Fethullah Gülen, 27 Nisan 1941'de, Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. 1946 yılında ilkokula başladı ancak babasının 1949 yılında Alvar Köyü'ne imam olması ve ailesinin oraya taşınması nedeniyle ilkokulu bırakmak zorunda kaldı ve daha sonra dışarıdan tamamladı. 10 yaşındayken Kuranı hatmeden Fethullah Gülen, 14 yaşında ilk vaazını verdi.
1959 yılında Erzurumdan Edirneye giden Fethullah Gülen, girdiği sınavları kazanarak 6 Ağustos 1959da Üçşerefeli Camii imamlığına getirildi. Askerlik görevine 1961 yılında Ankara Mamakta başlayan Gülen, usta erlik dönemini geçirdiği İskenderunda verdiği bir vaaz nedeniyle mahkemeye sevk edilerek aklandı ancak disiplin cezası alarak 10 gün askeri hapishanede yattı. Askerden sonra yaklaşık 1 sene Erzurumda ailesinin yanında kalan, Komünizmle Mücadele Derneği'nin kuruluşunda bulunan ve Halk Evi'nin kadrosuna katılan Gülen daha sonra yeniden Edirneye döndü ve 4 Temmuz 1964 günü Dar'ül Hadis camiinde Kur'an Kursu öğretmeni ve fahri imam olarak göreve başladı.
1965te Kırklareli merkez vaizliği, 1966da İzmir merkez vaizliği görevlerinde bulunan Fethullah Gülen, İzmir Kestanepazarı Kuran Kursunda hocalık yaptığı 1968 yılında, Diyanet görevlisi olarak ilk kez hacca gitti. 1972-74 yılları arasında Edremit merkez vaizliği, 1974-76 yılları arasında Manisa merkez vaizliği yapan Gülen, 12 Eylül 1980 ihtilaline kadar da Bornova merkez vaizliği görevini sürdürdü. 1977 yılında görevli olarak gittiği Almanyanın çeşitli yerlerinde konuşmalar yaptı ve konferanslar verdi; ilk sayısı Şubat 1979da çıkan Sızıntı Dergisinde yazdı.
Fethullah Gülen, ihtilalin ardından Çanakkale merkez vaizliğine tayin edilse de rahatsızlığı yüzünden göreve başlayamadı ardından da ağırlaşan şartlar nedeniyle vaizlikten istifa etti. 1985 yılında Anadoluyu dolaşan Gülen, altı yıl aradan sonra ilk vaazını 1986 yılında Burdur Büyük Çamlıca Camiinde verdi ve 1991 yılı Haziran ayına kadar da haftalık ve aylık vaazlarını sürdürdü. 1988 yılında da Yeni Ümit Dergisinde yazıları yayınlanmaya başladı. 1993 yılında annesi Refia Güleni kaybetti.
Fethullah Gülenin, aralarında Bulgar Trud Gazetesi ve Varna Televizyonu, Hollanda Televizyonu, Time Dergisi, Rus ORT Televizyonunun olduğu yabancı; Aksiyon ve Aktüel Dergileri, ATV, NTV, Show Tv, TRT, Kanal D, STV Televizyonları, Zaman, Cumhuriyet, Milliyet, Radikal Gazetelerinin olduğu Türk basın-yayın kuruluşlarında röportajları yayınlanmıştır.
ALDIĞI ÖDÜLLER
1995 Türk Ocakları Vakfı "Nihal Atsız Türk Dünyası Hizmet Ödülü"
1995 - Mehmetçik Vakfı ,Teşekkür Beratı
1996 -Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Hoşgörü Ödülü
1997 - Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) Türk Dünyasına Hizmet Ödülü
1997 Türk Eğitim-Sen 24 Kasım Eğitim Özel Ödülü
1998 Türk 2000'ler Vakfı Ödülü
1998 Hamdullah Suphi Tanrıöver Türk Ocakları Kültür Armağanı
1998 İpekyolu Vakfı Ödülü
2001 - Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü
Ankete katılan Arkadaşlarım olmuş Yorum yazmamışlar
Arkadaşlar Amacımız burada kavga gürültü değildir
Saygı ve sevgi Çerçevesinde Fetullah Gülen Hakkındaki Fikirlerinizi paylaşabilirsiniz
İlk Yorumu Ben Yapayım
Ben Şahsen Fetullah Gülenin Türkiye İçin Zararlı biri Olmadığını Söyleyebilirim
Türki Cumhuriyetlerde Türk bayrağını Onurlu Bir şekilde dalgalandırması Benim onu sevmem için yeterli bir nedendir
Ayrıa Cenabı AALLAHIN adını O kadar İyi içten samimi telafuz Eden güzel vaazlar veren bu İnsandan
zarar gelmez Diye Düşünüyorum
Türki Cumhuriyetlerde Türk bayrağını Onurlu Bir şekilde dalgalandırması Benim onu sevmem için yeterli bir nedendir
Bu adamı sevmeyenler bu adamdan değil .. Bu adamın fikirlerini savunan insanlardan korkuyorlar.. Nitekim bulundukları mevkii babalarının çiftliği olmuş..Karşıt fikirlere yer yok onların kafasında..
hehe Turkiyeyi hiristiyanlastirma misyonun gonullu bir parcasi oldugunu dile getiren Fetullah Gulen papa icin ABD icin ne kadar kiymetli oldugu belli gocmenleri hemen hemen kabul etmiyen amerika siradan birini newyorkun gobeginde CIA tarafindan ozel korunan villada barindirir mi
bu adam neci ya ? ne amaca hizmet ettiği belli değil.. Yazdığı mesajlara kendi inanabiliyormu gerçekten
F Gulen neci mi ? Papaya mektubunu okudunmu ? sana mi inanalim F gulene mi ?
yada sen gozlerine inanabiliyor musun ?
Pek muhterem Papa cenapları,
Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zatıalilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız.
Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik.
İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.
Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı Allah'a aittir ve din Allah'tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinlerarası diyaloğa yönelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir.
Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını acizane ifade etmek isteriz. Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesini görmek isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.
Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı medeniyetlerarası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik olarak dinler arası diyalog konusunda Vatikan'ın da temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde bulunuyoruz.
Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz. Hıristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel'in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudüs'ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz. Bu ziyaret bu mübarek şehri Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım teşkil edebilir.
Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile, ilki Washington DC'de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.
Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim'in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi'ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şumullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir.
Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb'e şükürler olsun.
M. Fethullah Gülen / Rabb'in aciz kulu / 9 Şubat 1998
edebli halin buysa edebsiz oldugun zaman ne hallere dusuyorsun ?
senin titretiyorsam inan kasitli degil ,sinirlerin zayif senin ,herkes sadece fikrini belrtiyor sense o mektubu gormemis duymamis gibi davraniyorsun acep neden
azcık kendi fikirlerinide kat, google herşeyi söyler doğru yanlış
benim bi hale düştüğüm yok, beni bilen bilir
olci F Gulenin kendi yazdigi mektubu bu ne copy paste nalakasi var lutfen diyecek biseyin varsa mantikli konus , fikirlerimi yaziyorum zaten
ayni sekilde devam edersen muhatab almayim seni
o mektub hala aksyonun arsivlerini susluyor bakabilirsin