Aylar yillar geldi geçti
Baba oldu bizim yoksul
Bir kuru ekmek su içti
Genede sükretti yoksul
Kul oldu köle olduda
isyankar olmadi yoksul
Sevenleri de vurduda
Sabretti yilmadi yoksul
Prens Poor
"Çile mevsimidir lâleler için...
Soğuk, lâlenin kalbini yakmalı ki, içinde gizlenen
esmâ aşkını nazarlara döksün...
Çilesiz ruhlar ham yapılıdır,
gelene sevinmez, gidene de üzülmez.
Lâle kırağı görmeli ki, açsın..."
________________________________________________
"Elif" karanlıkta oturuyordu.
Bir "Be" bulsa, açılacaktı yolu
Ama sırdı "Be"
"Elif" sırrın varlığını bile bilmiyordu.
Oysa gelmesi gerekiyordu "Be"nin...
Gelmesi ve
ayağına düşmesi "Elif"in.
Dünya neden dönüyor sanıyorsun ?
O döner de, sufi dönmez mi? Aldanıyorsun.
Öyle "aşk" olmaz diyenlere mi kanıyorsun ?
Sarhoş geceye gamlı gündüzü mü soruyorsun ?
Söyle sevgili,
Benim gönül tasım varken,
Neden acı bibere banıyorsun ?
"AŞK" bulmaktı yeğane derdim.
Gönlümü anadolunun tozlu yollarına serdim.
Zordu, Bedenime ne cefalar verdim.
An oldu savaştım, An oldu nefsimi gerdim.
Dert yüküm azalsın diye geceleri,
Rumi ile Şems ile aynı sofrada yerdim.
Sevgili,
Seni gördüm. Şimdi muradıma erdim.
Ahmet KİK
Dünya denen bu evin,
Rumi ile açılan kapısı idim.
Şemsi içeri almak için penceresi idim.
Aç gönülleri doyuran sofrası idim.
Hak aşkı ile yananların ocağı idim.
Acı çeken dostların çilehanesi idim.
Aşk,
sevgiliden başkasını seyre dalarsa,
bu aşk değildir.
Aslı yok bir sevdadır
Hz.MevLânâ
şehir -sizken uyanır mı sabaha, beklediğime değer mi tüm sözleri
/ geçmişten tokat yemeden
zeminim kaç zamandır balçık; tütün kokusudur bana bulaşan
/ sen şairsen, ben şiirinim desem...
duysan
duyduğunu anlasan
ben de anladığını bilsem /
Tahammülün yok
ama bazen diğer sayfaya geçmeye müsaade buyurmuyor hayat
nasıl duruyorum, oradan bakınca bir fikrim yok
kolay değil, yaşanmışlığın çetelesini tutmak
Başkalarını "ardında" bırakıp gitmek kolay!
Ya kendini?
SABRET
ve
ÜMİT ET
HER
Gündüzün
geceden
doğdugunu
bilmez misin sen!
Efendimiz(s.a.v)'in elinde
en değersiz şeyler bile değer kazanırken
bizlerin elinde en değerli şeyler bile
değerini kaybediyor.....
Eğer ALLAH (c.c.) katındaki değerini merak ediyorsan;
O'na kalbinde ayırdığın yere bak!..
Aşk
Namlusu kalbime doğrulmuş
Tetikte bekler
Barut değil, gül kokusudur sızan
Gül kokusu;
Bulur doğruyu
Namlu kalbime dayanmış
Sorma bana "Hangi aşk?" diye
Ve tetik;
Titrer durur "ALLAH" diye
Bir Ney Sesi Eşlik Eder Sevdama..
Gönül Ney'i Sever ''O'' Güzeldir..
Ney Olup Ağlamaktır Dua'm
Nefsin zincirlerini kır-a-mayan;
asla özgür olamaz...
Bazı anLar geLir deLi bir fırtına gibi tutar kolundan savurur... Bazen kışın ortasında baharı yaşatır gönLüne.... ÇıkmazLara girersin..Patikadan yürürsün... yokuşLar tırmanırsın... Birgün bakmışsın düz yoLa çıkmışsın... kocaman bir kutu gibidir hayat... iÇi süprİzLerLe doLu..
