖN DEMEM !!!
    Artık kimseye kolay kolay GÜVENMEM !!!
    Bi daha güvenmedikçe asla SEVMEM !!!
    Bazen çok sever ama SÖYLEMEM !!!
    Ağır geliyorsa eğer bunlar;firar serbest ÜSTELEMEM !!!
    Son Sözü Hep Ben SÖYLERİM !!!


    GİDENE KAL ; KALANA GİT DEMEM !!!!!!!
    ( ben baran şan sizinle tanışmak istiyorum msn: [ACIKTANMAIL VERMEK [email]YASAK@hotmail.com[/email][/email])
#23.09.2007 10:51 0 0 0
  • TRABZON - İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye'nin sınır ötesi operasyonu tartıştığını ancak PKK'nın uzantısı Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Meclis'te olduğunu belirterek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bu partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne açılan davanın geç kalmış bir dava olduğunu kaydetti.
    Bir dizi ziyarette bulunmak ve Beşikdüzü ilçesinde düzenlenen konferansa katılmak üzere Trabzon'a gelen İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, dün sabah önce Türk Telekom Trabzon İl Müdürlüğü'ne giderek, grevde olan işçileri ziyaret etti. Daha sonra Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyen Perinçek, PKK terörüyle ilgili açıklamalarda bulundu. PKK terör örgütünün tarihini 4 ayrı dönemde özetleyen Perinçek, PKK'nın hedefinin asker ve polisler olmadığını ve Kürt devletinin kurulmasının önündeki en büyük engel olan Doğu Perinçek önderliğindeki Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) olduğunu ileri sürdü. Perinçek, bunun en önemli kanıtının da partisinin doğu illerinde şehit edilen yöneticileri olduğunu kaydetti.
    SURİYE PKK'YI KULLANDI
    PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 12 Eylül 1980 ihtilalinin ardından Suriye'ye kaçtığını söyleyen Perinçek, "CIA ve MİT o dönemde Suriye'de ABD karşıtı Hafız Esat yönetimine karşı mücadele eden gerici Müslüman kardeşlerin terörünü örgütlüyor ve destekliyordu. Buna karşı Suriye yönetimi de Türkiye'deki Kürt ayrılıkçı terörünü harekete geçirmek için örgüt arayışına girdi. İhale Apo'ya kaldı. Bundan sonra Apo doğrudan Suriye muhaberatı tarafından yönlendirildi. O dönemdeki Türk hükümetleri, Suriye'deki gerici terörü desteklemekten vazgeçseydi Apo'yu alırlar ve PKK'yı etkisiz hale getirirlerdi. Ama Türkiye'deki iktidar sahipleri ABD güdümlü oldukları için böyle bir girişimde bulunmadılar. İki mazlum ülke birbirlerinin terörünü desteklediler. Pentagon'un Üç İsrail senaryosu böylece yürüdü. On binlerce insanımız ABD güdümlü politikaların böylece kurbanı oldu" dedi.
    ABD İLE İŞBİLİĞİNDEDİR
    Üçüncü dönemde, ABD'nin 1991 yılında Irak'a saldırıp Kuzey Irak'ta denetim kurmasının ardından PKK'nın ABD'nin denetimine girdiğini dile getiren Perinçek, Apo'nun Suriye denetiminde kaldığını ve böylece PKK'da iki başlılık döneminin ortaya çıktığını söyledi. Son olarak da ABD'nin Öcalan'ı Türkiye'ye teslim ederek çift başlılığa son verdiğini kaydeden Perinçek, PKK yöneticilerinin 2003 Mart'ından bu yana amaçlarını ABD ile işbirliği yaparak gerçekleştireceklerini açık bir şekilde dillendirmelerinin bunun en önemli kanıtı olduğunu ifade etti.
    MUMCU NEDEN ÖLDÜLDÜ?
    1975 -1980 arasında PKK bütün eylemleri Güneydoğu ve doğu bölgesinde başta o zaman Doğu Perinçek?in başında bulunduğu İşçi ve Köylü Partisi olmak üzere Türkiye?nin birliğinden yana olan sol örgütlerin başkanlarından İşçi Partisi Gaziantep İl Başkanı Zeki Öz, Kahramanmaraş il yöneticisi İnan Özdemir ve Mehmet Ongan, Tunceli il yöneticisi Adil Turan ve Tunceli Nazimiye İlçe Başkanı Hasan Erkılıç o dönemde PKK tarafından öldürülmüştür. 1972 yılında Şafak gazetesi dağıtmaktan sıkıyönetim tarafından gözaltına alındı. Bu gazeteyi dağıtan herkes 5 ila 7 yıl hapse mahkûm edilirken Apo 3 ay gibi bir süre içerisinde hapisten çıktı. Hakkında dava dahi açılmadı. Uğur Mumcu bu konu üzerinde önemli tespitlerde bulunduğu sırada kurulan bir pusu sonucunda şehit edilmiştir.
