2009 Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun

Son güncelleme: 02.08.2009 19:35
  • 2009 Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun

    Miraç Kandili - Miraç Kandili Hakkında


    noimage



    Bu Mübarek Geceyi Nasıl İhya Edeceğiz?




    Miraç Kandili (Arapça: لیلة المعراج,



    Farsça: شب معراج;),
    İslam dininde kutsal sayılan gecelerden biridir.

    Recep ayının 27. gecesidir.

    Müslümanlar bu gecede peygamberleri Muhammed'in, Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürüldüğüne, oradan da gökleri aşarak, Allah'ın katına ulaştığına inanırlar.

    Bu olayın bahsi İslam'ın kutsal kitabı Kuran-ı Kerim'de İsra suresinde geçer.

    Bu olaya miraç ya da göğe çıkış denir.

    Beş vakit namaz, bu gecede farz kılınmıştır.

    Bakara suresinin son 2 ayetleri tebliğ edilmiştir ki bu ayetler, iman esaslarını ve dua cümlelerini içermektedir.

    Bu mübarek günde genelde Müslümanlar dua eder, tesbih çeker ve Yasin suresini okurlar.


    Mirac Gecesinde Neler Oldu?

    1- Mîrac gecesinde,mutlaka bir camide olun! Çünkü camide olmak ile evde olmak arasında çok büyük farklar var... Camide kılınan namaz, evde kılınan namazdan yirmiyedi kat daha sevaplı, eğer mescid ise... Cuma namazı kılınan büyük cami ise elli kat sevaplı... Bir de camiye giderken, gelirken attığın her adımdan insanın bir günahı affoluyor, bir hasene kazanıyor, bir derece de terfi ediyor, rütbesi yükseliyor.

    O'nun için Mîrac gecesinde dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi yatsı namazında mutlaka camide olacaksınız. Sabah namazında da mutlaka camide olacaksınız. Çünkü Hz. Osman (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

    "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş gibidir."

    Bu mükâfatı kaçırmamak lâzım!

    2- Geceyi oruçlu olarak karşılayalım ve ertesi günü de, yani Receb ayının 26 ve 27. günlerini oruç tutalım.

    Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz buyuruyor:

    "Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Receb'in 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur"

    3- Salat ü selâm okuyalım.. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize hiç olmazsa bir tesbih, salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, "Es-salatü ve's-selamü aleyke ya Resûlellah" demeliyiz.


    4- Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih "Estağfirullah" demeliyiz.

    5- Namaz kılalım.. Bu geceyi namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Mîrac gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar.

    Üzerinde namaz borcu olan kimsenin bu gecede hiç olmazsa bir günlük namaz kaza etmesi uygun olur. Böylece hem borcunu öder hem de geceyi ihya etmiş olur.

    Yatsı namazından sonra 12 rek'at "Hacet namazı" kılınır.

    Beher rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur.

    Namaza niyet:

    "Yâ Rabbî, rızâ-i şerîfin için niyet eyledim namaza. Bu gece yedi kat gökleri ve bütün esrârını göstererek muhabbetin ile müşerref kıldığın sevgili habîbin Resûl-i Zîşan Efendimiz hürmetine ben âciz kulunu afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne ve rızâ-i ilâhîne mazhar eyle, Allâhü Ekber."

    Namazdan sonra:

    4 Fâtiha-i şerîfe, 100 defa: "Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym" 100 İstiğfâr-ı şerîf, 100 Salevât- şerîfe okunup duâ yapılır.

    Bu namazda, İhlâs-ı şerîfeler 100'er adet okunursa veya bu namaz 100 rek'at olarak kılınırsa; bunu yerine getiren mü'min huzûr-i ilâhîye namaz borçlusu olarak çıkmaz.

    Namaz borcu olanların hiç olmazsa 1 günlük namazlarını kaza etmeleri makbul olsa gerekir.

    6- Mirac gecesinden sonraki gün, mutlaka oruçlu olmalıdır. o gün öğle ile ikindi arasında 4 rekat namaz kılınır.

