Kalp-Akciğer Makinesi ve Klinik Kullanımı

Son güncelleme: 24.09.2008 22:45

  • Kalp akciğer makinesi, ilk olarak 1950'li yıllarda başarılı klinik kullanımından sonra kalp cerrahisindeki büyük atılımın temel dayanağı olmuştur. Her ameliyatta olduğu gibi kalp ameliyatlarında da ameliyat sahasının kansız ve hareketsiz olması gereklidir. Ancak kalbin boşluklarının kanla dolu olması ve bizzat kendisinin vücuda kanı pompalaması nedeniyle, vücudun ihtiyacı olan kan dolaşımı başka bir mekanizma ile sağlanamadığı sürece ameliyat edilecek kalbin durdurulması ve kandan arındırılması mümkün olmayacaktır. Çünkü kan dolaşımı durduğunda öncelikle beyin hücreleri en fazla 5 dakika gibi kısa bir zaman içinde ölmektedir. Kalp-akciğer makinesi vücudun diğer organlarına karbondioksitten arındırılmış ve oksijenlendirilmiş kan gönderilmesini sağlayarak kalbin ve akciğerin görevlerini üstlenir ve ameliyat sırasında kalp ve akciğerin durdurulmasına olanak verir
    Kanın, kalp-akciğer makinesi ile karbondioksitten arındırılarak ve oksijenlendirilerek vücudun diğer organlarına pompalanması suretiyle kalp ve akciğerin devre dışı bırakılmasına kardiyo-pulmoner bypass denilir.
    Bu yöntem kullanılarak yapılan kalp ameliyatlarına açık kalp ameliyatı denilir.

    noimage
    noimage
    Kalp-akciğer makinesinin, hastadan gelen kanın depolandığı rezervuar, kanın karbondioksitten arındırılıp oksijenlendirildiği oksijenatör, kanı hastaya pompalayan pompa ve kanın ısısını artırıp azaltmayı sağlayan ısı değiştirici bileşenleri vardır. Ayrıca atardamar hattında hava ve parçacık filtresi vardır.
    Milyonlarca yıldır, yüzeyi pıhtılaşmayı önleyici özel hücrelerle kaplı damarlar içinde akan kan, kalp-akciğer makinesi ve bağlantı hortumlarının pıhtılaşmayı tetikleyici yapay yüzeyleri ile temas edeceği için, pıhtılaşmayı önlemek üzere hastalara heparin adlı bir ilaç yapılır.
    Hastanın sağ atriumu veya vena kavalarına yerleştirilen toplardamar (venöz) kanülü vasıtasıyla yerçekimi kuvvetiyle rezervuarda toplanan kan oksijenatörde karbondioksitten arındırılarak ve oksijenlendirilerek, hastanın asendan aortasına yerleştirilen atardamar (arteriyel) kanülüyle pompanın itici gücü kullanılarak aortaya pompalanır. Aortaya pompalanan kanın kalbe de gitmesini önlemek için, aortanın, atardamar kanülüyle kalp arasındaki bölümüne, aortayı tamamen tıkayan kros klemp konulur. Aortanın, kros klemp ile kalp arasında kalan bölümüne kardiyopleji kanülü yerleştirilerek buradan kalbi durdurucu sıvı verilir; bu sıvı koroner arterler vasıtasıyla kalbe dağılır. Bu şekilde, vücudun ihtiyacı olan kan dolaşımı sağlanırken, kansız ve durmuş olan bir kalpte ameliyat gerçekleştirilir.
    Asenda aortanın anevrizması veya yoğun kireçlenmesi veya ikinci kez kalp ameliyatı olanlarda göğüsün açılması sırasında kalbin yırtılma olasılığı açısından tedbiren bazı durumlarda asendan aortaya atardamar kanülü yerleştirmek mümkün olmayabilir. Bu durumda atardamar kanülü veya atardamar ve toplardamar kanüllerinin ikisi birden kasıktaki damarlara yerleştirilir (femoral kanülasyon).
    Kalp-akciğer makinesi ile vücut kan dolaşımı sağlanırken ısı değiştirici ile kanın ısısı azaltılarak, normalde 36.5 C olan vücut sıcaklığı bir çok kalp ameliyatında genellikle 28 C'ye düşürülür. Çünkü soğuğun, hücrelerin oksijen ve enerji gereksinimlerini azaltarak koruyucu etkisi vardır. Örneğin vücut sıcaklığı 20 C'nin altına indirilirse hücrelerin ihtiyaçları normalin %5'i kadar olmaktadır. Bu şekilde, aortanın, beyne giden damarların çıktığı bölümünü ilgilendiren ameliyatlarında vücut sıcaklığı 19 C'ye düşürülerek kan dolaşımı 30 dakika süreyle güvenli bir şekilde tamamen durdurulabilir (bu süre içerisinde kalp-akciğer makinesi de çalıştırılmaz) (hipotermik sirkülatuvar arrest = soğuk dolaşım durdurulması). Açık kalp ameliyatlarında, kan dolaşımından mahrum bırakılan kalp hücrelerini korumak için de kalbin etrafına özel olarak hazırlanmış yumuşak buz yerleştirilir. Ayrıca, kardiyopleji kanülünden 20 dakikada bir kalbi besleyici sıvılar verilirerek kalp kansızlığın etkilerinden korunur.
    noimage
    Kalp-akciğer makinesi ve ameliyatta kullanımı

