Türk Kürt Kardeşliği Adı Altında yapılanlar

Son güncelleme: 28.11.2009 16:49
  • küsmemiştikki barışalımm saol abicim yinede
#10.11.2009 11:26 0 0 0
  • başlık sonunda değişmiş ha :D
    şükür
    ama konu hala aynı neyse ben yabancı kalayım bu konuya
    anlamak çok zor iş kimin ne olduğunu
    nerden geldiği nereye gideceği ne yapacağı neyse
    uzun lafın kısası
    kısa kesmek iyidir yeri ve zamanında susmak yeterlidir
    erdemliktir ...
#22.11.2009 23:28 0 0 0
  • dalgacii hepimiz Susuyoruz Zaten...

    DTP PKK nın Bir koLudur ve PKK ya hizmet ediyor diyoruz..

    Ama Doğunun Yüzde kaçı Kürt. DTP nin bu illerde Aldığı Oy Yüzde Kaç ? Bu Kürtlerin Yüzde Kaçı PKK Lı olup PKK ya destek verdiklerini.. GönüLden kürdistanı DestekLediğini.. Neden PKK Lı olduklarını tescillediklerini Sormuyoruz..

    ßu üLke de Kürt oLup Türküm diyen inSanLar var.. PKK ya karşı oLdukLarı için..

    Bunu neden yapıyor ? Türkiyeyi böLme gibi hayalleri zihniyet edinmiş birisi Gerektiğinde PKK ya karşıyım diye de yalan söylüyebilir.. O yalanın Arkasında da istediği haLtı yiyor zaten..Ama Gerektiğinde Benim Kürt Arkadaşım PKK ya da Sövüyordu..

    Bu Yüzden ; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
#23.11.2009 03:39 0 0 0
  • Elmalı tevsiri
    ayet 98- Onun için dedi ki : Bu Rabbimden bir rahmettir. Yani ne sizin işinizdir, ne benim; yalnız Allah'ın nimetlerinden Allah'ın bir lütfudur. Bununla beraber bunun da bir eceli (sonu) vardır. Rabbimin vaadi geldiği vakitte, onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi hakdır. Kıyamet muhakkak kopacaktır. İlerde Enbiyâ Sûresi'nde geleceği üzere "Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc'un (seddleri) açılıp da her dere tepeden boşaldıklarında" (21/96) âyetinin sırrı belirip Ye'cûc ve Me'cûc çıkacak, yeryüzünün düzeni bozulacak, kıyamet kopacaktır. Bazıları bunu Çin seddi zannetmişler ve bundan dolayı Ye'cûc ve Me'cûc'un, Moğollar ve Tatarlar olduğu hayaline kapılmışlardır. Gerçi Pekin civarında denizden başlayarak Altay dağlarının altlarına doğru yüzlerce saatlik bir mesafede uzanıp giden Çin seddi, hicretten dokuz asır kadar önce dördüncü Çin sülalesi devrinde, kuzeyden Moğol ve Tatarların saldırılarına karşı yapılmış olduğu tarihî bir bilgi olarak naklediliyor ve büyük eserlerin en büyüklerinden sayılıyorsa da yapılmasından fazla bir zaman geçmeden aşılmış, geçilmiş olan bu seddin sağlamlığı ve yapılış şekli, Kur'ân'da zikredilen vasıflara uygun olmadığı anlaşılıyor. Diğer taraftan bazıları da Demir kapı seddi demişler ve bundan dolayı Ye'cûc ve Me'cûc'u bu günkü Rusya sahasında düşünmüşlerdir ki, bu sed de harap olmuştur. Doğrusu Kur'ân'daki vasıflar, ikisine de uygun olmadığı gibi, diğer yerlerde bilinebilen sedlerin de hiçbirine uymuyor. Allah doğrusunu daha iyi bilir ya, Kur'ân'ın bahsettiği bu duvar, Zülkarneyn'den onun yapılmasını isteyen kavmin bu sayede oluşturdukları toplantı kurulları olsa gerektir ki, demir kütleleri gibi dayanıklı ve sağlam olan unsunlarına akıtılan Allah feyzi ile meydana gelmiş olan maddî ve manevî bir sed demek olur. Eğer bu kavim tefsir bilginlerinin naklettikeri şekli ile Türk idiyse, burada, Zülkarneyn'e kuvvetle yardım eden Türklerin geçmişte yeryüzünü bozgunculuktan kurtarmak için ettikleri hizmetin önemi anlatılmış olduğu gibi, yüce Peygamberimizin peygamber olarak gönderilmesinden sonra İslâm'a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Ve şu halde Türklerin yok olması, Ye'cûc ve Me'cûc seddinin yıkılması ve yeryüzü düzenini bozulması demek olacaktır ki, kıyametin alâmetlerindendir.