    Her rekatta Fatiha'dan sonra: 5 Ayetül Kürsi, 5 Kul ya Eyyühel Kafirün, 5 İhlası şerif, 5 Kul euzu birabbil felak, 5 Kul euzu birabbinas okunur






    Mirac Gecesinde Neler Oldu?

    Mirac Gecesi, Recep ayının 27. gecesidir. Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk yıl önce, 621 yılı başlarında vuku bulmuştur. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Hz. Peygamber (s.a.v) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. İkinci aşamayı ise Hz. Peygamber (s.a.v)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur'an'da anılmaz, ama çok sayıdaki hadis-i şerifde ayrıntılı biçimde anlatılır.

    Hadis kitaplarında rivayet edildiği üzere:

    Hz. Peygamber (s.a.v) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardıktan sonra oradaki büyük ve sert kayadan göğe çıkarıldı. Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüştü, nice nice melekler gördü. Cennet ve cehennemin durumlarını gördü, Sidre-i Müntehâ'ya geçti, Allah'ın melekût âleminden bir çok acaib şeyler gördü. Nihayet beş vakit namazın farz kılınması emri ile aynı gecede geri döndü.

    Sabahleyin Mescid-i Haram'a çıkıp Kureyş'e haber verdi. Hayret etmek ve kabul etmemekten kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu. İman etmiş olanlardan bazıları dönüp dinden çıktı. Birtakım erkekler Ebû Bekir'e koştular.

    Ebu Bekir;

    "Eğer o, bunu söylediyse şüphesiz doğrudur" dedi.

    Onlar:

    "Onu bu konuda da mı tasdik ediyorsun?" dediler.

    O da:

    "Ben onu bundan daha ötesinde tasdik ediyorum, sabah akşam gökten getirdiği haberleri yani peygamberliğini tasdik ediyorum" dedi. Bunun üzerine kendisine Sıddık unvanı verildi.

    Kureyşliler içinde Beytü'l-Makdis'i o zamanki haliyle bilenler vardı. Bunlar, onun vasıfları ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanımlamasını istediler. Derhal Hz. Peygambere Beytü'l-Makdis gösterildi. Bunun üzerine ona bakıp anlatıyordu.

    "Gerçi Beytül-Makdis'i tanımlamada isabet etti." dediler.

    Sonra:

    "Haydi bakalım bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir şeyle karşılaştın mı?" dediler.

    Peygamber (s.a.v)

    "Evet, falancanın kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ'da idi. Bir deve kaybetmişler arıyorlardı. Yüklerinde bir su kadehi vardı. Susadım onu alıp su içtim ve yine eskiden olduğu gibi yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?" buyurdu.

    "Bu da diğer bir alâmettir" dediler. Sonra sayıların, yüklerini ve görünüşlerini sordular.

    Bu defa da kervan olduğu gibi Hz. Peygambere gösterildi ve sorduklarının hepsine cevap verdi ve buyurdu ki:

    "İçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üzerinde dikilmiş iki harar olduğu halde falan gün güneşin doğması ile beraber gelirler".

    Bunun üzerine:

    "Bu da diğer bir âyettir" dediler ve o gün hızla Seniyye'ye doğru çıktılar. Güneş ne zaman doğacak da onu yalancı çıkaracağız diye bakıyorlardı. Derken içlerinden birisi:

    "Güneş doğdu!" diye haykırdı. Diğer birisi de:

    "İşte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, tıpkı (Hz. Muhammed'in) dediği gibi" dedi. Böyle olduğu halde yine iman etmediler de:

    "Bu apaçık bir büyüdür." dediler. Bazıları göğe yükselmenin de "Burak" üzerinde meydana geldiğini söylemişler ise de gerçek olan şudur: Mescid-i Aksâ'ya kadar İsrâ (gece yolculuğu) Burak ile olmuş. Ondan sonra Mirac, asansör kurulmuştur.