    noimage

    Kalpteki ameliyat bittikten sonra, kardiyopleji kanülünden kan verilerek aortadan kros klemp alınır. Kalp-akciğer makinesiyle aortaya pompalanan kan bundan sonra kalbe de gelir ve kalp çalışmaya başlar. Bu sırada ısı değiştirici ile kanın ısısı artırılarak vücut sıcaklığı yeniden normale döndürülür. Kan basıncı ve diğer özellikler uygunsa kalp-akciğer makinesi durdurularak kardiyopulmoner bypass'a son verilir ("pompadan çıkmak") ve hastadan kanüller alınır. Heparinin etkisi protamin denilen bir ilaçla ortadan kaldırılır. Hastaların çok az bir kısmında, kalbin kendi kasılma gücüyle normal kan basıncı sağlanamadığında, daha uzun sürelerle (birkaç saat ile günler sürebilir) kalp-akciğer makinesi çalıştırılarak kalbin kendini toparlamasına imkan tanınır.

    noimage

    Kalp-akciğer makinesinin, kalp ameliyatlarının yapılmasına olanak veren faydalı özelliklerinin yanında bazı olumsuz özellikleri de vardır ve bir çok organ yan etkilere maruz kalır. Bu nedenle, açık kalp ameliyatı geçirecek hastalar olası riskleri saptamak için ameliyat öncesi ayrıntılı bir incelemeden geçirilirler.
    1. Kan ve vücut yabancı bir yüzeyle karşılaştığından, kalp-akciğer makinesine karşı sistemik bir yanıt gelişir (sistemik inflamatuar yanıt).
    2.Kalp-akciğer makinesine bağlanmak için eklenen sıvılarla kanın seyrelmesi sonucu ve sistemik inflamatuar yanıtın da katkısıyla hücre ödemi nedeniyle vücutta su toplanır ve hastalar ameliyat öncesi ağırlıklarının bir kaç kilo fazlasıyla ameliyattan çıkarlar.
    7.Aortaya kros klemp konularak kalbin kansız kalması, kalbi olumsuz etkileyerek kasılma gücünü azaltabilir. Bu nedenle, kalp işlevleri bozuk bazı riskli koroner arter hastalarında kros klempin bu olumsuz etkisinden kaçınmak için aortaya kros klemp konulmaksızın kalp durdurulmadan (çalışan kalpte=beating heart) koroner bypass ameliyatı yapılır (kardiyopulmoner bypass desteği ile veya desteksiz)
    3.Kalp-akciğer makinesinin ve anestezik maddelerin yan etkilerinden en fazla etkilenebilen bir organ böbreklerdir. Riskli hastalarda böbrek yetmezliği gelişebilir. Böbrek yetmezliği açısından riskli bazı hastalarda kalp-akciğer makinesine özel bir parça eklenerek ameliyat sırasında diyaliz yapılabilmektedir. Yine böbrek yetmezliği açısından riskli bazı koroner arter hastalarında, kalp-akciğer makinesinin bu olumsuz etkisinden kaçınmak için kardiyopulmoner bypass kullanılmayarak çalışan kalpte koroner bypass ameliyatı yapılabilmektedir.
    4.Çeşitli derecelerde pıhtılaşma bozukluğu gelişebilir.
    5.Beyinde geçici bilişsel fonksiyon bozukluğu veya felç gelişebilir.

    Kaynak: GATA ( GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ )
#23.05.2008 17:50 0 0 0
  • Yararlı bilgiler için teşekkürler.
#24.05.2008 09:19 0 0 0
  • PAYLAŞIM İÇİN TESEKKÜRLER.
#25.05.2008 10:16 0 0 0
  • Paylaşım için teşekkür
#01.06.2008 13:01 0 0 0
  • teşekkürler :) :) :)
#24.09.2008 22:45 0 0 0