...
şimdi bir tevekkül kaldı elimde
başka herşey düştü herşey yokluğa döküldü
hatırladım elimdekilerde ellerimde senin elinde
şimdi dua sığıyor sadece avuçlarıma
sadece yakarış yapışıyor yakama
gözlerim müjdeni gözlüyor uzaktan
gönlüm hiç bitmez tesellini özlüyor
...
SENAİ DEMİRCİ
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında bile değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılıcak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahir'i sevmeseydi zühre artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden
Tahir olmakta ayıp değil zühre olmakta
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil
Allah ile aranda sevgi ve sadakat kapısı açılmış olsaydı, artık başka bir sevgili ve dost aramazdın.
O'na hakkıyla saygı gösterseydin, seni kendisinden başkasına muhtaç etmezdi.
İbn Ataullah el-İskenderi; "Taacü'l-aruus el-haavi li-tehziibi'n- nüfuus"; sayfa:26
Gönül; çalamazsan aşkın sazını
Ne perdeye dokun ne teli incit ..
...
Eğer Çekemezsen Gülün Nazını ..
Ne Dikene Dokun.
Ne Gülü İncit,
Sahrada mecnun değilsen..
Ne leyla`yı çağır,
Ne çölü incit..
________________________________________________
Ey şâir; hazırla yârelerini. Acıların uçurum kenarı, ulaş Sevgili'ye.
Yarasız gidemedim Yâr'e.
Dalga sesleriyle kıyılarımı çarptım.
________________________________________________
Sen Gök Sofrası nedir bilir misin ?..
Ve...
Ona talip yürekleri?...
Bilir misin sahi ?..
Gök sofralarında yüreğini bölüştüğün oldu mu hiç ?..
Ya bir gök muştusunu ?..
Ya, O En Güzelin (A.S) sevdasını, bölüştün mü biriyle ?..
Sen, Kelime-i Şehâdet nasıl bölüşülür bilir misin ?..
Dinle;
Ayrılık vaktinde, İkiden biri, "Lailaheillallah" der,
Diğeri, "MuhammedunResûlullah"..
Bölüşürler o sehâdeti ki, vuslat olsun ayrılıkları..
Ki, birleşsin gönülleri tevhid de, hiç ayrılmasın..
Çünkü bilirsin, o iki kelime hiç ayrılmazlar..
Lailaheillallah sende, MuhammedunResûlullah onda..
Bir yüzü sen ayrılığın, öte yüzü; vuslat içre vuslat..
İşte anla: Bu, tevhid diliyle meydan okumaktır ayrılığa...
________________________________________________
"sevmeler; ancak O'na yönelirse masumdur..""
________________________________________________
'İyi' demek adettendir ya !
'İyiyim' dedim...
Değilim.!
________________________________________________
kim kaderin Züleyha'yı köle etmek için önce
Yusuf'u pazarlara düşürdüğünü tahmin edebilirdi ki ?
________________________________________________
"...şah damarım sizin olsun
bana yüreğimi verin !"
________________________________________________
Ey kul! Söz rüzgar gibidir. Gönlü dağıtır, perişan eder, fakat Şems; "Dağınık şeyleri, topla!" diye buyuruyor, bunu da bil !..
Mevla'nın elini çektiği insanlardan daha yetimi var mıdır ?
________________________________________________
Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine
ya Mevlasını özlemiştir ya da Mevlası onu...
Mevlayı özleyen gönül ya hüznü bekler
ya da hüzündedir.
Bela, gam ve keder Mevlanın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır.
Vurdukça kendine çeker.
________________________________________________
Tüm alem sığıyor da, bir ben sığamıyorum yüreğime...
ey can,
dokunsan ağlarım artık; sözlerin yüreğimi kırdı sanmayasınben seni üzmekten korkarım. ellerimden kaçıp giden bir balık misali, yüreğimin kıyısından kayıp gidersin diyedir yüreğimin korku frekansında atması
ey can,
bilir misin gözlerimin derinliğindedir anlatmak istediğim; gizlediklerimdedir ayaklarıma kuvvet veren giz. gizlediklerimdir anlamlı kılan yüreğimi, yürüyüşümübilir misin gözlerimde yüreğim kadar alemi hapsederim ben, yüreğim kadar
ey can,
dokunsan ağlarım artık, sevincim yüreğimde saklılisanıma şükür yakışır benim. hüznü sevişimdendir gözlerimdeki masûmiyethüznü, duama burak bilişimdendir ona yakınlığım
ey can,
bilesin ben rabbime dua etmekle hiç bedbaht olmadım!
ağlarsam sevinçtendir
ağlarsam şükrü eda edişimdir bu
ağladığım vakit duaya şahit olursa an, şikayetim olmaz yar'e, yüreğim şikayet etmez senden..
ey can,
bilesin,
ben mahsûn olmakla mahrûm olmam;
sana yakınlığımla yakın olurum yar'e
iktibas
_________________________________________________
Ağlayabilir miyim gönlüm ?
