Züleyha'nın Yusuf'a Mektubu

Son güncelleme: 13.11.2022 10:21
  • Yusuf İle Züleyha Hakkında - Yusuf İle Züleyha Sözleri


    noimage

    Züleyha, kalbi acının anlamına dair sınırlarda dolaşmaya başlayınca Yusuf'a bir mektup yazmaya karar verdi. içindeki hallere tercüman olacak sözcükleri bulup da yusuf' a göstermek istedi. Dedi, her vasfın karşılığı bir sözcük var nasılsa. Bende halimi arz edeyim sözcüklerle Yusuf'uma.
    Papirüsten ezilmiş kağıdı, sivri kalemi aldı eline.
    Yusuf diye yazdı, namenin en başına, sayfanın tam ortasına.

    noimage

    İçinden binlerce Yusuf ses verdi.
    Ey içimdeki yıldızlar mütercimi, ölü olmayan kuşlarım benim
    Mısır'ın ruhuna mürekkebinin kokusunu uçuran Yusuf'um.
    Nil sularına dökülmüş kandillerin aydınlığı
    Gizli bahçelerden geçen yeşillerin ıslak çoğulluğu.
    Konuşan ağacım bana, konuşan ırmağım benim.
    Işıklı yağmurum.
    Gözlerimle gören ey, gözleriyle gördüğüm.
    Uyan kursağından Yusuf;uyan
    Geçmiş bimarım, rahnem uyan
    Çığlıksız şaha vuran,düşlerimden nehlendiremediğim
    D/ilimde patlıyor narın,yan
    Yusuf dedi züleyha, namenin tam ortasına, sayfanın başına.

    noimage

    İçinden bin Yusuf daha ses verdi.
    En derin kuyusunda kaybolduğum ey,
    Nil'in sesi geliyor, gelsin, sesim nil'e gitmiyor gitmesin.
    Sesi bana gelmeyen, sesim ona gitmeyen ey.
    Ukba zamanlardan inme az'ında telaşlı ısmarlanırım Yusuf yanıma
    Her y/anım bir/azHer y/anım bir/azar sus kadar
    Hoyrat kaderin kederinde kulaçlanırım
    Dönüpte yüz döktüğüm kuyularına, sahra yanımla kundaklandım
    Züleyha sayfanın ortasından devam etti, Yusuf, dedi.
    Ey kalbimle seven
    Ey kalbiyle sevdiğim.
    Muhabbeti kolay giyilir libas olmayan,
    Vahayı terk edip çölün rahmetine düşen defterim,
    Yitik tahtına gönlünce kurulan çöl misillemesi sevdiceğim,
    Dağ lalesi,Çöl çiçeği
    Ah benim yitik ezel gülü vasfınca sahiplendiğim, ah beni ezel gülü vasfınca sahiplenip de sahiplendiğini henüz bilmeyen sevgilim,
    Ey nur kokulu sevgili!
    Eylül çölüne soyundu baskın avazlarım
    Az'ınlık yanıma dayatırım, yaşam arası gevelenen mülteci Yusuf savaşımı
    Kuyularda leyl esen Yusuf yüzüne açtım pencerelerimi
    Zihnimin kursağına aç/ık bırakırım, çekilmiş soluğumu
    Kabzeliğine cür'etim içimin şulesinden
    Kuyularına yedi-i idam perdedar eyler semm övgüleri
    Gözlerin feri kurban ağıtlara
    Dönüpde kuyulara bir dem vurdum yüzümüİmge lal eserim esaretliğime
    Ah benim! Ah benim!
    Ey adı gelecek zamanların ve mekanların insanlarına adımla bile kalacak olan,
    Ey adım adıyla bile yazılacak olan
    Sularıma dökülen karanlık, yoklarımı örten aydınlık
    Tezatlarım benim , benim tekrirlerim
    Ama muhabbetinden asla rücu etmediğim
    Gün geçtikçe çoğalan benzetmelerim,
    Sözcüklerim, lügatim, lisan hacmimce vasıflandırdığım vasfım
    Yusuf dedi Züleyha, sayfanın ortasına. Hala hitaptaydı kalemi, bir satır ileri geçemedi.
    Leyl-i gecelere kuyu uğultusunda esen terk-i yar Yusuf
    Uğultularına Züleyha avazı varırım..Musalla taşına ağır yatar ruhum
    Akşam alacasına çengellenir, çarmığa gerilen kangren başım
    Dönüpte kalma Yusuf, dönüpte kalma içine bükülen Züleyha alacasında
    Söylemlerim paslı pranga dilime
    Bakıpta, susupta görme kıble sabahlara açan yediverenlerimin devrilişini
    Us'uma sekr'i koyulur göçüm
    Leyl_i yanım;uzak dur keskinliği rahne virajlardan
    Kahbe suallerin dinmeyen serzenişlerinde tutuşan hasretler,