Tahmin etme hep YanıLırsınHayaL ett !!!
Hayat Öyle ßir Karmaşa Ki
Ya Doğru Zamanda Yanlış İnsanı Çıkarıyor Karşına,
Ya Da Yanlış Zamanda Doğru İnsanın Kaybına Neden Oluyor..
Artık Güven Ve Mutluluğu ßulmak Çok Zor,
İnsanları Tanımak ßir 0 Kadar İmkansız!
Ya Zamana Yeniliyorsun,Ya Da Kişiye..!!
Gözlerimi
Deli atlar gibi
Dörtnala koşturduğum
Kalabalıklar arasından..
Sesini ve kokunu taşıyan
Aptalca kıskandığım
Rüzgarlardan
Anla sevgili
Yollardan,Ağaçlardan
Yıldızlardan,Gecelerden
Papatyadan,Gelincikten
Bir parçacık
Delikanlı simitten..
Çık artık
ve
Dokun bana..
Ahmet KİK
_____________________________________
Bitti dersen yollar,Papatyalar,
Düşlerimizle kurulu müzik kutusu,
Özlem yangınları,
Sabırsız göz pırıltıları,
Avuçlarımızdaki ana kucağındaki gibi sıcaklık
Sevişmelerimizdeki nefesler,
Biriken yağmur damlası gibi gözyaşlarımız,
Delikanlı simidi bölüşümüz.
ve..
Bitti dersen ve
Atarsan Beni gönlün son demindenBu yürek artık kaldırmaz
"Yâri davete hacet yok, sen yerini temizle, o gelir"
____________________________________________
Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine ya Mevlasını özlemiştir yada Mevlası onu
Mevlayı özleyen gönül ya hüznü bekler yada hüzündedir.
Bela, gam ve keder Mevlanın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır.
Vurdukça kendine çeker
________________________________________
Yanlış aşkların güzergahından çark etmişe benziyor yüreğim..
Karanlığa sitem, yıllara özlem gibi kanayan yaralarım..
Bunlara rağmen şehir gözbebeğime sığmıyorsa artık..
Daha ne demeye uğraşmalı..
_______________________________________
Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine,
Ben her gece karanlığa dikip gözlerimi senin aydınlığını bekledim.
________________________________________________
Kalbini uçur;
K â b e 'yi tavâfa gitsin!
Anlarsın o vakit
'kalb'in yolu da 'bir'dir!
~ ~ ~
____________________________________________
Rıza tohumunu kalbe ekip,
şükür suyu ile sularsan!
Tattığın çoğu şeyin adı
"mutluluk"
olur...
____________________________________________
Hakkın karşına çıkardığı değişimlere
direnmek yerine, teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.
"düzenim bozulur, hayatım alt üst olur"
diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını??
~ Tebrizli Şems ~
____________________________________________
AŞK
kanatlar kırılıncaya kadar uçmaktır.
ŞEVK
kanatlar kırıldıktan sonra da uçmaya çalışmak!
~ ~ ~
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
_____________________________________________
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül..
Y. Kemal Beyatlı
______________________________________________
..Kalemin, Kelâma düşüşü maceradır..
Kimbilir hangi yürek yangınlarının
ve kimbilir hangi çıkmaz sokakların içinden...
Kimbilir nerede, nasıl ve kimlerin rüyalarının karıştığı...
Veya kabuslarının böldüğü...
Bilemezsiniz bir kelimenin macerasını...
Ama maceradır...
Bir "hû"sesi yükseldi göğe,bir "hû" sesi aşkın dilinden,
Bırakma beni ya hû aşksız bırakma!
Aşk diye diye geldim kapına
________________________________________________
Geleceğim bekle dedi
Ben beklemedim o da gelmedi
Ölüm gibi bir şeydi
Ama kimse ölmedi
~ Özdemir Asaf
________________________________________________
Sanki Dünyada ama Dünya Ötesi Bir Şeydir
Kadın
~Senai Demirci
________________________________________________
"Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben"
"Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben. Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben. Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben."
________________________________________________
Susmaların en çok yakıştığı anda,
bilinmedik bir akşam üstü
Gidiyorum
________________________________________________
.. UYKUSU KAÇMIŞ KELİMELER ..
