Kukla - Kuklalar Alemi - Kukla Tarihi - Kukla Çeşitleri

Son güncelleme: 24.11.2008 10:32
  • Kukla
    Tarihi neredeyse insanlık kadar eskidir Kuklaların...
    "Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
    Kuklacı felek usta, kuklalar da biz
    Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer;
    Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz"

    Ömer Hayyam
    Kuklalar Alemi
    İnsanoğlunun kontrol arzusu kimi zaman ortaya hoş sonuçlar çıkarabiliyor. Kuklacılık sanatı da bunlardan biri.
    noimage
    Kukla; iple, ele geçirilerek, mekanik bir aracıyla ya da elektronik olarak yönlendirilebilen, dışarıdan kontrol edilebilen oyuncaklara denir. Karagöz gibi gölge tiplemeler de doğal olarak kukla kapsamına girerken, son dönemde iyice gelişen dijital animasyonlar da kukla sayılıyor. Bununla birlikte, çizgi film kahramanları kukla olarak kabul edilmiyor.

    Sadece eğlence olarak değil, eğitimde, psikolojik tedavilerde, edebiyatta kendine geniş yer bulan bir kavram kukla. Ama son zamanlarda kukla sanatı eskisi kadar popüler değil. Özellikle ülkemizde dekorasyon amaçlı olarak daha çok kullanılıyor kuklalar, desek yeri var.
    Gerçek bir geleneksel kukla sanatçısı, kuklasını kendisi yapan, senaryosunu yazan, sahneyi tasarlayan, oyunu yöneten kişidir. Kuklacı, gösterilerini kukla tiyatrosunda sunar. Kendinize basit bir kukla tiyatrosu kurmaya niyetlenirseniz, talimatlar ve kolay birkaç kuklanın yapım tarifi burada.
    Tahtadan, alçıdan ya da bezden yapılmış elle, iple ya da sopayla oynatılan küçük bebeklere kukla; bu bebeklere yapılan gösteriye de kukla oyun adı verilir. İnsana, hayvana ya da çeşitli nesnelere benzetilerek biçimlendirilen ve boyanan kuklalar, sahne arkasına gizlenmiş bir "kuklacı" tarafından oynatılır. Kukla oyunlarının çoğu sözlü ve müzikli, bazıları da sözsüzdür. Sözlü oyunları perde arkasına gizlenmiş bir konuşmacı seslendirir. Sahne gerçek bir tiyatro sahnesinin küçük bir kopyasıdır. Gösteri sırasında kuklalar izleyicilerin daha iyi görebilmesi için parlak ışıklarla aydınlatılır. Parmak boyunda, çok yalın kuklaların yanı sıra, insan boyunu aşan çok süslü ve en küçük ayrıntısına kadar düşünülerek yapılmış kuklalar da vardır. En yaygın kukla çeşidi eldiven gibi giyilerek parmaklarla hareket ettirilen el kuklalarıdır. El kuklalarının uzaktan daha iyi görülebilmesi için yüz çizgileri abartılı, gözler, burun ve kulaklar oldukça iridir.

    Bir başka kukla türü de batıda Marionette adı verilen ipli kukladır. Kukla, eklem yerlerine, başına, elleri ve ayaklarına bağlı olan ipler çekilerek hareket ettirilir. İpli kuklaların yapımı ve oynatılması el kuklalarına daha karmaşık ve güçtür.