    DTP, PKK'DIR
    Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Perinçek, PKK'nın adım adım yasallaştırılması için büyük bir oyun oynandığını ve PKK'nın Türkiye'nin muhatabı haline getirilmek istendiğini belirtti. Türkiye'nin sınır ötesi operasyonu tartışırken PKK'nın Meclis'te olduğunu söyleyen Doğu Perinçek, "Bugün PKK Mecliste'dir. DTP, PKK'dan başka bir şey değil. PKK'nın siyasal zeminde faaliyet gösteren siyasal haklardan istifade ederek Türkiye'yi bölmeye çalışan bir partidir DTP. Türkiye bugün bölünme tehdidiyle karşı karşıyadır. PKK'yı parlamentoya sokan da mevcut sistemdir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örnek yoktur" diye konuştu.
    GEÇ BİLE KALINMIŞTIR
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın DTP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açtığının hatırlatılması üzerine Perinçek, "Buna 'günaydın' demek gerekiyor. Bu kadar bekleme, bu kadar gecikme olmaz" diye karşılık verdi. Yıllar önce PKK lideri Öcalan'la çekilmiş fotoğrafının hatırlatılması üzerine Perinçek, "O fotoğraf 20. yüzyılın en çok yayınlanmış, 21. yüzyılın da en çok yayınlanmaya aday fotoğrafıdır. Diğer gazetelerin genel yayın yönetmenleri, muhabirleri de oraya giderek röportajlar yaptı. Ama bunlar gündeme gelmedi. Neden? Sebebi gayet açık; çünkü Doğu Perinçek oraya ABD'nin kontrolünde gitmemiştir" diye cevap verdi.
    TÜRKİYE?DEKİ TRUVA ATI
    Türkiye'yi bölme planlarından birinin de diyalogculuk olduğunu savunun Perinçek, Fethullah Gülen'in de Hristiyanlığın Türkiye'deki Truva atı olduğunu ileri sürdü. Gülen cemaatinin Kelime-i Tevhid'deki "Muhammed, Allah'ın elçisidir" kısmını çıkartarak Hristiyanlarla tek Allah inancı üzerinde buluşmayı amaçladıklarını söyleyen Perinçek, "Bunlar Tevrat ittifakı adı altında Hristiyanlarla diyalog yapıyoruz diyerek Müslümanlığa zarar vermektedirler" iddiasında bulundu.
    PKK'YI ABD DESTEKLİYOR
    ABD güdümünde teröre çözüm yoktur. Avrupa kapısında teröre çözüm yoktur. Amerika Birleşik Devletleri, Erdoğan iktidarı ve Apo, Talabani ve Barzani birlikte hareket ediyorlar. Önceki gün gazeteleri açıyoruz. Erdoğan diyor ki; ?Sınır ötesinde herhangi bir harekât söz konusu değil.? Silahların bırakılması lazım. Aynı gazetede bakıyorsunuz, Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı diyor ki; ?Silahları bırakmaya hazırız.? Amerika da diyor ki; ?PKK?yı yasallaştırın, silahları bırakın.? Amerika, PKK, ve Tayyip Erdoğan aynı çözümü savunuyor. Bu çözüm nedir? Amerika Birleşik Devletleri?nin öngördüğü Büyük Orta Doğu Projesi?nin haritasının gerçekleştirilmesi, bu aşamada bir federasyon oluşturulması ve PKK?nın yasallaştırılması.
    BU NASIL MÜSLÜMANLIK
    Başbakan Erdoğan'a sert tepki gösteren Doğu Perinçek, "ABD Irak'a saldırdığında Başbakan Erdoğan, 'bizim kalbimiz ABD ordusu ile çarpıyor' demişti. Onca Müslüman öldürülürken böyle bir cümle kuran devlet başkanı ne kadar Müslüman'dır?" diye konuştu.
#17.11.2007 10:33 0 0 0
  • TesekkürLer
#02.12.2007 01:48 0 0 0
  • noimage Trabzon Fatih Lisesi Müdürü Emin Aktan Güner mesai çıkışında okul önünde darp edildiğini iddia ederek savcılığa başvurdu.
    Şikayetçi Oldu

