İtalyan spor gazetelerinden Tuttosport, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda çarşamba akşamı Almanya'yla yarı final karşılaşması oynayacak olan Türkiye'nin, sakatlıklar ve kart cezaları nedeniyle nasıl bir ilk 11 oluşturacağının büyük merak konusu olduğunu yazdı.
Haberde, üçüncü kaleci Tolga Zengin'in forvet olarak sahaya sürülme ihtimali bulunduğuna da değinilerek, Teknik direktör Fatih Terim'in, "Üçüncü kaleciyi forvet olarak oynatacağım. Yaşadığımız olağanüstü durum nedeniyle, hiç kimse sadece normal mevkinde oynama lüksüne sahip olamaz" dediği ileri sürüldü.
"Kaleci, haydi hücuma" başlığıyla yayımlanan yarım sayfalık haberin spot cümlelerinde şu ifadelere yer verildi: "Dokuz oyuncudan mahrum durumdaki Türk teknik direktör, UEFA'ya kızgın ve de sürpriz hazırlığında. Terim: 'Zengin, forvet olarak oynayacak' diyor."
Haberde, 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda UEFA'nın final karşılaşması öncesinde sakat oyuncu sayısındaki fazlalık nedeniyle Almanya'ya kadroya 1 oyuncu takviyesi izni vermiş olduğu hatırlatılarak, "Ancak UEFA, Türkiye'nin talebine ise olumsuz yanıt verdi. Dolayısıyla zavallı Terim, kaleciyi forvetlik yapmayı öğreterek de olsa kendi başının çaresine bakmak durumunda" denildi.
Aynı iddia, "Türkiye'de alarm: Kaleci Tolga forvette oynayabilir" başlığı altında, Corriere dello Sport gazetesinde de yer aldı.
Corriere dello Sport'taki haberde de Terim'in, Tolga'yla ilgili olarak, "Maç sonuna doğru kaleci ya da forvet olarak onu da oynatabilirim. Mevcut durumda hangi mevkide oynayacaklarına ilişkin kararı oyunculara bırakabilecek durumda değilim" dediği kaydedildi.
LA GAZZETTA DELLO SPORT: "TERİM ŞİMDİ FİNALİ HEDEFLİYOR"
La Gazzetta dello Sport ise "Terim şimdi finali hedefliyor" başlığıyla yayımladığı haberde, şu değerlendirmeye yer verdi: "İlk yarı final karşılaşması Basel'de oynanacak. Almanya favori takım, ama Hırvatistan maçıyla moral depolamış Türkiye'nin başında Terim var. Almanların rakiplerini küçümsemeleri imkansız."
Türkiye'nin maç hazırlıklarına ilişkin bir başka haberde ise "Orta alanda alarm. Emre (Belözoğlu) Terim'le kavganın ardından yine sahaya dönebilir" denildi.
Haberde, Ay-yızdızlı formayı giyen Almanya doğumlu Hamit Altıntop ve Hakan Balta'nın ise "Maçı alabiliriz" dedikleri belirtildi.
Sonunda beklenen oldu. Türkiye Almanya yarı finalde karşı karşıya geliyor. Türk Milli Takımı Avrupa Futbol Şampiyonasında futbolun heyecanını yeniden yazıp tarihe geçti. 2006 Dünya Şampiyonası'nda izleyemediğimiz Ayyıldızlı ekip bu kez Avrupa'nın en iyi dört takımı içinde. Dünyanın en önemli futbol ülkelerinden birisi olan Almanya ile bütün iyi dilekleriyle güzel bir futbol maçı izlemeye hazırlanıyoruz.