    İpler kuklacının elinde tuttuğu, kontrol çubuğuna bağlıdır. Kuklacı çubukları çeşitli yönlerde hareket ettirerek kuklayı oynatır. Kuklanın karmaşık bir yapısı ve çok sayıda ipi varsa, kuklayı birden çok kişi oynatır. Bazen de bir kuklacı iki kuklayı birden de oynatabilir. İpli kukla gösterisinde, kuklacı sahnenin üstünde yerleştirilmiş kukla köprüsü denilen yere çıkarak kuklaları buradan yönetir.
    Kısa Kukla Tarihi
    noimage
    Kuklacılık tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor ama kesin başlangıç tarihini bilen yok. İlk gölge kuklalarının Yunan felsefesinde yeri var. Yunanlılar, teatral sunumlara çok meraklıymış; ama büyük organizasyonların çok pahalıya mal olması da tiyatro oyunlarının az sergilenmesine neden oluyormuş. Üstelik her şehirde büyük tiyatro salonları yokmuş. Bu da sanatsever Yunanlıları başka arayışlara itmiş ve hikâye anlatıcıları, tek kişilik performans sanatçıları ve kuklacılar, köyden köye dolaşıp gösteriler yapmaya başlamış. Aristo ve Plato'nun eserlerinde kukla tiyatrolarından bahsedilir.

    Başka bir görüşe göre de kuklacılık ve gölge oyunu ilk defa Çin'de ortaya çıkmış. Çinli kukla sanatçıları, çeşitli hayvan derilerinden yapılan kuklalar kullanmışlar. Dünyanın çeşitli yerlerinde yerleşmiş olan kabilelerin dini seremonilerinde de kuklaların kullanıldığı biliniyor. Ortaçağ'da da Hristiyan kilisesi öğretilerini halka aktarmak için kuklalardan faydalanılmış. Mısırlılar'ın kilden ve topraktan kuklalar yaptıkları da kanıtlanmış durumda.

    14. ve 15. yüzyıllarda kukla gösterilerine mizah unsuru eklenmiş. Sokaklar ve fuarlarda oynatılan kuklalar halkın en büyük eğlencelerinden biri olmuş. 16. yüzyılda kuklacılık Avrupa'nın her yerine yayılmış. İpli kukla operaları çok popüler olmuş.

    17. yüzyılda el kuklaları yaygınlaşmaya başlamış. Kullanması ipli olanlardan daha kolay olan bu kuklalar taşınabilir küçük sahnelerde sergilenirmiş. Bazı kukla karakterleri halk arasında çok ünlü olmuş. Bu dönemde kukla sahnelerinde politik konulara sıkça yer verilmiş.

    Kuklacılık geçmişi çok eskilere dayanan ülkemizde pek çok kukla geleneği yaşanmış olmasına rağmen, bugün bunlardan sadece geleneksel gölge oyunu hayatta kalmayı başarmış durumdadır. Osmanlı döneminden kalan belgelerde, kuklacılık sanatının gölge oyunundan daha da eskiye dayandığı anlatılır. O zamanlardan beri kukla perdesine "çadır" dendiği anlaşılıyor. Orta Asya'dan Anadolu'ya geldiği düşünülen ipli kukla gösterisine de "çadır hayal" denir. İpli kukla bizim topraklarımızda çok gelişememiş olsa da, bu gösterilerde ağırlığı müzik eşliğinde yapılan yöresel danslar ve oyunların aldığı bilinmektedir. Tarihimizde profesyonel bir kukla tiyatrosu olduğuna dair bir bilgiye rastlanmasa da, bağımsız kukla oyunlarına çeşitli eğlencelerde çokça yer verildiği anlaşılıyor. Gölge oyunu ve ipli kukladan ayrı olarak el kuklasının da tarihimizde yeri vardır ki en bilinen karakter de İbiş'tir.

    Ülkemiz, son senelerde büyük kukla organizasyonuna ev sahipliği yapıyor. En son 2006'ın Mayıs ayında dokuzuncusu gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Kukla Festivali'nde, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen değişik kukla gösterileri kuklaseverlerin beğenisine sunuldu.
    Kukla Çeşitleri
    El kuklası: Çoraptan yapılan en basit versiyonlarından tutun da, vantrilokların kucaklarına oturtup ağız ve çene bölgelerini tek elleriyle oynattıkları tiplere kadar pek çok çeşidi var el kuklalarının. Büyük tipte olanların göz kapakları bile kuklacı tarafından içeriden bir mekanizma ile idare ediliyor. Küçük el kuklalarının bu kadar komplike parçaları yok, ağız ve gözleri açılıp kapanmıyor. Sadece el parmaklarının yardımıyla başı ve kolları hareket ettirilebiliyor.