    Ebu Sa'îd-i Hudrî'den rivayet olunduğu üzere Resulullah buyurmuştur ki:

    "Beytü'l-Mak-dis'te olanları bitirdiğim zaman Mirac getirildi ki, ben ondan güzel bir şey görmedim. Ve o, odur ki, ölünüz can çekişme vaktinde gözlerini ona diker. Arkadaşım, beni, onun içinde kapılardan bir kapıya ulaşıncaya kadar çıkardı ki, ona "Koruyucu melekler kapısı" denir. Koruyucular kapısı, gök koruyucularının beklediği dünya göğü kapısıdır.

    Nitekim bu konuda : "

    Ve onu, her kovulmuş şeytandan koruduk" buyurulmuştu.
    (Hicr, 15/17)

    Ve Ebu Sa'îd-i Hüdrî'nin diğer bir rivayetinde şu detaylı açıklama vardır:

    "Sonra Mirac getirildi -ki insanların ruhu onda göğe yükselir. Baktım ki, gördüğüm şeylerin en güzeli; görmez misin ölmek üzere olan kimse, ona nasıl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göğü kapısına kadar yükseltildik. Cebrail kapının açılmasını istedi. "O kimdir?" denildi.

    "Cibril" dedi.

    "Yanındaki kim?" denildi.

    "Muhammed" dedi.

    "Öyle mi?

    O Peygamber olarak gönderildi mi?" denildi.

    O, "evet" dedi.

    Hemen kapıyı açtılar ve beni selamladılar. Bir de ne bakayım görevli bir melek gördüm ki göğü koruyor ve ona İsmail deniliyor, emrinde yetmişbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var.

    "Burada Resulullah (s.a.v) şu âyeti okudu:

    "Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık.

    Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın;

    kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin:

    "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür."
    (Müddessir, 74/31)

    ve buyurdu ki:

    Derken bir adam ile beraberim ki, şekli Allah'ın yarattığı günkü gibi, ondan hiçbir şey değişmemiş, kendisine soyundan olan insanların ruhu arzediliyor:

    "Mümin ruhu, hoş ruh, hoş kokuludur. Bunun kitabını (iyilerin defterin)de kılın" diyor. "Kâfir ruhu ise; kötü ruh, kötü kokuludur. Bunun kitabını (kötülerin defterin) de kılın" diyor.

    "Ey Cibril! bu kim?" dedim.

    "Baban Âdem" dedi. Ve o, bana selam verdi, gönlümü aldı, hayır ile dua etti

    "Hoş geldin salih peygamber ve salih evlad" dedi.

    Sonra baktım bir toplum gördüm ki, dudakları deve dudağı gibiydi. Onlara bir takım memurlar görevlendirilmişti, dudaklarını kesiyorlar ve ağızlarına ateşten bir taş koyuyorlar, bu taşlar makadlarından çıkıyordu.

    Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim.

    O: "Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdir" dedi.

    Sonra baktım bir toplum vardı ki, derilerinden sırım kesiliyor ve ağızlarına tıkılıyor. Ve yediğiniz gibi yiyiniz deniliyor. Ve bu onlara en iğrenç bir şey oluyor.

    "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim.

    "Bunlar o koğucular, fitnecilerdir ki, insanların etlerini yerler ve sövmek ile ırz ve namuslarına saldırırlar." dedi. "

    Sonra baktım bir toplum var ki, önlerine bir sofra kurulmuş, üzerinde benim gördüğüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarında da leşler var. Onlar, o güzel etleri bırakıp bu leşlerden yemeğe başladılar.

    "Bunlar kim? Ey Cebrail!" dedim.

    O:

    "Bunlar zinakarlar" dedi. "Allah'ın helal kıldığını bırakırlar da haram kıldığını yerler."

    Sonra baktım bir toplum var ki, karınları evler gibidir. Bunlar Firavun ailesinin yolu üzerinde bulunuyor. Firavun ailesi sabah ve akşam ateşe atılırken bunlara uğruyor, uğradı mı bunlar bir fırlıyorlar, fırlayınca her biri karnının ağır basması ile düşüyor ve bunun üzerine Firavun ailesi bunları ayaklarıyla çiğniyorlar.

