Babam Öldüğünde Ağlamadım

Son güncelleme: 24.10.2008 23:24
  • Bundan yıllar öncesiydi. Kaç yıl geçti aradan, sanırım sekiz yıl oldu.

    Her şey basit bir soğuk algınlığı şikayetiyle başladı. Doktora gitti babam. Yorgundu, bitkindi. Kaldıramıyordu artık. Yaşı oldukça ilerlemiş olmasına rağmen evde durmayı sevmezdi sürekli çalışmak isterdi. Oysa o soğukalgınlığı onu bir haftalığına eve mahkum etmişti.

    Filmler çekildi. İlk doktor bu soğukalgınlığı değil bunda başka şeyler var dedi. Sonra iki, üç, dört beş doktor hastane dolaştık. Tahliller, tahliller. Sonuç açıklandığında beynimizden vurulmuşa döndük.

    Kanser.

    Akciğer kanseri olmuştu. Teşhisi koyan doktor kanserin kötü huylu olduğunu, ameliyatın mümkün olmadığını belirtti. Kemoterapist ilaç yoluyla tedavi olamayacağını, karaciğerde bozulmalar olduğunu, verilecek ilaçların ona daha fazla zarar vereceğini söyledi. Ne yapacağız dediğimizde radyoterapist ile görüşmemizi salık verdi. Radyoterapistin açıklamasıda iç açıcı değildi hiç. Ciğerlerde su toplandığı için ışın yoluyla tedavide mümkün değildi.

    Karamsarlık alıp başını gitmişti. Ne yapacaktık peki. Bunun çözümü neydi, o dağ gibi adam günden güne eriyordu. Bir gün bile oturmayan, sürekli hareket halindeki adam, artık iki adım atamaz olmuştu.

    Morfin kullanacak dediler, sürekli morfin yapacak bir şey yok, sadece ağrılarını dindirebiliriz.

    Başka doktorlar başka hastanelerde çözümler aradık. Kimse umutlu değildi. Ailemdeki diğer insanlardan habersiz sordum son doktora. Ne kadar var diye. En fazla altı ay dedi doktor. Altı ay.

    Her günü biraz daha kötü olan altı ay,
    her günü biraz daha acı olan 180 gün,
    her gün biraz daha, her gün biraz daha.

    Altı ayı beklemeye başladım. Dolmasını. Günden güne eriyor, günden güne acıları artıyordu. Acı olan O'nun o şekilde erimesini izlemek kadar, kimseden habersiz o günü beklemekti aynı zamanda. Herkeste aynı duygu vardı. Kurtulacak umudu. O bile bu umutla yaşıyordu. Yeneceğim diyordu. Ama kimle konuştuysam, hangi doktora götürdüysem sonuçları tahlilleri, raporları hepsi ağız birliği etmişçesine aynı şeyi söylüyordu. Bu aşamada kurtuluşu yok.

    Hem hızlı akıyordu günler, hem yavaş.

    Günler azaldıkça başka başka rahatsızlıklarda çıkıyordu ortaya. Sarılık geçirmişti daha evvel, eh içkiyide severdi sağlığında. Bağışıklık sistemi çöktükçe bu kezde siroz başladı. Kanserin acısı bir yandan, sirozun acısı bir yandan. Artık O'nunda umutları kesilmişti. Bir çaba göstermez olmuştu. Acılarıyla başbaşaydı. Benim bildiğim, ama O'nun bilmediği o anın gelmesini bekler, özler olmuştu.

    Herkes kurtulsun, iyişelsin diye dua ederken ben başka şeyler için dua ediyordum. Daha fazla acı çekmeden ölmesi için. Babamın bir an evvel ölmesi için dua ediyordum. Benim dünyaya gelmemi sağlayan adamın ölmesi için.

    Zayıfladı iyice. Çöktü. Yanakları avurtları çöktü. Mama ile besler olduk. Vücudu yara bere içindeydi yatmaktan.

    Günler geçiyordu. Hem hızlı, hem yavaş.

    Bir tek kez babacım dememiştim O'na o güne kadar. Bir tek kez sımsıkı kucaklamamıştım. Her zaman bir arkadaş gibiydik oysa. Konuşurduk, dertleşirdik. Ama bu denli duygusallaşmamıştık hiç. Eminim bunu çok istemişti O. Ama hiç yapmamıştım dememiştim, babacım seni seviyorum dememiştim hiç. Defalarca denedim bunu, yapmak istedim. Boynuna sarılıp seni seviyorum demek istedim. Ama kimseye dememiştim ki bunu. O zaman bile demedim, diyemedim. Hem bana hem O'na karşı bir duygusallık, bir zayıflık olarak gördüm hep.

    Günler geçiyordu. Hem hızlı, hem yavaş.

    Son günlerdi artık. Doktorun dediği zaman gelmişti. Altı ay dolmuştu. Babamda da gözle görülür bir kötüleşme başlamıştı. Doktoru hastaneye yatırmamızı istedi. Neden diye sordum bir umut mu var. Hayır dedi. Ben sadece görevim gereği hastaneye yatırmanı istiyorum. Tek bir umut bile yok.

    Çaresizdim. O gün gelmişti. Ne yapayım diye sağa sola koşturuyordum. Konunun uzmanı diğer doktor yakınlarım, götür evine, yatağında ölsün diyordu.

    Annemi ve kardeşlerimi topladım, hastaneye yatırmak istemediğimi söyledim. Neden dediler sustum. Yatırmadım hastaneye.