İki ülke insanı arasında geçmişten bu güne uzanan tarihi dostluğun bir kez daha kazanacağı bir müsabaka olması herkesin ortak dileği. Bundan yola çıkan Türk ve Alman ünlüler de her türlü sonuçta kaybedenin olmayacağı mesajlarını verdi. Biz de aman dikkat diyoruz ve bu tarihi maçın bir futbol şölenine havasında izlenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Maç öncesi verilen mesajlar ise şöyle :
Wolfgang Schäuble
Wolfgang Schäuble
Wolfgang Schäuble (Almanya İçişleri ve Spordan sorumlu Bakanı): Türk ve Alman dostluğunun bir kez daha pekişmesi için çok önemli bir karşılaşma. Almaya ile Türkiye'yi, çok uzun bir geçmişi olan bir futbol geleneği de birleştiriyor. Alman Antrenörler Türk futbolunun gelişmesinde çok büyük katkı sağlarken, Almanya da yetişen Altıntop kardeşler ve Yıldıray Baştürk gibi Türk kökenli futbolcular da Bundesligaya renk katıyor. Futbol bize önyargıları ortadan kaldıran güzel bir olanak sunuyor. Futbol uyumu ve birlikte yaşamı destekleyen çok önemli bir etkinlik. Beraberce şenlik gibi kutlanması gereken bir maç olacak. Bu noktada karşılaşmanın skorunun hiç bir önemi yok. Sadece iyi olan Değil Türk-Alman dostluğu da kazansın.
Frank-Walter Steinmeier (Almanya Dışişler Bakanı): Umarım tüm taraftarlar benim gibi dostça bir yarı final görür. Hiç kimse kalkıpta bu bu futbol şenlliğini rahatsız etmesin.
Ali Babacan ve Frank-Walter Steinmeier
Ali Babacan ve Frank-Walter Steinmeier
Ali Babacan (Türkiye Dış İşleri Bakanı): Bu maç pek çok açıdan tarihi nitelikler taşıyor. Öncelikle Türkiye ilk defa Avrupa kupasında yarı finale yükselmiş ve ilk dörde girmiş bulunuyor. Bütün dünyanın takdirle izlediği, Türkiye'yi ve Türk futbolunu çok olumlu bir şekilde yeniden değerlendirdiği bir süreci yaşıyoruz. Bizi başarıyla temsil eden ve ilk dörde giren milli takımıza da bu vesile ile ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Türkiye ve Türk futbolunu dünyaya tanımak adına olağanüstü bir performans sergilediler. Bu karşılaşma,Türk-Alman dostluğunun perçinleneceği başka bir yakınlaşma olsun.
Bizim Almanya'da yaşayan vatandaşlarımız ve Türkiye'de yaşayan yaklaşık 70 bin civarındaki Alman vatandaşlarımız da heyecanla bu maçı takip edecekler. Bu maçın öncesinde ve sonrasında göreceğimiz tablo, Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın belli bir olgunluk seviyesine ulaştıklarını ve Alman toplumunun sorumlu birer parçası olduklarının da kanıtı olacaktır. Kuşkusuz aynı olgunluk ve sorumlu yaklaşım, Almanlar içinde son derece büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu maçın sonucu ne olursa olsun, kazanan Türk-Alman dostluğu olsun istiyoruz. Taraftarlara da çağrımız olası provakasyonlara gelmemeleri, duyarlı ve ölçülü olmalarıdır. Futbolda yenmekte var, yenilmekte. Her iki sonuçta da, coşkulu duygularla yaşamak kuşkusuz herkesin hakkı. Ama bu davranış ve tepkilerde, sorumluluğu üzerimizde hissetmeliyiz.
Klaus Wowereit
Klaus Wowereit
Klaus Wowereit (Berlin Eyalet Başbakanı): Almanya Türkiye maçı Berlin için çok önemli bir olay. Çünkü Almanya'nın Başkenti'nde çok Türk insanımız yaşıyor. Bu nedenle bizim kentimiz hiç bir zaman kaybetmez. Dileğim sevinç dolu ve dostça bir futbol bayramı yaşayalım. Bütün futbol severlere sesleniyorum. Maç esnasında ve maçtan sonra iki tarafta birbirine saygılı olsun.
Joachim Löw (Alman Milli Takım Teknik Direktörü): Almanya'da Türkler ve Almanlar arasında çok güzel bir dostluk ilişkisi var. Maçı izleyen seyirciler birbilerini desteklesinler ve takımlarına tezahürat yapsınlar. Dileğim Provakasyon olmasın.
Kenan Kolat (Almanya Türk Toplum Başkanı): Biz şimdiden finaldeyiz. Ya Türkiye ya Almanya bu iki milli ekip de bizim mtakımız. Bizi dostça bir futbol bayramı bekliyor. Bu maçın sonucu ne olursa olsun hem Alman, hem de Türkler kazanacak.