________________________________________________
Hey çoçuk !
Ne kadar da benlik bir bakış bırakıyorsun lekelenmiş dünyaya..
Hey çoçuk !
Sakın ağlama !
Hey çoçuk ! bir bak.
Ne kadar da ihanet saplanıyor toprağa...
________________________________________________
Kapındayım...
Ne gövdemi ayaklarının altına serecek
ateş var yüreğimde
Ne de cebimde sorular
Sevmeyi arayan yorgun gönlümün,
Sessiz ama arzulu çekiştirmesinin
peşinde
Kapındayım
________________________________________________
Şimdi git baharla gel
Saçlarında gül tozları bulunsun
Güneş sarardığında gel
Yanında mutlaka gündoğumu olsun
Bölünmüş uykulardan uyanıp da gel
Dağ rüzgarları getir eteklerinde
Bir tutam şiir topla bana
Son mısrası kavuşmak olsun
Şimdi git
Çok yalnızım
İçim çok kalabalık
________________________________________________
buralarda gece uzun
gün ışığı yakındır
var git artık
bakma ardına
ölüme fazla sokulma ama
düşün ki
mevsim rüzgarlarının savurduğu
bir orman insan
sev onu, sokul, konuştur
doludur fazla üstüne varma
________________________________________________
Bilerek yapılan yanlışa, yalan denir..
________________________________________________
Öyle karanlık bir kutu ki insan
Kimse hakiki bir cevap veremez sorsan
________________________________________________
Elimi tut ve
Bir cümle söyle
İçinde yalan olmayan bir cümle
Gariptir insanoğlu;
yürümez,
sevmez,
mektup yazmaz,
ağlamaz ve dua etmez...
Sonra da mutlu olamıyorum, der!
________________________________________________
B a z e n a n ı l a r a e n ç o k y a k ı ş a n e l b i s e,
b i r k a ç d a m l a g ö z y a ş ı d ı r u n u t m a...
________________________________________________
Ve öğrendin sende sonunda
Ben gibi susarak özlemeyi
.
.
.
İnsanların çoğu,
itirafın yerine iddiayı,
acziyetin yerine öfkeyi,
çaresizliğin yerine avuntuyu
koyarak öldürüyorlar vakitlerini.
Hidayet, öyle mühim bir meseledir ki, insanın onu elde etmedeki iradesi, çok küçük bir izhâr-ı liyakattan ibarettir. Meselâ; çok defa isterim ki; kalbî bir inşirah bir inbisat içinde bütün hissiyatımla içimi cemaata dökeyim. Halbuki "ve mâ teşaune illâ en yeşaallah""Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"(İnsan-30)'in sahibi olduğundan, bütün içimi, hissiyatımı ifade edemiyorum: ancak, alâ kaderil-imkân bir şeyler söyleyebiliyorum. İstiyorum ki, nâfiz ü'l-kelîm ve alabildiğine muhlis olarak, Ahkâm-ı İlâhiyeyi, Ahkâm-ı Kur'aniyeyi nakledeyim. Halbuki her şey bir noktada takılıp kalıyor. Ne kadar arzu ediyorum, namaza durduğum zaman kendimden geçeyim; vecd ve istiğraklarla kendimi unutayım, dünya ve mâfihadan bütün bütün sıyrılayım. Halbuki bu arzumun binde birine dahi muvaffak olamıyorum. Demek ki, elimde samimi isem sırf bir istek var. Geri kalanları tamamen Yaratana ait Ey Rab, göz açıp-kapayıncaya kadar dahi olsa bizi bize bırakma!...
Sabır ne hoş sözcüktür.
Olumsuzlukları hoş görmek ne iyidir.
Zira bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır; ama deniz bu kereminden dolayı eksilmez.
Zaten sevgi ve hoşgörü insanlık, hiddet ve şehvet hayvanlık vasfıdır.
Sabırlı olun zira bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl gülebilir?
Aceleci olmayın.
Maksada sabırla erişilir, acele ile değil, alelade otlar iki ay içinde, kırmızı gül ancak bir yılda yetişir.