Müsaadenle
Şöyle katıla katıla şimşekli bir gökyüzü gibi
Günaha batan tüm kirliliğin ile
Ağlayabilir miyim ?
İzin ver lütfen
Şöyle inceden yağan yağmur masumiyeti gibi
Öylesine ama ölesiye
Bu can çıkana kadar bedenden
Nefsimin nefesi kesilesiye
Pembe güller mor menekşelere düşesiye
Sol yanımın ateşi yükselesiye kadar
Kendi omzumda kimseciklere yük olmadan,
Ağlayabilir miyim ?
Şemsiyem önümde gökyüzünün ağlama isteklerime mukabele etmesini beklerken,
Karşımda duran ihtiyar dağın ardındaki gün boyu tebessüm eden güneşi kaçırmış gibi
Dizlerimin bağını çözen sahtelikleri anlatırken kalem kırmış gibi
Yabancılar içerisinde bulunan tek dostu terk etmiş gibi
İç çeke çeke
Düşürebilir miyim küskün damlaları elime
Sonra da hiç ağlamamış gibi,
Hiç hissetmemiş gibi acizliğimi
"Bir şeyim yok"larla tekrar katılabilir miyim ?
Ağlamayı bile çok gören kendi kalabalığıma
Ve
"Bu son" diyecek kadar vefasız olabilir miyim?
Gözyaşlarıma
_________________________________________________
İçime sığmıyor hüzünlerim;
Sana geliyorum; düşe kalka.
çık yola, gönülden çık
beden kalıbından arınıp kalbe sığarcasına
aşıp o dereyi/deriyi ummanlara koşarcasına
gönül koymadan engellere, baş koy bu sevdaya
sabırla erit elemleri, azimle göğüsle özlemini
hatırla ki,
yakınmamalı ki yakınlaşmalı o en yakına
iştiyakla çal kapılarını ürkek gönüllerin
ümit ve inşirah üfle yorgun düşlere
yılmadan, yorulmadan..
yürekler paslı, çehreler karanlık; ne bir huzme var ne de aydınlık.
umuda meftûn bakışlarla yak biçâre gönüllere nurdan bir ışık
yol açık,
haydi yola çık
Kasap sevdiği postu yerden yere vurur/muşş.. Çok bekletmedim umarım.. Hazırım dostum, hadi çıkalım.. Sevgisinden istifa ettiğimiz gönüller çıktığımızı duymasın, sessiz olalım.. "Hazır ol" denildiğinde hazır ola durdum ben."Rahat" emri fısıldanıyor bir yerlerden. Rahat bırak dostum. Aslında ben kasabın o çok sevdiği ver her vuruşunun "seviyorum seni" dediği postum. Çok sevildim, yerden yere vuruldum. O kadar sevildim ki, sanırım biraz yoruldum. Sevilmemeye hazırım, rahat olsam diyorum..
Rahat olun, ben kimseyi sevmiyorum..
Yerden yere fırlatıp atılan sevgi gösterileri benim kitabımda yer almaz. Ruhum olsa da biraz haylaz, saçma sapan sevgi gösterilerine bulaşmaz.
Sevmek dostu yerden yere vurmaksa beni sevmeyin dostum.
Rahat olun, ben de sizi sevmiyorum..
Sevilmemeye "hazır" ola durdum.
"Rahat" bırak beni dostum..
Post olmaktan istifa ettim, sevilmekten ayrılıyorum..
Rabbim ben bir seni, bir senin sevdiğini, bir de senin bana sevdirdiğini seviyorum..
Adı "sevmek" konulan saçmalıklardan istifa ettim Rabbim, sana sığınıyorum..
Rabbim beni bir sen sev..
Sen sevdiğini yerden yere vurmazsın..
Vurmazsın..
Ayağın kırıldı diye üzülme.
Allah sana belki kanat verecek.
Kuyu dibinde kaldın diye kırılma
belki oradan bile bir kapı açılır.Yusuf kuyudan sultan oldu..hüzünle titreyen gönüle ince bir ah dokunur,
Sokakta giderken kendi kendime
gülümsediğimin farkına vardığım anlarda
insanların beni deli zannedeceğini düşünüp
gülümsüyorum
...