    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE(Bu mutluluğun içerisinde Almanı ,İngilizi,Arabı yoktur.Sadece ve sadece kendini Türk hisseden herkes ve öz kardeşimiz Kürtler vardır.Diğerlerinin mutluluğundan banane.Kardeş kardeşte minci parayla)
#27.11.2009 09:57 0 0 0
  • Yeryüzünde İslam'a en çok hizmet eden mllet yine Türklerdir.Biliyorsunuz, Osmanlı 700 yıl İslam adına nice hizmetler etmişlerdir.İslamiyetin doğuşundan 300 senesine kadar da şanlı Araplar (Sahabeler ve sahabe-i tabiin ve de teba-i tabiin olanlar) hizmet etmişlerdir.Şimdi ise Arapların değil İslam'a hizmet etmek; daha yanıbaşında ki Irak, Filistin gibi müslüman ülkelere yapılan zulümlere seyirci kalmaktadırlar.Bu yüzden Araplar o eski şanlı mücadelelerini yitirmişlerdir.Adamların petrolü olmasa acına ölürler.İyi ki Allah onlarsa bu nimeti vermiş.Yoksa sonları hüsranla biterdi...

    Kusuruma bakmasınlar ama; Kürtlerin Osmanlılar kadar İslam'a hizmetleri olmamıştır.Lakin Osmanlının egemenliği altında yine de hizmetleri olmuştur.Bugün ise İslam'a hizmetleri pek görülmemektedir.Sadece dindar olan Kürtler ancak kendileri kendi başına islam'ı yaşamaya çalışıyorlar.
    PKK bir Ermeni terör ötgütüdür...Çanakkale harbinden evvel bile bu mesele vardı.Ne zaman ki Anadolumuzun toprakları paylaşmaya başlandığı bir zamanda Ruslarla Ermeniler Kürtleri de kışkırtıp Doğu ve Güneydoğu'yu ele geçirmek istemişlerse de Giresunlu Topal Osman Ağa'nın büyük başarısıyla bu emellerine ulaşamamışlardır.
    PKK'yı tamamen yok etmek için yine Osman Ağa gibi yiğitlere ihtiyaç vardır...
    Daha önceden de anlatmıştım; Topal Osman Ağa; azılı ve bir o kadar vahşi olan Ermeni Taşnak cephesini perişan etmiştir...
    PKK'ya yüz verilmez, onlarla anlaşmak için masaya oturulmaz.Onlara göz açtırılmaz.

    Kürtlere, PKK'nın asıl siyasi zihniyetinin ne olduğunu anlatamazsak bu mesele uzayıp gider..
#27.11.2009 17:47 0 0 0
  • PKK'NIN MİSYONU TAMAMLANDI, ŞİDDET YÖNTEMİ GERİDE KALDI

    Son günlerdeki PKK, DTP ve demokratik açılımla ilgili açıklamalarıyla gündemde kalmayı başaran eski PKK'lı Osman Öcalan, bu kez de Erbil'de Kürtçe yayınlanan tarafsız siyasi gazete Rastare'de yayınlanan röportajında, "PKK'nın misyonunun tamamlandığını, mücadeleyi şiddet yöntemiyle sürdürme zamanının artık geride kaldığını" belirterek, PKK'nın artık, siyasi grup ve şahsiyetlerin demokratik ve medeni yollarla süreci devam ettirmesine müsaade etmesi gerektiğini söyledi.

    PKK'nın şiddete devam etmesi halinde, ileride Kürt davasına büyük zararlar vereceğini, Kürt sorununun çözümü noktasında halen Türkiye'de ciddi bir sürecin devam ettiğini vurgulayan O.Öcalan, "PKK sosyalisttir, ben demokratım, PKK'nın insan haklarına inancı yok, benim iliğime kadar bu haklara inancım var" dedi.

    Son iki ayda Kürt sorununun barışçı ve siyasi yolla çözümü için Türkiye'de ciddi ve kapsamlı bir çalışmanın söz konusu olduğunu, onlarca milletvekilinin, bazı siyasi grupların ve sivil toplum örgütlerinin "demokratik yönetim" adı altında bir projesinin bulunduğunu dile getiren O.Öcalan, çözüm çabalarından bir sonuç çıkacağı hususunda iyimser düşündüğünü kaydetti.

    Osman Öcalan, Kürt sorunu gibi karmaşık ve ağır bir meselenin tamamının Türkiye gibi bir ülkede çözümünün kolay olmadığı, ancak çözümün başlamasının bile önemli olduğu değerlendirmesini yaparak, demokratik ve barışçı çözüm isteyenlerin sayısının sürece karşı çıkanlardan daha fazla olduğunu aktardı.