    "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim...

    Dedi ki:

    "Bunlar, karınlarında faiz yiyenlerdir. "onların misali kendisini şeytan çarpmış olan kimse gibidir".

    Sonra birtakım kadınlar memelerinden asılmış ve birtakım kadınlar, baş aşağı ayaklarından asılmış.

    "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim. O:

    "Bunlar zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardır" dedi.

    Sonra ikinci göğe çıktık. Orada Yusuf ile buluştum. Ümmetinden kendine tabi olanlar da etrafında idi. Yüzü, ayın ondördündeki dolunay gibiydi. Bana selam verdi, hoş geldin dedi.

    Sonra üçüncü göğe geçtik. Orada iki teyzeoğlu; Yahya ve İsa ile buluştum. Giyimleri ve saç sakalları birbirine benziyordu. Bana selam verdiler. Hoş geldin dediler.

    Sonra dördüncü göğe geçtik. İdris ile buluştum. Bana selam verdi, hoşgeldin dedi. Nitekim yüce Allah:

    "Biz onu yüce bir yere yükselttik" (Meryem, 19/57) buyurmuştur.

    Sonra beşinci göğe geçtik. Orada milletine sevdirilmiş olan Harun ile buluştum. Etrafında ümmetinden birçok tabileri vardı, uzun sakallı idi. Sakalı hemen hemen göbeğine değecekti. Beni selamladı, hoşgeldin dedi.
    Sonra altıncı göğe çıktık, Orada Musa b. İmran ile buluştum. Çok kıllı idi. Üzerinde iki gömlek olsaydı kılları onlardan çıkardı. Musa dedi ki:

    "İnsanlar beni "Allah katında en şerefli olan yaratık" diye iddia ederler. Bu ise Allah katında benden yalnız daha şerefli olsaydı aldırış etmezdim. Fakat her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir. "

    Sonra yedinci göğe geçtik. Ben, orada İbrahim ile buluştum. Sırtını Beyt-i Ma'mur'a dayamıştı. Beni selamladı.

    "Salih Peygamber ve Salih evlad hoş geldin" dedi. Bunun üzerine bana denildi ki:

    "İşte senin yerin ve ümmetinin yeri."

    Sonra Resulullah,

    "Gerçekten İbrahim'e insanların en yakını, zamanında ona tabi olanlarla şu Peygamber (Hz. Muhammed) ve ona iman edenlerdir. Allah müminlerin yardımcısıdır."

    (Al-i İmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ki:

    "Sonra Beyt-i Ma'mur'a girdim, içinde namaz kıldım. Ona her gün yetmişbin melek girer, Kıyamete kadar geri de dönmezler. Sonra baktım bir ağaç var ki bir yaprağı bu ümmeti bürür. Bunun kökünde bir kaynak akıyor, iki kola ayrılıyordu.

    "Ey Cibril! Bu nedir?" dedim. O:

    "Şu rahmet nehri, şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dir" dedi. Bunun üzerine rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı. Sonra Kevser'in akış istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim. Bir de ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, insan kalbine gelmeyen şeyler var.

    Namaz Emri

    Sonra yüce Allah bana emrini emretti ve elli namaz farz kıldı. Ondan sonra Musa'ya uğradım.

    "Rabbin ne emretti?" dedi.

    "Üzerime elli namaz farz kıldı" dedim.

    O:

    "Dön, azaltması için Rabbine yalvar. Çünkü ümmetin bunun altından kalkamaz" dedi.

    Rabbime döndüm, azaltması için yalvardım. O benden on vakit namaz indirdi. Sonra Musa'ya döndüm. Bu şekilde Musa'ya uğradıkça Rabbime dönüyordum. Sonunda beş vakit namaz farz kıldı.

    hz Musa, yine:

    "Rabbine dön, azaltmasını iste" dedi.