________________________________________________
İçimde doğasına aykırı büyüyen sevgilim..
Sen sevilmenin keyfini çıkartırken
Ben elbet yarın yeniden sevebilmek için seni daha fazla
Bugünümü yarına heba edeceğim ..
________________________________________________
.. Ah ..
. . Şu ~ Papatya ~ Falları . .
Çaresizligim Sana Mı Kaldı ?¿
________________________________________________
Sên bozsân dâ örümcêk âğını
Böcêk yênisini yâpâr
êğêr işinin doğru olduğunu biliyorsân
Bozsunlâr bugün yârın sênindir.
________________________________________________
İkimiz için yazılmış senaryoda iki acemi aşığın üstlendiği rolun altında ezildik..
Yanlış zamanlarda yanlış yerlerde repliklerimiz ezberimizi bozdu..
Rolümüzü yanlış oynadık..
Perde acımasızca kapandı yüzümüze bir daha açılmamak üzere..
Üzerimize yıkılan dekorun altında kaldık..
Harap oldu duygular ezildi mutluluklar kırıldı can..
________________________________________________
Ne Zaman Gol Diye
Arkamı Dönsem Elinde Ofsayt Bayrağıyla Bekler Hayat ..!
________________________________________________
tasavvuf,seni senden alır,seni sana sensiz verir...
________________________________________________
Oradan Bakınca
Neyimi Görebiliyorsun?
İçi mi...? DıŞ ımı...? Karakteri mi...? Dü$ünceleri mi...? Hislerimi...? Nefreti mi...? Değeri mi...? Kendini...? Diğerini...?
Şekli mi...? Şemali mi...? Rengi mi...?Teni mi...? Hayali mi...?
Görmediğin
Hicbirşeyin
peşine düşme ...
________________________________________________
''İnanıyorum ki, İstanbul' a ya bir şeylerden kaçarak varılır,
ya da gün gelir ondan kaçılır...''
________________________________________________
. . Hayallér Vardır . .
"Ama"larda başlar .."Egér"lérdé Dévam Edér .."Kéşké"lérdé Son bulur !
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
________________________________________________
Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum, dönemiyorum...
________________________________________________
Zannederdim aşkımı bir şuha bağlarsam geçer,
Yar eliyle yarimi bir kere dağlarsam geçer,
Bitmiyor ahu figanım bülbülü şeyda gibi,
Gülmekle geçmedi hüznüm belki ağlarsam geçer...
________________________________________________
Bir damla akıl verdin bana huzurundan,
Denize ulaştır, kurtar beni bu damlalıktan.
________________________________________________
Bilmem ne hâl oldu bana,
Ben sen miyim sen ben misin?
Can baht oldu canan bêkâ,
Ben sen miyim sen ben misin?
...
________________________________________________
"Bana biraz sen versene derviş...
Biz'in kalbine yama yapacağım..."
________________________________________________
Ey GÖNÜL!
Yâr ile ettiğin ahdi unutma!
Gel gönül dost illerine gidelim.
Sakın bu virân yerde vatan tutma!
Gel gönül dost illerine gidelim...
________________________________________________
İnsanın her nefeste iki defa şükretmesi lazım..
Biri nefes aldığı için, diğeri verdiği için...
Çünkü; verip alamamak, alıp verememek var
Şeyh Sadi Şirazi
________________________________________________
Bir gülün sevilmeyi istemesi,
sevilecek bir gül olmasıyla mümkündür.
Sevilecek bir gül iseniz,
sevecek biri mutlaka size doğru yönlendirilir.
Zatensevilmek için güzel kokuyorsanız,
o koku sahtedir.
Unutayım kışları gayrı; duydum ya sevincini kuşların!
En taze kokular, en taze dokular, dokunuşlar... İpekten selamı var sana; sana ha, sana!Bakışlarına biraz daha mânâ lütfen! Her an/da sana taze baharlar sunuluyor!
Düşünmek en büyük armağanı insanın ve düşünmek en büyük çilesi ...
Bazen ağlayabilmektir nimet bazen de ağlamamak...
Bilmem ki anlatabilmek mi? daha iyi ağlatabilmek mi?
Ağlayan mı anlar
Anlayan mı ağlar?
Göz yaşı mı değerli alın terimi?
Günah işleyen mi kederli,izleyen mi?
En acı olan umursamazlığımı insanın yoksa çaresizliğimi susanın ?
Konuş ne olursun kalbim!!!
Baki mi şu beden?
sevgi kim için gözyaşı kime...
Ayrılık bu dünyada mı zor? yoksa ahirettemi???