    2003'te PKK'dan ayrıldığında siyasi bir parti kurmak istediğine, ancak çabalarının sonuç vermediğine, bunun için 2005'ten beri Türkiye'deki milleti için şiddet ve silahtan uzak, demokratik ve siyasi bir çözüm yönünde çalıştığına işaret eden O.Öcalan, "Zira şiddet zamanı geride kaldı. Bugünün dünyası siyasi mücadele, barış ve medeniyet dünyasıdır. Yer altı çalışmalarına inancımız ve ihtiyacımız yok. Bugün açık mücadele günüdür. Demokratik mücadele günüdür. Şiddet yöntemi geride kaldı. Şimdi dünya şiddete olumsuz bakıyor. Biz de Kürtler olarak zamana ayak uydurmalıyız. PKK'nın bu şekil ve muhtevada kalması için hiçbir gerekçe kalmamıştır. Şimdi PKK'nın misyonu bitmiştir" şeklinde konuştu.

    PKK'nın Kürtlere hizmete etmek bir yana dursun, zarar bile verebileceğini düşünen O.Öcalan, farklı görüşü nedeniyle PKK içinde iki defa idama mahkum edildiğini, defalarca hapse atıldığını, siyasi ve askeri görevden uzaklaştırıldığını, bir defasında üç ay iki gün hücre hapsi yattığını, PKK'nın muhalefeti ve eleştiriyi kabul etmediğini, farklı görüşü olan herkesi ortadan kaldırdığını, 1983'ten beri muhalif gibi çalıştığını, o zamandan beri PKK'nın değişmesi gerektiğine inandığını, belirtti.

    Osman Öcalan ayrıca, DTP, Ahmet Türk ve DTP yönetiminin PKK'nın kontrolünde olduğunu, onların kendilerini şu ana kadar PKK'nın düşünce tarzından kurtaramadıklarını, Kürt sorununun çözüm anahtarının İmralı'da olduğu şeklindeki görüşün PKK'nın propagandası olduğunu ve çok yanlış değerlendirildiğini, çözüm anahtarının demokrasi yanlısı Kürtlerin elinde bulunduğunu, bir milletin sorununun tutuklu bir kişiye bağlanmaması gerektiğini, artık düşünce ve ideolojinin değişmesinin zamanının geldiğini, açıkladı.

    Bütün bunlar, PKK içerisine girip çıkmış, şiddetin her türlüsünü görmüş eski bir teröristin açıklamaları. PKK içinde Osman Öcalan gibi düşünenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. PKK'nın ise, çıkmaz bir sokak gibi izlediği şiddet yolundan artık bir an önce geri dönmesi ve barışa sıkı sıkıya sarılması gerekiyor.

    Helin Demir

    [email]helindem@mynet.com[/email]
#27.11.2009 17:51 0 0 0
  • "Amaç PKK'nin siyasi olarak çökertilmesi"

    Ankara/Kars - Eski DTP Kars İl Başkanı ve kapatılan DEP Milletvekili Mahmut Alınak, yaptığı yazılı açıklamada "gençlerin masum kanlarıyla beslenen kan deryasının" gündemdeki 'Kürt Açılımı' ile gerçekleşecek gibi görünmediğini ifade ederek, şöyle dedi:

    "Devlet yöneticilerinin son günlerdeki açıklamalarından da anlaşılıyor ki, devletin ve hükümetin, Kürdistan sorununu çözmek gibi bir niyeti ve derdi yok. 'Tek vatan, tek millet' klasiğini dillerinden düşürmüyorlar. Bu sözlerle Türkiye'yi kast ediyorlarsa mesele yok. Ama buna Kürdistan ve Kürdistan halklarını da katıyorlarsa birilerinin çıkıp onlara tarihi gerçekleri bir defa daha örtbas ettiklerini söylemesi gerekiyor. Yapış yapış Türk ırkçılığı kokan bu açıklamaların Kürtlerde nasıl bir etki yarattığını bilmek isteyenler, lütfen o cümlelerdeki Türk sözcüklerinin yerine Kürt sözcüğünü koyup tekrar tekrar okusunlar. Kürtleri provoke eden bu milliyetçi/ırkçı açıklamalar kapıyı göstermekten başka hiçbir anlam taşımıyor. 'Türkiye Türklerindir' deniyor. O zaman Kürtler de, 'Kürdistan kimindir?' sorusunu sorarlar adama. Sen asırlardır bas bas bağırıp Türk ırkçılığı yaptığında bölücü olmuyorsun; ama ırkçılıktan tamamen uzak duygularla- üstelik hapishanelere girmeyi de göze alarak- Kürdistan sözcüğünü ağza alanlar bölücü oluyor."