    Trabzon Fatih Lisesi Müdürü Emin Aktan Güner Cuma akşamı mesai çıkışında evine gitmek üzere okuldan çıktığında M.Ö. (19) isimli bir kişi tarafından darp edildi. Olayın ardından karakola giderek kendisini darp eden M.Ö.'den şikayetçi olan Güner, yapılan olaya bir anlam veremediğini, neden yapıldığını da bilmediğini ifade etti.

    Sebebini Bilmiyor

    Lise Müdürü Güner karakola verdiği ifadesinde kendisini darp eden M.Ö.'den şikayetçi olduğunu söyledi. Güner ayrıca, "Olayın ne sebeple yapıldığına dair hiçbir fikrim yok. Karakola ifademi verdim ve savcılığa suç duyurusunda bulundum. Olay artık adliyeye intikal etmiştir. Suçlu cezasını çekecektir" dedi.

    Okul Müdürü Darp Edildi

    Trabzon'da arka arkaya eğitim camiasında cereyan eden olaylar bitmek bilmiyor. Daha önce iki öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen bir öğretmenin tutuklanmasının ardından Maçka'da meydana gelen iki öğretmenin kavgası ve ardından gelişen okul müdürünün darp edilmesi akıllarda soru işaretlerine neden oluyor.

    Cuma günü akşam saat 18:00 sularında evine gitmek için okuldan ayrılan Trabzon Fatih Lisesi Müdürü Emin Aktan Güner M.Ö. (19) isimli bir kişi tarafından darp edildi. Olayın ardından karakola giderek kendisini darp ettiğini ileri sürdüğü M.Ö.'den şikayetçi olan Fatih Lisesi Müdürü Güner, yapılan olaya bir anlam veremediğini, neden yapıldığını da bilmediğini ifade etti. Güner karakolda verdiği ifadesinin ardından Trabzon Adliyesi'ne giderek, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

    Müdür Güner olayı şöyle anlattı: "İki gün önce okuldan çıktığım sırada M.Ö. tarafından saldırıya maruz kaldım. Olayın ne sebeple yapıldığına dair hiçbir fikrim yok. Karakola ifademi verdim ve savcılığa suç duyurusunda bulundum. Olay artık adliyeye intikal etmiştir. Suçlu cezasını çekecektir. Adaletin suçluya gerekli cezayı vereceğinden hiç kuşkum yok. Ama şunu da ifade etmek istiyorum ki Trabzon huzurlu bir şehir. Bu tür olaylar güzel ilimizi rencide eden ve şehrimize hiç yakışmayan olaylardır.
#03.12.2007 13:29 0 0 0
  • noimage
    KTÜ Kanuni Kampusu içinde yer alan Yabancı Diller Yüksek Okulu'nun önünde gerçekleştirilen hamsi şölenine Trabzon Valisi Nuri Okutan, KTÜ Rektörü Prof.Dr. İbrahim Özen, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. KTÜ'de öğrenim gören öğrencilerden bazıları ilk kez yedikleri hamsi ızgarasının tadını çok beğendiklerini söyledi. Alanda kurulan çok sayıdaki mangalda pişirilen hamsiler, söğüş ve tahin helvası eşliğinde kısa sürede tüketilirken, öğrenciler uygulamayı çok beğendiklerini belirterek üniversite yönetimine teşekkür etti. Öğrenciler ve öğretim üyeleri, hamsi ızgarasının ardından kemençe eşliğinde horon tepti, kolbastı oynadı. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde (KTÜ) yapılan geleneksel hamsi şöleninde, yüzlerce öğrenci 1,5 ton hamsi ızgarasını bir saatte tüketti.

    Trabzon dışından üniversiteye gelen bazı öğrenciler ilk kez yedikleri ve çok faydalı olduğunu duydukları hamsiyi çok beğendiklerini ve daha faydalı olması için kılçığıyla yediklerini söyledi. Bir öğrencinin, "Ben 25 senedir sabah akşam yiyorum. Yoksa bu dersler çekilmez" şeklindeki yorumu kahkahaya yol açtı. Rektör Prof.Dr. İbrahim Özen, geçen yıl ilki düzenlenen hamsi şöleninin bu yıl ikincisini yaptıklarını dile getirerek amacın üniversite yönetimi, çalışanları ve öğrencilerle birlikte dayanışmayı sağlamak olduğunu belirtti. Bu sayede üniversiteye dışarıdan gelen öğrencilerin de yöreye özgü bir balık çeşidi olan hamsiyi tatmasının sağlandığını da anlatan Özen, uygulamayı gelecek yıllarda da devam ettirmeyi düşündüklerini ifade etti. (Kaynak:ihlas)
#04.12.2007 12:21 0 0 0
  • Trabzon'da heyelan Trabzon'da, İnönü Mahallesi'ndeki kayalık alanda heyelan meydana geldi. noimage Tanjant Yolu kenarındaki Birincioğlu ve Öztürk apartmanlarının üst kısmındaki kayalık alandan kopan kaya parçaları, apartmanlara doğru yuvarlandı.
    İlk belirlemelere göre ölen ve yaralanan olmadı. Kaya parçalarının çarpması sonucu, Öztürk Apartmanı'nın boş olan birinci katı ile çevredeki bir aracın ön kısmında hasar meydana geldi.
    Trabzon Valisi Nuri Okutan ve Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, olay yerinde yetkililerden bilgi aldı.
    Canalioğlu, yapılaşmanın kayalık alana doğru olduğunu belirterek, "Gevşek bir yapı var. Kayalık alanın alt kısmında kopma oldu. Askıda kalan yerin de çökmemesi için çalışmalara başlayacağız. Allah'a şükür ki herhangi bir can ve mal kaybı yok" dedi.
    Birincioğlu apartmanında oturan Mustafa Birincioğlu, AA muhabirine, büyük gürültü duyduklarını ve oturdukları apartmanda sarsıntı meydana geldiğini söyledi.
    Kayaların yuvarlandığı alanda çocukların basketbol oynadığını belirten Birincioğlu, "Hafta sonu olmasına karşın olay yerinde çocuk yoktu. Bu, büyük bir şans. Kayalık alanın alt kısmında kopma oldu. Üst kısmının kopmaması için de yetkililerden yardım istiyoruz" diye konuştu.
    Güvenlik güçlerinin önlem aldığı bölgede, iş makineleriyle kaya kütlelerinin kaldırılması için çalışma başlatıldı.

    Milliyet
#15.12.2007 23:20 0 0 0
  • noimage Tarihçi Yazar Mehmet Bilgin-den Dünya, Türkiye Ve Trabzon-La İlgili 2008-e Bakış.
    Mehmet Bilgin Kimdir?

    Mehmet Bilgin 1955 yılında Trabzon'un Sürmene ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini burada tamamlayan yazar, 1978 yılında A.Ü. D.T.C.F Kütüphanecilik bölümünden mezun oldu. Üniversite eğitiminden sonra tekrar Sürmene-ye dönerek uzun yıllar ticaret ile uğraştı. Bu sırada bölgenin tarihine ve kültürel değerlerine ilgi duydu. Doğu Karadeniz Bölgesi-nde araştırma ve geziler yaptı. Bu araştırmalarının sonucu Sürmene Tarihi adlı kitabını hazırladı. Sürmene Belediyesi tarafından 1990 yılında yayınlanan kitap, sadece Sürmene-nin değil, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin tarihine de kaynak olabilecek bir eserdir.

