Çocuklarına Baklava Tepsisinde Zehir Sunan Televizyonlara Meyve Suyu İle Eşlik Eden Ebeveynler

Son güncelleme: 14.03.2012 09:59
  • televizyon - televizyon izleme - televizyon izlemek - çocuklarda televizyon - televizyon alışkanlığı - televizyonun zararları

    TARİHSEL SÜREÇ EN İYİ AYNADIR

    Tarihte devletler arası ilişkilerin sevgi, saygı, hoşgörü, barış, kardeşlik, hakça bölüşüm ve yardımlaşma esasıyla değil; savaş, istila, ele geçirme, savunma, yönetme, haraç, vergi anlayışına göre yürüdüğü bilinmektedir.

    Birkaç istisna dışında tüm toplumların adeta genlerine işleyen bu anlayışın 1900'lü yıllardan itibaren birden yok olup gittiğini söylemek imkansızdır. O nedenle, bunun yerine son asırda istila etmek ve yönetmek konusunda sadece yol ve yöntem değişikliğine gidildiğini söylemek en doğru analiz olacaktır.

    SON YÜZYILDAKİ BÜYÜK KEŞİF: ALGI YÖNETİMİ

    Son yüzyılda özellikle sömürgeci devletler toprak mülkiyetini ele geçirmeye dayalı fiili operasyonların çok maliyetli olduğunu, bir bakıma tutulan balığın ürkütülen kurbağaya değmediğini görmüşler; ardından yeni anlayışlar ve düşünce konseptleri geliştirme arayışına girişmişlerdir.

    Özellikle toplum bilim (sosyoloji) ve insan bilimlerdeki (psikoloji) gelişmelere bağlı olarak, "kaba kuvvetle" toprakları yönetmek yerine "ince taktiklerle" o topraklarda yaşayan kişilerin algılarını ve tepkilerini yönetmenin hem daha az kanlı, hem daha az masraflı (bedelli), sonuçta aynı sonucu doğurduğu için daha fazla karlı olduğunu keşfetmişlerdir. Kanaatimce bu keşif sonuçları bakımından Amerika kıtasının yahut ampulün keşfi kadar önemli olmuştur.

    TELEVİZYONUN GÜCÜ

    Algı ve tutum değişikliğinde pozitif uyarıcıların büyük önemi vardır. Bu uyarıcıların pozitif olması yanında hem işitsel, hem görsel yollarla güçlendirilerek verilmesi, ayrıca bu verme işinin periyodik aralıklarla sürekli tekrar edilmesi (telkin faktörü & aralıklı pekiştirme) arzu edilen sonucun daha kısa sürede elde edilmesini sağlar. Bu şartların tamamını tek çatı altında mümkün kılan en etkili iletişim aracı televizyondur.

    Konuyla ilgili tarihsel süreci, bu hususta edinilmiş genel eğilimleri ve diğer gerçekleri bir arada düşündüğümüzde kişisel ve ulusal çıkarların hala savaş sebebi olmaya devam ettiği günümüz dünyasında algıları, haliyle tutumları, en nihayetinde de toplumları yönetmenin en pratik yolu olan televizyonun dışarıdan hiç bir müdahaleye ve yönlendirmeye maruz kalmadığını, tamamen kendi ticari çizgisinde bağımsız olarak fonksiyon icra ettiğini düşünmek herhalde fazla safdillik olacaktır. Unutulmamalıdır ki televizyon salt ticari bir argüman değil; aynı zamanda nükleer silah kadar önemli bir stratejik araçtır.

    SHOW TV. ÖRNEĞİ VE KİŞİ İÇİN GERÇEK, ALGILADIĞIDIR GERÇEĞİ

    Show Tv. Türk Malı, yeni yayına girecek olan Uzay (Türklerin Uzayla İmtihanı), Liseli öğrencilerin oynadığı (zekama hakaret olarak telakki ettiğim, dolayısı ile izlemediğim için ismini bilmediğim) dizilerle, ve hatta, şimdilerde Star Tv'ye geçen Muhteşem Yüzyıl filmiyle toplumun Türk ve Türklük algısını bozmakta, kimliğinden ve geçmişinden övünç yerine utanç duyulmasına yol açacak bir algısal zemin oluşturulmaya çalışılmaktadır.

    Tüm bu ve benzeri dizilerin peş peşe ve aynı kanalda yer alması bir rastlantıdan çok, sinsi bir projenin devreye konulduğunu düşündürmektedir.

