Atasözleri ve Deyimler

Son güncelleme: 24.03.2011 12:44
  • Adamakla mal mı tükenir.
    Adı çıktı dokuza, inmez sekize.
    Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar.
    Ağanın alnı terlemeyince, ırgatın burnu kanamaz.
    Ağır kazan, geç kaynar.
    Ağır ol da kamil desinler.
    Ağıza tat, boğaza mihnet.
    Ağızdan burun yakın, kardaştan karın yakın.
    Ağzı açık ayran delisi
    Ağlayak da gözden mi olak?
    Ağrısız baş mezar da gerek.
    Akçe bulsam çıkı yok.
    Alem unutmuş, kalem unutmamış.
    Alımı aldım, morumu soldurdum.
    Alışmış kudurmuştan beterdir.
    Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir.
    Allah şaşırttı mı dayıya hala dedirtirirmiş,
    Allı yelek, pullu yelek; gömlek yok canfes neye gerek.
    Al kaşağıyı gir ahıra, yağır olan gocunsun.
    Anan turp, baban şalgam; sen için de gülbe şeker.
    Arsızın ar nesine; gömleği uzun yar nesine.
    Ar namus tertemiz.
    Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.
    An satmış, namusu tellala vermiş.
    Ar gözden, kar yüzden anlaşılır.
    Arap eli öpmekle dudak kararmaz.
    Asıl azmaz, bal kokmaz; kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür.
    At ölür de, itler bayram eder.
    Atlıyı attan indirir.
    At ile avrat yiğidin bahtına.
    Ayağı dokunmdık taş, başa gelmedik iş olmaz.
    Ayağın sığmayacağı yere, baş sokulmaz.
    Az yaşa, uz yaşa akıbet gelecek başa.
    Babam bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.
    Baba mirası yanan mum gibidir.
    Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.
    Bağa bak üzüm olsun, yemeğe yüzün olsun.
    Bağ dua değil, çapa değil ister.
    Baht olmayınca başta, ne kuruda biter, ne de yaşta.
    Bakkal ölenin borcunu diriye ödettirir
    Bal döksen yalanır.
    Bal bal demekle, ağız tatlanmaz.
    Beşik arkası da gurbettir.
    Bilmediği beş vakit namaz, bilir de yanına varmaz.
    Bir çakımlık gav gibi.
    Bir dirhem et, bin ayıp örter.
    Boyumca buldum, huyumca bulamadım.
    Bir nalına vurur, bir mıhına.
    Bir yerim diyenden, bir de yemem diyenden kork.
    Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp geçelim.
    Büyük lokma ye, büyük söyleme.
    Boş ite, menzil olmaz.
    Boş boğazı ateşe atmışlar da odun yaş diye bağırmış.
    Can sefadan da usanır, cefadan da.
    Cennete gitse, fidan kırar; cehenneme gitse kazan deler.
    Çalmadan oynar kel güdük, ne davul ister ne düdük.
    Çatal kazık yere geçmez.
    Çıra dibine karanlık.
    Çobana verme kızı, ya koyun güttürür, ya kuzu.
    Çoluk çocuk ile eyleme pazar, arpa alır ambardan buğday yazar.
    Dağdan yayılır, gölden sulanır.
    Dağına göre kış olur.
    Deveye oyna demişler, dokuz kazan süt devirmiş
    Deveyi hendekten atlatan bir tutam ottur.
    Dibi görünmeyen kaptan su içme.
    Dilencinin torbası dolmaz.
    Deniz yanında kuyu kazılmaz.
    Dert ağlatır, aşk söyletir.
    Dert derdi açar.
    Deveci ile dost olan kapısını yüksek açar.
    Dostluk başka alışveriş başka.
    Dost yoluna post olmalı.
    Düğün olur iki kişiye, tasası düşer deli komşuya.
    Düz ovada sivri bela.
    Ecel geldi baş ağrısı bahane.
    Eceli gelen köpek cami duvarına siyer.
    El adamı var sever, er adamı sağ sever.
    El ağzına bakan, avradını tez boşar.
    Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez.
    El elin nesine, gülerek gider yasına.
    Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
    Et tırnaktan ayrılmaz.
    Gelin atta, kısmeti yadda.
    Gök görmediğin bir oğlu olmuş; tutmuş bacağından ayırmış.
    Güneş çarığı sıkar, çarık da ayağı.
    Halep oradaysa arşın burada.
    Haline bakmaz harim duvarı atlar.
    Hamama gider kurnaya; düğüne gider zurnaya aşık olur.
    Hileden onsaydı, fare onardı.
    Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
    İçi beni dışı seni yakar.
    İki kaptan bir gemiyi batırır.
    İnanma dayına ekmek al yanına.
    İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez.
    Karnın doymazsa gözün doysun.
    Kel oğlan ekin ekti, yemeden başa kalktı.
    Kıratın yanında eğleşen ya huyundan ya tüyünden.
    Köpekten toklu olmaz.
    Kör atın kör alıcısı olur.
    Ne kızı verir ne dünürü küstürür.
    Oğlan babadan öğrenir sofra düzmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi.
    Oğlan dayıya kız halaya benzer.
    Oğlan yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna gitti.
    Öksüzün yüzü küllü olur.
    Öküz öldü ortakçılık ayrıldı.
    Önce bol bol yiyen sonra bel bel bakar.
    Öz ağlamayınca göz ağlamaz.
    Parasız dellal bağırmaz.
    Sabır ile koruk helva; dut yaprağı atlas olur.
    Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.
    Sağ baş yastık istemez.
    Sana vereyim bir öğüt kendi ununu kendin öğüt.
    Seversen oğlunu sev, kız kendini sevdirir.
    Sıçanın geçtiğini aramam da, yol olur kalır.
    Sıkça varma dostuna, kalksın ayak üstüne.
    Sırtımda yumurta kefesi yok ya.
    Sinek pis değil ama mide bulandırır.
    Sonradan görmüş, dininden dönmüş.
    Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir.
    Su bulanmayınca durulmaz.
    Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider.
    Toku gönüllemek zor olur.
    Ucuzdur var bir illeti; pahalıdır var bir hikmeti.
    Unu eledik eleği duvara astık.
    Ustamın adı hıdır, elimden gelen budur.
    Yörük sırtından kurban keser.
    Yazın yaşa kışın taşa oturulmaz.
    Yüz verdik astarını ister.
    Yedir beni öğeyim seni.
    Zekat çebici gibi titrer
    Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır.
#08.07.2004 16:35 0 0 0
  • coh gözel savasum
#08.07.2004 17:02 0 0 0
  • .cok güzel

    güzel
#24.03.2011 12:44 0 0 0