Gül Keskinler (DFB Uyumdan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi): Türk ve Alman Milli takımlarının büyük mücadeleler vererek yarı finalde birbirlerine rakip olmaları, sportif müsabakaların en keyifli anları olsa gerek. Sporun birleştirici, sağlıklı, barışçıl, heyecan verici, coşturan tüm etkilerini yaşayıp, kazanan takımla sevineceğiz, kaybedene de mutlaka üzüleceğiz. Çünki kaybeden de bizim bir yarımız olacak, kazanan da. Özellikle bu maçta sahaya çıkacak futbolcu ve teknik adamlara büyük görev düşüyor. Sahadan ekranlara yansıyacak olumsuz görüntüler, toplumsal etkisi çok daha geniş olabiliyor. Türk yada Alman tüm anne ve babalar çocuklarıyla konuşmalı ve taşkınlıklardan kaçınmalı, güzel bir ortamda en güzel şekilde maçı izlemeliyiz. Bu bir müsabaka ve sonuçlarını şimdiden kestirmek mümkün değil. Bu nedenle bunun bir futbol müsabakası olduğunu unutmamalı.
Mehmet Matur (Berlin Eyalet Futbol Federasyonu Yöneticisi): Almanya Türkiye yarı final karşşılaşmasında, 47 yıllık dostluğun devam edeceği, güzel bir müsabaka olmasını arzu ediyorum. Aynı zamanda Başkent Berlin'de kurulacak olan Fan Meile de Türk ve Alman 2 futbolcuyu, yada süpriz bir teknik direktörü çağırarak, maç öncesinde roportajlarla yarı final heyecanını desteklemeyi planlıyoruz. Almanya bu maç için favori gösteriliyor, ancak Türk Milli takımı da şu ana dek verdiği mücadele ile, ne denli iyi bir turnuva takımı olduğunu kanıtlamıştır. Türk yada Alman kazanan kim olursa olsun, finalde de o takım bizi temsil edecek.
Diĝer Konular
Cumali Kangal (Berlin Türk Spor Birliği Başkanı):
Turnuvanın en heyacanlı maçlarını çıkararak çeyrek finale yükselen Türk Milli Takımı son saniyelere kadar verdiği inançlı mücadele ile skoru lehine çevirebildiğini tekrar tekrar ispatladı. Diğer bir grupta ise ikinci vatanımız olan Alman Milli Takımı bir turnuva takımı olma özelliğini korudu ve çeyrek finale yükseldi. Bu kez kader her iki takımımızı yarı finalde karşşı karşıya getirdi. Bu karşılaşma sonrası takımlardan birisi turnuvaya veda edecek. Sonuç ne olursa olsun kazanan takımımızın sevincini yaşayacak ve daha sonraki yapacağıı maçlarda başarılı olması için destekleyeceğiz.
Cihan Selçuk (Türkiyemspor Futbolcusu): Ben TeBe ve Hertha Berlin'de futbol eğitimi aldım. Almanya ile Türkiye'nin yarı finalde karşılaşması benim için çok büyük bir heyecan. Her iki takımın maçlarının ardından, Türk ve Alman bayrakları sallayarak Kudamm'a koştuk. Burada yetişmiş bir genç olarak, taraf tutmakta zorlansam da, yüreğimin % 60 Türkiye'den yana. Ancak Türk Milli takımında sakatlıklar ve cazalar nedeniyle kadro eksiğimiz çok. Alman Milli Takımıda bizim takımımız. İyi olan kazanmalı ve sportmence bir yarı final olmalı. Seyirci desteğimizi de centilmence göstermeli ve iyi olanı alkışlayarak yolumuza devam etmeliyiz. Final heyecanımızı kazanan takımızla sürdüreceğiz.
Alman Milli takım kalecisi Lens Lehmann Euro 2008'in yarı finalinde Türkiye ile yapacakları zorlu maç öncesinde BILD Gazetesi redaktörü Walter M. Straten'in sorularını yanıtladı.
BILD: Eşiniz nasıl? Portekiz maçından sonra yarı final için kendine gelebildi mi?