    Karadeniz tarihi ile ilgili çalışmalarına devam eden Mehmet Bilgin 1991-de Madur DağıSavaşı adlı ikinci kitabını yayınladı. 2. baskısı Trabzon Valiliği tarafından 2000 yılında yapıldı. 2007 yılında Serander Yayınevi tarafından Rus İşgalinde Trabzon Direnişi adı ile 3. baskısı yapılan kitapta, Birinci Dünya Savaşı sırasında, Doğu Karadeniz Bölgesi-nde Ruslarla yapılan savaşlar ve 1916 yılının Haziran - Temmuz aylarında Türk Ordusu tarafından Bayburt - Of - Sürmene üçgeninde gerçekleştirilen Madur Dağı Harekatı ele alınmıştır.

    Doğu Karadeniz - Tarih, Kültür, İnsan adlı üçüncü kitabı, Doğu Karadeniz Bölgesi-nin etnik tarihi ile ilgili detaylı bir çalışmadır. Konuyu farklı bir bakış açısı ile ele almış, bölgenin Türkleşmesinin, Osmanlı hakimiyetinden birkaç asır önce gerçekleştiğini, yer ve aile isimlerine, Osmanlı arşivi belgelerine ve batılı araştırmacıların eserlerine dayanarak ortaya koymuştur. Kitabın ilk iki baskısı Trabzon-da Serander Yayınevi tarafından, genişletilmiş 3. baskısı ise 2007-de Ötüken Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.

    Bölgedeki toplumun tarihi alt yapısı üzerinde çalışmalarını sürdüren yazar, Doğu Karadeniz-de Bir Derebeyi Ailesi Sarıalizadeler adlı dördüncükitabında, mevcut toplumsal yapıdan bir kesit alarak, Doğu Karadeniz Bölgesi-nde günümüzdeki toplumsal yapının oluşması üzerine tahlil ve açıklamalarını sürdürmüştür. Kitap 2007 yılında Serander Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.

    Karadeniz-de Post Modern Pontosculuk yazarın beşinci kitabı. İsminden de anlaşılacağı gibi Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ki etnik faaliyetlerin ele alındığı kitap Ağustos - 2007 de İstanbul-da Doğu Kütüphanesi tarafından yayınlandı.

    1988-den beri Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, Topkapı Sarayı ve Başbakanlık Osmanlı Arşivinde araştırmalarını sürdüren Mehmet Bilgin, Samsun, Giresun ve Trabzon-da düzenlenen çeşitli sempozyumlarda bölge tarihi ile ilgili bildiriler sunmuştur. Yazarın pek çok kitap ve dergilerde bölge tarihi ve kültürü ile ilgili araştırma yazıları yayınlanmıştır. Arap Kaymakam-lıktan Türk Başbakan-lığa adlı biyografi çalışması yayınlandıktan sonra TRT televizyonları tarafından bir bölüm halinde program yapılmış.

    Çalışmalarından ötürü çeşitli plaketler alan Mehmet Bilgin, 2002 yılında Ziya Gökalp Türk Ocakları İlim ve Teşvik Armağanı'na layık görülmüştür.1990 yılından bu yana İstanbul'da yaşayan ve araştırmalarına devam eden yazar, evli ve bir çocuk babasıdır.

    Mehmet Bilgin. Hem araştırmacı hem de işadamı. Üniversiteyi tamamladıktan sonra iş dünyasına yoğunlaştı. Süreç içinde araştırmalara ağırlık verdi: Sürmene tarihini kitaplaştırması ikinci kitaba ardından diğer kitaplara yoğunlaşmasını sağladı. Bugün kendisiyle Trabzon ve Türkiye-yi konuşacağız.

    TAKA: Sayın Bilgin çok önemli eserlere imza attınız. Hep hassas konulara değindiniz. Gerçekten Trabzon üzerine gizli emeller var mı, Trabzon neden bu kadar önemli?

    MEHMET BİLGİN: Trabzon, dünya yaratıldıktan sonra, bu şekli aldıktan sonra bugünden kıyamete kadar önemlidir. Çocuktan bir şey almak için kandıracaksın! Sizleri de uyutmaya çalışıyorlar. Benim Trabzon-a borcum var. Araştırma yaparak bunu ödemeye çalışıyorum. 20-30 yıldan beri dünyadaki gelişmelerden, Türk aydınları arasında haberdar olanlar bile habersiz gibi davranıyorlar. Türk halkının haberdar olmasını da istemiyorlar Halktan bunlar gizleniyor. Bilmek görevi olanların bilmediğini farketsek bile bilmesi gereken noktalara bilmeyenler oturtuluyor. Türkiye-yi yönetenlerden hassas uçlardan gizleyemezsiniz, onlardan kaçarsa Türk devleti zaten yaşayamaz. Risklerin büyüklüğü gösteriyoruz ki, birçok insan gelişmelerin, Türkiye'nin ve Trabzon'un öneminin farkında değil.

    TAKA: Bütün bu olup bitenlerde Sovyetler'in çökmesinin etkisi büyük. Biz Sovyetler'in çöküşüne hazır değil miydik, öngöremedik mi?

