GEL DİYEMEM SANA
Bir sus dökülür dudaklarından
Yasını yağmurlarda yıkayan gençliğimin
Can çekişen bir kalıştır varlığın
Bilirim
Başımı yaslasam sevdanın kalbine
Gülüşlerim kaçak bir keder olur
Masalların saydam resimlerinde
Gel diyemem sana ama
Gitme de ey sevgili
Hiç gelmediğin yerden
Hüzün renkli geceler anlatır seni bana
Cehennem telaşı fikirler edinirim çıktığım seferlerden
Dokunamam
Uzatamam ellerimi sana
Bilirim
Gün gelir yine ayrılıklar düşer payıma
Boynu bükük bir yetim yanlızlığıyla
Gitme sevgili
Sakın gitme hiç gelmediğin yerden
Bedenimi topraklara katar da
Gel diyemem sana
bazen başka duygular sarıveriyor beni
sana soramadığım sorular geliyor aklıma
eskiden olmazdı böyle karamsarlık
yalnızlığımda bile bilirdim
senle ben tek yürek olduğumuzu
şimdi korkuyorum...
korkular sarıyor etrafımı...
olurda birgün uyarsan el sözüne
beni gözün görmez olursa
olurda bir gün koparsa kıyamet
herşey darmadağın olursa
olurda birgün bıkarsan
tahammül edemezsen
istemezsen yanında
git dersen bana birgün bu evden
bir hoşçakal bile demezsen bana
aramazsan sormazsan beni
çok korkuyorum..
korkular sarıyor etrafımı..
ne karlar ne kışlar gördük biz
ne yağmurlar ne fırtınalar gördü bu yürek
biz hep elele hep dizdize
dile kolay tam 12 sene
belki unutursun ..
olurya korkuyorum
korkular sarıyor etrafımı......
Terk-i diyar ediyor sonbahar..
Doğal olarak bir Kasım akşamı,
Doğal olarak rüzgar..
İçim dışarıda; lodos..
Esrik dizelerim
Ve eksik gözlerin..
Dalgakıranların zavallılığıdır,
Sahile vuran..
Dalgalar;
Baktıkça,
Yaşamaya dair,
İsmini bilmediğimiz bir şeyler çalan,
İçimizden..
Bir yastığın tersini çevirdikçe anladım ki,
Hayal kurmak için,
Biraz gerçek gerekir..
Lodos..
Zaten karışıktı kafam..
Zaten karışıktı İstanbul..
İstemeden oynadık..
Ne varsa sakladın..
İstedin; yumdum..
Her açtığımda,
Talan bir gül bahçesi gibi kanıyordu gözlerim..
Önüm, arkam, sağım, solum sensizlik..
Belki yalnızlık..
Yalnızlık..
Umuttan saklanmak için,
Yer altına tüneller inşa etmiş..
Fark edemedik..
Ve yalnızlık,
Öyle büyükmüş ki,
İçinde kimseyle karşılaşmadık..
Önüm, arkam, sağım, solum sensizlik..
Saklanmayan ölümdür sadece..
Bilmiyorum lodos kime kızgın,
Ya da neden yitik sahil..
Demir tutmaz deniz,
Yutuyor paslı gemileri bir bir..
Kayalar,
Kuşatmasında "ıslak" gözbebeklerinin..
Cahil bir sokak lambasının ışığı,
Bir kasım akşamı..
Mevsim peronda..
Yağmur;
Ki bize sadece acı getirir artık..
Uzaklar hep uzak kalıyor sevdaya,biraz daha uzaklaşırsam sol yanım uzak düşecek sevdana.
Sana uzaklaşıyorum bir adım daha.
Eskiden gözlerine baktığımda kendimi görebiliyordum.Orda ikimiz vardık hep.Ya şimdi???
Şimdi donuk o bakışlar, sen yoksun o gözlerde.
Beni suskunluğunla yanlızlığa, sesizliğe mahkum ettin.
Kimbilir kaç gece uykusuz kaldı düşlerim,.Yarı uyanık sarıldım bende bıraktığın kelimelerine.Sen kaçışlara attın kendini.
Kelimeleri araladığımda bir zaman geliyor yüreğim daralıyor.Beynimi kemiriyor bir düşünce, hemde her gece.
Sen varmıydın hayatımda yoksa bir rüyamıydın???????
Ne çabuk uzaklaştın benden, ne çabuk unuttun...Düşünüyorum, hatırlayabildiğim ne kaldı senden....
Avucundaki Hayat
Yazdır
biliyorsun değil mi
gece indirirken peçesini şehre
yüreğinden parmak uçlarına kadar
bir inceden sızı başlar yalnızlarda
gözlerine bir hüzün bulutu yerleşir
içlenir
içlenirsin
depremler başlar göğüsçüğünde
sonra ardı arkası kesilmez artçıların
sonunda vurur anların kıyılarına
hırçın isyan dalgaları
tuz tutan kirpiklerle dinlersin
sabah ezanını şehrin tüm camilerinden
bir sabah
bir sala verilecek duymayacağın
belki çok uzun zaman sonra öğreneceksin
içindeki köprülerden bir sızı geçecek belki
farkında olmadan yumruğunu sıkacaksın
bitmiş bir hayatı avuçlamak için
kim bilir
hüzzam makamı bir şarkı mırıldanacaksın
hüzün dolu ağlayışların duyulmasın diye
içinde suskun bir eylül ikindisi
deniz kenarı salaş bir meyhaneye oturacaksın
hani söz vermiştik ya
içip dertleşecektik birlikte
karşında ben varmış gibi
dertleneceksin
içeceksin
hala sıkılı olan yumruğunu indireceksin beklide
Karambole hayatlarımın tek tutarlılığıydı bıraktığın acı
Mantıklarımda kabullenmez sensiz yaşantılarımı
Çok gürültülüydü korkuttu senli zamanlarımı
İnan düşündükçe bastıramadı sessiz çığlıklarımı
Ellerimde senli yaşantılarımın izleri
Yaşlandı bir kez daha gözümün yaşları
Ben nasıl anlatabilirim olmayışlarını
Az önce getirmişken gözlerimin önüne hayallerini
Yazıcam hep sensizliği duygularımın köşelerine
Çizik atamam senli geçmişlerin üzerine
Nefes alamam yoksa sensizliğin diplerinde
Mahkumluğum müebbet sensiz gecelerde...