Lehmann: Bütün gün boyunca az su içmişti. Ve maçın son dakiklaları onun için çok heyecanlı geçmiş. Heyecan onu çok etkilemiş. Ama Çarşamba günü yine çok heyecanlı bir şekilde tribünde oturacak.
BILD: Portekiz maçında size çok iyi notlar verildi. Bu performans yükselişi nereden kaynaklanıyor?
Lehmann: Bütün turnuva boyunca kendimi iyi hissetim. Ve ilk maçlarda da kötü hislerim yoktu. Baskı gittikçe yükseldi. Ama ben nakavt oyunlarını severim. Bu maçlarda kendimi daha iyi hissediyorum.
BILD: Çarşamba günü yine zehir yeşili renkli formayla mı çıkacaksınız?
Lehmann: Seçeneğim olursa siyah ve zehir yeşili arasında yeşili seçerim. Çünkü bize şans getirdi ve göze çok batıyor. Bu karşımdaki forvet oyuncularını da etkileyebilir.
BILD: Türkiye bizim rakibimiz. Bizim için iyimi?
Lehmann: Ben Türklere karşı oynamayı çok seviyorum. Sadece spordan değil, Alman ve Türklerin ilişkisi çok olduğundan dolayı Türklere karşı oynamayı seviyorum. Türkiye büyük bir ülke ve çok saygı duyulacak insanlar var.
BILD: Bu söyledikleriniz sanki Türkiye'ye bir aşk ifadesi!
Lehmann: Türkiye'nin büyük bir geçmişi ve tarihi var ve Türkler, 2.Dünya savasından sonra Almanya'yı ekonomik olarak kalkındırmak için büyük katkıları oldu. Gençliğim de Essen'de bir çok Türk arkadaşım genç ve çocuklarla birlikte oynadım. Başka ülkelerin içinde Türkiye'ye karşı çok sıcak bir ilişkim var.
BILD: Avrupa şampiyonasında öncesinde oynanan futbol topu çok eleştirildi. Siz de bu topu kritize etmiştiniz. Kaleciler bu toptan çok mu korkuyor?
Lehmann: Bu top kaleciler için çok büyük bir herausforderung. Şut antrenmanda kaleye şut atılırken futbolcular gülüyorlar. Sanki bu top garip yollar seçiyor. Futbolcular şaşırıyor ben mi vurdum diye. Çünkü top acayip bir şekilde kavis çiziyor. Kaleciler için böyle topları tutmak çok zor. Ancak son saniyede topu nasıl tutacağına karar veriyorsun. Umarım ki top çok güzel bir şekilde ellerime gelir.
BILD: Löw'ün yeni taktiği 4-2-3-1 ile kendinizi emin hissediyormusunuz?
Lehmann: Deplasmanda her takım 4-5-1 sistemi ile defanta emin oynayabilir. Portekiz'e kaşı bunu iyi yaptık. Ben herkesin söylediği gibi herşey fevkaladeydi bu sistmle diye söyleyemiyorum. Çok hatalar yaptık. Örneğin bunlardan biris de oyun kurmada. Bu hataları tekrarlamamamız lazım.
BILD: Yarı finalede elenirseniz yada finalden sonra Oliver Kahn gibi 2006'da ki gibi milli takımı bırakacakmısınız?
Lehmann: Ben sadece Çarşamba günü maçına konsantre oluyorum. Viyanaya gitmiş bile olsak, bu konuda bir şey söyleyebileceğimi şu an sanmıyorum. Acelem de yok.
BILD: Jogi Löw daha önce yarı finale ve finale çıkacağını söz vermişti. Sizde bu kadar yüreklimisiniz?
Lehmann: Türkiyeye karşı yarı finaldeki maç benim için en önemli maç. Bir daha yarı finalden elenmek istemiyorum. Oyuncu olarak gallibiyete söz veremem Ama sadece bunu söylemek istiyorum. Elimden geleni yapacağım ve hayatımı verceğim.
BILD: Hayatınızı mı? Bundan daha fazklası olmaz ki!
Lehmann: Ne dediğimi anlıyorsunuz. Spor hayatımı kastettim. Özel hayatım aileme ait.