    MEHMET BİLGİN: Sovyetler çökmeden önce çökeceği öngörüldü. Almanya, Doğu Almanya-nın ve Batı Almanya-nın birleşmesinden çıkacak sorunları çözmek için fon oluşturmuştu.. Almanya'nın hedefi bu parayı biriktirmek ve Sovyetler çöktüğünce iki ülkenin birleşmesini sağlıklı yapmaktı. Hazırlıktı bu. Alman bütçesinde var. Doğu Almanya ve Batı Almanya birleştiğinde de ekonomik problemler yaşandı. Olağanüstü efor sarfetmelerine rağmen Almanya sendeledi. Dediler ki ABD bize oyun oynadı ve birleşmeyi hızlandırdı ve hazır olmadığımız bir dönemde yaptı. Türkiye'de uluslararası ilişkilerdekilerin bu konularda yazısı dahi yok. Bütün dünya Sovyetlerin çöküşünden sonraki şekillenmeye hazırlanıyor ve Türkiye-de kıpırtı yok! Türkiye o süreci ne ile geçiriyor? Türkiye bütün enerjisini 12 Eylül öncesi ve sonrasında harcıyor. Batı hazırlık yapıyor. Biz kendi kendimizi kemiriyoruz. Sovyetler çökmüş. Bir sabah kalktıktı yok. İki kutuplu dünya vardı. İkinci dünya savaşından sonra Stalin ve Roosevelt arasında denge kuruldu. Be dengelerin kurulduğu noktada sorun yoktu. Afrika'da iç savaş ama Avrupa'da bir şey olmadı. Orada anlaşmalar var.

    TAKA: Türkiye-de olup bitenle ilgili olarak neler söyleyecek siniz?

    MEHMET BİLGİN: Türkiye-de olanlar ne, Türkiye-yi kontrol edebilmek için batının oyunları var. 12 Eylül-ü organize edenler ve insanları kullananlar daha sonra batıya kaçtı. Dünya tek kutuplu olunca dünyaya şekil verebilmek için zaten alt yapı yapılmıştı. Finaslar organize edilmiş ve kuruluşlar kurulmuş ben batı adına bu paraları dağıtacağım kararı verilmiş. Bu paraları alacak olan vakıflar da belli. Siyasi ortamlarda yaratılmış. Medyalar oluşturulmuş.

    TAKA: Medyalar, vakıflar diyorsunuz, bunlar Türk toplumunun üzerinde ne gibi etkiler yapıyor?

    MEHMET BİLGİN: Mesala birçok vakfın çeşitli kalemlerde para aldığı yayınlanıyor. Sır değil bu. Yerel yönetimlere veriliyor. Konuyu yaymadan şöyle söylemek isterim. Bu iş için medya grupları oluşturuldu, geleneksel gazeteciler aradan çıkarıldı. 15 gazete ve yayınevi birinin istediği gibi işini götürüyor. Bu sistem oluşturuldu.

    TAKA: Türkiye-de, bölgesel senaryo mu devreye sokulmak isteniyor, rolümüz ne olacak?

    MEHMET BİLGİN: Dünya iki kutuplu olduğunca denge vardı. Denge bozulunca ortam hazırlanmış yeni kutupların nasıl olacağı tasarlanmış ve uygulamalara geçilmiş. Bende bir yabancı gazete var. 25 yıl sonra Avrupa'nın hali diye bir makale yazılıyor İç sayfasının bir bölümünde. 25 yıl sonra dünyanın hali dendiği zaman Nato var, Varşova paktı var. Bir harita var. Türkiye-nin yarısından geçiyor. Türkiye-deki o çizgiye baktığınızda yorumlar yapıyorum. Orada bir nokta var. O nokta diyor ki, Mersin şehri Türkiye'nin doğusuna ayrılmış. 25 sene önce Mersin-in nüfus yapısı tek..25 sene sonra belediyeye seçimlerine baktığımızda nüfus yapısının tamamen etnik olarak değiştiğini görüyoruz. Bu planlanmıştır. Bu gazeteyi önünüze koyduğumuz zaman bugünkü olayların tesadüfi olmadığını akıllı bir irade tarafından günbegün gerçekleştirildiğini gördüm.

    TAKA: Dünya batının menfaatlerine göre mi şekilleniyor?

    MEHMET BİLGİN: Dünya nimetleri var. Bunların Yüzde 90-ını yüzde 5 gibi bir azınlık yiyor. Dünyanın geri kalan yüzde 10-luk nimetini de bizim gibi ülkeler yiyor. Bir Amerikalı çocuğun 1 günlük gıdası ile 150 Afrikalı çocuk besleniyor. Bu düzenin devam edilmesi için bir şeyler yapılmalı. Enerji kaynakları ele geçirilmeli, ele geçirilemez ise kontrol edilmelidir. Yoksa beyaz çocuk ölür.

    TAKA: Amerika-nın Ortadoğu-ya ilgisi petrol ile sınırlı mı?

    MEHMET BİLGİN: Enerji nakil yollarının kontrol edilmesi lazım. Siz enerji nakil yollarını ve limanlarını kontrol ederseniz gelişen güçleri kontrol edersiniz. Avrupa-yı kontrol edersiniz. Burada yapılmak istenen şu, gelişmiş ve enerji ihtiyacı olan devletleri kontrol etmek. Japonya-yı kontrol edersiniz. Rusya çöktü, kalktı Rusya-yı kontrol edersiniz. Rusya aslında çökertildi. Bir ortaokul mezunu Alman-ın dediği gibi beklenenden erken çöktü, çökertildi. Rusya üzerindeki yükleri attıktan sonra Rus derin devleti Putin-i işbaşına getirdi ve yeniden ülkesini ayağa kaldırıyor. Rusya-nın şansı şu; enerji kaynağı ve enerji kaynaklarının geçtiği yer olarak gücü ve rolü var. Etkinlik sahaları var. Doğu Avrupa-yı Amerika-ya kaptırdıysa da doğalgaz ile ben onları teslim alırım diye bakıyor Ukrayna-yı teslim aldığı gibi.Bu mücadelenin Ortaodoğu-da nasıl geçtiğini görüyoruz. Afganistan'da da ABD enerji nakil hatlarını işgal etti. Taliban dağlarda diye de dağları günlerce göstermelik bombaladı. ABD askerlerini konuşlandığı yer petrol ve doğalgaz hatlarının bulunduğu yer. Ortadoğu-da da aynı. Almak istediğini kontrol ediyor. Petrolünü alıyor. Kuveyt-i, Suudileri. Şimdi Kafkaslar var, burasının nasıl kontrol edileceği planlanıyor.