    noimage

    yazgımın bitim fermanına felç indiriyor
    Yakup figanında s/arıyorum
    Kuyu diplerinde içimin dokunulmazlına uzlet kılınan devirlerimi
    Gittim kaldığım yerlerde an/ımsanarak
    Kaldım gittiğin kadar az/ımsanarak
    Penceremin nispet-i in'kas yüz'üme Yusuf düşen leyl-i yar

    noimage

    Bir satır ileri geçsem hitaptan, dedi, yanacağım. Ses verdi içinden bir ses: yan o zaman, yan o zaman!
    Züleyha devam etti:

    noimage

    Ah benim yusuf' um , ah benim, ah/senim, dedi, başka bir şey diyemedi.
    Sus Yusuf b/akışlım susPustum Yakup karanlığına
    Züleyha olmak yetmedi özüme, Yakup sardım ben'liğime
    Elest meclisinde söz verdimYusuf'luğuma astım ruhumu
    O vakte kadar susacak özüm
    Gönül derler ser-i kuyunda bir divanemiz kaldıYusuf
    Züleyha Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca. Yusuf diye başladı, Yusuf diye bitirdi.gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın namesinde ser-nameden öte kelam yok.ve züleyha' nın lügatinde Yusuf'tan öte sözcük yok.
    Yusuf, dedi, kelamım artık sende hükümsüz. Ama kelamımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelamdan da ötede sadece ah var, ah ki dünya onun üzerine durur, gök kubbe onun hararetiyle döner.

    -alnımın yazısı olduğun kadar alnının da yazısıyım

    noimage
    alıntı

    [main-arkaplan-muzik]283[/main-arkaplan-muzik]
#09.05.2010 12:47 1 0 0
  • Emeğinize sağlık değerli arkadaşım;çok güzel bir paylaşım...
#09.05.2010 13:26 0 0 0
  • paylaşım için teşekkürler
#09.05.2010 16:30 0 0 0
  • emeğine sağlık harika ollmuşş
#09.05.2010 16:36 0 0 0
  • teşekkür ederim :)
    ilk kez denedim güzel oldu sanırım
#09.05.2010 18:59 0 0 0
  • Alnımın yazısı olduğun kadar alnının da yazısıyım

    Herhalde bu sözler insan hayatina son noktayi koyan sözlerdir sevgi adina sevdalar adina...
    Yüreginize saglik manevi acidan icerik olarak zengin bir calisma....
    Tskler...
#10.05.2010 13:52 0 0 0
  • yazgımın bitim fermanına felç indiriyor
    Yakup figanında s/arıyorum
    Kuyu diplerinde içimin dokunulmazlına uzlet kılınan devirlerimi
    Gittim kaldığım yerlerde an/ımsanarak
    Kaldım gittiğin kadar az/ımsanarak
    Penceremin nispet-i in'kas yüz'üme Yusuf düşen leyl-i yar
#10.09.2010 23:11 0 0 0
  • muhteşemmm..<3
#03.05.2011 23:19 0 0 0
  • Paylaşım için Teşekkürler Ellerine Emeğine Sağlık
#13.11.2022 10:21 0 0 0