    Kol kuklası: Oynatmak için iki kişi gerektiren kol kuklası da benzer bir mekanizmaya sahiptir. Daha komplike bir şekilde hareket eden kolları da olduğu için bir oynatıcıya daha gerek vardır.

    Parmak kuklası: Daha basit bir mekanizma olamaz herhalde. Parmağa takılan minicik bir kuklacık.

    Çubuklu kukla: Yine aşağıdan idare edilen ama ayakları da olan kuklalardır. Arka taraftan vücudun çeşitli kısımlarına bağlı olan bir değnek mekanizmasıyla idare edilirler. Endonezya adalarında yaygın olarak oynatılan geleneksel "wayang golek" kuklaları bunlara örnektir.

    İpli kukla: İple kontrol edilen kuklalara aynı zamanda Fransızca bir kelime olan 'marionette' de deniyor. Bu romantik isim, Fransızca'da Hz. İsa'nın annesi Meryem'in Orta Çağ zamanına ait figüründen gelen bir isim. İpli kuklaların vücutları tamdır. Genel olarak ellerden, ayaktan ve baştan bağlı olan iplerin uçları, artı ya da "H" şeklindeki çıtaların uçlarına ve ortalarına bağlıdır. İki eline bu çıtaları alan oynatıcı, bunları ustaca hareket ettirerek kuklalarını her şekle sokabilir.
    noimage
    Düz kuklalar: Kuklalar genellikle üç boyutlu olurlar. Ama düz figürler, birbirine bağlı çeşitli vücut parçalarından oluşur ve aradaki eklem parçalarının aşağı yukarı oynayıp alçalıp yükselmesine bağlı olarak hareket eder. İpli kuklalar gibi yukarıdan oynatılırlar.

    Gölge oyunu kuklaları: Deri ya da başka bir mat malzemeden yapılan iki boyutlu kuklalar, arkalarına sabitlenen çubuklarla, yarı geçirgen bir ekranın arkasında hareket ettirilirler. Mantık olarak oldukça basit görünse de, ortaya çıkan sonuç oldukça renkli ve keyiflidir. Elbette Karagöz ve Hacivat aklımıza ilk gelecek örnek olsa da, Çin gölge oyunu kuklaları da meşhurdur.

    Siyah ışık kuklası: Sadece asıl oynatıcının göründüğü, diğer kişilerin ise siyah giysileri nedeniyle izleyicilerin fark edemediği, karartılmış sahnede oynatılan, yarım insan vücudu büyüklüğündeki kuklalardır. En ünlüsü, Japon "bunraku" kuklalarıdır.

    Su kuklası: Kökenleri Vietnam'a dayanan su kuklaları, haliyle tahtadan mamul ve sahne olarak da havuz kullanılan kuklalardır. Su altında gizlenen uzun çubuklarla idare edilirler.

    Zıplayan Jack, Humanette, kablo kontrollü kukla, uzaktan kumandalı kukla gibi pek çok kukla türü daha sayabilir, yine de eksik bırakmış oluruz ama dünyadaki bütün kuklalara yer vermemiz olanaksız. Yine de bir fikriniz oldu diye düşünüyoruz.

    Kuklalı Notlar
    * Dünyanın en ünlü kuklası belki de yaramaz tahta çocuk Pinokyo.

    * Dünyanın en acımasız kuklası meşhur cani oyuncak Chucky olabilir.

    * Modern zamanların en ünlü kukla gösterisi pek tabii ki Muppet Show!

    * Susam Sokağı'nı, Kurabiye Canavarı başta olmak üzere tüm komik kahramanlarını da anmadan geçecek değiliz ya...

    * Kuklaların başrole soyunduğu filmlere iki iyi örnek: "Being John Malkovich" ve "Dummy".

    noimagenoimage
#24.11.2008 10:32 0 0 0