    Bir gün geçti geçmedi ki yanına gittim tekrar. Durumu iyice kötüleşmişti. Yatıyordu, bakıyordu ama konuşamıyordu. Başında bekledim. Durdum, izledim. Gözleriyle o kadar çok şey anlatıyordu ki, bitir artık şu işi diyordu yeter sen yapmasan bile ben bu sabahı göremeyeceğim. Bitir. Elimi uzattığımda gözünde bir ışıltı beliriyordu. Tamam bitirecek benide kurtaracak bu acıdan diyordu sanki. Elimi titreyerek geri çektiğimde ise gözlerindeki o kızgınlık, neden yapmıyorsun, çokmu hoşuna gidiyor benim bu halim diyen kızgınlık.

    Çıktım odadan dayanamadım. Bana kızgın bakışları arasında çıktım odadan. Yapamazdım çünkü. Acısına son vermek için bile, onun gözleriyle istediği şeyi yapamazdım. Diğer odada beklerken uykuya dalmışım. Sabaha karşı halam kaldırdı. Sessiz bir şekilde şunları söyledi. Babanı kaybettik yavrum. Başın sağolsun. Ablasıyla birlikte odaya girdim. Gözlerimde bir sevinç vardı. Hüzün yerine. Kurtulmuştu artık. Benden yapmamı istediği şey gerçekleşmişti. Ben yapmamıştım ama eminim ki ben yapmışım kadar sevinmişti o da.

    Çığlıklar, ağlamalar geliyordu diğer odalardan. Dövünenler, kardeşlerim, annem. Sakindim. Mutlu. Kurtulmuştu çünkü. O dayanılmaz acılardan kurtulmuştu. O'nun için ağlamak O'na yapılacak en büyük haksızlıktı. Ağlamadım. Sekiz yıldır ağlamadım.

    Taki şu yazıyı kaleme alana kadar...

    ALINTIDIR
#23.09.2008 00:18 0 0 0
  • Emegine SagLik Cicem
    Bu Konu Bana Cok Dokundu
#23.09.2008 00:37 0 0 0
  • Moralim Gayet Güzeldi Şu Yazıyı Okuyuncaya Kadar..
    Emeğine Sağlık Elif'im..

    Konu Yaşam Hikayelerine Daha Uygun..
#23.09.2008 14:12 0 0 0
  • etkikiyici..
#23.09.2008 15:12 0 0 0
  • off çok acı bişey.Benimde Ananemi evde yatağında kaybettik.çok ağladım ama bitaraftanda çektiği acıların dinmesi içimi rahatlatıyodu.Bu hikaye banada çooooook dokundu.emeğinize sağlık.
#23.09.2008 16:33 0 0 0
  • nar çiceği başın sağolsun. mekanı cennet olsun. ben her zaman YÜCE RABBİME ŞÖYLE DUA EDERİM ALLAHIM ÖLÜMÜN HAYIRLISINI VER DERİM. inanın okuyunca çok etkilendim. allah cümlemize hayırlı ölüm nasip etsin. sabır versin size.
#23.09.2008 16:44 0 0 0
  • YorumLariniz iCin T$K ederim ama bu payLa$im aLinti yani cok $ukur babam sağ.


    Uzdugum iCinde ozur diLerim
#24.09.2008 11:13 0 0 0
  • içim karardı valla
#24.09.2008 15:48 0 0 0
  • allah rahmet eylesin başın sağ olsun mekanı cennet olsun
#24.09.2008 15:54 0 0 0
  • Yha $imdi ekLedigime pi$man oLdum.. Allah kOruSun, babam cOk $ukur hayatta
#25.09.2008 10:41 0 0 0
  • keşke alıntıdır diye baştan yazsaydın..allah babana uzun ömürler versin.
#26.09.2008 12:47 0 0 0
  • Yazi gercekten insani mahvediyor emegine saglik Narcicegi
    Ama hayatta babasi saglam olupta olmesini isteyen o kadar cok insan varki Allah kimseyi o insanlardan etmesin cunku evladinin hayatini hice sayiptakendi hayatini yasayan babalarda yok degil.
#26.09.2008 17:00 0 0 0
  • allah babasini kaybeden tum kardeslerime sabir ihsan etsin. selam ve sevgi ile....
#26.09.2008 20:44 0 0 0
  • @alfeas hakLiSIn evet akLima geLmemi$ti.. AMiN SaoL, Allah butun anne babaLara uzun omur verSin


    @NargiSh abLam cOk dogru sOyLemi$Sin maLeSefki oyLeLeride var...


    Amin @joker_ae
#27.09.2008 02:44 0 0 0
  • Rahmetli babam'da aynı şikayetlerle gitti hastaneye ve sonucu kanser çıkmıştı..

    Evet "Babam öldüğünde ağlamadım" ben "ağlayamadım"
#27.09.2008 10:37 0 0 0
  • üff bi hoş oldum
#27.09.2008 10:53 0 0 0
  • çok kötü oldum okurken,paylaşım için teşekkürler...
#27.09.2008 13:23 0 0 0
  • Rahmetli babam'da aynı şikayetlerle gitti hastaneye ve sonucu kanser çıkmıştı..

    Evet "Babam öldüğünde ağlamadım" ben "ağlayamadım"

    Ba$iniz SaoLSun oLci
#30.09.2008 15:14 0 0 0
  • Allah uzun ömür versin narçiçeği babanıza
    ama hasta olan baba lara acil şifalar
    düşünces yazarın pozitif
    davranışı pozitif
    ama yazdığı nesir çok çook duygusal
    umarım büyükleri kaybetmeden kıymetlerini bilmeyi bu yazıyla tekrar hatırlarız
    sana defalarca teşekkür ederiz
#09.10.2008 23:14 0 0 0