    İster bir ailede, ister bir ülkede, isterse dünyada gerçek kardeşliğin kılı kırk yaran bir hak eşitliğini şart koştuğunu, bütün hakların ve özgürlüklerin sadece bir tarafta olduğu bir ilişkinin, kardeşlik değil kapkara bir istibdat ve zulüm olduğunu kaydeden Alınak, "Nasıl bir kardeşlik, nasıl ortak bir vatan ve devlet ki, sen yüzlerce yıldır parlamentoda Türkçe konuşurken, Kürtlere tek kelime Kürtçe konuşmak bile yasak. Türkçe; mahkemelerde, okullarda, kitaplarda, tapuda, nüfusta, hastanede, askerde, poliste.her yerde bin yıldır kuşlar kadar özgürken, Kürtçe bin yıldır hala çarmıhta. Kürt anne ve babaların kendi çocuklarına hala istedikleri ismi veremeyişlerine hangi vicdan isyan etmez?
    Bu nasıl adaletsiz bir kardeşlik ki, Kürtler bırakın hakim, vali, kaymakam, karakol amiri önünde Kürtçe konuşmayı- ki böyle bir şeyi hayal etmeleri bile suçtur- otobüs, sinema ve sokak gibi umumi yerlerde bile ancak etrafı çekingence kollayarak, bilinçaltında saklı bir korkuyla kendi dillerini konuşabilmektedirler! Üstelik bu sorun sadece dil ve kimlik sorunu da değilken" diye sordu.

    Haftalardır tartışılan Kürt açılımı ile yapılmak istenen şey artık gün ışığına çıktığını söyleyen Alınak, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

    "Niyet Kürdistan sorununun demokratik çözümü değildir; amaç savaşla bitirilemeyen PKK'nin siyasi metotlarla çökertilmesi ve bitirilmesidir. Ama bu yeni konseptte de bildik tarihi hata sürdürülerek sorunun yeşerdiği kök, yani Kürdistan gerçeği yine görmezlikten gelinmektedir. Böyle olunca da yara tedavi edilmeyecek, sadece üzeri pansumanla kapatılmış olacak. Bunun ne anlama geldiği ise açıktır: Gençler birer kardelen gibi hayatın daha ilk adımlarında ölümün vahşi pençesinde can vermeye devam edecekler."
#27.11.2009 17:55 0 0 0
  • "Niyet Kürdistan sorununun demokratik çözümü değildir; amaç savaşla bitirilemeyen PKK'nin siyasi metotlarla çökertilmesi ve bitirilmesidir. Ama bu yeni konseptte de bildik tarihi hata sürdürülerek sorunun yeşerdiği kök, yani Kürdistan gerçeği yine görmezlikten gelinmektedir. Böyle olunca da yara tedavi edilmeyecek, sadece üzeri pansumanla kapatılmış olacak. Bunun ne anlama geldiği ise açıktır: Gençler birer kardelen gibi hayatın daha ilk adımlarında ölümün vahşi pençesinde can vermeye devam edecekler."noimage
    Yani diyorki Muhterem zevat,Nasıl olsa her istediğimizi yaptırıyoruz,ne istesek bir kılıf uyduruyorsunuz ve yerine getiriyorsunuz.Gelin aramız açılmadan dostane bir şekilde aramızda halleşelim ve şu kürdistanı tanıyın.Zaten çocukların hepsi inmeyecek dağdan ,birkaç çakal dağda bekleyecek haber göndeririz onlara canınızı yakarlar.Bumu açılımdan kast edilen.Bunun içinmi bin yıllık Türk Kürt kardeşliğini bir çırpıda foseptik çukuruna attınız.Ulan birtane Kürt işadamı doğu ve Güneydoğuda yatırım yapmıyor ,bütün yatırımlarını batıya yapıyorlar,ne yiyip içeceksiniz orada ,İsrail ağzını açmış bekliyor sizi ham yapmak için.Arz-ı Mevud için sizi oltaya takılmış yem olarak görüyorlar.Çekilin Kürt kardeşlerimizle aramızdan soytarılar.Biz bir dilim ekmeğimizi onlarla paylaşırız,sizin açılımınız yerin dibine batsın.Emperyalizmin uşakları,Küresel eşkiyalar.Kanla beslenen çakallar.Ulan haysiyeti kırıklar dağda dediğiniz çakalların yüzde doksanı boğazında haç işareti taşıyan din düşmanları.Dağda Kürt çocuğumu var zannediyorsunuz dönmeler.Varsada azınlıkta ve türlü vaatlerle kandırılmış zavallılardır.Devletin yapması gereken Kürt çocuklarını tesbit edip ayıklayıp topluma kazandırmak kalanını dağdaki inlerinde zehirli kazla yok edecek. Neyse fazla ileri gitmeyeyim Samimi Kürt kardeşlerimden özür dilerim.
#28.11.2009 16:49 0 0 0