Kaygı Nedir?

Son güncelleme: 08.06.2006 14:57
  • Kaygı



    Kaygı, yaşamımızın normal ve çoğunlukla da olumlu bir parçasıdır. Orta-1e giden bir çocuğun bir resmi tamamlamasını, fen projesini yapmasını sağlayan ya da liseli bir öğrenciyi İngilizce sınavı için fazladan yarım saat çalışmaya zorlayan kaygıdır.

    Ancak fazla kaygı yaşamı olumsuz etkiler. Böyle bir durumda çocuğun akademik gelişimi ve toplumsal gelişimi sekteye uğrar. Hatta bazen tamamen durur. Kaygı, yarardan çok zarar vermeye başladığında ne yapacağınızı bilmek, insanı ileriye götürebilecek ya da uçuruma itebilecek bu güçlü duyguyu sağlıklı bir şekilde kontrol etmek size ve çocuğunuza faydalı olacaktır.

    Hemen herkes kaygı terimi ve neler hissettiğini bilir. Çocukların kaygıyı korkudan ayırt etmesi çok zordur. Ancak genellikle kaygı, gelecekteki olaylara tasalanmak olarak kabul edilir. Korku ise tam tersine, yaşanan bir duruma (bir hayvandan, sınıfın önünde konuşmak gibi durumlarda) gösterilen tepkidir. Kaygı uzun süreli bir duygu olabilir; örneğin çocuk, notlrı ve arkadaş sayısı ne olursa olsun okuldaki durumu hakkında kaygılıysa, iyi bir öğrenci olup olmadığı, öğretmeni ve arkadaşları tarafından sevilip sevilmediği hakkında daima belirsizlik yaşabilir. Kaygı sadece belirli durumlarda da (örneğin sınavlarda) ortaya çıkabilir.

    Sonucunu kestiremediğimiz durumlarda kaygılı olmak normaldir. Beynimize tehlike için hazır ol mesajı veren kaygıdır. Farklı insanlar aynı duruma farklı yoğunlukta tepki verebilir.

    Kim olursanız olun ya da aileniz nasıl yaşarsa yaşasın, eğer kaygı çocuğunuzu okulda temel bir işi yerine getirmekten alıkoyuyorsa, gereğinden fazla demektir. Bu, bazı çocuklar için yapacakları ve herkesin kendilerine güleceği korkusuyla parmak kaldırmalarını engelleyecek güçte bir kaygı olabilir. Bu yetişkine önemsiz şeyler gibi gelebilir; ama bir çocuğun küçük bir olay için duyduğu kaygı tüm gününü kaplarsa, bu durumla ilgilenme zamanı gelmiş demektir.

    Ayrıca ilköğretim çağındaki bir çocukta şunlara da rastlanabilir:

    q Sık sık okula gitmeyip evde kalmak istiyorsa

    q Uyumakta güçlük çekme ve ana babasının yanında kalmasını isteme

    q Sınav sırasında veya okul piyesinde nasıl görüneceği gibi henüz gerçekleşmemiş olaylar hakkında aşırı bir endişe.

    q Ödev teslim tarihini aşırı sorun yapma

    q Ödevlerin kalitesi hakkında sürekli kaygı duyma

    q İnsanların içine çıktığında ana babasının yanından ayrılmama

    Bir çocuğun aşırı kaygılı olmasının bir çok nedeni vardır.

    q Ana babanın beklentilerinin çocuk için ulaşılamaz olması

    q Arkadaşları tarafından reddedilme

    q Yeni bir arkadaş grubuna girme

    q Yargılanma korkusunun yerleşmesine yol açan sürekli eleştiri

    q Kendileri de kaygılı olan ve farkında olmadan çocuklarına da öğreten ana babalar

    NASIL YARDIM EDİLEBİLİR?

    Kaygılı bir çocuğa yardımcı olmanın en önemli ve etkili yollarından biri çocuğun söylediklerini gerçekten dinlemek ve anlamaktır. Aktif dinleme tekniği bu konuda yardımcı olabilir. Bu tekniği kullanırken şunları yapmalısınız:

    q Çocuğunuzu onu kaygılandıran şey hakkında açıkça konuşmaya teşvik edin.

    q Konuşmasını asla bölmeyin, asla onun adına konuşmayın.

    q Söylediği veya hissettiği şeyler hakkında açıkça konuşmaya teşvik edin.

    q Asla Bu şekilde hissetmemelisin diyerek duygularını düzeltmeye çalışmayın.

    q Ara sıra başınızı sallayarak ve sessizce dinleyerek, söylediklerini anladığınızı ve saygı duyduğunuzu gösterin.

    Söylediklerini sakin bir şekilde dinleyip, hayatta birçok problemin olabileceğini ancak bunlarla başetmek için uğraşmak gerektiğini vurgulamanız, kaygının üstesinden gelmek için başlangıç noktası olabilir.

    Ayrıca sizi kaygılandıran sorunlarla nasıl başa çıktığınızı ona anlatabilirsiniz. Çaresizlik, kaygının temel etmenlerinin biridir ve en zor problemlerin bile çözümü olduğunu bilmek bu çaresizlik duygusunu yok etmek için iyi bir adım olabilir.

    q Hayal gücünü olumlu bir şekilde kullanmayı öğretin. Çocuklar kaygı yaratan bir durumla karşılaşınca, sakin ve hoş bir anıyı hayal ederek gevşemeyi çabucak öğrenebilir.

    q Kendisiyle olumlu bir şekilde konuşmayı öğretin. Hepimiz kendi kendimizle konuşuruz ve bu konuşma çoğu zaman olumsuz olur. Eğer çocuk kendi kendine Matematikte hiçbir zaman Ali gibi olamayacağım ya da Her zaman en düşük notu ben alırım gibi şeyler söylüyorsa, kaygı hissetmesi çok doğaldır. Kendi kendine Yapabileceğimin en iyisini yapacağım ve önemli olan da bu gibi olumlu şeyler söylemesi için yüreklendirin.

    q En çok kaygılandığı konuları size açması için teşvik edin. Bu kaygıları inceleyerek çözüm yollarını birlikte araştırın.

    Son olarak, fiziksel yakınlığın etkisini sakın küçümsemeyin. Kimi çocuklar için konuşmanın bir adım ötesinde, sarılma ve kucaklamalarla yanında olduğunuzu hissettirmeniz oldukça güven vericidir. Bu, birinci sınıfa giden bir çocuktan liseli gençlere kadar geçerlidir. Liseli çocuğunuz dizinize oturmak için çok büyük olsa da, kanepe yanına oturup sarılmanızı engelleyecek kadar küçük değildir.
#06.06.2006 11:47 0 0 0
  • kaygıyı gidermekte bir kaygı değil mi
#06.06.2006 19:40 0 0 0
  • cok guzel konuya deginmissin arkadas ama bu konu SAGLIK bolumune cok uyar
#07.06.2006 17:41 0 0 0
  • sağlık derken anlamadım da
#08.06.2006 14:57 0 0 0