Asr-ı Saadette bir adam Peygamberimize (a.s.m.) gelerek şöyle dedi:"bana birşey öğret,ancak çok olmasın ki aklımda tutabileyim"
Resulullah(a.s.m) buyurdu: öfkelenme
sonra aynı adam soruyu tekrarladı.Resulullah da her defasında "öfkelenme,kızma" buyurdu."öfke şeytandandır şeytan ise ateşten yaratılmıştır.ateşte ancak su ile söner.öyleyse içinizden biri hiddetlendiği zaman hemen abdest alsın"
öfkelenen insanın öfkesinin gitmesi için "Euzübillahimineşşeytanirracim"söylemesinin gerektiğini ifade etmiştir..
bende bu önemli konuya değinen missx arkadaşımızın söylediklerine ek olarak kaynaklarıyla beraber bir kaç ekleme yapmak istedim. Umarım kabul buyurursunuz.
Öfke, ahlâkî eksikliklerdendir. İnsanda varolan gazab kuvvetinin ifrat derecesi olan öfke, bir âfettir. Öfke anında insan doğru düşünemez. Normal davranışlarda bulunamaz. Öfkeli olarak yapılan işler hep sonradan pişmanlık duyulan işlerdir. Bunun için "Öfke ile kalkan zararla oturur" denilmiştir.
Bir anlık öfke ile cinayet işleyenlere sık sık rastlanır. Öfke ev ve iş yerlerinde huzursuzluklara ve rahatsızlıklara sebep olur. İnsan, iradesini kullanarak öfkesini yenmeye, kendisini öfkelendirenleri bağışlamaya çalışmalıdır. Cenab-ı Hak;
"(O takva sahipleri) bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini tutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever" (Âl-i İmran, 3/ 134) buyurmuştur.
Peygamberimiz'e gelerek kendisine öğüt vermesini isteyen bir adama Resulullah (s.a.s); "Öfkelenme!" demiş ve bu sözünü birkaç kere tekrarlamıştır (Riyazü's-Salihîn, I, 80).
Öfke anında Allah'a sığınmak ve öfkenin geçmesini istemek gerekir. Öfkeli birisini gören Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Ben bir kelime biliyorum ki, eğer şu adam o kelimeyi söylese muhakkak öfkesi geçer. O kelime: Eûzübillahimineşşeytânirracîm", sözüdür" (Müslim, Birr ve Sıla, 109).
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:
"Kuvvetli ve kahraman pehlivan, herkesi yenen kimse değildir. Kuvvetli ve kahraman pehlivan ancak öfke zamanında nefsine mâlik olan ve öfkesini yenen kimsedir" (Müslim, Birr ve Sıla, 107).
Peygamber Efendimiz bir başka hadisinde şöyle buyurmuştur:
Bir kimse öfkesinin gereğini yapmaya kadir olduğu halde öfkesini yenerse, Allah Teâlâ kıyamet gününde halkın gözü önünde onu çağırır, huriler içinden istediğini seçmekte muhayyer kılar" (Riyazü's-Salihîn, I, 80).
Kur'an-ı Kerim'de genellikle kâfirlerin müminlere karşı duydukları öfkeden bahsedilmiştir. Aksine müminler öfkelerini yenen insanlardır.
Peygamber Efendimiz, Cenab-ı Hakk'a sığınmayı öfkenin ilâcı olarak tavsiye etmiş, insanın kendi kendine telkinle ulaşacağı irade sağlamlığının onu öfkelenmekten kurtaracağına işaret etmiştir. Yine Peygamberimiz öfkeyi güç ve kuvvetin değil zayıflığın ve aczin alâmeti olarak görmüştür. Öfke nefse hâkim olamamanın işaretidir. Nefislerine hâkim olamayanların sonu ise hüsrandır. Müslüman, işlerini öfke ile değil; teennî, sabır ve yumuşaklıkla halletmelidir.
eren-gül hemşerim sana karşı öfkeli falan değilim asla..
ama genel olarak biraz asabi biriyim.ve bu kendimde en sevmediğim huyumdur..inşallah yenicem bir gün.