    TAKA: Amerika gibi süper bir güç Trabzon-u mu düşünüyor, biz her şeyi artık ABD-den bilir olduk, bu paranoya mı oldu?

    MEHMET BİLGİN: Amerika-nın Rusya-yı ve Kafkasları tam kontrol edebilmesi için Karadeniz-e bir donanma çıkarması lazım. 6.filo gibi dolaşması lazım. Aksine bu sistemlerin hepsi çöker. Amerika bölgede kalıcı olarak varolabilmesi Amerika-nın Karadeniz-de filosunun bulunması lazım. Ukrayna-da turuncu devrim yaptı. Bulgaristan-da ve Doğu Avrupa-da Rusya etkin. Bunları okumak lazım. Amerika diyor ki, bütün bunlara karşı benim kalıcı olmam için donanma çıkarmam gerek. Karadeniz-e donanma çıkarması için Montro anlaşmasının değişmesi lazım. Montro anlaşması Lozan-dan sonra Türkiye cumhuriyetinin varlığının en büyük dayanağıdır. Amerika Lozan-ı tanımamıştır ve tanımayan tek ülkedir. Bunu onaylamayan ülkedir. Müttefiki ve Nato da olmamıza rağmen. Sevr-i dayatıyor bize. Karadeniz-e çıkabilmesi için Montro anlaşması iptal edilmelidir. Anlaşmanın değiştirilebilmesi için Türkiye-nin idari olarak bölünmesi lazım. Türkiye-nin statüsünün değişmesi lazım. Türkiye üzerindeki mücadele budur.

    TAKA: Türk Silahlı Kuvvetleri, Karadeniz-de ABD donanmasına müsaade etmiyor, NATO üyesi olarak ben varım diyor, bu doğru değil mi?

    MEHMET BİLGİN: ABD gücüne Bulgaristan razı, Romanya razı, Türkiye ve Rusya hayır diyor. Her şeye rağmen Türkiye hayır diyor. ABD, donanmasını boğazlardan geçirse bile Karadeniz-de tutamaz. Tutabilmesi için Montro anlaşmasının iptal olması lazım. Karadeniz-de durabilmesi için Trabzon-Samsun limanlarına ihtiyacı var. Bu limanlar aracılığıyla Kafkasları kontrol edecek, İran kontrol edilecek. Bunlar uzun vadeli planlar. Yavaş, yavaş gerçekleşince görüyoruz. ABD-nin Karadeniz-e inmesine yönelik gerekçeleri ortadan kaldırmak için Türkiye ile Rusya acilen denizde ortak bir güç kurdular ve Biz gerekeni yapıyoruz, insan kaçakçılığı ile de mücadele ediyoruz dediler. Genelkurmay Başkanımız bunu açıkladı..Ama içerde orduya saldırılıyor. Aslında TSK Türkiye-yi kurtarmak için çalışıyor. İçerde önemli bir kitle Ordu din düşmanı yalanına inanarak kendi ordusuna cephe alıyor.

    TAKA: Türkiye bilgi kirliliğini, internet-in lüks yaşama ihtirasının pençesinde adeta. Bir tarihçi olarak dün ile bugünü nasıl kıyaslayacak mısınız, Türkiye son 20 yılda ne kazandı, ne kaybetti?

    MEHMET BİLGİN: Yıllarca beynimiz yıkandı. Komünizm aileyi yıkar dedik. Oysa Liberal kapitalizm aileyi yıktı. Çok önemlidir burası. Liberal kapitalizme geçenler erkek erkeye evleniyorlar. Aileyi mukaddes kabul edenlere sesleniyorum, bu hükümet Türkiye-de erkek erkeğe evlenebilecek kanunları çıkarmak zorundalar. Başörtümüz diye feryat edenler buna ne diyecek?. Avrupa-daki gibi nikahsız yaşama ve mezhepsiz çocuklar ve erkek erkeğe evlenmeler. AB kanunları mı diyecek? Trabzon çok önemlidir. Kilittir. Roma zamanında Bizans zamanında kilitti, Osmanlı da kilitti. 13-14 konsolos var ya, 2. Dünya savaşında tekrar geldiler. Neden dünya da savaş başladı ve dünya taksim edildi ve tekrar gittiler. Ama bugün Trabzon'da Yunanistan ve diğer ülkeler konsolosluk açmak için bastırıyorlar. Sebebi Şudur: Dünya tekrar karışıyor..
#05.01.2008 18:45 0 0 0
  • noimage

    Belediye'den başarılı kar sınavı
    19 Şubat 2008 / 12:57
    Trabzon Belediyesi dün akşamdan itibaren başlayan kar yağışında başarılı bir sınav verdi.

    Trabzon Belediyesi dün akşamdan itibaren başlayan kar yağışında başarılı bir sınav verdi. Karla mücadele için oluşturulan özel ekip kar yağışının başlamasıyla birlikte çalışmalara başladı. 11 iş makinası ile geceden itibaren başlanan çalışmalar sonucunda kardan dolayı yol kapanması önlenmiş oldu. Karla mücadele çalışmalarında buzlanmaya karşı da 30 ton tuz kullanıldı.

    Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, Belediye olarak kar yağışına hazırlıklı olduklarını belirterek, "Oluşturduğumuz karla mücadele ekiplerimiz gece gündüz hazır kıta beklemektedirler. Kar yağışının başlamasıyla birlikte başta ana arterler olmak üzere Hastane yolları ve diğer ara yollar anında kardan temizlenmektedirler.
    Gece yarısından itibaren başlayan yoğun kar yağışına rağmen sabahın erken saatlerinde bütün yolların trafiğe açık olması bizim ekibin erken işe başlaması ve özverili çalışmasının sonucudur. Bütün arkadaşlarımızı kutluyorum. Don olayına karşı da tuzlama çalışmalarımız devam etmektedir" dedi.
    haber61
#19.02.2008 13:48 0 0 0
  • noimage
    Trabzon'da hava nasıl olacak?
    19 Şubat 2008 / 12:50
    Doğu Karadeniz Bölgesi'nde aralıklarla devam eden kar yağışı bugün ve yarın da etkisini sürdürmeye devam edecek.

    Doğu Karadeniz Bölgesi'nde aralıklarla devam eden kar yağışı bugün ve yarın da etkisini sürdürmeye devam edecek.

    YARIN AKŞAM PARÇALI BULUTLU
    Trabzon Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nden aldığımız bilgiye göre bölgede kar yağışı bugün aralıklarla devam ederken hava yarın akşamdan itibaren parçalı bulutlu olacak. Bölgede, kıyı kesimlerde yağmur ve kar yağışı, iç kesimlerde ise sadece kar bekleniyor.

    HAFTA SONU GÜNEŞ VAR

    Yurdun büyük bölümünü etkisi altına alan yoğun kar yağışı dün akşam Trabzon'da da etkisini gösterdi. Trabzon'da bugün ve yarın yer yer devam edecek olan kar yağışı yarın geceden itibaren parçalı bulutlu ve aralıklarla yağışlı olacak. Perşembe gününden itibaren hafta sonu da dahil olmak üzere havanın yer yer parçalı bulutlu olması beklenirken güneş yüzünü gösterecek...

    Elif Neslihan SAĞIR / haber61.net
#19.02.2008 13:49 0 0 0
  • noimage

    Trabzon'da eğitime ara verildi
    19 Şubat 2008 / 12:45
    Trabzon'da kar nedeniyle okullarda eğitime ara verildi.

    Yurdun büyük bölümünü etkisi altına alan kar yağışı Trabzon'da etkisini yoğun olarak gösterdi. Dün akşam saatlerinde başlayan kar yağışı nedeni ile Trabzon merkez, ilçe ve beldelerdeki okullarda eğitime kısa süreli ara verildi.

    Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden aldığımız bilgiye göre eğitime ara verilen yerler ve tatil süreleri; Trabzon Merkez, Akçaabat, Araklı, Beşikdüzü, Çarşıbaşı, Düzköy, Hayrat, Tonya ve Vakfıkebir'de (1 gün) Çaykara ve Dernekpazarı'nda (2 gün) Arsin merkezde tatil yok. Arsin'in köylerinde (1 gün) Yomra Merkez ve Kaşüstü(1 gün) Belde ve diğer köyleri (2 gün) süre ile okullar tatil edildi. Köprübaşı ve Sürmene'de tatil yok eğitim ve öğretim devam ediyor.

    (Bu akşamdan itibaren hava durumunda ki değişikliğe bağlı olarak okullardaki kar tatil süresinin ne şekilde olacağını yine sizlere bildireceğiz...)


    Elif Neslihan SAĞIR / haber61.net
#19.02.2008 13:49 0 0 0
  • noimage

    Okullara kar tatili
    19 Şubat 2008 / 10:47
    Yoğun kar yağışı nedeniyle Trabzon'un Of, Çaykara, Hayrat ve Dernekpazar ilçelerinde okullar tatil edildi.

    Yoğun kar yağışı nedeniyle Trabzon'un Of, Çaykara, Hayrat ve Dernekpazar ilçelerinde okullar tatil edildi. Yetkililerden edinilen bilgilere göre kar yağışı yaşamı olumsuz etkilediği Trabzon'un Of İlçe merkez okulları ile köy okulları 1 gün, Çaykara ve Dernekpazar ilçesindeki 2 gün ve Hayrat ilçesinde ise 1 gün tatil edildi.

    Gece yarısı başlayan yoğun kar yüzünden OF.Hayrat.Çaykara ve Dernekpazar ilçelerine bağlı hemen hemen tüm köy yollarının ilçe ile bağlantıları kesildi.Kar yüzünden Hayrat ilçesi ve köylerine elektrik verilemiyor. .Eskiyen enerji hatları yoğun kar yağışına dayanamadı.Of ve Çaykara ilçesinin de bir çok köyünde kar yüzünden yıkılan elektrik dirikleri sebebiyle köylere elektrik sağlanamıyor..

    Köy hizmetleri, Tedaş, Telekom ve Karayolları yoğun kar yüzünden meydana gelen olumsuzlukları gidermek için çalışmalarına sabahın erken saatlerinde başladılar. Aralıksız kar yağışı yüzünden çalışmalarını zor koşullar altında sürdüren Tedaş ve Köy hizmetleri ekipleri her an gelebilecek çiğe karşı korkulu günler yaşadıklarını söylediler.