    TÜRK MALI DİZİSİ

    Türk Malı dizisiyle sıradan / tipik Türklerin kaba, konuşmayı bilmeyen, mantıksız, cahil, kültürsüz ve yoz kişiler oldukları mesajları verilmekte, özellikle köklerinden büyük ölçüde kopmuş yeni kuşakta kendi kültürüne ve insanlarına karşı aşağılık kompleksi duymaları sağlanmaya çalışılmaktadır.

    UZAY DİZİSİ

    Uzay dizi filminin tanıtım repliğinde de aynı şekilde kökleri geçmişten ve haklı gerekçelerle beslenen saygın Türk ve Türklük algısıyla "güldürme ve komedi" süsü verilerek fütursuzca oynanmakta; Türkler başarıya aç, saçma duygusallıkları olan, kontrolsüz tepkili, dengesiz jest ve mimikli, uçuk tipli, itici, ham ve yoz kişiler olarak lanse edilmektedir.

    LİSE ÖĞRENCİLİ FİLMLER

    Okul yaşantısı, sınıf ortamı, ikili ilişkiler ve öğretmenle diyaloglar gerçekte olduğundan çok uzak, özellikle laubali ve son derece yoz bir havada yansıtılarak gençlere olumsuz rol model örnekleri sunulmaktadır.

    Aile ve akraba ortamında izlenebilen bu filmlerde aslında komik sahnelere gülündüğünü gören pek çok genç, özellikle ilgi ve dikkat çekmeye eğilimli oldukları bir dönemde bu modelleri örnek alacak, kısa sürede bunu diğer gençler izleyecek, böylece kimlik bunalımının yaşandığı, gel - gitlerin ön planda olduğu böylesi hassas bir süreçte gençlerin özgün kişilikleri ikinci plana itilerek yerine özenti ve züppe karakterlerin yerleşmesi sağlanmış olacaktır.

    Sunulan olumsuz rol / model figürleri neticesinde ve "özenti" yoluyla edinilen "züppe" bir karakter zemini ukala, pişkin, yoz, haylaz, hazcı vb. uçarı özellikleri besler; duyarlılık, erdem, insancıllık, hümanizm, bilinç, sevgi, kültür, milli duygular gibi vasıfların ise öldürücü zehiridir. Özenti ve züppeliğin filizlendiği bir ruhsal tarlada bu vasıfların yeşermesine, yeşerse bile serpilip büyümesine olanak yoktur.

    PSİKOLOJİK OPERASYON YAPILIYOR

    Toplumları kültürel açıdan zorla asimile etmek suç sayılmaktadır. Ancak günümüzde bu operasyonda askeri baskı yerine televizyonlar vb. argümanlar kullanılmakta, silah yerine komedi dili (narkoz) ile bu iş hissettirilmeden yapılmaktadır.

    Toplumun normalde kızma, eleştirme, uzaklaşma vb. tepkiler vereceği konular güldürme ve komedi tekniğiyle ambalajlanmakta, böylece kişilere kızacakları şeylere bilakis gülerek tepki vermeleri öğretilmektedir.

    Bu süreç ile kişilerin milli hassasiyetleri törpilenmekte, duygusal ve algısal savunma mekanizmaları kırılmakta, sonunda ila nihaye açılacak bu yolla millet ve toplum olma bilinci / kültürü kökten dinamitlenmektedir.

    Diğer önemli bir husus, Türk deyince dizidekiler gibi patolojik tip ve karakterler bilince gelecek, bu kişilere uyanan negatif duygular kısa sürede Türklere sirayet etmeye başlayacaktır. Burada psikolojideki zamanda yakınlık, şartlanma, çağrışım ve duygusal genelleme ilkeleri kullanılmaktadır.

    SONUÇLARI ÜLKE GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR

    Bunlar ve benzeri mesajlar söz konusu algıları bozan, özellikle çocuklarda ve gençlerde aşağılık kompleksi oluşturan, böylece kendi kimliğinden utanarak hızla uzaklaşmayı, en sonunda da öz kimliğini tamamen reddetmeyi getirecek olan sinsi propagandalardır.

    Velhasılı, "Özgüven azlığı diyerek bencillik, komedi kılığıyla da züppelik öğretiliyor."

    Psikolog
    İzzet Güllü

#14.03.2012 09:59 0 0 0