Arkadaslar az önce haberde duydum 1 sevindirici birde üzücü haberim war
Tümer metin tamamen iylesti ve tolgaya gerek kalmadi ama servet kesinlikle yarinki macta yok ;(
emre belözoglu ise son yapilacak kontrollerden sonra net kazanacak (50% sansi warmis)
Terim: "Emre kesin yok"
24.06.2008 20:37
A Milli Takımımızın Teknik Direktörü Fatih Terim, yarı finalde karşılaşacağımız Almanya karşılaşması öncesi bir basın toplantısı düzenledi. Emre Belözoğlu'nun, Almanya maçına kesinlikle yetişemeyeceğini söyleyen Terim, Tümer'in ise yarım saat, en fazla 45 dakika forma giyebileceğini söyledi. Terim sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk Milli Takımı tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynuyor. Takımım bir ilki başardı ama benim için hedefler bitmez. Yapılanın hep bir daha iyisi vardır. Almanya'ya her rakibimize duyduğumuz gibi saygı duyuyoruz. Ama Almanya'dan korkmuyoruz, Türkiye için Avrupa Şampiyonaları tarihinin şimdilik en önemli maçı. Almanya'da ise korku yok, çünkü bu tarz maçları çok oynadılar. Belki bazı sıkıntılarımız var sakat ve cezalılar gibi ama ne ben ne de oyuncularım bugün bulunduğumuz noktayı yeterli görmüyoruz. Ben her oyuncuma güveniyorum, onun için burdalar ve bunu da biliyorlar. Turnuva başında dünya onları çok az tanıyordu ama şu an herkes onlara şapka tanıyor. Sadece beyniyle değil, yüreğini de sahaya koyuyorlar. Her türlü sonuç mümkün, elimizden geleni yapacağız ve terimizi son damlasına kadar akıtacağız."
"İMKANSIZ YOKTUR, MUCİZELER ZAMAN ALIR"
Benim bildiğim futbolda üç sonuç var; galibiyet, beraberlik, mağlubiyet. Mucize diye birşey yok. İstanbul'da odamda asılı posterde şu sözler yazıyor: "İmkansız diye birşey yoktur, mucizeler biraz zaman alır." Bu benim hayata bakışım, felsefem. Bizim başarımıza mucize diyenlere gülüp geçiryorum, her insan kendi mucizesini kendisi yaratır. Einstein'ın şu sözünü hatırlatırım, yaşamanın iki yolu vardır, birincisi her şeyi mucize görerek yaşamak, ikincisi hiç birşeyi mucize saymadan yaşamak ben ikinci sınıfa giriyorum. Bir takım pes etmiyorsa, yenilgiyi kabul etmiyorsa bir şekilde elbet kazanacaktır. Biz böyle bir takım yaratmak için çok uğraştık ve yarattığımız inanıyorum, Çalışkan ve azimli. Yalnızca Türkler'in değil herkesin Türk Milli Takımı'nda zevk aldığını düşünüyorum, Bu ayrıca herkese bir mesajdır. Bölünmüş toplumlara, ekonomik zorluklar yaşayan toplumlara. Berlin'den, Van'a kadar tüm insanlar tek bayrak altında birleştiler, işte mucize arıyorsanız esas mucize bu. Çeşitli dinden, dilden insanlar aynı bayrak altında birleştiler. Milyonlarca insana kısa bir süreliğine de olsa dertlerini unutturduğumuz için mutluyuz ve gururluyuz.
"TOLGA KONUSU ESPRİYDİ"
Tolga konusunda söylediklerim bir espriydi ama işi ciddiye aldılar. Sakatlarımızın ve cezalılarımızın çok olduğunu belirten bir yaklaşımdı yalnızca. Hamit çok önemli bir oyuncu, bir sakatlıktan sonra geri dönmek kolay değil. Avrupa'nın en önemli oyuncularından bir tanesi, beyniyle kalbini birleştiren ender oyunculardan bir tanesi bu maçta da çok önemli işler yapacağını düşünüyorum.
Ben buraya gelirken, çeşitli sloganlarımız vardı. Bunlardan birtanesine de tecrübe mi yoksa başarıya olan açlık mı diye cevap vermiştim. Kazım ve Uğur genç olabilirler ama başarıya bir açlıkları var. Kazım ve Uğur'u yarın kullanabiliriz, Kazım'ı zaten turnuva başından beri oynatıyorum. Yarın tüm oyuncularımdan mecburen faydalanacağım önce mi sonra mı olur onu bilmiyorum. Tecrübe saygı duyulması gereken bir şey ama o dinamiz de takıma katkı sağlayabilir.