Tencerede bile yavaş ve ustaca kaynayan yemek, delice kaynayandan daha lezizdir.
Neden çocuk bile dokuz ayda yaratılmadadır?
Çünkü padişahların âdeti her şeyi acelesiz yapmalarıdır.
Çünkü vakit keskin bir kılıçtır.
Sen sevdiklerini kollarsın,
İbrahim gibi teslim olamasam da Sana gülşene çevir yangınlarımı,
Eyyub'a musallat olan kurtlar kalbimi kemirirken
Yunus kulun gibi karanlıklarda bırakma beni,
Dilim kendime zulmettimlerle inlerken
Belki tutarsın diye kaldırıyorum kirinden utandığım ellerimi:
Sensin Kadir, kudret Senin
Sensin Rahim, rahmet Senden,
Aziz Sensin, Ğafur Sen
ve
Ya Latif !
Ben bana yetemem, bana yet/iş lütfen
aşk, taneyi mücevher yapan,
faniyi baki yapan..
bir kainatı aşk ile dolduran Rabb'e aşk...
olmazları olduran,
kabımızı güllerle dolduran Rabb'e aşk...
bir zerreye bile akla sığmaz kanunları sığdıran,
nice fabrikalar işletip en güzel suretiyle bize sunan
Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen Rabb'e aşk...
Ancak aşk ile dönebilir bu dünya,
Aşk olmazsa bir elektron dahi yörüngesinde duramaz..
Su molekülleri biraraya gelemez..
Yağmur yağamaz,
Güneş doğamaz o ilahi Aşk olmasa..
Halık-ı Kerim'in "ol" emri olmasa..
Ne alem olur, ne zerre, ne katre, ne güller, ne gülistanlar
ve ne biz insanlar..
Ama "Ol" dedi Rabbim..
"Gel" dedi dünyaya..Ve bizleri bu fani misafirhaneye misafir eyledi,
Tüm cihazatları verdi Rabbim..
Görmeye, Bilmeye, İnanmaya, İtaate, Sevgiye, Aşka ve Teslimiyete dair,
Tüm cihazlarla donattı bizi...
Halk eyledi, Rahmeyledi, nur eyledi..
Alemi melekleriyle donattı, herbirini emrimize memurlar eyledi..
Hizmetkarlarıyla doldurdu dörtbir yanımızı,
ve "en sevdiğini" gönderdi bizlere...
Nelerden nelerden nasipdar eyledi...
Mahbub-u Hakiki olan Rabbimiz, O aşk'a teveccüh ettirsin bizi
O'na sevk etsin bizi,
O'nunla eylesin bizi..
________________________________________________
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyulayı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak ebediyyet budur amma
Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir ?
Ben ağlasam yine gelip gözyaşımı siler misin?
Benim canım yavrum deyip sever misin?
Sıkıştığım yerde sen bana güven der misin?
Ah babam nerelerdesin ?
____________________________________________
Sana yönelmek!
vechimizi yalnız Sana döndürmek!
Sen döndürmeden aslımıza
cüzi iradelermizde kul gayretinde Sana yürümek varya!
hayat bu demek
ruku Sende
secde Sende/ kalp Sende
aklı Sende
olsa gerek!
bkk
____________________________________________
Cihanı hiçe satmaktır; adı aşk
Dökülüp varlığı gitmektir; adı aşk
Belâ yağmur gibi gökten yağarsa,
Başını âna tutmaktır; adı aşk
Bu âlem sanki oddan bir denizdir
Âna kendini atmaktır adı aşk
<Eşref oğlu Rûmi>
____________________________________________
Sen bana Yetersin!
Bana Kendini unutturma da neşe de versen bir, elem de
Senden uzak kalmanın zerresi olamaz bu gelip geçici sızılar, Sensizlikle sızlatma içimi..
Ben Sana hastayken hangi ağrı bükebilir belimi, başımı Sana dayadığım gibi, kime eğilirim başka..
Düşlerim gibi düşmelerim de Sana düşürsün beni..
Kimse bilmesin yalnızlığımı, duymasınlar çığlığımı,
değil mi ki Alim'sin beni bilirsin,
değil mi Semi'sin bana yetersin..
La Reverie
____________________________________________