    Ben:

    "Çok müracaat ettim, artık utandım." dedim.

    Bunun üzerine bana denildi ki:

    "Sana bu beş vakit namaz, elli namazdır. Bir iyilik on katı iledir. Her kim iyilik yapmaya gayret eder de onu işlemezse, onu bir iyilik yazılır, işleyene de on iyilik yazılır. Her kim de bir günah yapmaya teşebbüs eder de işlemezse bir şey yazılmaz, işlerse bir günah yazılır."






    https://www.main-board.com/sozler-yazilar-mesajlar/236962-kandil-mesajlari-kandil-kutlama-sozleri.html?highlight=Mira%E7+Kandiliniz+M%FCbarek+Olsun



    https://www.main-board.com/sozler-yazilar-mesajlar/15676-bayram-kandil-ramazan-kurban-kutlama-mesajlari.html?highlight=Mira%E7+Kandiliniz+M%FCbarek+Olsun
#18.07.2009 08:36 0 0 0
  • Bugüne kadar çekimlere kapalı olan Mescid-i Aksa'dan pazar günü saat 20.30'dan itibaren TRT-1'den canlı yayın yapılacak.

    Diğer cami ise "Eyüp Sultan"




    TRT bir ilke daha imza atmaya hazırlanıyor.

    İsrail'in bugüne kadar çekimlere kapalı tuttuğu Mescid-i Aksa TRT'ye kapılarını açıyor.

    Peygamber Efendimizin Miraç'a yükseldiği günde yani Miraç Kandili'nde canlı yayın yapılacak olması da ayrı bir önem taşıyor.

    Mescid-i Aksa ile Eyüp Sultan Camii'nden dönüşümlü yayınlanacak olan bu özel kandil programı, pazar günü saat 20.30 da TRT-1 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak.

    Peygamber Efendimiz, Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ulaştı, oradan da gökleri aşarak Allah'ın huzuruna yükseldi.

    İşte bu önemli gecede TRT, dünyada bir ilke imza atarak Mescid-i Aksa'nın manevi atmosferini evlerinize taşıyacak.

    Eyüp Sultan Camii'nin Seçilmesinin Önemi

    TRT Din ve Ahlak Programları Müdürü Adem Özkan, "TRT daima ilklere imza atan büyük bir kurum, gerçekten dünyada bir ilke imza atacak. Mescid-i Aksa'dan ilk kez TRT olarak bir Miraç Kandili canlı yayını gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

    Adem Özkan, bu yayının önemli bir ayağının da İstanbul Eyüp Sultan Camii olacağını ve karşılıklı olarak yayının devam ettirileceğini belirtti. Özkan, yayında İstanbul'un da en önemli dini mekanlarından birisi olan Eyüp Sultan Camii'nin de özellikle seçildiğini söyledi.

    Eyyüp El Ensari, Hz. Muhammed (S.A.V) Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde O'nu evinde misafir eden sahabi.

    İşte bu yüzden yayının diğer ayağı İstanbul'da olacak. Yani Eyyüp El Ensari Hazretleri'nin kabrinin bulunduğu Eyüp Sultan'dan.

    Program iki yayın merkezinde karşılıklı olarak Kur'an-ı Kerim, ilahiler, kasideler ve dualarla sürecek.

    2 saatlik bu özel programda İstanbul Müftüsü Prof. Dr Mustafa Çağrıcı ile Kudüs Mescidi Aksa İslam Vakfı Şeyhi Abdulazim Elhas da konuşma yapacak.

    TRT Din ve Ahlak Programlar Müdürü Adem Özkan, yayının Türkiye ile İsrail, Ürdün ve Filistin arasındaki samimi işbirliği neticesinde gerçekleşeğini söyledi.

    Müslümanların ilk kıblesinden gerçekleşecek bu özel yayın pazar günü saat 20.30'dan itibaren TRT-1 ekranlarından canlı yayınlanacak.
#18.07.2009 08:37 0 0 0
  • TRT 6, Miraç Kandili dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve
    Van Müftülüğü'nün katkılarıyla Van'dan Kürtçe Mevlit programı yayınlayacak.