"TAKIMIM FİNALE ÇIKSIN YETER"
16 takımdan hiç birini birbirinden ayırt etmiyorum, bunu ilk günde söylemiştim. Muhakkak arada bazı farklılıklar vardır ama burda oynamaya hak kazanmışlarsa artık onlara saygı duymak lazım. Oynadığımız takımlarda çok önemli takımlardı, en son oynadığımız Hırvatistan da Almanya'yı yenmişti. Finale ben çıkayım da diğer taraftan kim gelirse gelsin, böyle bir tercihimiz yok. Elenen antrenörlere bir soralım, bu kadar eksikle benim yerimde mi olmak isterlerdi yoksa tam kadroyla evlerinde mi olmayı isterlerdi. Tabii ki burada olmak isterlerdi, takımım finalde olsun da karşıma kim çıkarsa çıksın.
Çekişmesi son haftaya kadar süren lig maratonundan çıkan oyuncularımızın yıpranmış olduklarını gördük, bir hayli özveride de bulundular. Birbirinden önemli maçlar oynadılar turnuvada. Dolayısıyla çok zorlandılar, yenik durumda olmanın baskısı onun getirdiği kazanma arzusu ile birleşince sahanın içinde oynamak çok kolay değil. Bazı oyuncularımız vücudunun kendisine verdiği sinyalleri bile bize söylemeden devam edip büyük bir inancı ortaya koydular. Böyle bir zorlu turnuvada bu kadar sakat ve cezalı olması muhakkak bir dezavantaj gibi görülebilir. Nihat Avrupa'nın en önemli golcülerinden biri, hiç aklımızda sakatlığı yoktu. Serin İsviçre akşamında bunlarla uğraşmanın artık çok fayda getirmeyeceği yerine koyacağımız oyuncuların da en az onlar kadar mücadele edeceğini düşünmemiz gerekir. Şekil böyleyse o şekle uyacağız.
"ŞANS DİYE ISRAR EDİYORLAR"
Buraya gelirken çeşitli sloganlarımız vardı, bunlardan birtanesi de dünyaya kendimizi hatırlatmaktı. Ama görüyorum ki çok geniş şekilde açıklamama rağmen, 40 senedir futbolun içindeyim ve futbolun şansı diye birşey görmedim ama arkadaşlarımız şans diye ısrar ediyor. Şanslar oynayanın yanındadır. Çünkü hiç birşeyin mucize olmadığına inanaların grubundayım. Emre ve Tümer, Tümer oynasa oynasa belki yarım saat en fazla kırkbeş dakika oynar ama Emre'nin oynaması imkansız. Tümer dün ilk kez idmana çıktı, oyunun ilerleyen bölümlerinde bir taktik değişikliğine gidersek kullanabilirim ama maçın başında kullanmayacağız.
Buraya gelirken çeşitli sloganlarımız vardı, bunlardan bir tanesi de Türkiye'yi dünyaya hatırlatmaktı. Geldiğimiz nokta elbette çok önemli ama geçtiğimiz yol ve yaşadıklarımız bulunduğumuz noktayı çok daha anlamlı hale getiriyor. Bugün dünyada taraflı tarafsız herkes takımımızın yaptıklarını konuşuyor. Burada kendimizi hatırlatmaya geldik demiştik öyle bir hatırlattik ki yıllar sonra EURO 2008 dendiği zaman akıllara Türkiye gelecektir. Ben ve oyuncularımın geldiği nokta ülkemizin insanlarını gururlandırmıştır ama hedefimiz sürüyor. Ben sizlere altı ay önce programlarımı gönderdiğimiz zaman bunları haber yapmıştınız şu an 25'ini garantiledik, inşallah 29'una kadar burda kalacağız. Demek ki o günlerde programı doğru yapmışım. Seyredilmesi zevkli bir takımız diye düşünüyorum. Yarı finalde takımız diye bahsedilmek daha doğru olur. Şampiyonların evine döndüğü turnuvada kalan takım diye bahsedilmemiz daha doğru olur.
