Dört damar gider beynimden içeriye
Her biri beni ayrı ayrı 'Derya'lara götürür
Sahte, yanılgılı, yanılgılı ve yorgun
Sabah sesleri gibi kimi zaman karışık, puslu
Kimi zaman, kimi zaman çocuk gözlerinde gördüğüm ışık gibi pırıl pırıl
Halden hale götürür beni
Hiç unutamam birinde, birinde kar yağıyordu
Oteldeydim..
Kalörifer peteğinin ısısı öyle etkiliyordu ki beni
İşte o kalörifer peteğinin ısısıyla buğulu olan camı elimle silip dışarıya bakıyordum
Günün yorgunluğu bir yana demeden kadehler ritmik dansın âhenkli hareketleri gibi dilim ve masa arasında gidip geliyordu
Sızmışım..
İşte, işte o sevdanı düş gördüğüm ilk gece ürktüm
Kalktım geceden
Resepsiyona o terli halimle garson su getirsin demişim telefonla
Yangın alevli, kızgın yüreğimle dil kurumuşluğumu söndüreyim diye
Su söndürmüştü belki ateşimi ama
Geceden gizleyememiştim korkumu
İnan, inan ikincisinde de kandırdın beni
Elini tutmuştum
Yağmur inceden çiseliyordu
Unutturdun beynimdeki kinciği
Akıttın beni yorgun günümün seline
Yine, yine odada kadehle cam arasında duvarlara türkü mırıldanırken sızdırdın beni
Bu, bu ne beladır ki
Gece yine ürkek ve titreyen bir halde soğuk terlerle kalktım!
Yine garsona su getirmesini söylemişim telefonda
O gece de rahatlatmıştı içtiğim su beni
Ne var ki sara nöbetleri gibi gelen bu ürkek kalkmalar da neyin nesiydi
Aslolan birşey vardı yıllardan beridir beni kemiren ama
Neydi, ne değildi
Yavrum üçüncüsünde de yine kandırdın beni
Çiçek açmıştı umutlarım
Yine korkulu ve ürkek kalkmıştım yataktan
İşin enteresan tarafı her zamanki garsonu kapıda görünce şaşırdım birden
İlkbaharın toprak kokuları vardı yüreğimde
İçtiğim su içimdeki sıkıntıyı, körlüğü, kırgınlığı ayıklayamamıştı belki ama
Dördüncüsünde düşümden içeriye ay ışığı yağıyordu
Benim dört damarlı, üçü sakat olan evladım Hasta'ya sesleniyorum
Üç damarınla beni kandırmayı başardın
Ama dördüncüsünde, ille de dördüncüsünde de kandıramıyorsun
Karanlıklar yok
Yok umutsuzluğun anlamsız tanımı
Yok yok ulan o dervişane yaşam yok
Yatalak bir hastanın son çare arayışıda değil bu sunduğum
Yok artık yok zıtlara rağmen yok
Zira yıllar bana bir şeyi öğretti
Ölüm benim nikahlı karım
Ölümsüzlükse nikahımdır..
Unutma..
Ölüm benim nikahlı karım
Ölümsüzlükse nikahımdır..