    Van Müftülüğü'nden alınan bilgilere göre, 19 Temmuz Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece tüm İslam alemi tarafından kutlanacak olan Miraç Kandili için Van'da Hz. Ömer Camii'nde özel kandil programı yapılacak.

    Diyanet İşleri Başkanlığı, Van İl Müftülüğü ve TRT Genel Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenecek olan program saat 21.45'te başlayacak.

    Hz Muhammed (SAV)'in Mirac'a çıktığı gün olan bu gece Kürtçe Mevlid-i Şerif okunacak ve ilahiler seslendirilecek. Program, Kürtçe yayın yapan TRT 6 tarafından canlı olarak verilecek.

    Diyanet tarafından ilk Kürtçe Mevlit, Mevlit Kandili'nde Diyarbakır Ulu Camii'nde okunmuş ve TRT 6'dan canlı olarak yayınlanmıştı.

    Bu yayından sonra Regaib Kandili'nde Siirt'in Baykan İlçesi Ziyaret Beldesi'nde bulunan Veysel Karani Hz. Camii'nden yayın yapan TRT 6, Miraç Kandili'nde ise canlı yayın olarak Van'ı tercih etti.
#18.07.2009 09:11 0 0 0
  • Tum islam aleminin Mirac kandili mubarek olsun..
#18.07.2009 16:51 0 0 0
  • Miraç kandilimiz mübarek olsun
#18.07.2009 16:59 0 0 0
  • Yağmurun toprağa hayat verdiği gibi dualarında hayat bulacağı bu gecede dua bahçesinde yeşeren fidan olmak dileğiyle Miraç kandiliniz mübarek olsun.

    noimage

    Hayırlara Vesile Olsun İnşaallah..!
#18.07.2009 18:20 0 0 0
  • Miraç kandilinin Türk ve İslam alemi açısından hayırlara vesile olmasını dilerim
#18.07.2009 19:21 0 0 0
  • Tüm islam alemenin mirac kandili mubarek olsun.
#18.07.2009 19:59 0 0 0
  • Kandilimiz kutlu olsun.
#18.07.2009 21:21 0 0 0
  • noimage
#18.07.2009 21:38 0 0 0
  • Tüm İslam Aleminin Mübarek Miraç Kandili Mübarek Olsun... Allah Rahmet ve Bereketini eksik etmesin...
#18.07.2009 23:05 0 0 0
  • Tüm Müslüman Aleminin Miraç Kandili Mübarek olsun

    hayırlara vesile olsun

    Tüm Müslümanlar için inşallah hayırlıısı en iyisi olur
#18.07.2009 23:11 0 0 0
  • noimage

    Tüm İslam Aleminin
    Ve Main - Board Ailesinin
    Mübarek Miraç Kandilini Kutlar
    Hayırlara Vesile Olmasını
    Cenab-ı Hak'tan Niyaz Ederim...
#19.07.2009 01:07 0 0 0
  • noimage
    Tüm MAIN-BOARD ailesinin ve tüm İslam aileminin.....
    Mirac kandilinizi tebrik eder hayırlara vesile olmasını Allah(c.c.) temenni ederim Dualarda buluşmak niyetiyle..noimage
#19.07.2009 02:15 0 0 0
  • Tum Musluman Aleminin Miraç Kandili Mübarek Olsun
#19.07.2009 08:48 0 0 0
  • Tum islam Aleminin Mirac Kandili Mubarek Olsun





#19.07.2009 12:03 0 0 0
  • CümLeten KandiLiniz Mübarek, DuaLarınız KabuL oLSun...
#19.07.2009 12:04 0 0 0
  • Kandiliniz Mübarek Olsun Cümleten...
#19.07.2009 13:02 0 0 0
  • Tüm Müslümanların Miraç Kandili mubarek olsun.
#19.07.2009 13:03 0 0 0