"ANTRENMANA ÇIKMAMA GEREK YOK"
Tabi özellikle Almanya'daki vatandaşlarımızı daha yakından ilgilendiren bir maç oynayacağız. Ama gerek kulüp bazında gerekse milli takımlar bazında ben onları hep alınları yukarıda gezdirmişimdir. Ümit ederim onlara yine güzel bir hediye veririz. Ama şartlar ne olursa olsun en çok vatandaşımızın olduğu yer Almanya bizim için önemli bir ülke, biz de onlar için önemli bir ülkeyiz. Bir taraf kaybedecek ama umarım kazanan futbol olacak. Antrenmana çıkmama gerek yok çünkü bütün teri burada attım. Biraz açık hava hepimize iyi gelecek. Herkese iyi akşamlar.
A Milli Futbol Takımımız, Almanya ile yapacağı 13. Avrupa Şampiyonası yarı final maçında 452. sınavına çıkacak.
Türk Milli Futbol Takımı, 85 yıllık tarihinde, 236'sı resmi, 215'i özel olmak üzere geride kalan toplam 451 maçta 157 galibiyet, 108 beraberlik alırken, 186 kez de rakiplerine yenildi.
Ay-yıldızlı ekip, bu maçlarda toplam 578 gol atarken, kalesinde 695 gol gördü.
Millilere Cem Yılmaz dopingi
Cem Yılmaz, milli takıma Almanya sınavı öncesi esprileriyle moral depoladı.
Cem Yılmaz, bu akşam Euro 2008 finali için Almanya ile karşılaşacak milli takıma özel bir video ile destek oldu. Milliler, maçtan önce Türk Telekom'un hazırlattığı videoyu izleyerek Cem Yılmaz'ın esprileriyle moral depoladı
Afyon'da A.R.O.G. filminin çekimlerini sürdüren Cem Yılmaz, bu akşam Almanya ile Avrupa Futbol Şampiyonası Finali'ne yükselmek için kozlarını paylaşacak olan Milli Takım'a özel bir video ile moral verdi. TTNet şirketi Türk Milli Takımı'nın ana sponsoru olan Türk Telekom'un millilere moral desteği vermek için reklam yüzü Yılmaz'a hazırlattığı yaklaşık 15 dakikalık video İsviçre'ye gönderildi. Milliler dev ekranda izledikleri Cem Yılmaz'ın esprileriyle moral depoladı.
İşte ay yıldızlı formalı Yılmaz'ın set ekibiyle birlikte "Oooo Türkiye", "Bizler inandık, siz de inanın, bizim için bu maçı alın" gibi tezahüratlar yaptığı, Almanca sözlerle başlayan videodaki esprilerden bazıları:
* Sevgili kardeşlerim bak biz şimdi Afyon'da çok seveceğiniz A.R.O.G filminin çekimleri için bulunuyoruz. Ama yarın Almanya ile oynayacağınız maçla ilgili yakın temastayım. Bütün bilgileri alıyorum.
* Almanya maçında sizlerle olmak için çok çaba sarfettik ama Yengen vizesi alamadık. Yani yengeniz izin vermedi.
* 9 hafta süren çekimlerimiz boyunca bizi en çok heyecanlandıran sizin başarılı maçlarınızdı. Hep onlarla heyecanlandık, kapı bacayı kırdık, otel masrafımız iki katına çıktı.
* Sizler için neler yapabiliriz diye arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulunayım; film yontma taş devrinde geçtiği için imkanlarımız kısıtlı. Sevgili kardeşlerim size 1 milyon yıl öncesinden sesleniyorum:
- Ozan Almanya maçı öncesinde milli takıma ne demek istersin?
- Bu takımda Selçuk Yula banko oynar abi.
- Selçuk Yula mı?
- Evet, oynar abi.
- Ulan şu futboldan bir anlamayan çıksın ya?
*Fatih Hocam, Almanya maçından sonra zafere ulaşacağımızı garantile, sendika başkanı olarak, bilmeyen komedyen arkadaşlar için söylüyorum, Fatih Terim taklidi yapmalarını yasaklıyorum.
*Beyler bu toptur. Her medeni toplum gibi buna önem vermeliyiz ve vereceğiz. Geleceğimiz bunda gizli...