Panik Atak Teşhis Tedavi ve Klinik Seyri

Son güncelleme: 17.04.2012 15:53
  • Panik Atak - Panik Atak Tedavi - Panik Bozuk


    Tipik olarak , panik bozukluk başlangıcında kişiler, gündelik hayatın sıradan bir işiyle uğraşırken birden, kalpleri gümbürdemeye başlar, nefessiz kaldıklarını hissederler.Başları döner, bayılacak gibi hissederler ve öleceklerini, ya da akıllarını kaybettiklerini sanırlar.Bir kitap okuyor, restoranda yemek yiyor, banyoda yıkanıyor, araba kullanıyor, veya konser dinliyor olabilirler. Ani ve güçlü bir korku, yaklaşmakta olan bir felaket hissi benliklerini sarar.Hastalar, genellikle, bu korkunun kaynağını bulamazlar,kafaları karışık durumdadır ve konsantre olmakta güçlük çekerler.Fiziksel bulgular genellikle çarpıntı, kalp atışlarının hızlanması, nefessiz kalmak, göğüste baskı, terleme şeklindedir.Bulundukları yeri terk etmeye yardım almaya çalışırlar, genellikle, en yakın acil servise koşarlar.

    Acil servisteki rutin testler , EKG ve fizik muayene hastanın bedensel bir hastalığının olmadığını gösterir.

    Atak, genellikle 20-30 dakika, nadiren bir saat sürer. Ataklarının bütün gün sürdüğünü söyleyen kişiler, ya atağın ana bölümü geçtikten sonra saatler süren bir yorgunluk ve huzursuzluk yaşıyorlardır,veya dalgalar şeklinde birbirini izleyen ataklar geçiriyorlardır.Ya da, o kadar şiddetli bir beklenti ankzietesi(atak olursa korkusu) yaşıyorlardır ki , bu ,ana atakla birbirine karışıyordur.

    Kişi, kalpten veya solunum yolu hastalığından öleceğine inanır, sık sık acil servislere gider.Panik bozukluğun %20'sinde bayılma yaşanabilir.

    İlk atak genellikle rutin aktiviteler sırasında gelse de, öncesinde yaşanmış olan olaylar söz konusu olabilir. Örneğin, ilk atak, kişinin ya da yakınlarının yaşadığı bir hastalık,veya, kaza sonrasında, yakın bir ilişkinin kaybında, veya, aileden ayrılma sırasında(ör:şehir dışında okula veya işe başlamak, evlenip uzağa taşınmak vs.) ortaya çıkabilir.

    Ataklar, doğum yaptıktan hemen sonra da (postpartum) başlayabilir.

    Bazen, bir tıbbi hastalık ya da uyuşturucu kullanımı ilk atağı tetikler, ör:hipo/hipertiroidizm sırasında, ya da LSD, mushroom gibi uyuşturucu kullanımı sırasında ilk atak başlar, ancak, sebep olan faktör ortadan kaldırıldıktan sonra bile panik bozukluk sürebilir.

    Agorafobili hastalar, yardım almanın zor olacağı durumlardan/yerlerden kaçarlar.Yanlarında bir yakınları olmadan, kalabalık sokaklara, alışveriş merkezlerine, kapalı alanlara girmek istemezler.Şiddetli vakalarda, hasta, evini terkedemez duruma gelebilir.



    Hastalığın Seyri:



    Panik bozukluk genelde kronik bir hastalıktır , ancak kişiden kişiye farklılıklar görülebilir.

    Uzun vadede hastaların %30-40 kadarı hastalık bulguları taşımaz, %50 kadarı, hayatlarını etkilemeyecek düzeyde hafif bulgular taşımaya devam ederler. %10-20 kadarı da hastalığı taşımaya devam eder. Ancak, bu sonuçlar, tedavi gören ve görmeyen guruplar birbiriyle kıyaslanarak elde edilmemiştir;dolayısıyla, tedavi gören kişilerde bu yüzdelerde olumlu yönde artışlar beklemek mantıklıdır.

    Panik atak sıklığı ve şiddeti değişebilir.Ataklar, günde birkaç kere, veya, ayda birden az olabilir.

    Hastalar, şikayetlerini gizlemeye, sır olarak saklamaya eğilimlidirler.

    Hastaların %40 ila 80'inde depresyon gelişir ki, bu durumu daha karışık hale sokar. %20 ila 40'ında alkol ve madde bağımlılığı gelişir. Bazı hastalarda obsesiv-kompalsiv bozukluk da gelişebilir.

    Tedavi ile bu gidişatı dramatik bir şekilde değiştirmek mümkündür.





    Teşhis:



    Öncelikle , panik atakla karışabilecek fiziksel hastalıklar araştırılmalıdır. Tam bir fizik muayene(dahiliye muayenesi), kan testleri ve EKG yapılmalıdır.Nörolojik şikayetler gerektiriyorsa nöroloji muayenesi de yapılmalıdır.

    Bu testler temiz çıktıysa psikiatrik tedaviye başlanmalıdır. Teşhis, bir psikiatristin, hasta ile yaptığı klinik görüşme ile konulur.



    Tedavi:



    Tedavi ile, hastalarda çok belirgin düzelme görülür.İki çeşit tedavi kullanılır: İlaç tedavisi ve terapi.İlaç tedavisinin 8-12 ay sürdürülmesi önerilir.İlaç tedavisinin, terapi ile birlikte yapılması başarıyı çok arttırır.