    Şemsettin Öztürk

    Kaynak: noimage
#19.02.2008 13:50 0 0 0
  • noimage

    Trabzon'da doğalgaz şoku
    19 Şubat 2008 / 10:01
    Botaş, Ana hattı Bulak köyünde bırakması halinde V.Kebir, Beşikdüzü , Çarşıbaşı Tonya ve Düzköy ilçeleri doğalgaz alamayabilir.

    Botaş, Ana hattı Bulak köyünde bırakması halinde V.Kebir, Beşikdüzü , Çarşıbaşı Tonya ve Düzköy ilçeleri doğalgaz alamayabilir.


    5 İLÇE DOĞALGAZ KULLANAMAYABİLİR

    Trabzon'a Gümüşhane üzerinden haziran ayı içersinde gelmesi beklenen Doğal gazda bazı ilçelerin yararlanamama tehlikesi var.

    Uzmanlar Gümüşhane üzerinden Trabzon'a aktırılacak olan Doğal gaz ana hattının Merkeze bağlı Bulak köyünde bırakılması halinde Yüksek Basınçlı Doğalgaz İletişim Hattı ana vanasının şehrin batı yakasında kalan ilçelere doğalgaz pompalanması için yeterli olmayacağını iddia ediyorlar.

    Uzmanlar haklı çıkarsa Trabzon'un batı yakasında kalan ilçeler Vakfıkebir, Beşikdüzü, Tonya Çarşıbaşı ve Düzköy'ün yanı sıra bir çok Belde'ye doğal gaz pompalanamayacak. Botaş tarafından yapımı süren Yüksek Basınçlı Doğal Gaz İletişim hattının yeterli olamayacağı yönünde görüş bildiren uzmanlar projenin bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor.

    Doğal Gaz'ın Trabzon'a haziran ayı içersinde gelmesi beklenirken kent içi dağıtım planlamasını yapan AKSA firması da ilk 6 ay içersinde çalışmalara başlaması 18 ayda da çalışmaları bitirmesi bekleniyor.

    Aksa firması doğal gaz Trabzon'a ulaşmadan çalışmalarının büyük oranda tamamlarken, daha önce Haziranda, Trabzon'a gelmesi beklenen doğal gazın dağıtım işlemi önümüzdeki kış başlayabilir.



    Kaynak:
#19.02.2008 13:50 0 0 0
  • noimage

    Trabzon'da çok ilginç bir dava
    19 Şubat 2008 / 09:53
    Trabzon'da bir davada polis 25 yıl boyunca katil bulmak için çalışmalarını sürdürecek.

    Trabzon'da 12 Ağustos 2006 tarihinde İnönü Mahallesinde otomobilin içinde silahla göğsünden vurulmuş halde yaralı bulunan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Muhammet Kocabaş'ın katil ya da katillerinin bulunması için Cumhuriyet Savcılığı daimi arama müzakeresi çıkardı. Buna göre polis, cinayet kabul edilen olayın failinin failini bulmak için 12 ağustos 2031 tarihine kadar 25 yıl boyunca araştırmalarını sürdürecek. Çalışmalarla ilgili her 3 ayda bir savcılığa bilgi verilecek.

    BABA: OLAY CİNAYETTİR

    Bilindiği gibi Kocabaş'ın ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Trabzon Cumhuriyet savcılığı, daha önce olayın intihar olduğuna kanaat getirerek kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş ancak baba Fikret Kocabaş'ın itirazı üzerine Rize Ağır ceza mahkemesi bu kararı kaldırıp dosyanın yeniden değerlendirilmesini ve zamanaşımı süresine kadar daimi arama müzekkeresi çıkarılmasını istemişti.

    Kaynak: noimage
#19.02.2008 13:50 0 0 0
  • noimage

    Beşikdüzü Yeşilköy'de skandal
    19 Şubat 2008 / 09:43
    Beşikdüzü Yeşilköy Beyediye başkanı Dilli, "Gerçek nüfus sayımımız yansıtılmamıştır" dedi.

    Yeşilköy Belediyesi belediye başkanı Zülkifli Dilli, sayım görevlisinin beldesinde yazılan kişileri Devlet İstatistik Kurumu'na bildirmediğini belirterek belgeleriyle birlikte mahkemeye başvuracağını söyledi.

    Bu skandaldır
    Trabzon'un Beşikdüzü ilçesine bağlı Yeşilköy beldesi Belediye Başkanı Zülkifli Dilli, düzenlediği basın toplantısında şok iddiaları gündeme taşıdı.

    Baykan Dilli Yeşilköy Beldesi'nde son yapılan adrese dayalı nüfus sayımında sayım görevlisinin beldesinde yazılan kişileri Devlet İstatistik kurumuna bildirmediğini öne sürerek, belgelerle birlikte mahkemeye gideceğini belirtti.

    Başkan Dilli, nüfus sayımının işin uzmanları tarafından yapılmadığını ve bununda yerleşim yerlerinin kadire ile oynanmasına sebebiyet verdiğini belirterek şunları dile getirdi, "Yeşilköy'ün nüfusu 6 bin civarındadır. Bu insanlarımız yaptıkları iş dolayısı ile Türkiye'nin her yerine dağılmış durumdadır.

    Çalışan nüfusumuzun evlerinde yaz mevsimi bir veya iki kişi bulunmaktadır. Görevli sayım memuru evde bulunanların beyanlarını hiçe sayarak ikameti beldemizde olan ancak geçici olarak dışarıda çalışan vatandaşlarımızı yazmamış yazdıklarını da Devlet İstatistik Kurumuna teslim etmemiştir. 2800 civarında olması gereken nüfusumuz 1889'a inmiştir" dedi.
    haber61
#19.02.2008 13:51 0 0 0