    1.İlaç Tedavisi: Sebepler bölümünde tartıştığımız gibi, panik bozuklukta, sinir sisteminde kimyasal düzensizlikler de görülmektedir.Sinir sistemi aşırı bir aktivasyon halindedir. Bu durumu normalleştirmek için ilaç kullanımı pek çok vakada gereklidir.

    a)SSRI'lar: Paroxetine(Seroxat,Paxil),Sertralin(Lustral,Zoloft ),Fluvoxamine(Faverin),Fluoxamine (Prozac) gibi ilaçlar bu guruptandır.Psikiatrist, vakanın durumuna göre ilaç seçimini yapar. Dozlar, kademeli olarak arttırılmalıdır. İlaçların etki etmesi 4-6 hafta alabilir.

    b)Benzodiazepinler: Xanax, Ativan, Rivotril gibi ilaçlar bu guruptandır.Kontrollü maddelerdir.Etkiyi hemen gösterirler.Genellikle, SSRI'lara ek olarak kullanılırlar.Madde bağımlılığı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

    c)Trisiklik Antidepresanlar. Anafranil, Tofranil bu guruptandır.Yan etkileri daha fazla olabileceğinden, SSRI'lar kadar sık kullanlmazlar.

    d)MAOI'lar.


    2. Terapi: Panik bozukluğu olan hastaların stresli olaylarla karşılaşmış olma olasılıkları daha yüksektir,özellikle,'birini kaybetme' gibi. Stres yaratan psikolojik olayların sinir sisteminin yapısını değiştirebileceğini destekleyen araştırmalar vardır.Araştırma sonuçları göstermiştir ki panik bozukluk ile çocukların 17 yaşından önce yaşadıkları ebeveyn ayrılmaları ve ölümleri arasında kuvvetli bir bağ vardır.Erken yaşta anneden ayrılmanın babadan ayrılmaya oranla daha fazla panik bozukluğa yol açabileceği düşünülmektedir.Psikanalitik görüşler,agorafobiyi açıklarken çocuklukta yaşanan ebeveyn kaybı ya da ayrılma endişesini vurgularlar: toplu alanlarda tek başına olmak, terk edilmekle ilgili çocukluk ankzietesini (endişe) canlandırır. Aynı zamanda, ankziete, ebeveyn davranışını örnek alarak da öğrenilebilen bir olgudur. Aile içinde olaylar endişe ve panik ile yaşanıyorsa, sürekli olumsuza odaklanma ve en kötüyü bekleme alışkanlığı varsa, çocukların bunu kopyalama olasılığı artar.Paniğin bulaşıcı olduğunu unutmayın. Kişinin, duyguları nasıl ele aldığı, nasıl çözümlediği de çok önemli bir faktör. Kişi, duygularını baskılıyor olabilir. Bu en çok, kızgınlık, öfke, hoşnutsuzluk, üzüntü gibi olumsuz ve yoğun duygularda yaşanan bir durumdur.Ancak, duygular, siz onları yok sayıyorsunuz diye yok olmazlar ve duygusal olarak çıkamıyorlarsa başka bir kanaldan çıkış yolu bulurlar ki, bu en çok bedensel şikayetler şeklinde olur.Örneğin, panik atağın bedensel bulguları şeklinde.

    Duyguları baskılamak çeşitli sebeplerle yapılıyor olabilir; çocuklukta kızgınlığın ifade edilmesi yasaklanmış olabilir, 'iyi çocuk' olmayı hedefleyen, ebeveynlerinin onayını bekleyen çocuk, onlara karşı kızgınlık duymayı kendine yasaklamış olabilir.Tabi bu yasak ve gizli öfke beraberinde suçluluk duygusunu ve cezalandırılmak gerektiğine dair bir inancı da getirir.İnsanın kendini cezalandırması için panik ataktan daha mükemmel bir yol olabilir mi?

    İnsan bazen, güçlü olabilmek sağlam kalabilmek adına da duygularını baskılamaya gidebilir.Güçlü olabilmek adına ve güvenemediği için, yakın ilişkilerden (derin,anlamlı,kişinin kendini açabildiği ilişkiler) uzak duruyor olabilir.Ancak, bir an gelecektir ve kişi, kendini yalnız kalma korkusu içinde sıkışmış bulacaktır.İşte o an panik atak şeklinde kendini gösteriyor olabilir.

    Çağdaş psikiatri, hastalıklara, bio-psiko-sosyal açıdan bakar.O nedenle hastalığın biolojik boyutunu ilaç tedavisi ile kontrol ederken, psikolojik boyutunu terapi ile ele almak gerekir.

    Terapi, 'Dinamik psikoterapi' ve 'Kognitiv-davranışsal' terapinin kombinasyonu şeklinde yapılabilir. Yani, bir yandan, hastalığın duygusal boyutu incelenir, hastanın yetişme tarzı, duygıları ele alış tarzı, ilişkileri araştırılır, bir yandan da kaçınılan , korkulan durumların bir listesi hazırlanır ve adım adım, hasta, bu durumlarla yüzleşebilecek noktaya getirilir .

    Terapi ile, kişi, bazı bakış açılarını, davranış tarzlarını inceleyip, gerekli yerlerde bunları törpüleyip şekillendirmeyi öğrenecektir.Dolayısı ile paniğe yol açan durumlarla daha iyi mücadele etmeyi başaracaktır.
    ALINTIDIR

#17.04.2012 15:53 0 0 0